Başbakandan Borrel'e Kıbrıs sitemi...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan bütün sorunlara rağmen Güney Kıbrıs'ın AB üyesi olduğunu anımsatarak, Kıbrıs ile ilgili sorununun henüz müzakerelere bile başlamamış olan Türkiye'ye çözdürülmek istenmesinin haksızlık olduğunu söyledi. Alınan bilgiye göre, Erdoğan, AP Başkanı Josep Borrell ile Başbakanlık Yeni Bina'da yaptığı görüşmede, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda yaptıklarını anlattı. Erdoğan görüşmede, Türkiye'de etnik kökeni farklı olan yurttaşların barış içinde bir arada yaşadığını söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir bölgesinin herhangi bir etnik grubun adıyla anılamayacağını ve adlandırılamayacağını ifade ederek, ''Böyle bir ayrımın ne tarihi, ne coğrafi, ne sosyal, ne kültürel ne de sosyolojik bir temeli ve dayanağı yoktur'' dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'de insanların anayasal vatandaşlık, Türkiye vatandaşlığı üst kimliği altında eşitlendiklerini anlatarak, bu üst kimlik altında bütün vatandaşların eşit statüde olduklarını ve bunun bugün değil geçmişte de böyle olduğunu söyledi. Erdoğan, görüşmede, AK Parti'nin kuruluşunda özellikle vurguladığı bölgesel, etnik, dinsel milliyetçilik çizgilerini hassasiyetle koruduklarını ifade etti. Türkiye AB üyeliğinin, Avrupa'ya kazandıracaklarını da anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin üyeliğinin AB'nin Avrasya'daki stratejik ortaklığını pekiştireceğini belirtti. ''GEÇ DOĞUM...'' Türkiye'nin AB yolunda yaptığı düzenlemelere de değinen Erdoğan, bunların uygulanmasında bugünden yarına hemen sonuç beklenmemesi gerektiğini ifade ederek, ''Bebek bile 9 ay 10 günde doğar. Bu süreci erken doğuma getiremezsiniz. Erken doğuma zorlamak doğru değildir. Ama Türkiye'nin AB macerası 41 yıl sürmüştür ve artık bu 'geç doğum' sınırına gelmiştir'' diye konuştu. Erdoğan, Avrupa kamuoyundaki bazı kesimlerin Avrupalı siyasetçiler üzerindeki baskısını anladıklarını dile getirerek, bunların büyük bir bölümünün temelsiz önyargılar ve bilgisizlikten kaynaklandığını bildirdi. Başbakan Erdoğan, komisyonun Türkiye Raportörü Eurlings'in raporunda Türkiye'nin Kıbrıs ile ilgili gösterdiği çabalara yeteri kadar yer vermediğini ifade ederek, raporda Ermenistan ile sınırların açılması, terör konusunda yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını kaydetti. Erdoğan, raporda yer alan ''müzakerelere başlamak tanımak anlamına gelecektir'' sözüne atıfta bulunarak, Kıbrıs sürecini baştan sona anlattı. Kıbrıs'taki son referandumda Rumların ''hayır'' diyerek nelere hayır dediklerini Türklerin de ''evet'' diyerek nelere evet dediklerini anlatan Erdoğan, ''Yaşanan tüm sorunlara rağmen Kıbrıs'ı aldınız. Bu sorunu henüz müzakerelere bile başlamamış olan Türkiye'ye çözdürmek istiyorsunuz. Bu haksızlıktır. Kıbrıs ile ilgili soruları ancak müzakere içerisine sorabilirsiniz'' diye konuştu. TERÖRİST Erdoğan, raporda yer alan ''silah bırakmış kürtler'' sözünün çok yakışıksız olduğunu vurgulayarak, orada sözü geçen kişilerin adıyla sanıyla teröristler olduğunu ve hiçbir aklı başında devletin de onlarla masaya oturmayacağını kaydetti. Erdoğan, Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ın gümrük birliği üyeliğini onaylamakla zaten bir jest yaptığını ifade ederek, ''Daha ne yapalım?'' dedi. Görüşmede, Ermenistan meselesinde Türkiye'nin elinden geleni yapmaya çalıştığını, İstanbul'dan Ermenistan'a haftada 4 kez uçak seferi yapılmasına müsaade edildiğini anlatan Erdoğan, buna karşın Ermenistan'ın hala Türkiye ile Ermenistan sınırlarını belirleyen 1921 Kars Anlaşması'nı tanımadığını bildirdi. Erdoğan, ''Siz sınırlarınızı bile tartışma konusu yapan bir ülkeyle nasıl oturup konuşacaksınız? Hala, Doğu Anadolu Bölgesi'nin bir bölümünü batı Ermenistan diye adlandıran bir ülkeyle nasıl bir araya geleceksiniz?'' diye konuştu. Parlamentonun Türkiye Raportörü Eurlings de her şeyin raporda yer aldığı şekilde olmayabileceğini, bu ziyaretin bir amacının da bu konuda görüş alışverişinde bulunmak olduğunu söyledi. Eurlings, ''raporunda herhangi bir örgüt adı anmayarak Türkiye'nin hassasiyetlerini kolladığını düşündüğünü'' vurguladı. Görüşmede, Başbakan Erdoğan, AP Başkanı Borrell'e ''Kürdistan'' ile ilgili sözündeki dil sürçmesini düzeltmesinde fayda olduğunu söylemesi üzerine Borrell, bu sözünü düzenlenecek ortak basın toplantısında düzeltebileceğini söyledi. Borrell, ''Bu ayrıntıların tümü müzakere süreci başladığı zaman bu kadar önemli ve ağırlıklı olmayacaktır. Burada Türkiye açısından önemli olan tarih verilmesi ve müzakerelerin tam üyeliği hedeflemesidir'' dedi.