Başbakan’ın onlarca dakika dinlenilmesi tesadüf olamaz
Abone olParalel yapıya yönelik casusluk soruşturmasında 11 şüphelinin tutuklandığı mahkeme kararında “Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Sefer Turan’ın k...
Paralel yapıya yönelik casusluk soruşturmasında 11 şüphelinin
tutuklandığı mahkeme kararında “Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Sefer
Turan’ın kullandığı telefonla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çok
sayıda başka ülke, devlet büyükleri ile yaptığı ve devlet güvenliği
açısından gizli kalması gerektiği düşünülen bir takım görüşmelerin
tespit edildiği" ifade edildi.
İstanbul Terörle Mücadele eski Şube Müdürü Yurt Atayün’ün de
aralarında bulunduğu 11 kişinin tutuklandığı paralel yapıya yönelik
Casusluk soruşturmasında mahkeme kararında eski Adalet Bakanı
Sadullah Ergin ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
bir çok görüşmesinin kayıt altına alındığını ifade etti.
Söz konusu dinlemelere ilişkin “ 10.09. 2013 tarihi saat 16.56’da
23......42 ID numaralı görüşmede Furkan Torlak’ın Başbakanın
Danışmanı Mustafa Varank ile yaptığı, dış politikaya ilişkin önem
arz ettiği değerlendirilen görüşmenin tespit edilerek kayıt altına
alındığı ve görüşme içeriğinin tape yapılmak suretiyle yazılı hale
getirildiği; Yine HAS Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Erol
Dilaver’in yine eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in danışmanı
Adnan Boynukara’nın dinlendiği, bu kapsamda Adnan Boynukara’ya ait
telefondan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile HDP Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’In birden çok görüşmelerini, yine Adnan
Boynukara ile HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan arasında çok
sayıda telefon görüşmelerinin tespit edilip kayıt altına alındığı"
ifadelerine yer verildi.
“HAKAN FİDAN’A TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ GİBİ GÖSTERİLEREK ’EMİN’ KOD ADI
VERİLDİ”
"AK Parti eski Milletvekili iş adamı Faruk Koca’nın Kudüs Ordusu
Terör Örgütü ile irtibatta olup olmadığının tespiti ve
bağlantılarının ortaya çıkarılması için kullandığı telefonların
dinlendiği” hatırlatılan kararda “bu bağlamda Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve
Fidan’ın özel kalemi Edip Ali Yavuz ile olan bir takım
iletişimlerin tespit edilip kayıt altına alındığı ve bunlardan bir
kısmının da tape dökümleri yapılmak suretiyle yazılı hale
getirildiği söz konu iletişimlerin bir kısmının içeriklerinin
devlet güvenliği açısından önem arz ettiği ve gizli kalması
gerektiği düşünülen görüşmeler olduğu bu kapsamda çok sayıda
tapelerin olduğu, yapılan tape dökümlerinde MİT Müsteşarı Hakan
Fidan’ın terör örgütü üyesi gibi gösterilerek ’Emin’ kod adı
verildiği" anlatıldı.
BAŞBAKAN’IN DİNLENMESİ
Kararda Başbakan Erdoğan’ında danışmanlarının telefonları üzerinde
yaptığı görüşmeler üzerinden dinlenildiği ifade edildi.
