Başbakan'dan Gezi için flaş sözler
Abone olBülent Arınç ile görüşen Taksim Dayanışma Platformu üyelerinin taleplerini gündeme getiren Başbakan Erdoğan sert mesajlar verdi.
Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı eylemcilerine kapılarını açan Divan Otel'i yataklık yapmakla suçladı. Gezi Parkı olayları için iktidara yönelik için ağır bir tweet atan BBC Türkçe Servisi çalışanı Selin Girit'i sert sözlerle eleştirdi.
Başbakan Erdoğan, vali ve emniyet müdürlerinin istifasını ve açığa alınmasını talep eden platform üyelerine "önce haddini bileceksin" diye tepki gösterdi. Platforma yönelik eleştirilerini sürdüden Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Sen kalkıpta yok bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol yahu. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı. Milletimizin vermiş olduğu bu yetkiyi kullanamaz duruma gelirse, o zaman zaten bittik demektir."
Partisinin grup toplantısında milletvekilerine hitap Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü Gezi Parkı olaylarına ayırdı. Konuşması sık sık partililer tarafından tezahüratlarla kesildi.
AK PARTİ AMPÜLÜ TARSUS'TA YANACAK
Akdeniz oyunlarına değinen Erdoğan, organizasyonun hikayesini anlattı:
9 Haziran’da Mersin’e giderek Akdeniz Oyunları için yaptığımız yatırımlar noktasında 500 milyon liralık, toplamda 800 milyon liralık açılışı gerçekleştirdik. Geçtiğimiz hafta Perşembe günü oyunların açılışını gerçekleştirdik. AK Parti’nin ampulünü inşallah Tarsus’ta da yakacaksınız. Buna inanıyorum. Aslında bu oyunlar Yunanistan’da yapılacaktı. Malum durumları sebebiyle bunu yapamayacağını açıklayınca, bizden rica ettiler. Değerlendirmelerimizi yaptık, Akdeniz Oyunları’yla ilgili süratle yatırıma girdik. 17 ayda hamd olsun gerçekleştirdik. Yani 17 ayda bütün buraların branşlarına ait yapılması, yetiştirilmesi gerçekten önemliydi.
17 ayda bütün alt yapıyı yapıp yetiştirmek önemliydi. 24 ülkede yaklaşık 6 bin sporcu Mersin'de. Mersinli bu işe çok büyük bir ilgi gösterdi. Her yerde her alanda izleniyor. Türkiye 17. Akdeniz oyunlarında 16 bronz 21 gümüş ve 19 adet altın madalya kazandı. İtalya'nın arkasında 2. sıradayız. Daha çok altın var gümüş var bronz var."
DADAŞLAR ENTERESAN KARNE HAZIRLAMIŞLAR
Sözü milli iradeye saygı mitinglerine getiren Erdoğan, halkın hissiyatını böyle açıkladı:
"Ben Kayserili kardeşlerimin, ve buna destek olan partili kardeşlerimi tebrik ediyorum. Coşku her geçen gün daha da artıyor. Cumartesi günü de Samsun'da bir miting gerçekleştirdik. Karadeniz'in nasıl çırpındığını gördük. Dadaşlar birilerine enterasan karneler hazırlamışlar. Sokakların insan seliyle meydana aktığını gördük. Bizden bir gün önce MHP'nin yaptığı mitingin hali ortada. Zaten dadaşlar gereken cevabı verdi."
ŞİDDET ZAFERİN MÜJDECİSİ DEĞİLDİR
AK Parti mitinglerinde halkın sağduyu ve itidal içinde hareket ettiğine dikkat çeken Erdoğan sözü, şiddeti tercih eden protestoculara seslendi:
"Bir şey mi söyleyeceksiniz gelin burada söyleyin. Yani şiddet hiç bir zaman zaferin müjdecisi değildir. Şiddet iter, ötekileştirir. Şiddete başvuranlar her daim kaybetmeye mahkumdur. Siz dürüstlükten yanaysanız demokrasinin şartları bellidir. Gelirsiniz yasal çerçevede anlatırsınız, seçim zamanında sandıktan neticeyi alırınız. AK Parti'nin yaptığı budur.
