Başbuğ gaza mı geldi?

Abone ol

Taraf hata yapmadı, sorun askerin stratejisinde! Peki bundan sonra neler olacak? İşte uzmanların gözüyle kriz;

İNTERNETHABER

Genelkurmay, strateji hatası mı yapıyor? Aktütün baskınıyla başlayan tartışma, Org. İlker Başbuğ ile başlayacak sancılı bir sürecin sinyallerini mi veriyor?

Kamuoyu, bu ve benzeri bir çok soruya cevap ararken "terör odaklı" bu tartışmaları biliminsanları endişeyle takip ediyor.

"Asker böyle konuşur, aba altından sopa gösterirse medya sosyal sorumluluğunu yerine getiremez."  Bu sözler, bugüne kadar çok sayıda önemli araştırmaya imza atan iletişim bilimci Prof. Dr. Nurettin Güz'e ait. Güz, Org. Başbuğ'un tavrını eleştirdi ve bu tür açıklamaların Genelkurmay'ın ağırlığını kamuoyu nezdinde düşüreceğini iddia etti.

Paşa'yı gaza getiren Yıldız mı?

Kulislerde Ankara Üniversitesi
İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
Yrd.Doç. Dr. Nuran Yıldız'ın,
Genelkurmay Başkanı Org.
Başbuğ'a kişisel danışmanlık
yaptığı ve Başbuğ'u yanlış
yönlendirdiği iddia edildi.


İşte Yıldız'ın bir internet sitesinde
yer alan son yazısından bazı satır
araları;

Kaç kez medyanın kudretli genel
yayın yönetmenleri çağrılmış, anlatılmış
bir bir? Kaç kez AnkaraTemsilcileri
çağrılmış, konuşulmuş? Benim 
saydığım bir ayda en az 3 kez
Genelkurmay Başkanı ve İkinci
Başkanı düzeyinde anlatılmış dönen
dolaplar, çevrilen oyunlar. Olmamış.

(...) Medya yöneticilerinin, sermayenin,
televizyon entelektüelinin öyle dolu ki
gözleri kendi görüntüleriyle, öyle dolu 
ki kulakları kendi sesleriyle,
bağırmazsan duyulmuyor.”

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Güz, kamuoyunun terörü iç politika malzemesi olarak algılamadığını söyledi. Gelişmiş hiçbir demokrasi de bu tür olayların iç politika malzemesi yapılmadığına da dikkat çeken Güz, terörle mücadelede hükümet ve muhalefetin aynı duruşu göstermesi gerektiğini ifade etti.

İşte Prof. Dr. Nurettin Güz'ün, Org. Başbuğ'un açıklamalarını değerlendirdiği açıklamasıdan bazı satır başları;

"Medya, kamuoyu yararını gözetir"

Medyanın kamuoyuna karşı "sosyal sorumluluğu" bulunmaktadır. Bu anlamda Taraf gazetesinin yayınını, sosyal sorumluluk çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Sonuçta kitle iletişim araçları, kendisine iletilen/gönderilen bir belgeyi, eğer kanuni bir sınırlama bulunmuyorsa yayınlar. Eğer yayınlamassa, bana göre kamuoyuna karşı sorumluluğunu yerine getirmemiş, etik değerleri hiçe saymış olur. Bu konuda tabi ki eleştiri sınırları var. Ancak ben bu eleştiri sınırlarının aşıldığı düşüncesindeyim. Yanlız şunu belirtmem gerekirki Taraf'ın, kendisine gelen bir belgeyi yayınlaması, haber yapması kadar doğal bir şey yoktur.

Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un
olay yaratan açıklamalarına
okumak İÇİN TIKLAYIN!


"Başbuğ oba altından sopa gösteriyor"

Sayın Genelkurmay Başkanı, üslubu bir hayli ağır olan bu açıklamasıyla, bana göre medyaya aba altından sopa göstermektedir. Evet, eleştiri sınırı aşılmıştır; ancak dün ve bugün medyada yer alan haberler, yorumlar gösteriyorki Sayın Genelkurmay Başkanı'nın açıklamaları bu anlamda çokta hedefine ulaşmamıştır. Ulaşsaydı, anlaşılsaydı sanırım bugün bunları konuşuyor, tartışıyor olmazdık. Demek ki kurum olarak stratejiniz yanlış, bir yerlerde hata yapıyor yada iletişim uzmanlarınız yanlış yönlendiriyor. Sonuç olarak sanırım söylenecek en net cümle, Sayın Başbuğ'un Genelkurmay'ın çizgini değiştirdiği ve kamuoyu nezdinde ağırlığının giderek azaldığıdır!  

"Asker konuşursa, demokrasi susar"

Bu tür bir konuşmaya, dünyanın demokrasiyi özümsemiş hiçbir ülkede rastlayamassınız. Çünkü bu tür olaylarda, eleştirilerde asıl muhatap siyasi oteritedir. Bizde nedense, bu hep istisna olarak gösterilmektedir. Fevri hareket edilmesinin sorumlu bulunan kuruma, onun değerlerine, ülkeye hiçbir yararı olmaz. Bunun böyle bilinmesi gerekiyor.
Günün Önemli Haberleri