Başdanışman'dan BDP ve seçim sonuçları raporu!
Abone olSeçim sonuçlarını BDP ve Kürt siyaseti üzerinden analiz eden Başdanışman Yalçın Akdoğan, BDP-HDP ortaklığının performansını değerlendirdi...
İNTERNETHABER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Başdanışmanı ve
Starsi yazarı Yalçın Akdoğan,
seçim sonuçlarını analiz ettiği yazısında BDP-HDP
ortaklığının perfomansını değerlendirdi. Kürt siyasetinin çözüm
sürecinde aldığı tutumu seçimler üzerinden yorumlayan Başdanışman
BDP'nin aldığı sonucun kendi hedeflerinin gerisinde kaldığını
savundu.
BAŞDANIŞMAN'DAN SEÇİMLER VE BDP RAPORU!
BDP'nin oylarında beklenen artışın yaşanmamasının iki sebebi olduğunu kaydeden Akdoğan ilk sebebin çözüm sürecinin oluşturduğu "huzur ve güven ortamı" olduğunu yazdı. Akdoğan diğer sebep olarak ise BDP'nin metropollerdeki oylarının iddialı olmadığı için başka partilere kayması kendi oylarını mobilize edememesini vurguladı.
İşte Akdoğan'ın yazısındaki ilgili bölüm:
BDP BÖLGEDE KAZANDI AMA TÜRKİYE'DE
HEDEFİNE ULAŞAMADI
Seçimlerde BDP (ve HDP’nin) toplam oyunda genel seçime göre bir düşme olduğu söylenebilir. BDP yine bölgede bir çok belediyeyi kazandı, ancak Türkiye ortalaması, beklentisinin gerisinde kaldı. Aslında BDP (HDP) yönetimi tabanına verdiği mesajda bunu Türkiye genelindeki oylarını görebilecekleri bir seçim olarak algıladıklarını, çıkacak toplam sonuca göre milletvekilliği seçiminde barajı geçip geçemeyeceklerini test etmek istediklerini belirtmişti. Ancak beklentileri karşılık bulmadı.
KÜRT SİYASETİNİ SEÇİMLERDE ZAYIFLATAN
İKİ ANA SEBEP
Tahminimce iki ana sebeple BDP daha düşük yüzdelerde kaldı.
Birincisi, çözüm sürecinin sağladığı huzur iklimi daha önce devrede
olan baskı, tehdit ve gerilimi önemli ölçüde devre dışı bıraktı.
Gerilim siyasetine alışan ve baskıyla güç devşiren BDP istediği oy
yüzdesine ulaşamadı.
İkincisi diğer bölge ve şehirlerde iddialı olmadığı için oyları
başka partilere kaydı, kendi oylarını mobilize edemediler.
Diyarbakır, Van, Mardin gibi birçok şehirdeki sonuçlar, BDP’nin
beklentisinin çok gerisinde kaldı.
BDP'NİN DEMOKRATİK SİYASETİ ÖZÜMSEMESİ
KAÇINILMAZ
Haddizatında Ağrı dışında bölge genelinde seçimin sorunsuz geçmesi
hangi parti başarılı olursa olsun sevindirici bir durumdur. BDP’nin
demokratik siyaseti özümsemeye, bu yolu tek seçenek olarak görmeye
başlaması kaçınılmazdır ve yaşanan seçim bu noktada olumlu bir adım
olarak görülebilir.
Seçim sonrasında kıpırdanmaya başlayan örgütün illegaliteyi ve
çatışmayı kaşımaya başlaması Öcalan’ın vurguladığı demokratik
siyaset ve bu yolda önemli başarılar kazanan BDP için kötü bir
durumdur.
PNN'NIN TEKRAR HAREKETE GEÇMESİ
TEHLİKELİ BİR OYUN
PKK, Diyarbakır Bingöl karayolunda araç yaktı, Şemdinli’de askere
taciz ateşinde bulundu, Doğubeyazıt ve Lice’de izinsiz gösteriler
yaptı, Dargeçit’te petrol arama kuyusuna saldırdı. Örgütün tekrar
hareketlenmeye çalışması tehlikeli bir oyundur.
Bir yanda Öcalan ‘silah devri kapandı’ diye demokrasi mesajları
verirken, öte yanda örgütün silah baskısını devreye alması büyük
bir tenakuz oluşturur.
Çözüm süreci dayatma ve şantajlarla yol alacak bir süreç değildir.
Siyaset kurumunun yürütmesi gereken tartışma zeminini çatışma
zeminine kaydırmaya, silahın dayatmasıyla siyaseti şekillendirmeye
çalışmak büyük bir yanlış olur. ‘Tasfiye’, ‘oyalamaca’,
‘kandırmaca’ gibi söylemler gerçek durumu kesinlikle izah
etmemektedir.
Bu aynı zamanda siyasetteki aktörlere güvenmeme, siyaseti kendi
haline bırakmama görüntüsü oluşturur. BDP’yi ve bölgede elde ettiği
görece başarıyı anlamsızlaştıran bu duruma öncelikle BDP’lilerin
tepki göstermesi gerekir.
Sürecin ruhu, söylem merkezinin Kandil’den siyaset kurumuna kayması
gerektiğini göstermektedir.
ÇÖZÜM SÜRECİ SEÇİMİN KIRILGANLIĞINA
YENİLMEDİ
‘Silahlar sussun, fikirler konuşsun’ zeminini baltalayanlar sadece
kendileri kaybederler. İradesini daha yeni ortaya koymuş olan bölge
halkı da iradesine gölge düşüren bu tür sabotajları hoş
karşılamaz.
Çözüm süreci, seçim atmosferindeki polemiklerin ürettiği
kırılganlığa yenik düşmemiş ve daha büyük umutlarla derinleşmiştir.
Umutları geliştirecek olan da meselenin asıl sahibi olan
siyasetçilerdir.