BU MİLLET BU KAMPANYALARI YUTMADI
Çok açık söylüyorum. Bu millet bu kampanyaları yutmadı. Millet neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimin ne yapmak istediğini gördü. Her zaman haklının yanında yer aldı. Gösterileri kışkırtanlar milleti etkileyemeceklerini biliyorlardı. Uluslararası çevreleri muhatap aldılar, türkçe yerine ingilizce yazmayı tercih ettiler."
Halkın tepkilerine hiçbir zaman sırtını dönen bir hükümet olmadıklarının altını çizen Erdoğan, 10,5 yıl boyunca her bir grubun, ferdin taleplerini dinlediklerini ve dikkate aldıklarını söyledi. "Yüzde yüzün hükümeti olmak için hassasiyet gösterdik" diyen Başbakan, protestocuların tavrını ser bir dille eleştirdi:
"Bu gösterilerin içinde Gezi Parkı, ağaç ve çevre hassasiyetiyle yer alanlar vardı. Biz onları samimi bulduk. Diğerlerinden ayrı tutmak suretiyle söylediklerine dikkatle kulak verdik. Temsilcileri saatlerce dinledim, dinledik. Bakanlar Kurulu toplantısında biz bu kadar zaman geçirmedik. Bizzat şahsım, valimiz, belediye başkanımız bu samimi göstericilerle de irtibat kurdular.
"YENİÇERİNİN İSYANCI GRUPLARI GİBİ"
Ama bunların yanında samimi olmayanlar da vardı. Dürüst değillerdi. Başbakan yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra çıkıp, yeniçerinin o isyancı grupları gibi, ‘şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden alacaksın’ gibi ültimatom sallayanlar vardı.
"AYAKLAR NE ZAMAN BAŞ OLDU"
Sen hangi iktidara konuşuyorsun yahu? AK Parti iktidarıyla bunlar konuşulur mu? Yazılı ve görsel medyadakiler bu tiplere hadlerini bildirmiyor. Önce haddini bileceksin yahu. Sen kalkıp da yok bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol yahu. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı.
Milletimizin vermiş olduğu bu yetkiyi kullanamaz duruma gelirsek, o zaman zaten bittik demektir. Millet zaten bize bir iktidar vermiş. Ama bu ülkede alışılmış bir şey var. Bakınız AK Parti iktidarına kadar, çok partili dönemde bir alışkanlık vardı. Şöyle ortalamaya baktığımız zaman, 16 aylık iktidarlarla, istikrarsızlıkla yoğuruldu. İstikrarsız iktidar dönemlerini, ki; bunlara iktidar diyemezsiniz zaten. Bu Türkiye’yi nereye getirdi. AK Parti iktidarıyla, istikrar dönemi başladı. Güven başladı.
20 CENT ZAM İÇİN YAPILMIYOR BU EYLEMLER
İşte bu sıçramadır ki, Türkiye’yi dünyada güven saygı duyulan bir ülke konumuna getirdi. Ama saygı duyulan Türkiye’yi içerde ve dışarda koordineli olan bu adımlarla yıpratmak istediler. Millet duruma el koydu, sahip çıktı. Dedi ki hayır, bu gidiş yanlıştır, iktidarımızın yanındayız dediler. Burada dikkat edin, 20 cent zam için bu eylemler yapılmıyor Brezilya gibi. Sağlıkta şu yapılmadı diye yapılmıyor. Çok ilginç şeyler.
BREZİLYA'YA DA AYNI OYUN
Ben Brezilya’da oynanan oyunun da aynı merkezden düğmeye basılmak suretiyle yapıldığına inanıyorum. Brezilya’da IMF’ye olan borçlarını ödemiş konumda. Türkiye’de öyle.
