Başbakanımıza diz çöktürmek istiyorlar
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hükümete karşı yürütülen kampanyaya dikkat çekti ve hedefteki ismi açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bu seçimi bize zehir
etmeye çalışıyorlar. Belediye seçiminden çıkarıyorlar. Hükümete
karşı operasyon yapıp AK Parti iktidarına son vermek, dünyanın
tanıdığı büyük lider, halkımızın sevgili kahramanı Başbakanımıza
diz çöktürmek istiyorlar" dedi.
Helikopterle Yalova Atatürk Stadyumu'na inen Arınç'ı, Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal ve partililer karşıladı. İstanbul Caddesi'ndeki seçim irtibat bürosunu ziyaret eden Arınç, burada yaptığı konuşmada, seçimlerin belediye seçimlerinden çıkarılma gayreti olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu seçimi bize zehir etmeye çalışıyorlar. Belediye seçiminden çıkarıyorlar. Hükümete karşı operasyon yapıp AK Parti iktidarına son vermek, dünyanın tanıdığı büyük lider, halkımızın sevgili kahramanı Başbakanımıza diz çöktürmek istiyorlar. 'Çok oldu' diyorlar. 'Bu kadar istikrar fazla' diyorlar. 'Biz artık sandıkla, seçimle işbaşına gelemiyoruz, Türkiye çok güçlendi' diyorlar. Türkiye'nin dediği oluyor. Başkaları ekonomi krizi içerisinde, biz çok iyi gidiyoruz. Başkalarında savaş, karmaşa, kavga var. Türkiye'de barış var. Başka ülkelerde terör var. Bizde çözüm süreci var. 'Artık gidin.' Gidelim, biz kazık çakmadık ama demokrasilerde onun da usulü var. Sandığa gideriz millet seni daha çok isterse seni başa getirir. Milletin 'evet' dediğine biz 'hayır' demeyiz. Unutmayın Türkiye'de halk sandıkta hep ders verdi."
CHP ve MHP'nin seçim politikasını eleştiren Arınç, şöyle devam etti:
"Ey Cumhuriyet Halk Partisi. Sen bu seçimde hakaret ediyorsun,
bağırıyor, çağırıyorsun, hükümeti eleştiriyorsun ama kendine de bir
hedef koyman lazım. Nasıl anamuhalefet partisisin sen? Mesela şunu
demen gerekir: 'Bu seçimlerde yüzde 30 oy alamazsam genelde, ben
genel başkanlığı bırakırım.' Buna 'evet' dedi mi, duydunuz mu?
Böyle bir hedef var mı, yok. Bahçeli'ye biraz daha saygım var. Onun
ağzından hiç olmazsa lağım gibi sözler çıkmıyor öbürü gibi. O
hakaret etmesini çok fazla beceremiyor öbürü gibi. Seni seviyorum.
Senin için de yüzde 20 barajını koydum. Sen de deki; 'Bu seçimlerde
yüzde 20 alamazsam, 20 senedir kör topal bu genel başkanlığı
götürdüm ama bırakırım.' Hedef koymak lazım. O yüzden hedef
koymuyor. Sayın Bahçeli diyor ki; 'sizin oyunuz yüzde 51, 50’ye
düşerseniz...' Yüzde 50'yi görüyor ama kendisi yüzde 20'yi kabul
etmiyor. Öbürü yüzde 30'dan bahsetmiyor. Bir saat konuşuyor
Kılıçdaroğlu, 55 dakikasında 3 tane kelimeyle Başbakanımıza hakaret
ediyor. Bir siyasetçiye yakışmayacak, bir genel başkana
yakışmayacak edep, ahlak dışı sözlerle hakkında iddianame,
soruşturma bile olmayan, muhalefetin meclis soruşturması bile
istemediği bir Başbakan'a kendisi savcı olmuş, hakim olmuş kararı
vermiş, 'sen hırsızsın, sen baş çalansın' diyor. Bak senin
hakkında 7 tane fezleke var. Birisinin de çok yönlü bir mitingden
dolayı fezlekesi var. Benim adetim değildir insanın seçim
bölgesinden adını söyleyip de kafasını yere çarpmak. Utanırım
bundan, haya ederim ama Anayasa Komisyonundaki fezlekesi duruyor
bunun. O yüzden hakkında fezleke, iddianamesi olan, 11 tane
dolandırıcılıktan, hakaretten, görevli memura fiili mukavemetten,
resmi evrakta sahtekarlıktan 95 tane CHP milletvekilinin ve daha
fazla MHP milletvekilinin, bir o kadar AK Partili milletvekilinin
dokunmazlığı varken hiçbirisi hakkında ırz düşmanı, sahtekar, şucu,
bucu demediğimize göre, sen sadece internette yayınlanan montaj
sahtekarlık kokan bir ses kaydından dolayı Başbakanımıza nasıl
hakaret edebilirsin? Utanmıyor musun, yüzün kızarmıyor mu?"
BÜYÜK BİR ALÇAKLIK VATAN HAİNLİĞİ YAPTILAR
Seçimin yerel seçim olmaktan çıkarıldığını dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetimize karşı yöneltilen bir savaş haline getirdiler. Bana, Başbakanımıza, Ahmet'e, Mehmet'e sahte ses kayıtlarıyla kişilik haklarımıza müdahale edebiliyorlar. Bunlara üzülüyoruz, kızıyoruz, yasal tedbirlerimizi alıyoruz ama daha dün akşam çok büyük bir alçaklık yaptılar. Vatan hainliği yaptılar. Devletimizi yıkmak için bir komployu açıkladılar. Biz de yasal haklarımızı kullandık. Şahısların söz konusu olduğu bir yerde bunu hazmedebilirsiniz ama bu devlet, bu bayrak, bu vatan bizim. Bu ülkenin güvenliği bizim en büyük sorumluluğumuz. Bu komployu yapanların, bu ihaneti işleyenlerin elbette hesapları görülür ama öncelikle bunları kınamak gerekmez mi? Bunları lanetlemek gerekmez mi? Türkiye ile ilgili, dış politikamızla ilgili bir konunun, Caber Kalesi'ndeki Süleyman Şah Türbesi'ndeki Türk Bayrağına, Türkiye'nin egemenliğine vuku bulacak bir tecavüze karşı Türk askerinin ne yapacağının konuşulduğu bir toplantının ortam dinlemesi ile kayıtları tutulur ve Türkiye adına servise konulursa iktidarın da muhalefetin de buna karşı çıkması gerekmez mi? Peki Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri nedir. 'Bırakın konuşulsun biz Esed rejiminden yanayız. Esed gücenmesin. Türkiye'yi savaşa sokacaklar.' Bu heyecan ve bu korku Türkiye'nin anamuhalefet liderine yakışıyor mu?"
Cuma namazını Kubbeli Camisi'nde kılan Arınç, daha sonra karayolu ile Bursa'ya hareket etti.