Başbakan'ın sevdiği gazeteci
Abone olSerdar Turgut, "Başbakan Erdoğan'ın kimi daha çok sevdiğini" yazdı. Turgut'un açık hedefleri: Ahmet Hakan ve Fatih Altaylı'ydı.
Akşam'dan Serdar Turgut, Hürriyet ve Milliyet'e karşı olan
tutumunu yine gösterdi. Turgut, iki gazetenin Başbakan'a yaklaşmaya
çalıştığını yazdı. Turgut'un asıl hedefleri Ahmet Hakan ve Fatih
Altaylı oldu. Turgut, yazısında yeni bir tartışmayı başlattı.
YAZI: Serdar TURGUT
KAYNAK:
Milliyet'te yayınlanan güce tapınmanın belgesinden sonra Hürriyet yarışta geri kalmamak için pazar günü atılım yaptı. 'Başbakan kimi daha fazla seviyor' yarışması, Doğan Medya Grubu'nun iki gazetesi arasında daha da kızışarak sürecek gibi. Kazananın ödülü ise Başbakan tarafından öpülme olacak büyük ihtimalle, ben bu şerefe kim nail olacak merakla bekliyorum.
Pazar günü Ayşe Arman, Hürriyet'in yeni 'beyaz çocuğu' Ahmet Hakan ile mülakat yapmış ve sevilme konusunda hayli derin meseleleri olduğu belli olan bu Ahmet Hakan'a, soruya muhatap olan bir gazeteciyi utandırması gereken şu soruyu sormuş: 'Recep Tayyip Erdoğan sizi mi Fatih Altaylı'yı mı daha çok sever?'
Sevilme arayışı hiç bitmeyecek gibi gözüken, beyaz Türklere kendisini sevdirmek için neredeyse bir ömür tüketen ve sonunda onlar tarafından hala daha tam sevilemese bile sevilme gayretleri sonunda bizzat metamorfoza uğrayıp yarım
beyaz Türkleşen Ahmet Hakan bu soruya kendisine acı gelmiş olması gereken bir cevap vermiş ve 'Başbakan, Fatih Altaylı'yı benden daha çok seviyor' deyivermiş. Bu cevabı okurken insan üzülüyor değil mi sevgili okurlar. Bu cevabı veren insana, onun sevilmemesine ve de bizim mesleğin sonunda düştüğü duruma üzülüyor insan elinde olmadan.
Peki Ahmet Hakan'ın dediği doğruysa Fatih Altaylı için sevinmemiz mi gerekiyor yoksa üzülmemiz mi? Bence sevinmemiz gerekiyor; çünkü Fatih Altaylı kendisini Başbakan'a sevdirmek için öyle fazla atraksiyon yaptı ki, kendisini öylesine yeniden tanımladı ki, Başbakan hala bunca cilve sonunda onu daha fazla sevmeseydi Altaylı'ya da ayıp olurdu.
Altaylı'nın hayli ilginç olan evriminin sonunda geldiği yer de pek enteresan. Ahmet Hakan ise sevgi konusunda tatmin olmamanın hırsını bakalım nereden ve nasıl alacak, merak ediyorum (Nişantaşı'nda kız meselesini bahane ederek kavga çıkarıp hırsını alabilir). İster misiniz ikisi 'seni-beni daha fazla seviyor' tartışması sonunda kavgaya tutuşsunlar. Bunu Ahmet Hakan'a pek tavsiye etmem; çünkü Fatih Altaylı Van'dan çıkmış ikinci güçlü varlıktır (ilki Van canavarıdır, yıllar önce Hürriyet'in sürmanşetinden halka tanıttığı bu canavar o günden bu yana depresyonda, artık medyada gözükmek istemiyorum, diyerek tavır koymuş ve saklanmış durumda).
Ahmet Hakan da belki eskiden güçlü olabilir ama beyaz Türk olma sürecine girdiğinden bu yana diğer beyaz Türkler gibi zayıflaştı. İkisi kavga etseler Fatih Altaylı onu TIR çarpmışa benzetir.
Özetle; bu sevilme yarışı artık utanç verir oldu ve de sıktı değil mi sevgili okurlar. Bilinen veya bilinmesi gerektiğini düşündüğüm doğruları burada sıralamak da pek istememekle birlikte, bir gazetecinin iktidar sahiplerince sevilmesi övünülecek bir şey değildir, bana söylense utanacağım bazı sözleri bazı adamlar daha fazla sahiplenme yarışına çıkmış gibiler. Ben merak ediyorum; acaba Başbakan bu insanlara saygı duyuyor mudur ki, sevdiği hoşlandığı ve egosunu tatmin ettiği muhakkak, ama saygı duyabiliyor mu? Sorunun cevabı 'evet' ise dengi dengine gelmiş demektir, pek de yakışıyorlar birbirlerine.