Kararda Başbakan Erdoğan’ın dinlemelerine ilişkin şu ifadelere yer
verildi; “T.C Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baş müşaviri olarak
görev yapan Sefer Turan’ın konumu itibari ile çok sayıda yabancı
görevliler ile yaptığı görüşmelerin dinlendiği, Sefer Turan’ın
konumu itibariyle yaptığı görüşmelerden dolayı soruşturmaya dahil
edilerek Kudüs Ordusu Örgütü ile irtibatta olup olmadığının tespiti
ve bağlantılarının ortaya konulabilmesi, örgüt içerisindeki
hiyerarşik yapının deşifre edilebilmesi amacıyla şahıs tarafından
kullanılan telefonların iletişim takibin yapıldığı, yine Sefer
Turan’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın baş müfettişi olarak
görevi dolayısıyla kullandığı telefon hatları üzerinden yapılan ve
devlet güvenliği açısından önem arz ettiği düşünülen görüşmelerin
bulunduğu bu kapsamda Sefer Turan’ın kullandığı telefonda Başbakan
Erdoğan ile Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un görüşmesi,
yine Sefer Turan’ın kullandığı telefondan Başbakan Erdoğan ile
Filistin Başbakanı İsmail Haniye’nin görüşmesi, yine Sefer Turan’ın
telefonundan Başbakan Erdoğan ile Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud
Abbas’ın görüşmesi olmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çok
sayıda başka ülke, devlet büyükleri ile yaptığı ve devlet güvenliği
açısından gizli kalması gerektiği düşünülen bir takım görüşmelerin
tespit edildiği" ifade edildi.
“DİNLENİLEN KİŞİLERİN TERÖR İLE İLİŞKİLENDİRİLEMEYECEĞİNDEN
TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ”
"Tutuklama kararı verilen şüphelilerin soruşturma kapsamında
bulunan evraklarda, çok sayıda çeşitli tarihli doküman inceleme
tutanağında imzalarının bulunduğu" ifade edilen kararda İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verilen
Tevhid-Selam Örgütü Soruşturması’na da değinilerek, "Terör örgütü
üyeliği ve yöneticiliği ile ilişkilendirilerek haklarında telefon
dinleme teknik fiziki takip kararları alınan şüphelilerden bir
kısmını kamuoyunda da tanınan siyaset adamı, yazar, gazeteci,
akademisyen, iş adamı, devlet yönetiminde görevli üst düzey
bürokrat, bir kısmının da sivil toplum kuruluşları olduğu ve terör
ile ilişkilendirilebilinecek herhangi bir faaliyetlerinin olmadığı
için takipsizlik kararı verildiği" belirtildi.
“BAŞBAKAN’ININ DİĞER ÜLKE CUMHURBAŞKANLARI VE BAŞBAKANLARI YAPTIĞI
GÖRÜŞMELERİNİN KAYIT ALTINA ALINMASININ TESADÜF OLAMAZ”
"Dinlenen şahısların şüpheliler tarafından bilinçli olarak
iletişime müdahale edilmek suretiyle gerçeğe aykırı olarak kişiler
arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınmasının sağlandığı,
bu konuda gerçeğe aykırı belge düzenledikleri, bu belgelerin resmi
belge oldukları, zira görev gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi
bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgenin
başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi ile resmi belgede
sahtecilik suçunun oluşacağı, bu dinlemelerin kod adı verilmek
suretiyle yapıldığı, bu dinlemeler sonucu elde edilen verilerin
içeriklerinin devlet güvenliği açısından önem arz ettiği ve gizli
kalması gereken bilgiler olduğu bu haliyle bu bilgilerin temini ile
siyasal ve askeri casusluk suçunun oluşacağı, zira ülke
Başbakanının diğer ülke Cumhurbaşkanları ve Başbakanları ile
onlarca dakika görüşmelerinin dinlenmesinin ve kayıt altına
alınmasının tesadüf olmayacağı, bu dinlemelerin gerçek kişilerin
kimliklerinin mahkemelerden saklanarak yargıyı yanılttıkları, eksik
ve yanlış bilgi verilmek suretiyle yapılan dinlemelere amaç dışı
kullandıkları, bizzat dinlemeyi yapan kişilerin dinlemelerin
içeriği ve hangi amaç için kullanılacağı konusunda bilgilerinin
olmayabileceği, ancak sorumluluk noktasında rütbeli görevlilerin
ham dinlemelerin hangi kısmının çıkarılıp hangi kısmının
çıkarılmayacağına karar verdikleri, bu noktada içeriğe vakıf
oldukları anlaşılmaktadır"
(İHA)