Başbakanı gaza getiren yazarlar
Abone olErdoğan'ın, bazı köşe yazarlarını kastederek söylediği 'Bize gaz vermeyin. Biz ne yapacağımızı iyi biliriz' sözleri sahibini arıyor.
Erdoğan'ın, bazı köşe yazarlarını kastederek söylediği 'Bize gaz
vermeyin. Biz ne yapacağımızı iyi biliriz' sözleri sahibini
arıyor.
Başbakan, Balyoz Darbe Planı iddiasının yayımlanmasının ardından
köşelerinde iktidara tavsiyelerde bulunan kalemleri mi hedef
aldı?
'Balyoz' 20 Ocak'ta Taraf'ta manşet olduktan sonra gazetelerindeki
köşelerinde Başbakan'a kim ne tavsiye etti...
- HESAP SORUN Hasan Cemal (Milliyet-25 Ocak):
Balyoz, bal gibi bir darbe planıdır. AK Parti'yi hedef alan ve
demokrasiyi, millet iradesini, hukukun üstünlüğünü zerre kadar
takmayan bir darbe planı... Ve darbe planlarının, tertiplerinin
hesabını soramayan bir Türkiye'de, askerini hukukun içine çekemeyen
bir Türkiye'de ne demokrasi olur, ne hukuk devleti, ne de siyasal
istikrar... Sorun 'asker sorunu'dur!
- MÜSAİTKEN DEĞİŞTİRİN Nazlı Ilıcak (Sabah-25
Ocak): Madem yanlış anlamaların önü kesilemiyor, hazır
ortam da müsaitken, AK Parti, muhalefetle de işbirliği yaparak,
Anayasa'nın 145. maddesini değiştirsin. (MHP buna hazır olduğunu
ifade etti.) Bunun yanı sıra, tek başına kalsa dahi, İç Hizmet
Kanunu'nun 35. maddesi ile hatalı uygulamaya yol açan EMASYA
protokolünü tamamen ortadan kaldırsın. Bu adımları atarken, hem
medyadan destek gelecektir, hem de siyasetçilerden...
- KIRMIZI KİTAP'A SON Cengiz Çandar (Radikal-23
Ocak): Hiçbir demokratik hukuk devleti, 'Milli Güvenlik
Siyaset Belgesi' ya da 'Kırmızı Kitap' adı verilen, yasal dayanağı
bulunmayan, gizli belgelerle yönetilemez. Ülkenin en yüksek organı
olan TBMM'nin bilgisi ve denetimi dışında hiçbir belge, altında
hükümetin imzası alınmış bile olsa yasal da olamaz, geçerli de
olamaz. 'Kırmızı Kitap'a son... Demokratik hukuk devletlerinde,
Türkiye'deki gibi EMASYA protokolü, İller Kanunu, Olağanüstü Hal
Yönetmeliği vs. gibi sivil otoritenin otoritesini ortadan
kaldıracak cinsten içeriklere sahip metinler olamaz.
(22 Ocak): 'İç tehdit' değerlendirmesini kim yapıyor? Neye göre
yapıyor? Hangi hakla yapıyor? TBMM'nin denetimine tabi olmayan bir
'Milli Güvenlik Siyaset Belgesi' ve 'iç tehdit' olabilir mi? Bu
soruların muhatabı doğrudan doğruya hükümet. Bir 'hayal” senaryo'
olduğu iddia edilen 'Balyoz Güvenlik Harekatı Planı'nın 'irtica'
ile ilgili 'iç tehdit' olarak gördüğü bugünün hükümeti...
- EYLEM ZAMANI Hakan Albayrak (Yeni Şafak 25
Ocak): Eylem zamanı. Şu Anayasa değişikliği yapılacaksa
yapılsın artık. İşe, Anayasa Mahkemesi'nin ıslahıyla başlansın.
Ondan sonraki ilk iş, askeri yerli yerine oturtmak olsun.
Cuntaların meşruiyet kaynağı olarak görülen/gösterilen ifadeler
değiştirilsin. TSK İç Hizmet Kanunu'nda değişiklik yapılsın.
'Anayasa ve İç Hizmet Kanunu'nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni
kollama ve koruma görevi' falan filan... Kimse kusura bakmasın, ama
Anayasa ve TSK İç Hizmet Kanunu'nda asker” darbeye yeşil ışık gibi
anlaşılabilecek ifadeler varsa ve siviller bu ifadeleri değiştirme
iradesini gösteremiyorlarsa, kafamıza her gün bir yeni bir 'balyoz'
yememiz haktır!
