Başbakan’dan genel af açıklaması
Abone olBaşbakan Erdoğan, "Genel af kesinlikle gündemimizde yok" dedi.<br/>Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Bu...
Başbakan Erdoğan, "Genel af kesinlikle gündemimizde yok"
dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada,
"Bugün itibarıyla hükümette 11. yılımızı geride bırakmış, 12.
yıldan gün almaya başlamış bulunuyoruz. İnşallah daha nice yıllar
azimle, aşkla, şevkle, milletimize hizmet üretmeye ve Türkiye’yi
büyütmeye devam edeceğiz. Hükümetimize ilişkin bu sürelerin, bu
rekorların bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Biz adeta
bugün sabah görevi devralmış gibi heyecan ve şevkle hareket etmeyi
sürdüreceğiz. Çok iş yaptık, eser ürettik ama yetmez. Milletimizin
de desteği ve hayır duasıyla Türkiye, milletimiz ve insanlık için
çok daha fazlasını yapacak, uzun ince bu yolda gece gündüz gidecek
ve koşacağız. Bu vesileyle 58. hükümetimizin Başbakanı,
Cumhurbaşkanımız değerli kardeşim Abdullah Gül’den bu güne kadar
kabinede görev alan tüm teşkilatımızı tebrik ediyorum. Herkese
şükranlarımı ifade ediyorum" dedi.
NEJAT UYGUR VE AYTUNÇ ALTINDAL’IN VEFATLARI
Dün tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’un vefat ettiğini hatırlatan
Erdoğan, "Hayatı boyunca özellikle halkımızı güldürmek, mutlu etmek
için çaba harcayan Nejat Uygur’un vefatı hepimizi derinden
üzüntülendirdi. Ünlü sanatçımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve
sanat camiasına başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da uçak
kazasının meydana geldiğini anımsatan Erdoğan, "50 kişi hayatını
kaybetti. Rusya Federasyonu ve Tataristan Cumhuriyeti’ne, Tatar
kardeşlerimize başsağlığı mesajlarımızı iletiyorum. Özellikle
kazada oğlunu kaybeden Cumhurbaşkanı Sayın Rüstem Minnihanov’a
Allah’tan sabır diliyor, Türkiye’nin başsağlığı mesajlarını ifade
ediyorum" şeklinde konuştu. Erdoğan, "Düşünce adamı Aytunç Altındal
da ebediyete intikal etti. Yine kendisine Allah’tan rahmet, tüm
kalanlara başsağlığı temennisinde bulunuyorum" dedi.
DİYARBAKIR ZİYARETİ
Diyarbakır ziyaretine ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan
Erdoğan, "Cumartesi ve pazar günleri Diyarbakır’da tarihi günler ve
anlar yaşadık. Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi’ni, valiliği
ziyaret ettik. Ardından Diyarbakırlı kardeşlerimizin toplandığı
meydana geçerek toplu açılış törenini gerçekleştirdik. Diyarbakır’a
kazandırdığımız 17 ayrı eserin, 740 trilyon liralık eser ve
hizmetin resmi açılışını yaptık. Açılış töreninde Irak Kürdistan
Bölgesel Yönetim Başkanı Sayın Mesut Barzani, 38 yıldır ülkesinden
uzak yaşayan Şivan Perver, değerli sanatçımız İbrahim Tatlıses de
bizimle bu heyecanı paylaştılar. Açılış töreninin ardından
misafirlerimizle birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın
tertip ettiği nikah merasimine geçtik ve orada 400 çiftin nikah
törenine şahitlik yaptık. Bu nikah törenlerinde Şivan Perver ve
İbrahim Tatlıses’in unutulmaz düetlerine de kulak verdik. Tarihi
bir ana da orada şahitlik ettik" diye konuştu.
