CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'nun "Bana ne
Cemaat'ten?" sözü, oy beklentisinden başka bir
şey değil. İktidara veryansın ederken, Cemaat'i
sıcak tutuyor bir başka deyişle!
Cemaat bu beklentiyi karşılayacak mı
peki?
Fethullah Gülen
Hocaefendi,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yazdığı
mektupta, yaşanan seçim sürecinde geçmişte oldukları yerde
olacaklarını söylemişti hatırlarsanız. İşte bu söz,
Kılıçdaroğlu'nun beklentisini seçime epey vakit varken, boşa
çıkarıyor.
"24 saat, siyasette çok uzun bir
zamandır" Süleyman Demirel'in sözüydü... Seçime
daha üç ay var; buna rağmen ben
şimdiden "Cemaat'ten CHP'ye ekmek
yok" diyebilirim.
*
CHP'ye ekmek yok
ama, Cemaat bu konuda gözünü
karartmış!
Cemaat, "seçim sürecinde geçmişte oldukları
yerde" olmayacak çünkü!
Bu bir talimat mı peki?
Bilmiyorum...
Bildiğim o ki, Cemaat'e gönül
verenler, sıkça "Saadet Partisi"nden
söz etmeye başladı!
Cemaat'ten tanıdığım, bildiğim,
konuştuğum herkesin ağız birliği
etmişçesine "Saadet" demesi,
bana pek tesadüf gibi gelmiyor.
Yanılıyor olabilirim.
Kimsenin bu konuda, "Evet biz öyle bir karar
aldık" diyeceğini de sanmıyorum.
Gelecek olan itirazlara, kapı ardına kadar açık!
BAŞBAKAN'IN EVİNDEN BİR KAMYON DOLUSU PARA ÇIKARILMIŞ
DUYDUNUZ MU?
Yolsuzluk ve rüşvet söz konusu olunca,
millet olarak rakamları abartmayı seviyoruz. Yapılan hırsızlığa,
bonus hırsızlıklar bizden hediye.
"(... ) biliyor musun?"
Kendisine aktarılan bilgileri (!) ortaya saçan
her mesleğin erbabı kimseler "yolsuzluk ve
rüşvet" bonusu dağıtmaya pek meraklı:
"Biliyor musun, 2. operasyon hazırlığı öncesinde,
Başbakan Erdoğan'ın evinden bir kamyon dolusu para kaçırılmış!"
- Öyle mi?
- Valla bak!
Can Ataklı ile bu konuda dil döktük biraz.
- İnanıyor musun bu saçmalığa?
- Öyle diyorlar!
- Para saklamak için Başbakan'ın evi en güvenli yer,
varsa öyle bir para içeriden niye çıkarılsın?
Oğlu evinde kalıyor diye Zafer Çağlayan'ın evine
polis giremedi hatırlarsanız. Can Ataklı bile, bunu bildiği halde,
ortaya atılan saçma sapan iddialara itibar ediyorsa, bir taraf bu
konuda iyi çalışıyor demek ki.
Avukat, gazeteci veya bir başka mesleğin erbabı olan
kimseler, Zafer Çağlayan'ın evine giremeyen polisin,
Başbakan'ın evine de giremeyeceğini bilmiyor mu?
Biliyor bilmesine de...
Bir güç bilinen doğruyu ters yüz edebiliyor
işte!