Başbakanı bile dinliyorlardır
Abone olATO Başkanı Aygün, Başbakan Erdoğan'ın bile dinlendikleri kuşkusu taşıdığını iddia etti.
ANAYASA Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün polis
tarafından izlendiği ve dinlendiği iddiasından sonra, Ankara
Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün bakanların, hatta Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın bile dinlendikleri kuşkusu taşıdığını iddia
etti.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile eşi Filiz Büyükanıt'a
yöneltilen suçlamanın doğruluğuna inanmadığını belirten Aygün, AKP
hükümetini babadan kalan mirası satıp yiyen evlada benzeterek,
vatandaşın büyük ekomonik sıkıntı içinde olduğunu söyledi.
SADECE PAKSÜT DEĞİL
Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nın davetlisi olarak Antalya'nın
Alanya İlçesi'ne gelen ATO Başkanı Sinan Aygün, Ankara'nın son
günlerde Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün takip ve
dinlenme olayıyla çalkalandığını söyledi. Bundan çoğu kesimin
rahatsız olduğunu kaydeden Aygün, Ankara’da 5 yıldır edindiği
tecrübelerden bu rahatsızlığın sadece Paksüt'te olmadığını
bildiğini belirtti.
BAŞBAKAN BİLE KUŞKULU
ATO Başkanı olarak birçok kapıya girip çıktığını kaydeden Aygün,
“Odalarının ve telefonlarının dinlendiğinden korkan bakanlar da bu
durumdan rahatsız. Birçok bakanla telefonla konuşurken, ‘Ya bunu
yüz yüze konuşsak’ dediklerini çok iyi biliyorum. Hatta bildiğim
için söylüyorum, bu ülkenin Başbakanı, ‘odası dinleniyor’
kuşkusunda. Başbakan konuşurken birtakım konularda sessiz sedasız
konuşuyor, buna ben şahidim” dedi. Son olayın da bu işin tuzu
biberi olduğunu söyleyen Aygün şöyle konuştu:
BASINDA BU SENDROM İÇİNDE
“Zaten basın mensuplarının birçoğu da bu sendrom içinde. Bu korku
artık herkesi sarmış vaziyette. Bir bakıyorsunuz, Silahlı Kuvvetler
bu işten rahatsız. Devlet güvenlikten korkuyor. Başbakan ve
bakanlar korkuyor. Toplumun kimi kesimi paranoyak hale geldi. Yani
bu durum bir sendrom haline geldi. ‘Acaba beni de dinlerler mi’
diye. Başta bakanlar ve komutanlar olmak üzere kimse ‘Benim böyle
bir şüphem yoktu’ diyemez. Kim diyorsa cevabını veririm. Herkes bir
korku içerisindeydi. Ama son olay bu işin pimini çekti ve bombayı
patlattı.”
HERKES PARANOYAK VAZİYETTE
Dinlemeyi askeri istihbarat, jandarma istihbarat, MİT, Emniyet
Genel Müdürlüğü gibi kurumların yaptığını kaydeden Aygün sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Bir de Türk Telekom'un içindeki insanlar. Kim bunlar? Onları tam
bilmiyorum. Ankara'da şu an bu konuşuluyor. Herkes bundan rahatsız.
Pimi Paksüt çekti, ama bundan sonra bu iş devam eder mi bilmiyorum?
Belki korkar dinlemeyi keserler. Gördüğüm kadarıyla güçler
çekişmesi var Ankara’da. Ama hiç kimse ‘Ben dinliyorum,
kuvvetliyim’ demesin. Herkes herkesi dinliyor Ankara’da. Sonuçta
iyi şeyler olmayacak. Bu Türkiye’yi sıkıntıya ve çatışma ortamına
sokar. Ben de dinlendiğimi biliyorum. Dinlensem ne olacak. Ankara
medyasındaki çoğu yazar ve gazeteci de dinlendiğini biliyor.
Türkiye’de herkes paranoyak olmuş vaziyette.”
MÜMKÜN DEĞİL
Bir gazetede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a eşi
Filiz Büyükanıt'tan dolayı şantaj yapıldığı yolunda çıkan haberi de
değerlendiren Sinan Aygün, “Filiz ve Yaşar Büyükanıt'ı çok iyi
tanırım. Bu iki insanın yolsuzluğa karışacağını düşünmüyorum. Böyle
birşeyin olması mümkün değil” dedi. Konunun yolsuzluk suçlamasından
hükümlü eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil ve eşi Füsun
Erdil ile bağdaştırılmaya çalışıldığını öne süren ATO Başkanı
Aygün, “Ama bu devleti yıpratıyor. Kimseye yaramıyor. İşte bu
şantaj şebekesi devletin içinde var. Bu gazeteye çıktığına göre,
acaba nedir ne değildir diye insanları rahatsız ediyor” diye
konuştu. Dinleme ve takip etmenin de bu şantajın bir parçası
olduğunu söyleyen Aygün, “Maalesef insanlara tehdit ve şantajla
birşeyler yaptırmaya çalışacaklar. Ancak bu ülkeyi çok gerer ve çok
kötü yerlere götürür. Zaten ülkenin durumu şu an iyi değil.
1978’den beri ticaret yapıyorum. 2 muhtıra, 4 ekonomik kriz gördüm
ama şu günkü tabloyu hiç yaşamadık. Türkiye'de maalesef imdat
çığlıkları başladı” dedi.
‘SATACAK ŞEY KALMAZSA NE OLACAK’
Bunun Türkiye için iyi birşey olmadığını savunan Aygün, şunları
söyledi:
“Ülkenin döviz kazanması lazım, ama kazanamıyor. Hala Merkez
Bankası faiz yükseltiyor. Faiz ne kadar yükselirse ekonomi o kadar
kötüye gider. AKP hükümetinin ekonomiyi bu derece götürmesi mümkün
değil. Satarak ve borçlanarak şimdiye kadar getirdiler. Her şeyi
sattılar, nereye kadar sat sat. Yani babadan kalmış mirası evladın
satıp satıp hayatını devam ettirmesi gibi birşey. Nereye kadar
satacaksın? Bir gün satacak birşeyin kalmazsa ne yapacaksın?
Vatandaşın borcu almış başını gidiyor. 1 milyon 61 bin kişinin
evine icra gitmiş. 261 bin araç ve ev iade edilmiş, bunları kimse
konuşmuyor.”