Başından itibaren faiz lobisi dedim değil mi? Birilerini bu hoplattı. Ama bu faiz lobisi, bazı çevreleri ciddi manada rahatsız ediyorlar. "
Alevi-sünni çatışmasını isteyenlere karşı herkesi uyanık olmaya çağıran Erdoğan, alevi açılımının süreceğinin mesajlarını verdi:
ALEVİ AÇILIMINI BİZ BAŞLATTIK
Bu gösterilerde Alevi kardeşlerimizin de kitlesel olarak yer aldığını malesef gördük. Onların taleplerini de gayet iyi anlıyoruz. Biz onlarla ilgili olarak biliyorsunuz, Alevi açılımı başlığı altında bir dizi toplantılar yaptık. Temsilcilerini bir araya getirdik. Şu anda yine başbakan yardımcıma bırakılan yerden devam ettirilmesi noktasında talimatım var. Ama bunları biz masada çözmeliyiz. Aynı yanlışlara düşmemek gerekir.
ERDOĞAN DERSİM İÇİN ÖZÜR DİLEDİ
Dersim katliamının olduğu dönemde bu ülkenin iktidarı hangi partiydi? CHP’ydi. Peki CHP bu katliam karşısında ne yaptı? Tavrı oldu mu, olmadı. Bu dönemin başbakanı olarak ben o dönemde yapılmayan, özür beyanını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Tayyip Erdoğan yaptı, özür diledi. Peki ana muhalefetin genel başkanı, artık genel müdürü diyorum. Bu konuyla ilgili kalkıp acaba bir kere özür beyanında bulundu mu? Bizim iktidarımızdı diyebildi mi? Bu ülkenin en eski partisi biziz, bunu hep kullanıyor. Siz yaptınız.
SAMİMİYET GÖSTERGESİ
Fakat biz yüzde yüzün hükümeti olarak, Türkiye’deki her inanç grubu gibi Alevi vatandaşlarımızın da sorunlarına büyük bir samimiyetle eğildik. Önemli adımlar attık. Yeterli olmayabilir, ancak bu sorunları çözmek için samimiyet göstermediğimizi hiç kimse, ama art niyetli olmayan hiç kimse ifade edemez. Sadece Dersim olayları bile bizim için çok önemli bir samimiyet göstergesidir. Diyanet, TRT, Milli Eğitim Bakanlığı’mız önemli uygulamalar gerçekleştirdiler. Çalıştayla sorunlar belirlendi. Raporlar ortaya kondu."
FAŞİST DİKTATÖR GÖRMEK İSTİYORLARSA
Bir CHP’li milletvekilinin yaptığı, hem milletime, hem şahsıma ait hakaretlerini yargıya taşıdık. Gerek bu milletvekili gerek hemşerisi olan CHP’nin genel başkanı, sürekli faşist diktatör deyip duruyorlar. Eğer faşist diktatör görmek istiyorlarsa, aynaya baksınlar, geçmişlerine baksınlar.
Bu kürsü o belgelerin şahididir. Emri altına girdikleri Esed’e baksınlar. Parti genel merkezlerindeki milli şefin fotoğrafına, dersim katliamının mimari milli şeflerine baksınlar. İşte orada faşist diktatörü görürler.
ASLA BOYNUMUZU BÜKMEDİK
Cuntalar karşısında asla boynumuzu bükmedik. Çetelerin mafyanın karşısında asla boynumuzu bükmedik. Cumhuriyet mitingleri karşısında, Danıştay gibi kirli saldırılar karşısında, medya operasyonları karşısında, asla boynumuzu bükmedik. Bu olaylar üzerinden bizimle hesap görmeye karşı da asla boynumuzu bükmeyiz.
MİLLETİN EMANETİNİ NAMUSUMUZ BİLİRİZ
Asla geri adım atmayız. Millet arkamızda durduğu sürece kimden nereden gelirse gelsin, milletin emanetini namusumuz şerefimiz bilir ve onu canımızla koruruz. Daha en başından itibaren içerden ve dışardan birileri bu gösterilerin tamamen masum, haklı gösteriler olduğunu, polisin şiddet kullandığını son derece sistemli şekilde yaydılar. Sosyal medyada planlı operasyonlar yapıldı. Türkiye’deki bazı medya kuruluşlar, baş provokatör olarak görev aldı. Uluslararası medya bu operasyonlarda görev üstlendi. Türkiye içinde imtiyazlarını kaybetmiş olanlar, hiçbir zaman iktidara gelemeyeceklerini anlayanlar, bu olaylar üzerinden hesap görme çabası içine girdiler.
