’’Başbakana sayın Başbakan diyeceğim’’
Abone olCumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bu medeni yarış olsun. Saygı içinde olsun. Bunlar fazla buna itibar olunmuyor. Ben yine bu yolda...
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bu medeni yarış
olsun. Saygı içinde olsun. Bunlar fazla buna itibar olunmuyor. Ben
yine bu yolda bana düşen yine adaylara saygımdan dolayı Başbakana
sayın Başbakan diyeceğim. O ne derse desin ben Sayın Başbakanım
diyeceğim” dedi.
İhsanoğlu, basın toplantısının ardından Antalya Ticaret ve Sanayi
Odası’nda (ATSO) kanaat önderleriyle bir araya geldi. İhsanoğlu,
burada yaptığı konuşmasında Türkiye’nin iki şeye ihtiyacı olduğunu
belirterek, bunun ise ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ile olacağını
vurguladı. Türkiye’nin bunu istediğini kaydeden İhsanoğlu,
“Kavgasız gürültüsüz hayatımızı devam ettirelim. Medeni insanlar
gibi bağırmadan, çağırmadan bu hayatı hep beraber devam ettirelim.
Türkiye’nin ’Yurtta Sulh’ prensibini uygulaması lazım. Türkiye son
yıllarda gelişmesinde duraklama oldu. Bunu orta gelir duraklaması
olarak görüyoruz. Türkiye dünyada tek gelişen ülke değil. Her ülke
geri kalmışlığı aşmak için mücadele veriyor. Türkiye bunların
içinde nerede. Başkaları nereye ulaştı. 2002’ den 2008’e kadar 3
bin dolardan 8 bine. 2008’den bu ya da 10 bin oldu. Orada durduk.
Yunanistan aynı tarihlerde 2002’den 2008’de 13 binden 30 bine. Yani
üç mislimiz. Bunu lütfen düşününüz, İspanya 16 bin dolardan 33 bin
dolara, 6 sene içinde. Güney Kore aynı, yıllar içinde 12 binden 20
bin dolara. Biz hala 10’dayız. 4-5 senedir ilerlemiyoruz. Ve başarı
gibi gösteriyoruz ve gerçekleri saklıyoruz. Minnet ediyoruz. Yanlış
davranış ve politikalar içinde Türkiye G 20 içinden çıkar. Bu
göstergeler. Makro göstergeler. Türkiye’de kalkınmanın zannedildiği
gibi iyi gittiği manasına gelmez. Bunu düşünmemiz lazım” şeklinde
konuştu.
“TÜRKİYE 1.LİGE GİRMESİ LAZIM”
İhsanoğlu şöyle devam etti:
“Türkiye ihracatta sıkıntılara maruz kaldı. Irak’la ticaretimiz
yüzde 35 azaldı. Daha da azalacak. Suriye ile bitti. Ticaretimiz,
İsrail üzerinden yapılıyor. Biz İsrail’i boykot edelim diyoruz.
Bunlar hepsi ülkeye başarı olarak sunuluyor. Ekonomimizin en zayıf
noktası sanayinin ekonomideki payı azalıyor. Bu ekonominin
zayıflığı demektir.Türkiye artık ileri teknolojiye dayanan sanayiyi
kurması lazım. Türkiye yüksek katma değer yaratan sanayiyi üretmesi
için teşvik edilmelidir. Teknolojiyi transfer değil üretmemiz
lazım. ARGE’ye yüksek para ayrılmalıdır. Biz yine orta sınıf
tuzağına girdik. Milli gelir ortalaması açısından 10 bin dolarda
durduk. Türkiye’nin ikinci lig değil muhakkak birinci lige girmesi
lazım.”
“KREDİ VE VERGİ BORÇLARI ÜZERİNDE DURACAĞIM”
Türkiye’nin çok farklı şeyler düşünmesi gerektiğini belirten
İhsanoğlu, “Türkiye siyasi kavgaya hapsetmiştir kendi. Kredi
borçları, kredi kartları. Milyonlarca insan bu sıkıntı içinde.
Sarmal büyüyor. Kredi kartından bir diğer kart ödeme yaparak kısa
vadede çözüm bulurken uzun vadede sıkıntısı içinde. Devlet bu
konuda bir şey yapmıyor. Vergi borcu artıyor, kar topu gibi git
gide artıyor. Seçildiğim anda söz veriyorum bunların üzerine
gideceğim. Fakir ve orta direk insanların vergi borçları üzerinde
duracağım, kredi kartları borcu üzerinde duracağım ve orada bir
çıkış arayacağım. Meclis ve yasama organlarıyla onları bir araya
getirerek ve STK’ların da katkılarıyla bir çare yol haritası
çizeceğiz. Türkiye’nin içerideki ekonomik huzuru sağlamak için
mağdur kesimin dertlerini dinlemek lazım, çare bulmak lazım”
dedi.
