Başbuğ sivil mahkemede yargılanacak
Abone olİnternet Andıcı davasında 'darbeye teşebbüs'ten tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la ilgili Yüce Divan tartışmasını bitirdi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, İnternet Andıcı davasında 'darbeye teşebbüs'ten tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la ilgili Yüce Divan tartışmasını bitirdi.
Yargılamanın adlî mahkemede yapılacağına hükmetti. Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in itirazı, önceki gün tutuklamayı yapan nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi tarafından reddedilmişti. Dilekçe dün mahkeme heyetince de incelenip karara bağlandı. İsnat edilen eylemin 'anayasal düzene karşı işlenen suçlar'dan olduğu, şüphelinin sivil mahkemede yargılanacağı belirtildi. Yüce Divan'ın 'görev suçuyla' sınırlandırıldığı hatırlatılan kararda, darbeye teşebbüsün bu kapsamda değerlendirilemeyeceği vurgulandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, merakla beklenen kararını dün açıkladı. İnternet Andıcı ve Kaos Planı davası kapsamında 'darbeye teşebbüs ve terör örgütü kurmak ve yönetmek' iddiasıyla tutuklanan İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, görev ve tutukluluk yönünden mahkemeye itiraz dilekçesi vermişti. İtirazı önce tutuklamayı yapan nöbetçi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi incelemiş ve kararının yerinde olduğuna hükmetmişti. Bunun üzerine itiraz dilekçesi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından da incelendi.
Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, üye hakimler Mehmet Karababa ve Mehmet Hamzaçebi'nin olduğu heyet, avukat İlkay Sezer'in Yüce Divan talebiyle ilgili de karar verdi. Başbuğ'a isnat edilen suçun 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar'dan olduğunu belirten mahkeme, suçun 'terör suçu' olarak nitelendirildiği ve Terörle Mücadele Kanunu'na göre terör suçlarına bakma görevinin özel yetkili mahkemelerde olduğunu ifade etti.
Başbuğ'un, suç tarihi itibarıyla 26. Genelkurmay başkanı olduğu hatırlatılan kararda, 1324 sayılı 'Genelkurmay Başkanının Görev ve Yetkilerine Ait Kanun'da Genelkurmay başkanının görev ve yetkilerinin açıkça belirlendiğine vurgu yapıldı. Anayasa'nın 145. maddesi ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde 'Anayasal düzen ve bu düzene karşı işlenen suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür' hükmünün, atılı eylemlerin kim tarafından işlenirse işlensin adliye mahkemelerinde yargılanacağının açıkça ve kesin biçimde düzenlendiği belirtildi.
Anayasa'nın 148. maddesindeki 'Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanırlar' hükmüne de yer verilen kararda, 'şüphelinin Yüce Divan'da yargılanması hususunun görev ile ilgili suçlarla açıkça sınırlandırıldığı, isnat edilen eylemlerin görev kapsamında değerlendirilmesinin hukuken olanaksız olduğunun' anlaşıldığı ifade edildi. Mahkeme, kararına şöyle devam etti: "İlker Başbuğ'a isnat edilen eylemlerin 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar'dan olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 145. ve 148. maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu birlikte göreve ilişkin itirazın reddine karar verildi."
Tutukluluk haline ilişkin itirazın değerlendirmesini de yapan heyet kararında, "Dosya kapsamı, dosyada bulunan belgeler ve içerikleri dikkate alındığında şüpheli İlker Başbuğ'a isnat edilen eylemleri işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğu ve halen devam ettiği, atılı eylemlerin CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar'dan olduğu, şüphelinin soruşturma aşamasındaki tutum ve davranışları dikkate alındığında, delillere etki etme ve karartma şüphesinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkememiz nöbetçi hakiminin tutuklamaya ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tutukluluk haline ilişkin itirazın reddi ile şüpheli İlker Başbuğ'un tutukluluk halinin devamına karar verildi." ifadelerini kullandı. Kararın kesin olmak üzere oybirliği ile verildiği kaydedildi.