ADI PARTİ AMA
Düşünebiliyor musunuz adı parti. Ama parti teşkilatı içine terörist gruplardan kim varsa gittiler. Polis de gitti. İçerde ne var? Silahtan tut da, döner bıçaklarına varıncaya kadar, molotof kokteyline varıncaya kadar her şey var. Böyle bir parti teşkilatı olabilir mi?
Şimdi ne oldu? “Polis parti teşkilatının içine girdi.” Onlar normal bir çalışmanın içindeyken değil. Vandalizmi temsil edenler oraya kaçınca oraya girdi polis.
DİVAN OTEL'E YATAKLIK SUÇLAMASI
Diyorlar ki “otele polis saldırdı” durup dururken saldırmadı. O meydanlarda polisle çatışanlar oraya gitti. Oranın sahipleri de onlara güzel bir ev sahipliği yaptı. Oranın peşinden polis oraya girdi. Biliyorsunuz yasalarda yataklık etmek de suçtur. Bu bir yataklık etme suçudur aslında. "
NEREDESİN CHP?
“Mesele Gezi Parkı değil, hala anlamadın mı” diyenlerle birlikte oldular. Meselenin hesap görme meselesi olduğunu ifade ettiler. Bana başbakan çok sert, çok öfkeli diyorlar. Başbakan bunu görmesin duymasın diyorlar. Çok enteresan ağacı gösteriyorlar yağmayalamayı unutuyorlar. Paçavraları gizliyorlar. Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyorlar ama yakılan bayrağımızı, Taksim Meydanı’nda bakıyorsunuz teröristlerle Atatürk’ün yanyana resimlerini görmemezlikten geliyorlar. Neredesin CHP? Niye indirmedin? Ulusalcılar neredesiniz? Aynı şekilde AKM işgal altındaydı. Hatırlayın, işgal altındayken orada asılan pankartlarda, paçavralarda ne var, teröristlerin posterleri vardı. İllegal örgütlerin paçavralar vardı. Günlerce orada asılı durdu. Ne oldu CHP’ye müdahale etti mi? Etti mi?"
BUNLARIN DERDİ BAŞKA
Kuzey Afrika dönüşü Taksim meydanı ve Gezi Parkı'nın temizlenmesi talimatını İçişleri Bakanı'an verdiğini söyleyen Erdoğan, Gezi parkının azınlığın değil tüm milletin olduğunu sözlerine ekledi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Ne dediler? Gezi Parkı’na şafak harekatı uygun değil. Ne yapacaktık? Keyfinizi mi bekleyecektik? Hepsiyle görüştüm. Kendilerine şunu söyledim. Yahu Allah aşkına niye duruyorsunuz orada? Yargı zaten bir karar vermiş. Siz zaten burada devlet olarak işlem yapamazsınız. Yargı kararını versin. Lehimizde karar verdiğini düşünün dedim. Halk oylamasına gideceğim dedim. Sonra bizim yetkimiz yok dediler. Bir taraftan platform diyorson bir taraftan yetkim yok diyorsun. Anlamak mümkün değil. Bunların derdi başka dert ortalığı karıştırmak.
25 YAŞINA SEÇİLME HAKKINI GETİREN BİZİZ
Göreve geldiğimizde 45 lira burs alıyordunuz, 280 lira lisans öğrencisine burs veriyoruz. 200 lira da beslenme alıyorsun. El insaf yahu. Biz de üniversite öğrencisi olduk. Ama biz bunları yaşamadık. Biz yaşamadıklarımızı gençlerimize yaşatmak istiyoruz.Gençlere sesleniyorum, bu oyuna gelmeyin kullanılmayın. Hukuk içinde bunu yapın. 30 yaşında seçilme hakkına sahiptin ey genç kardeşim. 25 yaşına seçilme hakkını getiren biziz. Seçme yaşı 18. Seçme ve secilme yaşının 18 olması için çalışma yaptırıyorum. Gençlere hangi partinin sahip çıktığını bilin.
