’’Başbakanlık görevi için beni destekleyenler oldu’’
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’da yaptığı açıklamada, “Başbakanlık görevi için beni destekleyenler oldu. Ancak ben sıcak bakmadım. ...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’da yaptığı açıklamada,
“Başbakanlık görevi için beni destekleyenler oldu. Ancak ben sıcak
bakmadım. Bazı kişiler partiyi karıştırmak için benim adımı ortaya
attılar” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Bursa Teşkilatı
tarafından Merinos Atatürk Kongre Merkezi’nde düzenlenen 34. İl
Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Toplantıda ülke gündemini
değerlendiren Arınç, muhalefetin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na
göndermede bulundu. Muhalefetin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun
şimdi nerede olduğunu bilmediğini ifade eden Arınç, “Bana
arkadaşların ‘ne bekliyorsun’ diye sordular. Danışman ve bürokrat
arkadaşlarım vardı, ‘Herkes tahminini yazsın bende yazacağım,
seçimden sonra açacağız’ dedim. Seçimden sonra açtık, Ekmeleddin,
Ekameddin veya bir başka isim, ona yüzde 40 demiştim, Demirtaş’a
yüzde 8 vermiştim. Bizimki de yüzde 52 civarında olur diye
düşünmüştüm. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun şimdi nerede olduğunu
bilmiyorum, çok sesi çıkmıyor. O tarihlerde büyük bir iddiası
vardı, ’Ben yüzde 60 oy alacağım’ diyordu, duymuştunuz, gülmüştünüz
değil mi?” dedi.
Seçimlerde ikinci tura kalmaları halinde oylarının 6 puan
artacağını belirten Arınç, “Eğer ikinci tura kalsaydı yüzde 58’i
bulurduk. Yine cumhurbaşkanı seçilirdik, oyumuz 6 puan artardı.
Nerden biliyorsun, biz gelecek oyları adımız gibi biliriz. Eğer
Tayyip Erdoğan’ı birinci turda oy vermeyenler, ikinci tura kaldığı
taktirde ikinci tercihlerini rahatlıkla kullanacaklardı. Ama biz
gönlümüze sinen işi başarmış olduk ilk turda. Hiç tartışmasız,
itirazsız birinci turda bileğinin hakkı ile kazandı” şeklinde
konuştu.
“SİYASİ HAYATIMI BİTİRECEĞİMİ SÖYLEDİĞİMDE KIZANLAR OLDU”
Başbakanlık için Ahmet Davutoğlu isminin belirlenme sürecinden de
bahseden Arınç, “Bazı arkadaşlarımız sayın Başbakanın Cumhurbaşkanı
olursa onun yerine en azından 2015 seçimlerine kadar bendenizin
başbakan olmasını, hükümetin benim tarafımdan kurulmasını arzu
ettiler. Bu çok tabi bir şeydir. Teşkilatlarımız ‘olursa seviniriz’
dediler, bu da tabi bir şeydir. Ben 2015’de aktif siyasi hayatımı
bitireceğimi söylediğimde bana kızanlar oldu, niyetin böyle olsa da
söyle arkadaş. Arkadaşlar, akıl işin sonunu görmektir. Siyasette
böyle bir şeydir. İşin nasıl gelişeceğini, nasıl sonuçlanacağını az
çok bilirseniz siz siyasetçi olursunuz yoksa harala gürele bu iş
olmaz” diye konuştu.
“ABDULLAH GÜL BİZİM KARDEŞİMİZ”
Erbakan’ın yanında staj yaptığını ifade eden Arınç, “İstişareler
yaptık, büyük kongre yapmalıyız ama ne zaman yapmalıyız.
Cumhurbaşkanlığı resmen 28’inde başladığına karar verince arada bir
boşluk olmaması açısından 15 günlük süreyi de düşünerek 27’sinde
büyük kongre yapmaya karar verdik. E peki Abdullah Gül ne olacak?
