Başbuğ Paşa DTPyi yerden yere vurdu!

Abone ol

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, rekor kıran Nefes filmine gitti. Film arası Başbuğ, DTP'yi vurdu.

Orgeneral Başbuğ, Panora Alışveriş Merkezi'ndeki sinemada, Yönetmen Levent Semerci'nin Irak sınırına yakın bir ilçedeki komando tugayında bulunan 2 bin 365 metre yükseklikteki Karabal Jandarma Karakolu'nu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikayesini anlattığı ''Nefes: Vatan Sağolsun'' adlı filmi izledi.

Filmin ardından gazetecilere açıklama yapan Orgeneral Başbuğ, terör örgütü üyelerinin teslimi sırasında yaşanan görüntüleri değerlendirdi.

Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi: ''Elbette son yaşanan olayları kimse tasvip edemez, kimse. Bu yaşanan olayları, geçtiğimiz hafta yaşanan olayları Türkiye'de gerçekten kimsenin tasvip etmesi mümkün değil. Elbette şehitlerimizin, gazilerimizin bu olaylardan duyduğu üzüntüyü paylaşıyorum. Onların üzüntülerine saygı gösteriyorum. Ama

EN ÇOK HANGİ SAHNEYİ BEĞENDİ 

Filmde en fazla etkilendiği sahnenin sorulması üzerine Orgeneral Başbuğ, ''Çavuş'un, Atatürk büstüyle ilişkisi beni gerçekten çok etkiledi. Gerçek askerimiz bu'' diye konuştu.

Filmdeki en güzel noktalardan birinin askerin insani boyutunu yansıtması olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, filmde bulutların da çok güzel kullanıldığını söyledi.

Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu:

''Başta yüzbaşının karakola geldiği zaman erleri motive etmek için konuşmaları gerçekten etkileyiciydi. Çünkü doğrudur, yani orada neticede erleri motive etmeniz, hareketlendirmeniz, duygusal konuşmanız lazım. Etkileyici, çarpıcı konuşmanız lazım. Başlangıçtaki personelle yaptığı konuşmalar gerçekten etkileyiciydi.

İnsani boyutu çok güçlü olan bir film. En basitinden bir terörist yaralıya karşı yapılan. İşte Türk askeri budur. Bu gerçek. Yani Türk askeri, Türk Silahlı Kuvvetleri budur.'' 

Film ekibini kutlayan Orgeneral Başbuğ, ''İyi hazırlanmışlar, çok uğraşmışlar. Bunun devamını isteriz. Çünkü o kitaplarda film çevrilebilecek boyutta senaryolar var, operasyonlarla ilgili çok hikayeler var'' dedi.

Bir gazetecinin, ''O günleri size hatırlattı mı?'' sorusu üzerine Başbuğ, ''Evet çok hatırlattı'' yanıtını verdi.

unutmasınlar ki o şehitler verilmeseydi, bu gaziler verilmeseydi bugün acaba Türkiye terörle mücadele noktasında nerede olurdu? Unutmayalım. Bunları unutursak, her şeyden evvel şehitlerimize karşı büyük haksızlık olur, gazilerimize karşı büyük haksızlık olur.''

Filmde olayların bir karakolda geçtiğini anlatan Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelenin sadece bir karakolla sınırlı olmadığını, operasyonel boyutu da bulunduğunu hatırlatarak, ''İleride aynı grubun operasyonel, kapsamlı bir film çevirebilmesini arzu ederim'' diye konuştu.

