Başbakanlık Teftiş Kurulu görevlendirilecek
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Başbakanımız görüşmelerin sonunda bir karar verdi. O da kendi yetki ve sorumluluğunda ...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç,
“Başbakanımız görüşmelerin sonunda bir karar verdi. O da kendi
yetki ve sorumluluğunda bulunan Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu
görevlendirecektir” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar
Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yaptı. Arınç, asansör faciası
hepimizi üzdü. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum,
ailelerine de baş sağlığı diliyorum. Arınç, şunları söyledi:
“Birkaç gün önce yaşadığımız İstanbul’daki iş kazasıdır. Bu kaza
sonucunda hayatını kaybeden 10 yurttaşımızla ilgili olayın
araştırılması ve soruşturması oldu. 3 saat boyunca Mecidiyeköy’de
eski Ali Samiyen Stadı arazisinde yapılan bina inşaatında vuku
bulun bu elim facia üzerinde ilgili bakan arkadaşlarımız hem olayın
nasıl meydana geldiği öncesi ve sonrasıyla muhtemel sebepler
konusunda fikirlerini ifade ettiler. Bildiğiniz gibi 6 Eylül günü
buralarda bir inşaat var. O inşaatta da maalesef 10 işçimiz
yaklaşık bin 250 kilogram ağırlığında kartonpiyer insan ve yük
asansöründe 32’inci kattan düşmek suretiyle asansörün düşmesi
sonucunda hayatlarını kaybettiler. Bu sadece İstanbul ve kendi
çevrelerinde değil şüphesiz herkes için büyük bir acı ve kayıp
oldu. Allah’tan rahmet diliyoruz. Genç arkadaşlarımız hayatlarını
kazanmak için bu zor işlerde çalışan gece gündüz emek sarf eden bu
arkadaşlarımızın böyle bir facia soncunda hayatlarını
kaybetmelerinden büyük bir üzüntü duyduk. Kardeşler var ve
memleketlerine 3-5 kuruş kazanarak bunları göndermek ve aile
bütçelerine katkı sağlamak isteyen işçi kardeşlerimiz var. Bu acı
milletimizin acısıdır. Hepimiz üzgünüz. Onlara Allah’tan rahmet
diliyorum. Yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.”
Asansör kazasına ilişkin adli soruşturmanın devam ettiği ve
soruşturmaya müdahalelerinin söz konusu olmadığını ifade eden
Arınç, şunları aktardı:
“Bir iş kazası olduğu anlaşılıyor. Bununla ilgili olarak olay
saatlerinde hemen intikal eden Çalışma ve Sosyal, Güvenlik
Bakanımız bildiğiniz gibi saat 3,00 sıralarında olay yerine intikal
etti. Başbakanımız bilgilendirilmişti. İlgili kurumlarda olay
yerinde görevlendirildi. Sayın Faruk Çelik’in konu hakkında verdiği
bilgileri etraflıca dinlemiş olduk. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından bir adli soruşturma başlatıldı. Adli
soruşturma devam ediyor. Olay meydana gelmesiyle ilgili olarak
idari bakımından bir sorumluluk var mıdır? Hemen hemen her olaydan,
özellikle ölümlü olaylardan sonra adli soruşturma yalnız kalmıyor
idari soruşturma da devam ediyor. Bu konuda da ilgili bakanlıkların
bir çalışması var. Bu çalışma sonuncunda da kusurlular ve ya
eksiklikler, dikkatsizlikler sebebiyle meydana gelmişse bu olay en
çok suç neredir bunların ortaya çıkarılması için gerekirse keşif ve
bilirkişi incelemeleri yapılmak suretiyle herhalde haklarında
davlar açılacaktır. Kanunun öngördüğü cezaları mutlaka muhatap
olacaklardır. Adli soruşturmaya bir müdahalemiz söz konusu değil.
