Başbuğ ve Özbek'e suç duyurusu
Abone olVan'da 'Hukuka Saygı Platformu'na mensup bir grup avukat HSYK Başkan Vekili Özbek ile Genelkurmay Başkanı Başbuğ için suç duyurusunda bulundu.
Van, Hakkari, Bitlis barolarına mensup avukatların bir araya
gelerek kurduğu 'Hukuka Saygı Platformu' Urartu
Oteli'nde bir basın toplantısı düzenledi. Platform üyeleri adına
açıklamayı yapan Avukat Mücahit Karabulut, Türkiye'de son
zamanlarda kamuoyuna yansıyan önemli soruşturma ve kovuşturmalar
olduğunu belirtti.
Yürütülmekte olan bu soruşturmalar ve kovuşturmalar hakkında üst
düzey yargı mensupları ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları
tarafından yargıya müdahale anlamına gelebilecek açıklamalar
yapılmakta olduğunu kaydeden Karabulut, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un yazılı ve görsel basında yer alan
açıklamalarının, TCK'nın 277. ve 288. maddelerinin ihlali
niteliğinde olduğunu söyledi.
Orgeneral Başbuğ'un mevcut bir davada sanık sıfatıyla yargılanan
Orgeneral Saldıray Berk'e 'Kefilim' söyleminin hukuk ve yargılama
sistemi adına vahim bir durum olduğunu vurgulayan Karabulut,
"Orgeneral Başbuğ'un, 'Ona kefilim' söylemi bize daha önce
Şemdinli Davası'ndaki 'İyi çocuktur' sahnesini
hatırlatmaktadır" dedi.
HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek'in ise ofisinde arama yapılan
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nı arayarak,
'İlgileniyoruz' gibi ifadeler kullanmasının,
soruşturmayı yürüten Erzurum Özel Yetkili Savcısını aramasının,
savcının sicilini sormasının, konumu ve yetkileri gözetildiğinde
TCK 277. ve 288. maddelerinin ihlali niteliğinde olduğunu belirten
Karabulut, 'Yargı görevi yapanı etkileme ve adil
yargılamayı etkileme unsurlarının mevcut' olduğunu
kaydetti.
Anılan hukuk ihlalleri karşısında ilgililer hakkında Hukuka Saygı
Platformu olarak suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden
Karabulut, "HSYK'nın kararları yargı denetimine açık
değildir. HSYK üyelerinin seçimi de demokratik hukuk devletinin
özelliklerini yansıtmamaktadır. Avrupa ülkelerindeki yapı dikkate
alınarak, HSYK'nın özgürlüklere daha uygun bir
kimliğe kavuşturulmasının gerektiğine inanıyoruz. Yargı
reformu ile Anayasa değişikliğinin yapılması elzemdir. Mevcut darbe
anayasasının halkın iradesine vurulmuş bir gem olduğunu
düşünüyoruz. Darbe anayasası ile yaşama ayıbına son vermek adına
hukuk devletinin ilkeleriyle ve prensipleriyle özdeşleşen, her
kesimin onurunun korunduğu, toplumsal tüm renklerin yer alacağı ve
seslerinin duyurulduğu demokrat bir anayasaya acilen ihtiyacımızın
olduğuna inanıyoruz" dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından toplu olarak otelden ayrılan
Hukuka Saygı Platformu Üyeleri, Van Adalet Sarayı'na giderek
Orgeneral Başbuğ ve HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek hakkında Van
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular.
ADANA'DA DA 100 AVUKAT ÖZBEK İÇİN SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNDU
Adana Barosu'na kayıtlı 100 avukat, HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek
aleyhine suç duyurusunda bulundu.
Şikâyet dilekçesini Adana Cumhuriyet Savcılığı'na sunan Avukat
Necmettin Şen, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından yürütülen soruşturma sırasında Özbek'in "Görevi kötüye
kullanma, yargı görevi yapanı etkileme, soruşturma gizliliğini
ihlal ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" maddelerine aykırı
davranış olarak değerlendirilebilecek fiillerde bulunduğunu
kaydetti.
Adana Barosu Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında
Şen, "Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından yürütülen soruşturmada Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı'nın makam odası aranmıştır. Bu sırada HSYK Başkan vekili
aramaya nezaret eden cumhuriyet savcısı ile telefon vasıtasıyla
konuşmuştur. Şüpheli, HSYK Başkan Vekili kendisine ait ses
kayıtları basına yansıdıktan sonra yaptığı bu telefon görüşmesini
doğrulamıştır" dedi.
Polis kamerasına yansıdığı kadarıyla HSYK Başkan Vekili ile
tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın, gözaltı olayından
bir gün öncesinde de konuştuğunun belirlendiğini hatırlatan
Necmettin Şen, bu görüşmenin Başsavcı İlhan Cihaner'in
"Başkanım, zaten size dün akşam söylemiştim"
cümlesinden anlaşıldığını vurguladı.
HSYK'nın, Başsavcı Cihaner`in gözaltına alınıp tutuklanmasının
ardından soruşturmayı yürüten Osman Şanal ve aramaya katılan diğer
iki savcının yetkilerini aldığını hatırlatan Şen, şüphelinin
davranışı ile HSYK'nın savcı yetkilerini kaldırma kararı arasında
bağlantı olduğuna dair kuvvetli şüphe doğduğunu vurguladı.