''ASKER DE ROBOT DEĞİL, BİR İNSAN''

Filmin, terörle mücadelenin kolay olmadığı konusunda iyi mesaj verdiğini vurgulayan Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Terörle mücadele zor. Görüyorsunuz. Bizim de daha önceden ifade ettiğimiz gibi insan odaklı, neticede bu terörle mücadeleyi yapanlar sizler, bizler gibi insan ve bunlar genç insanlar. Elbette bir kere şunu iyi anlamamız lazım; Asker de bir robot değil, bir insan. Bunların özel hayatları, değişik şartları var. En önemlisi de bu bir karakol etrafında senaryoya baktığımız zaman kahraman askerler, subay, astsubay, çavuş, onbaşı ve erler, bu mücadeleyi 365 gün 24 saat yürütüyor. Bunun iyi anlaşılması lazım. Mücadele zorluğu 365 gün 24 saat ve insan odaklı.''

''ŞEHİTLERE BORÇLUYUZ''

Filmin 1993 yılında geçtiğini, kendisinin 1993-1995 yılları arasında bu bölgede görev yaptığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, vatandaşlardan 1993-1994 yıllarının gazete arşivlerine tekrar göz atmalarını istedi. Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti:

''1993 hatta 1994 ortalarında belki de sonuna kadar gerçekten bu tip çok olaylarla karşı karşıya kaldık. Çok karakol baskınları yaşadık. Hatırlayın, o zamanki teknolojik olanaklar da şimdi sahip olduğumuz oranda değildi. Bugün 2009'a geldiğimizde elbette terör bugün de devam ediyor ama hiç bir zaman 1990'lı yıllarda yaşadığımız boyutta, şiddette değil, olmaz da. Bunu da iddialı ifade ediyorum. O yıllara Türkiye bir daha tekrar geri dönemez. O zaman soralım; Bunu kime borçluyuz? Bu filmde gördüğünüz gibi, görev, vatan ve ülkesi uğruna canlarını feda eden şehitlere borçluyuz. 5 binin üzerinde şehit verdik bu mücadelede.

90'lı yılları bir hatırlayınız, terör örgütü ne istiyordu? Terör örgütü o zaman Türkiye'nin belirli bölgesini kontrol altına almak, ondan sonra olayları geliştirmek, bağımsız devlet hedefi güdüyorlardı. Bugün neredeler? Bugün aslında terörle artık bu hedeflerine ulaşamayacağını bölücü terör örgütü anladı, gördü. Nerede bugün bağımsız devlet hedefi söyleyenler, bugün niye bunları söyleyemiyor?

1990'lı yıllarda şehirlerimizde güvenlik boyutlarını hatırlayın. Terörle mücadele zor, acı, kanlı. Çünkü, bir noktada silahlı mücadele kolay değil. Bence bu filmin benim açımdan en önemli noktası, 90'lı yıllardaki durumu yansıtıyor. 90'lı yıllarda biz bu tabloları gerçekten çok yaşadık. Çok çabuk unutuyoruz. Ama geçtiğimiz yıllarda da bazı büyük terör olaylarını yaşadık, bu da bir gerçek. Ama hiç bir zaman Türkiye'deki yaşadığımız terör olayları 90'lı yılların boyutunda değildir ve o noktaya tekrar geri dönemez. İşte bunlar, bu şehitlerimizin sayesinde oldu, bunları hiç unutmayalım.''

1990'lı yıllarda imkanların daha kısıtlı olduğunu, bugün imkanların daha geliştiğini anlatan Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:

''Unutmayın, terörle mücadeleyi insan yapıyor. İnsan bu. Etten, kemikten, kandan oluşan bir insan. Bu insan üşüyor, bu insan yaşıyor. Bu insanların kuvvetli tarafları var. Elbette bazen zayıf noktalar da bazen hatalar da oluyor. İnsansınız, bunu kabul etmek zorundayız. Zaten bütün amacımız da her zaman söylediğimiz gibi verdiğimiz eğitimle hata oranını, hata yüzdelerini asgariye çekmek.''

Filmi güzel bulduğunu, olayların güzel canlandırıldığını yineleyen Orgeneral Başbuğ, ''Ama elbette filmde gördüklerimizin hepsi gerçek yaşanan bir durum değil. Mümkün olduğu kadar gerçekleri yansıtmış'' dedi

Günün Önemli Haberleri