Eylemcilerin olaylar sırasında yaptıklarını bir kez daha anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
OPERASYONLARI 3 GÜN CAMİDEN YÖNETTİLER
"Kandil simidi gösteriyorlar çok enteresan. Ama ayakkabıyla girilen içinde içki içilen camiyi gizliyorlar. Bezmi Alem Sultan Camii'nde 3 gün operasyonlarını orada yönettiler. Eğer biz bu tahriklere kapılmış olsaydık Allah muhafaza bu ülke çok tehlikeli şeyler yaşayabilirdi. Gezi Parkı'nda namaz kılanları gösteriyorlar ama çocuğuyla dayak yiyen başörtülü kadını görmüyor. Polise kilit taşlarıyla saldıranları görmüyorlar. Polisimin de yanlışı olan vardır doğru ama yanlış yapanla ilgili bakanlığımız soruşturmasını yapıyor. Yüzlerce taş atıyor o sadece kalkanıyla duruyor. Güya esprili sloganları gösteriyorlar duvarlara yazdıkları hakaretleri gizliyorlar. Gece yarılarına kadar tencere tava dinlettiler millete. Hani çevreciydi bunlar? Çevreciliğin içinde gürültü kirliliği görüntü kirliliği yoktur.
ZAHİDE NİNE'YE AHLAKSIZ TEKLİF
Canım saksı çiçeklerini yerler yıktılar. İstanbul mitingini yaptığımız gün geceden sabah 4'e kadar yavrularımızı rahatsız ettiler. Onlar polisimize şiddet uygulayacak biz görmeyeceğiz yok böyle bir şey kardeşim. Dimdik durduk durmaya da devam edeceğiz. Ben bu arada Zahide Nine'ye ahlaksızca para teklif edecekler biz bunu görmezden geleceğiz öyle mi? Her türlü ahlaksızlık yapacaklar görmezlikten geleceğiz öyle mi? Müftünün karısıyım diyeceksin biz görmezden gelecek miyiz? 21 milyon makarnacı bidon kafalı denilecek biz bunu görmezden geleceğiz öyle mi? Böyle bir dünya yok. Yarın sandık kurulunca millet bu milli irade hırsızlarına evelallah soracak."
BBC TÜRKÇE SERVİSİ'NDEN OLAY TWEET ATAN SELİN GİRİT İÇİN NE DEDİ? KİRLİ OYUNDA KULLANILANLAR KİM? ÇÖZÜM SÜRECİ MESAJLARI NELER? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
6 AY TÜKETMEYİN DİNLEYECEKLER DİYOR
"İçeride mezhep çatışması çıkarmak isteyenlerle dışaradan bunu yapmak isteyenler tesadüfen mi böyle bir işbirliği yapıyorlar. Bu enterasan" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar şimdi 'tabii hadiseler mi' diye sormak lazım. Buna benzer onlarca örnek var. Tesadüf denilemeyecek, tevafuk denilemeyecek, doğal denilemeyecek onlarca gelişme, onlarca irtibat var. Bakın çok enteresan. Uluslararası bir yayın kuruluşunun Türkiye vatandaşı olan temsilcisi tweet atıyor. Söylediği ne biliyor musunuz? 'Duran adam değil, durduran adam olalım. Ekonomiyi durduralım. Tüketmeyin, 6 ay tüketmeyin. Bizi dinleyecekler' diyor. Alllah aşkına bu nasıl gözü dönmüşlüktür, bu nasıl bir zihniyettir? Bir insan kendi ülkesine karşı böyle bir komplonun içinde yer alabilir mi? Buna gazetecilik denebilir mi? Buna basın özgürlüğü denebilir mi? Bu zihniyet, içinde bulunduğu geminin tabanına delik açma, o gemiyi batırmaya teşebbüs etme zihniyetidir. Zaten bu işin başlangıcında da niyet bu. Türkiye'nin düşmanları, bu milletin düşmanları, böyle bir tavrın içine girebilir. Ama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, kendi ülkesine karşın, böyle tehlikeli bir çağrı yapabilir mi?"