- ANAYASAYI DEĞİŞTİRİN Fehmi Koru (Yeni Şafak 21
Ocak): Anayasa değişikliği arzusu bu çerçeve içerisinde
önemli bir yer işgal ediyor. AK Parti'yi kapatılma tehlikesinden
uzaklaştırmak için değil, tam tersine bir dahaki seçimden iktidar
olarak çıkacak parti veya partilerin anayasal güvenceye
kavuşturulmuş bir demokrasi içerisinde siyaset yapabilmelerini
sağlamak üzere böyle bir köklü değişikliğe ihtiyaç var. Türkiye bu
yoldan geri döndürülemez, merak etmeyin.
- ASKERE BIRAKILAMAZ Mümtazer Türköne (Zaman-24
Ocak): Milli Askeri Stratejik Konsept'in yeniden ve sivil
irade tarafından acilen yenilenmesi ve askerin önüne konulması
şart. Evet, bir ülkenin güvenliği sadece askerlere bırakılmayacak
kadar ciddi bir iş. Ordu adını verdiğimiz devasa cihazın bütün
parçalarının elden geçmesi lazım. Demokrasiyi, hukuku ve orduyu
çetelerden, darbe heveslilerinden kurtarmanın ve Türkiye'nin
güvenliğini temin etmenin yolu, hepimizin çamura saplanan tanka el
atmasına bağlı.
- İKTİDAR DAHA FAZLASINI YAPMALI Ahmet Altan (Taraf-24
Ocak): Siyasi iktidar, bu darbe planı karşısında daha dik
duruyor, eleştiriyor ama bu yetmez, siz iktidarsınız, sorumlu
sizsiniz, açıklamalar yapmak, suçlananların hukuka sevk edilmesini
sağlamak, ordunun bu darbeci ve hastalıklı yapısını değiştirmek
sizin göreviniz. Anayasa değişikliği için bir an önce harekete
geçmezseniz, yeni darbeciler yeni planlar yaparlar. DTP'nin
kapatılması karşısında sessiz durmak, hakkınızda açılacak yeni bir
davanın alttan alta biçimlenmesine engel olmayacağı gibi,
Anayasa'yı değiştirmemeniz de yeni planların hazırlanmasına engel
olmaz. Artık bu ülkeyi değiştirelim.
- SİVİL OTORİTE DİZGİNLERİ ELE ALSIN Eser Karakaş
(Star-26 Ocak): Bu sorunları TSK'nın nasıl çözeceğini
doğrusu merak ediyorum. Yapılması gereken en doğal iş sivil
otoritenin artık ve nihayet dizginleri ele geçirmesi, iç ve dış
tehdit konularına sadece TBMM'nin karar vermesi, siyasal iktidarın
da bu doğrultuda yapması gerekenleri TSK'ya emretmesi, TSK'nın
durumdan asla vazife çıkarmamasıdır. TSK'nın kendinden menkul bir
iç ve dış tehdit algısına sahip olması tüm bu yaşanan
münasebetsizliklerin temel nedenidir. Bundan sonra aklı başında
kimse YAŞ kararlarını ciddiye almayacaktır.
Balyoz mu görüştüler
BAŞBAKAN Erdoğan, 'Balyoz darbe planı'na göre başbakan olacak TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nu kabul etti. Başbakanlık Konutu'nda
gerçekleşen ikili görüşmeye Anadolu Ajansı da dahil, hiçbir
gazeteci görüntü almak üzere alınmadı. Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu hafta başında yaptığı
açıklamada, iddialara 'Darbe tezgahlamak namussuzluktur, vatana
ihanettir' diyerek sert yanıt vermiş, hiçbir şekilde bu tür
planların içinde olmadığını, olmayacağını söylemişti. TOBB Başkanı,
haberi yayımlayan gazete hakkında savcılığa suç duyurusunda
bulunduğunu belirtmişti.
Hisarcıklıoğlu, Başbakanlık Konutu'na her zaman ön kapıdan
girerken, dünkü görüşmede arka kapıdan girip yine arka kapıdan
ayrılmayı tercih etti. (Akşam)