Olay anından itibaren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olay
üzerinde soruşturma başlatmıştır. İdari soruşturma hem vali hem de
ilgili kurumlar tarafından belediyeleri de kapsayacak şekilde
onların sorumlulukları dikkate almak şekliyle oda başlatılmış ve
devam etmektedir.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu
soruşma başlatacağını belirten Arınç, sözlerine şöyle devam
etti:
“Sayın Başbakanımız görüşmelerin sonunda bir karar verdi. O da
kendi yetki ve sorumluluğunda bulunan Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu
görevlendirecektir. Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu da sadece bu
spesifik muasır değil. Bildiğiniz bundan 3 yıl önce çok büyük bir
özenle çıkardığımız iş sağlığı ve güvenliği kanunu bu geçtiğimiz
3-4 yıl içerisindeki uygulamaları ve bir verimlilik analizi
yapılmak suretiyle bir eksiklik var mıdır? Yeni yasal düzenlemelere
ihtiyaç var mıdır? Bu olaylarla ilgili olarak süreçler nasıl devam
etmektedir. Yetki ve sorumluluklar kimdedir. Öyle bir olay vukua
geldiğinde kimler hangi noktalarda sorumluluk alabileceklerdir
bunları Başbakanlık Teftiş Kurulu’na çok özel bir şekilde
hazırlanması için Sayın Başbakanımız talimatlarını
vermişlerdir.”
Hayatlarını kaybeden işçilerin ailelerine, ölüm geliri, ölüm aylığı
ve diğer ödemelerin suratla yapılmasına karar verildiğini belirten
Arınç, şunları aktardı:
“Bu bir iş kazası olduğuna göre ölen hayatlarını kaybeden
yurttaşlarımız için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın
sağladığı imkanlar nedir? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın
sağladığı imkanlar nedir? Bunlar detaylı olarak görüşüldü. Bu
yurttaşlarımızın her birine Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığımızın sosyal güvenlik anlamında ölüm geliri, ölüm aylığı
ve diğer ödemelerin suratla yapılmasına karar verildi. Bu konuda
bir gecikme söz konusu değildir.”
ILO sözleşmesinin bazı maddelerinin yeni yasama döneminde TBMM
onaylanması için gönderileceğin belirten Arınç, şunları
söyledi:
“ILO sözleşmelerle ilgili 167 ve 176 maddeler konusu vardı. İş
sağlığı ve güvenliği kanunu çıktığı zaman bu sözleşmelerin
hükümlerini kapsayacak düzenlemeler yapılmıştı. Bu bakımdan tek
başına ILO sözleşmelerin bu maddelerine ilişkin bir gecikme söz
konusu değildi. İş sağlığıyla ya da işçi güvenliği ile ilgili ön
gördüğü konuları esasen bu kanun çıkarken fazlasıyla karşılamış
bulunmaktaydı. Bunlardan biliyorsunuz 167 sayılı inşaat işlerinde
güvenlik ve sağlık sözleşmesi birisi. 176 sayılı maden
işyerlerindeki güvenliğin sağlanması ile ilgili sözleşme diğeriydi.
Bu kanunla bu hükümler getirmiş olmasına rağmen yine çağdaş,
standartlar gereği ve Avrupa Birliği normları gereği ILO
sözleşmelerinin bu maddelere ilişkin kısımlarının da onaylanması
maksadıyla TBMM biran önce gönderilmesi ve yeni yasama döneminin
başında kanunlaştırılması istenmiştir. Bunlarda
gerçekleştirilecektir.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hafta içerisinde bakanlıkları ziyaret
edeceğini aktaran Arınç, “Başbakanımız bu hafta içerisinde bütün
bakanlıkları ziyaret etmek suretiyle o bakanlıkların çalışmaları,
yetkileri, sorumlulukları konusunda kapsamlı brifing alacaktı. Bu
çalışmaya öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından
başlamak suretiyle yapacağını da söyleyebilirim” diye konuştu.
İş güvenliği eylem planı yapılması ve kamuoyuna açıklanması
kararının alındığını ifade den Arınç, şunları aktardı:
“Başbakanlık Teftiş Kurumu’nun çalışmaları, adli ve idari
soruşturmaların sonuçları ve aynı zamanda da bakanlıklar arasında
komite kurmak suretiyle aralarındaki koordinasyonu en şekilde
sağladıklarını ve bu konuda eksiklikler varsa bunların ön görüldüğü
bir çalışma yapılacak. İş güvenliği konusu artık Türkiye için
hayati önemli konu olduğu anlaşılmıştır. Bu sadece 10 tane
işçimizin bir asansörün düşmesi sonucu vefatı ile ilgili de
değildir. Son zamanlarda o kadar garip olaylar yaşamaya başladık ki
bildiğiniz gibi bir damperli kamyon şehir içerisinde damperi kalkık
vaziyette kilometrelerce yol alabiliyor ve sonunda da üst geçide
çarpmak suretiyle geçit çökertiliyor ve altında kalan minibüsün
şoförü hayatını kaybediyor. Bir başka yerde bir barajın yakınında
insanlar piknik yaparken sular birden geliyor uyarılar yapılmışta
olabilir ama insanlarımız burada hayatlarını kaybedebiliyorlar.