MESELE TÜRKİYE'Yİ DURDURMAK
Erdoğan, "Mesele gezi parkı değil" tweetini hatırlatarak, "Mesele gezi parkı değil, mesele işte bu. Mesele demokrasiyi durdurmak, mesele Türkiye'yi durdurmak, mesele ekonomiyi durdurmak, mesele turizme ağır darbe vurup Türkiye'nin Türkiye'nin kaybetmesini sağlamak" dedi.
Erdoğan, 10,5 yıl bunun defalarca yapıldığını dile getirerek, "Ekonomi kötüye gitsin de AK Parti yıpransın da Türkiye'ye ne olursa olsun zihniyetini taşıdılar. Böyle bir zihniyete, bu zihniyetin vandallığına barbarlığına karşı asla müsemaha göstermeyiz" diye konuştu.
KİRLİ OYUNDA KULLANILDILAR
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burada şu hususun altını da özellikle çizmek istiyorum: Bu hadiseleri tamamen masum gösteriler olarak gören ve gösterenlerin burayı özellikle dinlemelerini, ekranları başında da izlemelerini rica ediyorum. Gösterilerin içinde yer alanların, bir defa safiyane niyetlerle yer almadığı artık ortada. Bu gösterileri bir fırsat olarak görenler, medyayı, sosyal medyayı, sokaktaki göstericileri kullanarak, Türkiye ekonomisi üzerinde çok ciddi bir operasyon yapmak istediler. Sokaktaki göstericiler, Türkiye aleyhine, Türkiye ekonomisi, Türkiye turizmi, Türkiye'nin uluslararası gücü ve itibarı aleyhine çok kirli bir oyunda kullanıldılar ve maalesef aldatıldılar.
Bakın ne yaptılar? Türkiye'deki bu hadiseler yurt dışına sistemli ve abartılı bir şekilde aktarıldı. Türkiye içindeki bazı medya kuruluşları, Avrupa'daki ortaklarıyla birlikte koordineli bir şekilde çalıştılar. Türkiye'deki bazı sermaye grupları, bu tertibin içinde yer aldı. Nokta hedeflere tedirginlik oluşturacak şekilde, soru işaretleri oluşturacak şekilde son derece profesyonelce bilgi aktırımı yaptılar. Türkiye'de yatırım yapanlar da ya da yatırım yapmaya niyeti olanlar da tedirginlik meydana getirilmek istendi. Suni bir dalgalanma, istikrarsız bir ortam oluşturmaya, bundan istifade etmeye çalışanlar oldu. Manipülasyon yapmaya çalışan bundan menfaat sağlamaya çalışanlar da oldu. Adeta 'ekonomi kötüye gitsin, Türkiye kaybetsin, biz kazanılım' diye çırpınanlar da oldu. Şunu çok büyük bir memnuniyetle söylüyorum; bu operasyon tutmadı, rahat olun. Ekranları başında bizi izleyenler de rahat olsun. Bu operasyan tutmamıştır. Türkiye üzerinde bu ameliyatı yapamadılar. 10,5 yıl boyunca yaptığımız köklü reformlar, böyle bir operasyonun başarıya ulaşmasını engelledi."
YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yatırımcıların Türkiye'ye, Türkiye ekonomisine, demokrasisine, geleceğine güven duymaya devam ettiklerini vurgulayarak, "Ülkemize yatırım yapanlar, yatırımlarından vazgeçmiyorlar. Yatırımlar devam ediyor. Hem doğrudan yatırımlar, hem portföy yatırımları devam ediyor" dedi.
