Başbakanı iç savaş korkutuyor
Abone olLübnan Başbakanı Hariri, üykede bir iç savaş çıkmasını istemediklerini bildirdi
Lübnan'daki siyasi kriz bugün mecliste yapılacak yeni hükümet
kurma görüşmeleriyle yeni bir boyut kazanıyor.
Görüşmeler öncesi Cihan Haber Ajansı'na özel mülakat veren Başbakan Saad Hariri, Hizbullah'ın diğer siyasi gruplara baskı yaptığını belirterek, Lübnan'ın kritik bir dönüm noktasından geçtiğini söyledi.
Hizbullah milislerinin geçtiğimiz hafta Beyrut sokaklarına indikleri hatırlatılarak bir iç savaş endişesi taşıyıp taşımadığının sorulduğu emanetçi Başbakan, "İç savaş istemiyoruz. Çatışmanın da tarafı olmayacağız." dedi.
Hassas dengelerin ve istikrarsızlıkların ülkesi Lübnan, bir kez
daha hükümet krizi ile dünya gündemine oturdu. Siyasi krize çözüm
amacıyla Suudi Arabistan ve Suriye sürecinin ardından Türkiye-Katar
girişiminin de sonuçsuz kalması ülke içindeki mevcut gerilimin
artmasına neden oldu.
Hariri, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Katar Başbakan ve
Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Casim Al Thani'nin çabalarının
sonuçsuz kalması konusunda Hizbullah'ı suçladı.
"Onlar (Hizbullah) Saad Hariri'yi başbakan olarak istemiyor. Bu
durumda nasıl bir uzlaşma olabilir?" sorusunu yönelten Hariri,
Hizbullah'ın kuracağı bir hükümette yer almayacaklarını ve güvenoyu
vermeyeceklerinin altını çizdi.
Hükümet kurma konusunda kilit konumda bulunan Dürzi lider Velid
Canbolad, cuma günü düzenlediği basın toplantısında Hizbullah'tan
yana tavır alacağını duyurmuştu. Ancak Canbolad'ın yer aldığı 11
vekilli ittifaktan sadece 7 vekilin Hizbullah blokuna destek
vermesi bekleniyor.
128 sandalyeli mecliste yeni hükümet için 65 vekilin desteği
gerekiyor. Hizbullah destekli 8 Mart ittifakının 57 sandalyesi
mevcut. Bu nedenle bugün ve yarın yapılacak görüşmeler öncesi hala
net bir tablo bulunmuyor.
"ADALET İNTİKAM DEĞİL SADECE ADALETTİR"
Hizbullah'ın geçtiğimiz hafta Hariri hükümetinin düşmesine yol açan istifa hamlesinin arkasında, eski Başbakan Refik Hariri'nin 2005'te hayatını kaybettiği suikastı araştıran Özel Mahkeme'nin kendisini hedef alacağına dair endişesi bulunuyor.
"Babasının intikamı ile Lübnan'ın geleceği arasında bir seçim noktasında olduğuna" dair yorumların hatırlatıldığı Hariri, "Adalet intikamla ilgili değildir. Adalet adalettir." dedi.
Hariri, söyle devam etti: "Bazıları mahkemeyi
Lübnan'a tehdit olarak hissedebilir. Adaletin tehdit eden bir şey
değil, aksine istikrar getirdiğine inanıyorum. Lübnan'da çok zor
bir dönüm noktasından geçiyoruz. İşlerin nereye gideceğini
göreceğiz."
Babasının suikastını araştıran Özel Mahkeme'de sürecin devam
ettiğini belirten Başbakan, hakime sunulan iddianamenin içeriği
konusunda ise hiçbir bilgisinin olmadığını vurguladı.
"ÖNEMLİ OLAN LÜBNAN'IN BİRLİĞİ"
Saad Hariri, Şam ve Tahran'a yaptığı ziyaretlere rağmen bu ülkelerin tutumlarının neden değişmediğine ilişkin soruya ise şu karşılığı verdi: "Bunu onlara sorun. Başka ülkelerin hükümetlerinin tutumlarına dair yorum yapmayacağım. Benim tek derdim Lübnan'ın birliği. Çok sayıda sorunla karşılaşabiliriz. Sadece Lübnan'ın birliği bunların üstesinde gelebilir."
Hariri, Şam ve Tahran ziyaretlerini "babasının suikastını unuttu" şeklinde değerlendirilmesine de karşı çıkarak, "Bunlar farklı şeyler. Ben Lübnan'ın başbakanıyım. Lübnan'ın çıkarlarına göre çalışırım. İran ve Suriye ile iyi ilişkiler kurmak zorundayım. Bu Saad Hariri'nin kişisel çıkarı değil, Lübnan'ın çıkarıyla ilgili." ifadelerini kullandı.
"İÇ SAVAŞ İSTEMİYORUZ"
Mevcut krizin bir iç çatışmaya dönüşme ihtimalini de değerlendiren Hariri, bir iç çatışmanın çıkması için iki tarafın bulunması gerektiğine vurgu yaptı: "Biz bir iç savaş istemiyoruz. Biz iç çatışmanın her türüne karşıyız. Sivil istikrarsızlığın her türüne karşıyız. Ülkeyi böyle bir şeye iten taraf olmayacağız. Biliyorsunuz askeri kabiliyeti olan bir grup var ve o biz değiliz."
"DEĞİŞİM SİNYALİNİ KARŞI TARAFIN VERMESİ GEREKİYOR"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun taraflardan değişim sinyali
gelmesi durumunda yeniden görüşmelere başlayabilecekleri yönündeki
açıklamaları konusunda ise Hariri, "Karşı tarafın (Hizbullah)
benden istediği tek değişim sinyali, aday olmamam. Onlara bunu
vermeyeceğim. Sinyali verecek tarafın ben değil onların olduğu
açık." dedi.
Türkiye ve Lübnan ilişkilerinin geleceğini de değerlendiren
Başbakan Hariri, bölge ülkelerine ince göndermelerde bulundu.
"İkili ilişkilerin en güzel yanı, Türkiye'nin çok büyük olduğu
Lübnan'a egemen ve bağımsız bir devlet olarak saygı duymasıdır.
Lübnan halkına saygı duymasıdır. Bu da Lübnanlıları Türkiye ile
ilişkilerde daha rahat bir hale getiriyor. Bu Lübnan'da çok takdir
ettiğimiz bir şey." diyen
Başbakan, şöyle devam etti:
"Birlikte yapacağımız çok şey olduğuna inanıyorum. Sadece
Serbest Ticaret Anlaşması değil hizmetler konusunda da bir anlaşma
yapılmasını bekliyoruz. İlişkilerin geleceğinde sadece olumlu
sonuçlar göreceğimizi düşünüyorum."
"TÜRKİYE'NİN ÇABALARINI TAKDİR EDİYORUZ"
Hariri, Türkiye'nin bölgede oynadığı rolden övgüyle
bahsetti.
"Türkiye'nin bölgede barış ve istikrarla yapmaya çalıştığı
şeyleri çok takdir ediyoruz. Başbakan Erdoğan Lübnan'a geldiğinde
bölge barışı ve istikrarı konusunda çok açık mesajlar verdi. Çünkü
barış ve istikrar bölgede büyüme ve ekonomik refah getirecek."
yorumunda bulundu.
Hariri, Lübnan'daki krizin Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan
arasındaki oluşturulmakta olan ekonomik entegrasyon sürecini
olumsuz etkilemeyeceğinden de emin konuştu: "Kim gelirse gelsin
imzalanan anlaşma var ve süreç devam edecek."