Dicle Üniversitesi kampüsü içinde inşa edilen İlahiyat Fakültesi
camiinin açılışının yapıldığını da anlatan Erdoğan, "Ardından Sayın
Mesut Barzani ve heyetiyle görüşme yaparak bölgeye ilişkin güncel
konuları ele aldık. Cumartesi günü son olarak valilik tarafından
düzenlenen Diyarbakırlı kardeşlerimizin katıldığı yemeğe iştirak
ettik. Diyarbakır’ın en büyük meydanında on binlerce Diyarbakırlı
kardeşimizle bu coşkuyu yaşamak çok çok anlamlıydı. AK Parti
iktidarı olarak bugüne kadar neler yaptık ve bundan sonraki süreci
nasıl değerlendiriyoruz, nasıl bakıyoruz bunların çok net
mesajlarını orada verdik. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarını
birilerine rağmen değil, biz kendi iktidarımız, kendi
kararlılığımızın, programımızın gereği olarak ifade ettik. 2005’ten
sonra burada bunu ifade etme fırsatını bulduk" dedi.
"BİSMİL’DE BİR GENÇ ÖNÜMÜZÜ KESTİ..."
Diyarbakır’daki pazar günkü programın yoğun olduğunu söyleyen
Erdoğan, "Orada da yaklaşık 15 bin kişiye hitap ettik. 83 trilyon
liralık eser ve hizmetin resmi açılışını yaptık. Ardından Ergani’ye
geçtik. Orada da muhteşem katılım vardı. Emniyetin rakamlarına göre
20 bin civarında insan orada bizi bekliyordu. Orada da 57 trilyon
liralık eser ve hizmeti resmi olarak açtık. Diyarbakır’da iki günde
toplamda 880 trilyon liralık eser ve hizmeti resmi olarak açmış
olduk" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "2009 yılında milli birlik ve kardeşlik programımızı
başlatırken, bir temennimizi ileterek ’anneler artık ağlamasın’
dedik. Son bir yıl içinde bu temennimiz karşılık bulmaya, akan kan
durmaya ve gözyaşları dinmeye başladı. Biz ’anneler ve babalar
ağlamasın’ dedik ama cumartesi günü Diyarbakır’da, Diyarbakır’la
birlikte 81 vilayetimizde bunun bir istisnasını yaşadık. Cumartesi
günü hem Diyarbakır’da hem Türkiye genelinde evlerde, sokaklarda,
televizyonlarının başında annelerin, babaların, gençlerin, hatta
çocukların gözyaşı döktüğüne şahit olduk. Bu gözyaşları bu sefer
farklıydı, bu gözyaşları sevinç, umudun, vuslatın, kavuşmanın
gözyaşlarıydı. Bismil’de bir genç önümüzü kesti, yanımıza geldi ve
bizi kucakladı. Gözyaşlarıyla yüreğinden gelen bir sesle
’Başbakanım barış istiyoruz ölmek istemiyoruz’ diye feryadını dile
getirdi. Arkadaşlarımız gazeteci arkadaşlarımıza aktardılar.
Diyarbakır’da o meydanda Diyarbakır’ın sokaklarında, evlerde
kadınlar erkekler sevinçle ağlarken, 70-90 yaşındaki dedeler,
nineler de ellerini semaya açarak hayır duaları ettiler. O gün
mutluluktan ağlayan sadece Diyarbakır değildi, o gün mutluluktan
gözyaşları döken Edirne, İzmir, Konya, Mersin, Trabzon’du. O gün
mutluluktan, sevinçten, umuttan gözyaşı dökenler sadece sadece
Türkler, Kürtler değil, bu ülkenin milletin huzura susamış her bir
ferdi gözyaşlarını döküyordu" diye konuştu.
"BİZİM İÇİN TARİH HAZRETİ ADEM’LE BAŞLAR"
Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır’da Türkiye’nin tamamı bölgenin tamamı
için tarihi bir an yaşanırken, Türkiye’nin her yerinden sevinç
gözyaşları dökülürken birilerinin bu sevinç ve umudu
paylaşamadıklarını gördük. 4 gündür başta MHP olmak üzere
siyasetçilerin Türkiye’ye egemen olan huzur ve kardeşlik iklimini
hissedemediklerini gördük. Bizim tarihimiz MHP yöneticilerinin
zannettikleri gibi 12 Eylül 1980’de başlamış bu kadar kısır ve
köksüz bir tarih değildir. Bizim tarihimiz bundan yüzyıl önce, iki
yüzyıl önce başlamış bir tarih de değildir. Bizim için tarih Hz.