Abdullah Gül ne olacak diye bir şey yok, o bizim kardeşimiz.
Partimizi kurduğumuz, başbakan yaptığımız, 7 sene onurla Türkiye’yi
cumhurbaşkanı olarak temsil etmiş bir büyük insandır. Bizim 15 gün
içinde kongre yapmamız lazımdı, buna ittifakla karar verdik. Çünkü
İslam tarihinde de görüldüğü gibi, bizim tarihimizde de görüldüğü
gibi siyaset boşluk kabul etmez. Peygamberimizin vefatından sonra
yaşanan olayları hatırlayın. Boşluk olmaması lazım, dağılma olur,
insanlar dedikodular, gıybetler peşinde koşarlar, herkesin nefsi
kabarabilir. Abdulllah Gül’ü, sayın cumhurbaşkanımızı sevmek ayrı
bir konu, partimizin geleceği ayrı bir konu. Dolayısıyla biz önce
davamızı, partimizi, sonra da şahısları bu hesabın içine koymak
zorundayız” dedi.
“GÜL’ÜN 2015’E KADAR BAŞBAKAN OLMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Genel başkan olacak kişinin aynı zamanda milletvekili olması
gerektiğinin altını çizen Arınç, “Sayın Abdullah Gül’ü ‘gel genel
başkan yapıyoruz seni desek bile 2015’e kadar başbakan olması
mümkün değil. Kimseyi kırmamak lazım. Genel başkanın başbakan
olması gerekiyor. Bizde HDP gibi eşbaşkanlık yok. Kanuna koyduk ama
onlar için koyduk. Bir köyde iki muhtar olmaz. Bizim sistemimizde
seçilen bir kişi olur, 7 yıl sorumluluk onda olur. Ayrıca 2015’e az
zaman kaldı, Ocak’tan sonrası seçim haberiniz olsun” diye
konuştu.
“DAVUTOĞLU BAŞBAKAN OLMAYI FAZLASIYLA HAK EDİYOR”
Başbakanlık için kendisinin bir düşüncesinin olmadığını ifade eden
Bülent Arınç, “Buna rağmen pek çok arkadaşımızın, ‘Bülent Bey
partiyi toparlar, böyle başarılı olur, şöyle başarılı olur’
dediklerini de biliyorum. Bunlar bizi çok sevindirmez, üzmez de ama
gerçekleri kabul etmemiz lazım. Dolayısıyla bu şartlar içinde sayın
Davutoğlu’nun ismi hepimizin de gönlünden geçen bir isim oldu.
Sayın Davutoğlu da güçlü bir başbakan olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Bu arada insanlar biraz sevdiklerinden, biraz da ‘yav şu parti
karışsa da biraz heyecanlansa, ortalık neşelense’ diyerekten benim
ismimi, başkalarının ismini ortaya attılar ama sonuçta halkın
dediği, hakkın dediği oldu” dedi.
“3 MİLYONLUK ŞEHİR BAKANSIZ KALMAMASI LAZIM”
Bakanlıktan gideceği söylenen sadece kendisi olmadığını, Faruk
Çelik’in de böyle yazıldığını hatırlatan Arınç, “Faruk Çelik
kardeşimiz için de saçma sapan, hiçbir aslı astarı olmayan şeyler
yazıldı. Sanki ikimiz de bakanlıktan gideceğiz, Bursa bakansız
kalacak. Siyaseten bunu anlayabilirim, 3 milyonluk bir şehrin
bakansız kalmaması lazım. Böyle dedikodular çoğalınca bazı
arkadaşlarımızın endişelendiğini hissettim. Bunun farklı
yorumlanacak yönleri de var, ‘biz zaten söylemiyor muyduk, bu adam
da fazla ileri gitmişti, neler konuşuyordu, bu laflarla kim bunu
bakan yapar’. Şimdi herkes birbirine bakmasın, Bursa’nın velisi çok
ama delisi de çok” şeklinde konuştu.