YAZI: Serdar TURGUT
KAYNAK:
Milliyet'te yayınlanan güce tapınmanın belgesinden sonra Hürriyet yarışta geri kalmamak için pazar günü atılım yaptı. 'Başbakan kimi daha fazla seviyor' yarışması, Doğan Medya Grubu'nun iki gazetesi arasında daha da kızışarak sürecek gibi. Kazananın ödülü ise Başbakan tarafından öpülme olacak büyük ihtimalle, ben bu şerefe kim nail olacak merakla bekliyorum.
Pazar günü Ayşe Arman, Hürriyet'in yeni 'beyaz çocuğu' Ahmet Hakan ile mülakat yapmış ve sevilme konusunda hayli derin meseleleri olduğu belli olan bu Ahmet Hakan'a, soruya muhatap olan bir gazeteciyi utandırması gereken şu soruyu sormuş: 'Recep Tayyip Erdoğan sizi mi Fatih Altaylı'yı mı daha çok sever?'
Sevilme arayışı hiç bitmeyecek gibi gözüken, beyaz Türklere kendisini sevdirmek için neredeyse bir ömür tüketen ve sonunda onlar tarafından hala daha tam sevilemese bile sevilme gayretleri sonunda bizzat metamorfoza uğrayıp yarım
beyaz Türkleşen Ahmet Hakan bu soruya kendisine acı gelmiş olması gereken bir cevap vermiş ve 'Başbakan, Fatih Altaylı'yı benden daha çok seviyor' deyivermiş. Bu cevabı okurken insan üzülüyor değil mi sevgili okurlar. Bu cevabı veren insana, onun sevilmemesine ve de bizim mesleğin sonunda düştüğü duruma üzülüyor insan elinde olmadan.
Peki Ahmet Hakan'ın dediği doğruysa Fatih Altaylı için sevinmemiz mi gerekiyor yoksa üzülmemiz mi? Bence sevinmemiz gerekiyor; çünkü Fatih Altaylı kendisini Başbakan'a sevdirmek için öyle fazla atraksiyon yaptı ki, kendisini öylesine yeniden tanımladı ki, Başbakan hala bunca cilve sonunda onu daha fazla sevmeseydi Altaylı'ya da ayıp olurdu.
Altaylı'nın hayli ilginç olan evriminin sonunda geldiği yer de pek enteresan. Ahmet Hakan ise sevgi konusunda tatmin olmamanın hırsını bakalım nereden ve nasıl alacak, merak ediyorum (Nişantaşı'nda kız meselesini bahane ederek kavga çıkarıp hırsını alabilir). İster misiniz ikisi 'seni-beni daha fazla seviyor' tartışması sonunda kavgaya tutuşsunlar. Bunu Ahmet Hakan'a pek tavsiye etmem; çünkü Fatih Altaylı Van'dan çıkmış ikinci güçlü varlıktır (ilki Van canavarıdır, yıllar önce Hürriyet'in sürmanşetinden halka tanıttığı bu canavar o günden bu yana depresyonda, artık medyada gözükmek istemiyorum, diyerek tavır koymuş ve saklanmış durumda).
Ahmet Hakan da belki eskiden güçlü olabilir ama beyaz Türk olma sürecine girdiğinden bu yana diğer beyaz Türkler gibi zayıflaştı. İkisi kavga etseler Fatih Altaylı onu TIR çarpmışa benzetir.
Özetle; bu sevilme yarışı artık utanç verir oldu ve de sıktı değil mi sevgili okurlar. Bilinen veya bilinmesi gerektiğini düşündüğüm doğruları burada sıralamak da pek istememekle birlikte, bir gazetecinin iktidar sahiplerince sevilmesi övünülecek bir şey değildir, bana söylense utanacağım bazı sözleri bazı adamlar daha fazla sahiplenme yarışına çıkmış gibiler. Ben merak ediyorum; acaba Başbakan bu insanlara saygı duyuyor mudur ki, sevdiği hoşlandığı ve egosunu tatmin ettiği muhakkak, ama saygı duyabiliyor mu? Sorunun cevabı 'evet' ise dengi dengine gelmiş demektir, pek de yakışıyorlar birbirlerine.