Başbuğ Mehmet Ali Birand'a böyle çaktı!

Çevik Bir'in Ergenekon'la falan ilgisi yoktu. Onu da diğer komutanları gibi savundu. Hem de ev sahibi olduğu gecede, Türkiye'nin en ünlü gazetecilerinden birinin gözünün yaşına bakmadan.

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

-Çevik Bir'e çaktım!

Mehmet Ali Birand'ın bu sözleri, küçük çaplı bir krize neden oldu.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, misafir dinlemedi ve Mehmet Ali Birand'ı tabiri caizse haşladı:

-Sen emekli askerle ilgili böyle konuşamazsın.

-Ama onlar da şey etti.

-Onlar benim komutanım. Bu nasıl söz öyle, çakmak, makmak.

Birand, hazırlıksız yakalanmıştı.

Ne diyeceğini bilemez haldeydi.

Fikret Bila dondu kaldı.

Muharrem Sarıkaya küçük dilini yuttu neredeyse.

Ben ise şaşkındım.

Vaziyeti kurtarayım istedim:

-Efendim gazetecilik dilinde çok sık kullanılan bir ifadedir çakmak.

İlker Paşa, baktı ki misafiri sıkıntılı anlar yaşıyor, kıvrak zekasıyla espriyi patlattı:

-Olmaz öyle çakmak, makmak. Ha sigara yakmak için çakmağı çaktım dersen anlarım.

Ohhhh... Herkes derin bir nefes aldı.

Birand yine öyle...

Orgeneral Başbuğ'un bu çıkışı ile Ergenekon, Balyoz ya da adını sayamadığımız birçok operasyon ve o operasyonlarda gözaltına alınan emekli askerleri hatırladım.

Başbuğ, "suçu sabit oluncaya kadar herkes masumdur" sözünü doğrultan çok sayıda adım attı bu operasyonlar yapılırken. Arkasını dönmedi, eski silah arkadaşlarına sahip çıktı, onları korudu, koruyor.

Çevik Bir'in Ergenekon'la falan ilgisi yoktu. Onu da diğer komutanları gibi savundu. Hem de ev sahibi olduğu gecede, Türkiye'nin en ünlü gazetecilerinden birinin gözünün yaşına bakmadan.

O gece anladım ki, bu bir askeri duruştur.

Asker, suçlu ya da suç işleyen kişileri savunmak ya da onlara arka çıkmak gibi bir tutum içinde değil. Asker bir duruş sergiliyor. Gözaltına alınan ya da suçlanan askerlere sahip çıkan bir duruş. Ne zamana kadar? O kişilerin suçu sabit oluncaya kadar.

Doğru olan da bu değil mi zaten?