“BEN DE DAHİL TAYYİP ERDOĞAN DA DAHİL, HİÇ KİMSEYE DİYET BORCUMUZ
YOK”
Hiç kimseye diyet borçlarının olmadığını ifade eden Arınç, “Birisi
bir yazı yazdı, bir söz söyledi, belki de bizi kastetti, tam
bilemiyorum, ‘bizim şuna buna bir diyet borcumuz yoktur’ dedi. Ama
bu sözü şöyle açmak lazım, bizim, ben de dahil, Tayyip Erdoğan da
dahil, Recep Altepe de dahil, hiç kimseye diyet borcumuz yok. Bizim
iki şeye karşı vefa borcumuz var, şükür borcumuz var. Bir kuvvet ve
güç sahibi olan Allah’a dua ve şükür borcumuz var. Bize izzet
veren, bize cesaret veren, barajları yıkıp bizi ayakta tutan tek
güç, Allah’ın bize verdiği nusrettir, güç ve kuvvettir. Her
yaptığımız işin arkasından rabbimize şükretmemiz lazım. Hesabımızı
yapacağız, istişare yapacağız, sonra da ya Rabbi, davamızı yerlerde
süründürme diyeceğiz. 9 seçim başarısı en az 9 kere şükür etmemiz
gerektiğini gösteriyor” dedi.
“BU MİLLET HİÇ GÖRMEDEN BİZE İNANDI”
Milletin hiç görmeden kendilerine inandığını ifade eden Arınç, “Bu
millet hiç görmeden bize inandı, hiç denemeden bizi seçti. Her
türlü zorluğa rağmen arkamızda durdu. Şu aziz milletimiz var ya,
eli öpülecek bir millettir. Onun sayesinde ne başarılar kazandık.
Sayın başbakanımız 3 dönem şartına uyacağız’ dediği zaman
Cumhurbaşkanı olmasaydı aktif siyasete veda edecekti. ‘siz
giderseniz bu parti ne olur’ deyince ‘Fani şahıslar üzerine bina
etmeyin’ dedi, ‘Farz edin ki liderimiz ölmüş desinler’ dedi. Allah
geçinden versin ama takdiri ilahi bir gün tecelli edecek. Hz.
Peygamber de öldüğü zaman insanlar kabul edemedi. İnsanları teskin
etmemiz lazım. Farz edin ki liderimiz öldü desinler, bunu herkesin
düşünmesi lazım. O yüzden bu dava kimseye diyet borcu taşımaz, ben
dahil olmak üzere. Ben siyaseti doya doya yaşadım. Türkiye’nin her
yerinde benim hatıram var. Siyasetçilere şunu sormanız lazım,
‘senin hatıran var mı?” diye konuştu.
Siyaseti doya doya ve layıkı ile yapmak gerektiğini ifade eden
Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben bütün ilçeleri dolaştım. Sen bakansın ne işin var diyorlar,
bizim işimiz bu kardeşim. Halka selam vermezseniz, teşekkür
etmezseniz, ara sıra oturmazsanız, çayını içmezseniz, taziyesinde
bulunmazsanız, düğününe en azından telefonla ulaşıp ‘Allah mesut
etsin’ demezsiniz, senden siyasetçi olmaz. Yani arkadaşımız belki
sadece sayın Tayyip Erdoğan’a bizim diyet borcumuz var diye
düşünerek yazmış olabilir veya hepimizi içine katmış olarak da bu
sözü kullanmış olabilir. Bana göre doğrusu, bir Allah’a sürekli
şükür borcumuz var, ikincisi de milletimize, bizi güçlü kılan, bizi
yüzde 50’lere çıkaran, 52 ile cumhurbaşkanı yapan doğulusu ile
batısıyla, köylüsüyle kentlisiyle 78 milyon insanımıza teşekkür
borcumuz var.”
(İHA)