Başbakan’dan afet uyarısı
Abone olBaşbakan Erdoğan, Türkiye’de uzun yıllar gerek imar planlarında gerekse inşaat sırasında afet hususuna dikkat edilmediğini ve rastgele yapıl...
Başbakan Erdoğan, Türkiye’de uzun yıllar gerek imar planlarında
gerekse inşaat sırasında afet hususuna dikkat edilmediğini ve
rastgele yapılaşmanın afetlerin yıkıcılığını arttırdığını
söyledi.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)
tarafından afetlere hazır Türkiye hedefiyle başlatılan “Afete Hazır
Okul” kampanyasının lansmanı Küçükçekmece Arena MEGA’da düzenlendi.
Lansman toplantısına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim
Bakanı Nabi Avcı, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İstanbul Valisi
Hüseyin Avni Mutlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Törende kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, konuşmasına Afganistan’da
toprak kayması sonucu hayatını kaybedenler için başsağlığı
dileyerek başladı. Afganistan’da bir köyün tamamen toprak altında
kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Şu ana kadar yaklaşık 300
kişinin cesedine ulaşıldı. Vefat edenlerin çok daha fazla olduğu
tahmin ediliyor. Türk Kızılayı bu büyük afet ardından bölgeye
ulaşan ilk yardım kuruluşlarından biri oldu. AFAD şu anda bu
çalışmalarını sürdürüyor. Yine İHH da bölgeye ulaştı ve mağdurları
elinden tutmaya başladı. Kızılay’a ve AFAD’a teşekkür ediyorum”
dedi.
"AFETLERİ ÖNLEMEK MÜMKÜN DEĞİL AMA..."
Afetleri engellemenin mümkün olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan,
ancak yaşanabilecek yıkımı en aza indirmek için alınabilecek
önlemler olduğunu vurguladı. Afet sonrası kurtarma ve yardım
çalışmalarının organizasyonunun önemine de dikkat çeken Başbakan
Erdoğan, “Ülkemizde afet öncesi ve sonrası yapılacak hususlar
konusunda uzun yıllar bilinçli bir yapılanmaya gidilemedi. Farklı
kurumların arasında koordinasyon yoktu. 1999 Marmara ve Düzce
depremleri, ülke olarak bu konuda ne denli hazırlıksız olduğumuzun
en çarpıcı örneği olarak ortaya çıktı. O depremlerde ne yazık ki
ben de oraya gittiğimde orada hükümeti göremedim. Hükümet
yetkilileri iki gün aradan sonra oraya gelebildiler. Bunun için biz
ilgili tüm kurumları AFAD başkanlığı çatısı altında topladık. Van
depreminde kısa sürede afete müdahale ettik. Şahsım, arkadaşlarım
hep birlikte 24 saat olmadan Van’daydık. Van’ı yeniden ayağa
kaldıracak çalışmaları başlattık. 1 yılda yeni Van’ı inşa ettik.
Aynı şekilde Bingöl’de de 1 yılda yeni Bingöl’ü inşa ettik. Sosyal
devletsek, dertliysek bunu anında yerine getirmemiz gerekiyordu.
Kütahya Simav’da 1 yıl içinde Simav’ı da yeniden inşa ettik”
dedi.
Yardım kuruluşlarını tek çatı altında toplamanın yanısıra daha da
güçlendirdiklerini belirten Erdoğan, “Artık eski Kızılay yok.
Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan afetlerde olay yerine ilk
ulaşan kuruluşlardan biri haline getirdik. Bunun yanında pek çok
sivil yardım kuruluşlarımız dünyanın dört bir yanında başarılı
çalışmalar yürütüyor. Geçmişte yaşadığımız tecrübelerle geleceğe
ilişkin umutlarımızı canlı tutmak niyetindeyiz” diye konuştu
Afetlere hazır olmak fikrinin toplum tarafından benimsenmesini
demokratik reformlar kadar önemli gördüğünü söyleyen Başbakan
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yeni Türkiye anlayışımızın esaslarında biri de her türlü musibete
karşı hazırlıklı olmalıyız. Bunun için attığımız her adımda
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini aklımızda
bulundurmak zorundayız. Sel gibi, toprak kayması gibi sıkıntıların
her an yaşanabileceğini göz önünde bulundurmak zorundayız. Takdir-i
İlahi karşısındaki acziyetimiz elbette biliyoruz ama
peygamberimizin buyurduğu gibi önce devemizi sağlam şekilde
bağlayacağız ondan sonra tevekkül edeceğiz. Afetler konusunda
bilimin bize sunduğu imkanları sonuna kadar kullanacağız. Binanızı
çürük şekilde inşa edersiniz bunu yıkan deprem değil kendiniz
olursunuz. Dere yatağına bina inşa ederseniz bu binayı selin
basması an meselesi olur. Siz heyelan bölgesine inşaat yaparsanız o
bina sonunda kayar ve yıkılır”
RASTGELE YAPILAŞMA TEHLİKESİ
“Türkiye’de uzun süre gerek imar planlarında, gerekse inşaatlarda
bu hususlara dikkat edilmemiş, rastgele yapılaşma afetleri
yıkıcılığını arttırmıştır” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam
etti:
“Japonyada 9 şiddetinde bir depremde neredeyse hiçbir bina yıkılmaz
ve can kaybı olmazken ülkemizde 6 şiddetinde deprem ciddi kayba yol
açabiliyor. Fark binaların deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak
inşa edilmesidir. Fay hattının tam üzerine bina fabrika inşa etmiş,
yol demiryolu inşa etmiş bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız.
Hükümetlerimiz döneminde 1999 depreminden alınan dersler ışığında
yeni düzenlemeler yaptık. İmar planlarından inşaatlara kadar her
alanda standartlar belirledik ve uygulamaya koyduk. Ülkemizi
afetlere karşı hazırlaması için AFAD’ı kurduk. Van Bingöl ve Simav
depremleri doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Ülkemizin dört bir
yanında kurulan deprem ölçüm cihazları ile sarsıntıları
hassasiyetle ölçüyor ve öngörüler geliştirebiliyoruz. İletişimin
kesintisiz sağlanması yönünden yürüttüğümüz çalışmalar sürüyor.
Afetler ve kriz yönetimi konusunda birikim sahibi olduk. Afet
anında kimin ne yapacağını önceden belirliyoruz. Sosyal afet
sayabileceğimiz Suriye’den ülkemize gelen kardeşlerimizin
ihtiyaçlarını karşılanması noktasındaki organizasyonu da AFAD
açısından başarılı bir sınav olarak değerlendiriyoruz. AFAD
tarafından oluşturulan 22 kampın altyapısı ve verilen hizmetlerin
gelişmiş ülkeler tarafından örnek alındığını görüyoruz”
"BİLİNÇLENME ŞART"
Afetlere hazırlık konusunda sadece teknik altyapının yeterli
olmayacağını savunan Başbakan Erdoğan, “Tüm vatandaşlarımızda
afetler konusunda bilinç oluşmasını sağlamalıyız. İnsanımıza afet
durumunda ne yapacağını öğrenmeden hazırlıklarımızı tamamlamış
olamayız. Her anlamda afete hazır Türkiye hedefi doğrultusunda çok
yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Afet sonrası ilk 72 saatte
yapılacaklarla ilgili kapsamlı bilgilendirme çalışmaları
gerçekleştiriyoruz. Afet’e hazır okul kampanyası da bu
hazırlıklardan biri. Bu kampya ile öğrenci ve öğretmenlerimizi
eğiterek afetlere karşı hazırlıklı hale getirmeyi amaçlıyoruz.
Sultan 2. Selim Han zamanında yayınlanmış bir ferman var. O dönemde
evler ahşap olduğu için çıkan yangınlar büyük tahribata yol
açıyordu. Bazı yangınlarda şehrin 5’te 1’inin yanıp kül olduğundan
söz ediliyor. Bu fermanda önlemler sıralanıyor ve şöyle deniyor;
‘İnsanlar kendi evlerinin yüksekliğine uygun merdivenler
hazırlasınlar, büyük bir fıçı suyu hazır tutsunlar. Yangın olursa
kaçmasınlar, merdivenleri yaslayıp su ile ateşi söndürmeye
çalışsınlar’ Afetten kaçmak yerine hazırlıklı olmak için
çalışmalıyız. Şehirlerimizi kentsel dönüşümle depreme dayanıklı
hale getirme çabasındayız. Bu tür devasal dönüşüm çalışmalarını
gerçekleştirmek kolay değil ancak zoru başarmak zorundayız”
dedi.
(İHA)