Adem’in yeryüzüne indirilmesiyle başlamıştır. 1960’ta, 1980’de
değiştirilen yer isimlerini sanki bin yıllık bir uygulama gibi
millete sunuyorlar. Şurada sadece 80 yıllık ömrü olan andı adeta
milletin bin yıllık ahdı gibi lansediyorlar. Tek parti dönemlerinde
yapılan zulümleri, ret, inkar ve asimilasyon politikalarını sanki
milletin ezeli ve ebedi kızıl elması gibi son derece yanlış ve
yaratıcı biçimde savunuyorlar. Bu milletin tarihi 12 Eylül 1980’de
başlamadı. Bu milletin tarihi 27 Mayıs 1960’ta başlamadı. Bu
toprakların tarihi bundan yüzyıl, iki yüzyıl önce başlamadı. Bu
milletin tarihi kalıplara sığmayacak kadar uzun, zengin, renkli ve
kucaklayıcı bir tarihtir. Bu milletin tarihini 27 Mayıs’ın, 12
Eylül’ün darbecileri değil Alparslan’dan Fatih’e, Kanuni’den Yavuz
Sultan Selim’e, Abdülhamit’ten Mustafa Kemal’e kadar yüzlerce,
binlerce milyonlarca kahraman yazmıştır" dedi.
"İLK MECLİS ZABITLARINI OKUSUNLAR"
"Bu millet köksüz, reddi miras yapacak, ecdadını unutacak, sırt
çevirecek bir millet değildir" diyen Erdoğan, "90 yıl, 100 yıl
öncesine gidin CHP’nin, MHP’nin yöneticileri ilk Meclis
zabıtlarını, gizli celse zabıtlarını okusunlar. Milletvekilidirler,
okuma hakları var. Bugün MHP ve CHP neye karşı çıkıyorsa ilk Meclis
zabıtlarında o karşı çıktıkları şeyleri görecekler. Hem de en başta
Gazi Mustafa Kemal’in nutuklarında görecekler. Kürt kelimesini o
Meclis’te görecekler. Gürcü, Laz, Arap, Boşnak kelimelerini o
zabıtlarda görecekler. Kürdistan kelimesini o Meclis zabıtlarında
görecekler. Anasır’ı İslam kavramını o zabıtlarda görecekler. Kendi
tarihini bilmeyen, okumayan, cehalet ve karanlıktan başka hiçbir
şey söylemez. Osmanlı’ya gittikleri zaman Doğu ve Güneydoğu’nun
Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler. Bunlar bizim tarihimizin
bize devrettiği mirastır, bunları görmemezlikten gelemezsiniz"
şeklinde konuştu.
Gazi Mustafa Kemal’in dönemin tüm büyük devletlerine karşı
savaştığını belirten Erdoğan, "Bizim Misak-ı Milli adını verdiğimiz
toprakları işgal edenler uzaydan gelmemişti. İşgalciler dönemin en
güçlü devletleriydi. Gaziantep’te, Kilis’te, Şanlıurfa’da,
Trabzon’da, İzmir’de düşman askerleri vardı. İstanbul işgal
altındaydı. Dönemin büyük devletleri tarafından bu millete çok ağır
işkenceler, katliamlar yapıldı. O devletleri en iyi tanıyan Mustafa
Kemal’di. O zulmü iliklerine kadar yaşayan Mustafa Kemal’di. 29
Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ettikten sonra aynı Mustafa Kemal tüm
bu devletlerle barışa dayalı işbirliğine dayalı bir süreci
başlattı. İngilizler İstanbul’u işgal etti diye İngiltere’ye,
Fransızlar Antep’i, Maraş’ı işgal etti diye Fransızlara küsmedi.