YATIRIMCILARA KAPIMIZ AÇIK
Portföy yatırımlarında son dönemde bir miktar net çıkış olduğunu da hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ancak bu çok büyük oranda kürüsel ölçekteki finansal dalgalanma neticesi çıkıştır. Bunu da bilmenizi istiyorum. Çıkandan daha fazlası önümüzdeki dönemde tekrar inşallah Türkiye'ye gelecektir. Hiçbir endişeniz olmasın. Rahat olun. Ülkemizde yatırımları olan tüm yatırımcılara elimizden gelen her türlü desteği verdik, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Ekonomik büyüme ve istikrar yatırımla olur. Refah yatırımla artar. Bunu iyi biliyoruz. Ülkemize güvenen, yatırım yapan herkese kapılarımız sonuna kadar açıktır, açık kalmaya devam edecektir. Yerli ve uluslararası sermayeyi ayır etmeden, sabit yatırım, portföy yatırımı demeden, ülkemize yatırımları cezbetmek için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz."
ÇÖZÜM SÜRECİ
Taksim Gezi Parkı odaklı gösterilerinin hedeflerinden birinin de başarıyla ilerleyen çözüm süreci olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Şunu büyük bir memnuuniyetle ifade etmek istiyorum; daha en başından itibaren Taksim'deki Ankara ve İzmir'deaki gösterilerin ırkçı boyutunu gören, bu gösterilerin Türkiye'yi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve özellikle de milli iradeyi hedef aldığını hisseden Kürt kardeşlerim bu oyuna gelmemiştir. 81 vilayetin tamamı, 76 milyonun hemen hemen tamamı, bu çirkin oyuna karşı tek yürek olmuş, bu çirkin oyunu bozmak için itidalle, sabırla hareket etmiştir" diye konuştu.
HEPSİNİ BİR ANDA BİTİRMEYELİM
"...Siz de burda" diye bağıran partiliye Erdoğan, "Yakın da biz de Şırnak'ta olacağız. Şırnak Havaalanı bitti. Şimdi onun açılışını yapacağız. Havaalanları tek tek bitiyor. Aynı şekilde Hakkari. Kastamonu bitti, açılışa hazır. İnşallah seferler başlayacak, ardından resmi açılışını yapacağız" karşılığını verdi.
Erdoğan, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne'ye de gideceğini, birkaç gün oralara gidip dolaşacağını bildirdi.
Sevgi gösterilerine teşekkür eden Erdoğan, "Hepsini bir anda bitirmeyelim. Ramazan'dan sonra Adana, Eskişehir... Büyük şehirlerimizi dolaşacağız" dedi.
AKİL İNSANLAR İLE FİNAL
Erdoğan, konuşmasına, "Şunu da açık açık söylüyorum, çözüm sürecini sabote etmek, kardeşliğimizi zedelemek için kullanılan bu gösteriler, tam tersine kardeşliğimizi, birliğimizi daha da perçinlemiştir" diye devam etti.
Yarın İstanbul'da Akil İnsanlar Heyeti'nin final toplantısını gerçekleştireceklerini ifade eden Erdoğan, "Akil İnsanlar Heyeti çalışmalarını tamamladı. Raporlarını hazırladı. Yarın bu çalışmaları, gözlemleri, önerileri hep birlikte istişare edeceğiz. Bu istişarelerin ardından biz, atacağımız adımları, yol haritamızın ayrıntılarını açıklayacak, kararlı şekilde süreci ilerleteceğiz" dedi.
