Başbakan'ın sözleri dil sürçmesi!
Abone olHSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, BDP milletvekillerinin PKK’lılarla görüşmesiyle ilgili Başbakan Erdoğan'ın sözlerini değerlerlendirdi.
CNN Türk’te yayınlanan Eğrisi Doğrusu programına katılarak,
gazeteci Taha Akyol’un sorularını yanıtlayan HSYK Birinci Daire
Başkanı İbrahim Okur, gazeteci Taha Akyol'un sorularını yanıtladı.
Okur, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BDP milletvekilleriyle
PKK'lıların bir araya gelmesi ile ilgili sözlerini değerlendirdi.
Yargının bağımsız olduğunu hatırlatan Okur, Başbakan Erdoğan'ın
açıklamalarının dil sürçmesi olduğunu düşündüğünü söyledi. İbrahim
Okul şöyle konuştu:
"Oradaki kastın, 'yargı gereğini yapıyor biz de gereğini yaparız' şeklinde olduğunu düşünüyorum. Yargı bağımsızdır. Yargıya hiç kimse talimat veremez. Sayın Başbakanın 'yargıyla görüştük' sözünün bir dil sürçmesi olduğunu bu şekilde bir görüşmesi talimatı olacağını zannetmiyorum. Bugüne kadar bildiğim sayın Başbakanın böyle bir tarzda olmadığını biliyorum. O nedenle sözün maksadı dışında kullanılmış bir söz olduğunu eğer bu şekilde kullanmışsa kastedilenin bu olmadığını düşünüyorum. Anayasamızda yargıçların bağımsızlığı düzenlenmiş yargı herhangi bir suç unsuruna rastlarsa, savcılarımız harekete geçer. Bu olayda hatırlayacağınız gibi, Van Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın olduğu gün BDP milletvekilleri hakkında ve olayla ilgili inceleme başlattığını kamuoyuna duyurdu. Henüz sayın Başbakanın tepkisinin ne olduğunun bilmediğimiz saatlerde. Van Başsavcılığı inceleme başlatmıştı. Başsavcılığın bir suçla ilgili işlem başlatmak için Başbakandan veya bir başkasından talimat alması ya da talimat beklemesini düşünemeyiz. Kendisi zaten re'sen harekete geçer. Bu olayda da zaten re'sen harekete geçilmişti."
"NE ÖRGÜTTÜR, NE İŞTİRAK HALİNDE SUÇTUR TARTIŞILMALI"
Örgüt tanımının çok geniş kapsamlı olduğunu ve bu nedenle bir çok sorunla karşılaştıklarını ifade eden Okur şunları söyledi:
"Örgüt tanımına ilişkin bir sorunumuz var. Eğer 3 kişi
bir araya geldiyseniz aranızda bir hiyerarşi varsa, süreklilik
varsa, hele bir de silahınız varsa mükemmel bir örgüt oluyor.
Buradan bir örgüt çıkıyor. Bu da aslında geçmişte yargımızın,
Devletçi zihniyette oluşundan kaynaklanan bir durum. Yagıtayın
ilgili daireleri, geçmişte Hizbullah, El Kaide, PKK gibi örgütlerle
ilgili kararlarını verirken, örgüt tanımını çok geniş tutmuş.
Olabildiğince esnekmiş. Bugün de aynı anlayış devam ediyor.
Kurumsal hiyerarşi ile örgüt hiyerarşisi birbirinden farklı
şeylerdir. Bir kurumda birlikte çalışan insanlar beraber bir suç
işleyebilirler. Mümkündür. İştirak halinde suç işleme diye bir şey
var. Bu iştirak halinde suç olur. Bizim örgüt hiyerarşimizi
göstermez. Ayrıca yasa dışı birlikteliğimiz varsa, birbirimize
talimat verip talimat alıyorsak, yasadışı, işler yapıyorsak, bir
örgüt kurduysak bir suç işleme için bir araya gelmişsek bu ayrı.
Ama biz birlikte çalışırken şeytana uyduk, beraber bir suç işlemeye
karar verdik. Ben de amirleriyim. İşte benimle çalışan 3 arkadaşım
da bana ayak uydurdular, beraberce bir suç işledik. Bu iştirak
halinde suç işlemek olur. Savcı arkadaşlarımızın, buna dikkat
etmesi lazım. Burada Yargıda bir sorun olduğunu bunun tartışılması
gerektiğini düşünüyorum. Türkiye bu sorunu ciddi manada tartışmalı.
Ne örgüttür ne iştirak halinde suçtur tartışılmalı"
şeklinde yanıt verdi.
HAKİM-SAVCI SINAVI TEST SINAVI OLMASIN
Hakim-savcı adaylarının girdiği sınavın kopya iddiası ile iptal edilmesiyle ilgili olarak gelinen süreçte ÖSYM tarafından yapılan sınavda sıkıntılarla karşılaşıldığını söyleyen Okur, ''hakimlik savcılık sınavlarının test olarak yapılmasını kesinlikle yanlış buluyorum, klasik usülde yapılması gerekir'' dedi. Okur, ''mülakatın da HSYK'nın bünyesinde yapılması gerektiğini düşünüyorum'' görüşünü açıkladı.