Onlara kin tutmadı, varsa da gizledi. İntikam hissiyle yaklaşmadı.
O zabıtları okuduğunuzda Gazi Mustafa Kemal’in bu noktada neler
yaptığını çok daha yakından göreceksiniz. Devletlerin ilişkileri
intikam, öfke nefret hırsıyla yürümez" ifadelerini kullandı.
"MUSTAFA KEMAL DE Mİ BÖLÜCÜYDÜ?"
Gazi Mustafa Kemal’in TBMM’de gizli oturumda yaptığı konuşmayı
anlatan Erdoğan, "MHP ve CHP yönetimi bunu iyi dinlesin.
Tarihimizi, Gazi Mustafa Kemal’i öğrensinler. Diyor ki Gazi, ’Bizce
kati olarak belirli olan bir şey olan varsa o da milli hudutlarımız
içinde bütün bu İslami unsurlar çıkar birliği içindedirler. Beraber
çalışmaya karar vermişlerdir. Yoksa vicdani arzularıyla, kardeşçe
ve dindarca bir vahdet vardır. Hiç şüphe etmeyiniz ki Kürt, Laz
reyi sorulduğu zaman bu reyi vereceklerdir. Biz bugün aynı sözleri
dile getirdiğimizde buna itiraz ediyor, hop oturup hop kalkıyorlar.
Bunların tarihleri 30-40 yıllık tarih. Bunlar daha eskiye
gidemiyor, milletin ruh köküyle temas edemiyorlar. Bir başka gizli
oturumunda, hem de Meclis’in açılmasının hemen ertesi günü Meclis
zabıtlarından konuşuyorum, gazete kupürlerinden değil. Gazi şunları
söylüyor, milli sınırlarımız içinde bulunan insan kaynaklarını
sınırlarımız dışında israf etmek istemeyiz. Birlik kuvvet teşkil
edeceğinden bütün İslam aleminin ittifak etmesini büyük bir
memnuniyetle karşılarız. Gerek Iraklıların, gerek Suriyelilerin bu
iki mıntıkadaki dindaşlarımızın kalpleri bizimle beraber. Bundan
sonra da şartlar oluşursa, bunlardan azami ölçüde istifade etmek
mümkündür diyor. O günün Esad’ını ifade etmiyor, Suriye halkını
ifade ediyor. Daha işin başında Gazi Mustafa Kemal ’Irak bize
ihanet etti, Suriye bizi arkamızdan vurdu’ demiyor. Oradakiler
kardeşlerimiz diyor. Onlarla dayanışma içinde olmamız lazım diyor"
diye konuştu.
Türkiye’nin yakın tarihinin MHP ve CHP’nin çizdiği gibi bir tarih
olmadığını söyleyen Erdoğan, "Türkiye’nin yakın tarihi MHP ve
CHP’nin çizdiği tablo gibi kısır, derinliksiz ve içe kapanık bir
tablo değildir. Bize ne diyorlar, bölücü. Peki Mustafa Kemal de mi
bölücüydü? Kürdistan kelimesini kullanan o zamanın bütün Meclis
mebusları da mı bölücüydü. Kürt damadımız var diyen merhum
Alparslan Türkeş de mi bölücüydü? Deve kuşu kafasını kuma gömer
dünya küçük der. Kimse kusura bakmasın, bizim tarihimiz de
dünyamızda hiç küçük değil" dedi.
"GENEL AF YOK"
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da sarf ettiği "Dağdakilerin
indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, birlikte yeni Türkiye olduğunu
göreceğiz" sözleri soruldu. Erdoğan, "Kaç kez söyledim. Ben
hayallerimi söylüyorum. Genel af kesinlikle gündemimizde yok" diye
konuştu.
Dershaneler konusu da sorulan Erdoğan, bu konuya yarın katılacağı
televizyon programında cevap vereceğini açıkladı.
(İHA)