TEHDİTLERİ GÖRDÜK
Erdoğan, tarihi süreçlerden geçtiklerini belirterek, şunları söyledi:
"30 yıldır süren terörün hamdolsun, artık neredeyse şiddetinin bittiğini, bitirdiğini görüyoruz. Böyle bir süreçteyiz. Yüz yıldır devam eden sorunların çözüm yoluna girdiği bir süreçten geçiyoruz. Kardeşliğimizin anlam kazandığı, güç kazandığı bir süreçten geçiyoruz. Terör meselesini çözdüğümüzde inanın diğer tüm sorunlar, çok hızlı çözülmeye başlayacak. Alevi kardeşlerimizin, diğer inanç gruplarının sorunları daha hızlı çözüme kavuşacak. Ekonominin önündeki engeller çok daha hızlı ortadan kalkacak. Demokrasimiz çok daha yüksek standartlara kavuşacak. Türkiye zincirlerinden, prangalarından kurtulmuş şekilde istikbale doğru inanın şaha kalkacak. Şunu burada açık ilan ediyorum; Gezi Parkı olaylarıyla bize yöneltilen tehditleri gördük ve bunlar bertaraf oldu. Hukuk çerçevesinde, bu tehditlerin üzerine kararlılıkla gideceğiz. Ama Gezi Parkı olaylarıyla bazı katmanlar tarafından verilmek istenen maalesef yanlış mesajları da çok iyi gördük. Bunların altında kim var, nasıllar, bunları da gayet güzel görme imkanımız oldu. Ortak paydalarımıza çok daha vurgu yapacağız. Bizler bugüne kadar hep yüzde 100'ün hükümeti olduk. Büyük bir hassasiyetimiz var bu konuda. Yüzde 50 ile geldik ama yüzde100'e hizmet verdik. Bunu belediyelerden tutun yapmış olduğumuz yatırımlarda çok açık net görmek mümkün."
DAHA FAZLA YATIRIM
Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki iktidarların, AK Parti'li belediyelere neredeyse hakkını vermediğini vurguladı.
"Ama biz geldik, 'kesinti yüzde 40, yüzde 60'ını belediyelere göndereceksiniz' dedik. Bunu başlatan iktidar biziz. Ama bunların hiçbiri bunu yapmadı" diyen Erdoğan, Doğu, Güneydoğu'nun, Batı'ya göre çok daha fazla yatırım aldığını bildirdi.
Erdoğan, "Farklılılıklarımızla zenginleştiğimiz, ortak değerlerimizle güçlendiğimiz, herkesin diğerinin yaşam tarzına saygı duyduğu bir Türkiye inşa ediyoruz. Bu çok önemli. Benim başörtülü bacımla, başı açık bacım arasında biz geldiğimizden bugüne bir fark gözetmedik. Buradaki tablo bu. Bunu net, açık ortaya koyduk" şeklinde konuştu.
HUKUK İÇİNDE HESAPLAŞACAĞIZ
Sorunlarını erteleyen, sorunlarını öteleyen, sorunlarını ileride patlayacak şekilde depolayan değil, sorunlarının üzerine cesaretle giden, sorunlarını çözen bir Türkiye'de yaşayacaklarını dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bize farklılıkların keskinleştiği bir Türkiye teslim ettiler. Bize, içinde acı hatıralar olan bir Türkiye teslim ettiler. Ama biz inşallah acı hatıraların değil, ayrılıkların değil, ortak paydaların, ortak değerlerin, kardeşliğin güç kazandığı bir Türkiye'yi çocuklarımıza teslim edeceğiz. Tekrar ediyorum, Türkiye üzerine hesabı olanlarla hukuk içinde hesaplaşıyoruz, hesaplaşacağız. Milli iradeyle hesabı olanlarla sandıkta hesaplaşacağız. Türkiye ekonomisi ile hesabı olanlarla, ekonomiyi güven ve istikrar içinde büyüterek hesaplaşacağız. Demokrasimizle hesabı olanlarla demokrasinin standartlarını güçlendirerek hesaplaşacağız. Ama diğer herkesle, 76 milyonla dost ve kardeşlerimizle hesaplaşmayacak onlarla helalleşerek yolumuza devam edeceğiz."
TBMM BAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Başbakan Erdoğan, önümüzdeki hafta salı günü, TBMM Başkanlık seçimlerinin olacağını, Meclis Başkanlığı için sürecin başladığını hatırlatarak, "İnşallah biz de adayımızı o gün orada vereceğimiz destekle belirlemiş olacağız. Salı günü de tam kadro halinde seçimlerde hazır bulunmanızı özellikle sizlerden rica ediyorum. Allah ülkemizin, milletimizin yolunu açık etsin. Allah yar ve yardımcımız olsun" dedi.