Uzun yıllar idarecilik yapmış, ülke çapında yarışmalarda görev
almış, bir folklor uzmanı/sanatçı/akademisyen olarak söylemek
isterim ki;
Ülkemizde her şey o kadar kötü değil, güzel şeyler de
oluyor...
Bunu herkes görüyor, izliyor...
3. köprü, marmaray, hızlı trenler, barajlar, tüneller v.b. bunun
bir göstergesi...
Ancak, belirli bir kesimde şöyle bir olgu var;
Bunların hepsi olsun, ülke gelişsin, ama AK Parti
yapmasın!..
Bu, çözücü/doğru bir muhalefet tarzı değil...
Siyaset projelerle yapılır, ortaya çıkılır, halka anlatılır ve
oy alınır...
Bunun başka yolu yok (artık yok!) maalesef...
Zaten Güneydoğu Anadolu'da 2 parti var: AK Parti ve BDP
Şimdi Diyarbakır buluşmasına bakalım;
Sn.Başbakan bir proje ile Diyarbakır'a geldi...
Yanında Bakanları, Valileri, Yerel Yöneticileri ile
birlikte...
37 yıl sonra Şivan Perwer'in ülkemize gelmesi ve 2011 de
silahlı saldırıya uğrayan İbrahim Tatlıses'le ortak bir
düeti,
Mesut Barzani'nin 21 yıl sonra Güneydoğuya gelmesi,
törenlere katılımı,
Açılışlar...
Ve
En önemlisi barış sürecinin devamının, o yöre yetkilileri ve
halkı ile paylaşımının yapılması.
Yüzlerce akredite olmuş yerli-yabancı medya kuruluşları...
Bunlar kazanım değil midir?
Yok siyasetmiş, yok oy kapma yarışıymış...
Öyle bile olsa,siz yapsaydınız, elinizi tutan mı vardı?..
Ekranlardan, o yüzlerdeki gülümsemeyi, halkın
izdihamını izlemediniz mi?
Sn. Başbakanımıza -haddimiz olmasa da-bir çağrımız var;
Sn. Başbakanımız,;
Hem barış süreci için,
Hem önümüzdeki yerel,genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri
için,
İstanbul aşığısınız ama, haftanın bir gününü Diyarbakır'da
geçirmenize yarar var...
Böylece, Başbakanlık forsu, bayrağımız, görevliler Diyarbakır ve
civar illerde dolaşacak, yakın ilçelerle daha iyi
ilişki kurulabilecektir...
Bunu "bir siyasetçi duayeni" olarak siz daha iyi
bilirsiniz...
" Diyarbakır " bu ülkenin bir ilidir, bir başkent
değildir;
Mardin'den, Hatay'dan v.b. farkı yoktur...
Bu, bizce önemli bir adım/mesaj olacaktır.
Törene katılan sanatçıların dediği gibi;
"Barış için elini taşın altına koyan her kişi başımızın
üstündedir."
Ve, sizin dediğiniz gibi; "Ortak medeniyetimizin sonucu olan
Diyarbakır'ın hepimizin şehri olduğunu, yeni Türkiye'de ayrımcılık,
inkar,ret ve asimilasyon olmayacağını, şu anda T.C. Hükümeti olarak
Diyarbakır'a 880 trilyonun kazandırıldığını" sürekli
vurgulamak lazım...
Saygılarımla...
Yazımın sonunda, halk arasında, adeta sosyolog görevi gören,
aşıkların/ozanların deyişlerine yer verelim;
Öğretmenim/Aşık Sarıcakız/Eskişehir
Okul, petek, çocuk, arı,
Bal yapalım öğretmenim.
Türlü renkten çiçek çiçek,
Dal yapalım öğretmenim.
İkiliği ezip geçen,
Kötülüğü kökten biçen,
Kardeşliğe kucak açan,
Kol yapalım öğretmenim.
Laik, uygar olsun vatan,
Çaban yoksa senin hatan,
Silah değil kalem tutan,
El yapalım öğretmenim.
Sarıcakız bugün yaya,
Gidersin de köyden köye,
Hakkariden bir gün aya,
Yol yapalım öğretmenim.
Türkiye/Ozan Ezgili Kevser/Çorum
Ne kültürün ne eğitimin kaldı,
Aydınların hala sürgün Türkiye.
Cazı, copu başta yerini aldı,
Ozanların sana dargın Türkiye.
Ekonomin onmaz derin yaralı,
El koydu olaya dünya kıralı.
Takiben gönderdi icra kurulu,
Ekonomin bozuk durgun Türkiye.
Yasaları dizdi bir bir sıralı,
Uygulayanların hepsi buralı,
Bir avuç insanı etti paralı,
Bankaların talan vurgun Türkiye.
Soırayla satılık verimli kitler,
Yedikçe yiyor da doymuyor bitler,
Korkusundan sinmiş kimsesiz fertler,
Vatandaşın sessiz yorgun Türkiye.
Ezgili Kevserim bu eza niye,
Adam sen de boşber diye diye,
Ülken ediliyor sana hediye,
Daha merhem tutmaz sargın Türkiye.
Nasihat/Aşık Gülçınar/Sivas
Karanlığı yarmak için,
Aydınlığa ermek için,
Menziline vurmak için,
Can incitme aman oğlum.
Çaban yarış için olsun,
İlme varış için olsun,
Kavgan barış için olsun,
Can incitme aman oğlum.
Sevdan birlik için olsun,
Huzur dirlik için olsun,
Yiğit erlik için olsun,
Can incitme aman oğlum.
Seni mecbur etmedikçe,
Kötü emel gütmedikçe,
Yurduna göz dikmedikçe,
Can incitme aman oğlum.
Gülçınar'ım dinler isen,
Sen sözümü anlar isen,
Allah'ını sever isen,
Can incitme aman oğlum.