Mesele sadece 10 işçimizin hayatını kaybetmesiyle değil 300
vatandaşımızın Soma madenlerinde hayatını kaybetmesiyle de bunu
bağlantılı düşünebiliriz. O kadar yasal düzenleme yapıyoruz. O
kadar işçi sayımız artıyor. O kadar güvenlik tedbirleri alıyoruz
ama buna rağmen eğer bu iş kazaları olup hayatımız
kaybedilebiliyorsa nerede bir eksiklik var, uygulamada nere de bir
aksama var bunları da görebileceğiz.”
Son 5 yıl içerisinde inşaat sektöründe 351 civarında işçinin
hayatını kaybettiğini söyleyen Arınç, “İş kazaları konusunda pek
çok sektör incelemeye alınarak en yüksek oranın inşaat sektöründe
olduğunu da ortaya çıktı. Sayın bakanın verdiği bilgiler içerisinde
görüyoruz ki son 5 yılın ortalamasıyla inşaat sektöründeki
kayıplarımızın sayısı 351 civarındadır. Bazı yıllarda bu 400-500’ün
üzerine çıkmıştır. Bazı yıllarda 200 civarında kalmıştır. Ama
ortalaması 351 olarak görülmektedir. Binlerce insanın çalıştığı
sektörlerin içerisinde bu kadar sayının görülmesi de biz
önemsiyoruz” dedi.
1 milyon 391 bin 453 iş yerinin tehlike altında olduğunu vurgulayan
Arınç, şunları söyledi:
“İş yeri istatistiklerine baktığımız zaman hemen hemen tüm iş
yerleri bakanlığımız koyduğu kanun, kriterler ve yönetmeliklerde
bir az tehlikeli sınıfımız var. Bir tehlikeli sınıfımız var. Bir de
çok tehlikeli sınıfımız var. Çok tehlikeli sınıflar içerisinde iş
yeri sayımız 226 bin 577 bunlar işyeridir. Bu tehlikeli sınıfları
topladığımız zaman 1 milyon 391 bin 453 iş yerimiz var. Bunların
tümünde çalışanlarımızın sayısı da 3 milyon 773 bin 092’ dir.
Diğerleri de devam ediyor. Bütün buralarda iş yeri hekimlerimiz
var. İş güvenliği uzmanı belgesi alanlarımız var ve teftiş
görevlerimizi yapan 959 iş müfettişimiz, 544 iş sağlı ve güvenliği,
415 iş müfettişimizde işin yürütülmesi yönünde teftiş görevlerini
icra ediyorlar.”
Arınç, şöyle devam etti:
“İş kazası meslek hastalığı istatistiklerine baktığımızda feryat
edecek çok büyük zor durumda kaldığımız ifade edebilecek sonuçlar
yok. Bir kişinin hayatı bile bizim için çok önemlidir. Bu hayatını
kaybetmeler noktasında iş sağlığı ve güvenliği bakımından bir
eksiğimizin olup olmadığını uzun boylu tartıştık. En çok ölümlü iş
kazası inşaat sektörümüzde oluyor. Nakliyat ikinci sırada geliyor.
Ölümlü iş kazası sayısı 115’dir. Sonra maden sektörü geliyor.
Tahminlerimizin dışında Soma kazası yok. Soma başlı başına bütün
yılların ortalamasından şüphesiz fazla oldu. 2008 yılında maden de
ölümlü iş kazası sadece 66’dır. 2009 yılında 20, 2010 yılında 125,
2011 yılında 116, 2012 44 ve ortalaması 74 kişidir. Metal iş
kolunda 52, makine iş kolunda 27, gıda sektöründe 26, tekstil
sektöründe 22, mobilya sektöründe 11 olarak görülüyor.”
(İHA)