TÜRKİYE’NİN YÜZDE 85’İ BORÇ BATAĞINDA
Türkiye’nin yüzde 85’inin kredi kartı yükü altında olduğunu aktaran
İhsanoğlu, “Borç batağında. Böyle bir şey olur mu? Büyüdüğümüzü
söylüyoruz. Asgari ücret 891 lira. Resmi verilere göre açlık sınırı
1550 lira. 890 lira alacaksın bu rakamın iki misli. Peki yoksulluk
sınırı 3 bin 50 lira. Yani 4 misli. Türkiye bu noktadaysa bunu
değinilmesi lazım. Muhalefet partileri aynı anda ekonomistler bunu
düşünmeli. Türkiye bunu değerlendirmeli. Halk bunu değerlendirecek,
halk Türkiye kavgaya girerse çok şey kaybedecek” diye konuştu.
12 -13 yıl önce devletin başında sakin bir Cumhurbaşkanı varken
devletin tepesinde olan kavga nedeniyle ekonominin çöktüğünü
hatırlatan İhsanoğlu, şunları söyledi:
“Cebimizdeki yüz liranın 50’si buharlaştı. Oraya öfkeli birinin
geldiğini düşününüz. Türkiye’de hiçbir zaman icraat başı icradan
görevli olanlara karşı bir Bakanlar Kurulu karar alıyor. Bakan
kendi şahsı adına karar almıyor. Siyasi müşterek içinde karar
alıyor. Devletin organları da aynı şekilde hareket ediyor. Sonra
Merkez Bankası’nın faiz politikasında birtakım alımlar oluyor.
Ondan sonra diyorlar ki, ‘Bu faiz lobisi, bu Merkez Bankası yanlış
yapıyor’. O adam ekonominin gereği ne ise yapmaya çalışıyor.
Yetkisini kullanıyor. Onun vatanseverliği sizinkinden az ya da çok
olamaz. Sonra sizin gibi farklı düşünen herkese vatan haini gibi
suçlamalara hakkınız yok. Allah korusun. Dünyanın neresinde vergi
mükellefiyeti vergi müfettişleri siyasi emirlerle hareket edip iş
adamlarının üzerine gönderiliyor. Nerede görülmüş bu? Bu diktatör
dedikleri Sisi ve Beşar Esad yaptığı zaman tüm dünya ayağa
kalkıyor. Biz de bu olduğu zaman susarak karşılıyoruz. Bu kararı 10
Ağustos’ta Türkiye verecektir.”
“SAYIN BAŞBAKAN DİYECEĞİM”
Türkiye 10 Ağustos’ta huzura kapı açacağının altını çizen
İhsanoğlu, “Bütün partilerin desteğiyle olacaktır. Ben iki partinin
uzlaşmasıyla başladım. Bugün 12 parti desteğini ilan eti.
Türkiye’nin demografik siyasi haritasında değişiklik var. Onun için
yapılana anketlerin çoğu eski dünyaya göre yapılmıştır. 30
Mart’taki hesaba göre yapılmıştır. Mesele 4 yada 10 parti değil.
Mesele çok parti değil derinden geliyor. Türkiye’de sosyolojik bir
değişim var. Türkiye siyaset ve sosyoloji eski bağlarını kopardı.
İnsanlar farklı ses, nefes dinlemek istiyorlar. İnsanlar
yoruldular. Bıktılar başka bir şey istiyorlar. Bundan da kimsenin
rahatsız olmaması lazım. Demokrasi demek alternatif demektir.
Türkiye’de neden İhsanoğlu diyenler var. Lütfen tamam oy
vermeyiniz. Ama saygıda kusur etmeyin. En yüce makama layık olmak
lazım. O makam tektir, en yücedir. Bu medeni yarış olsun. Saygı
içinde olsun. Bunlar fazla buna itibar olunmuyor. Ben yine bu yolda
bana düşen yine adaylara saygımdan dolayı Başbakana sayın Başbakan
diyeceğim. O ne derse desin ben Sayın Başbakanım diyeceğim”
ifadelerini kullandı.
VESAYET İDDİALARINA CEVAP
İhsanoğlu kendisiyle ilgili vesayet iddiaları ile ilgili olarak şu
açıklamaları yaptı:
“Deniliyor ki vesayet sisteminin temsilcisi İhsanoğlu. Beni iki
tane meşru, parlamentoda grubu olan CHP ve MHP aday gösterdi.
Türkiye’de bütün partiler desteklerini ilan ettiler. AK Partili
arkadaşlar da desteklerini ilan ettiler. Kimi açık yaptı, kimi açık
yapamadı. Onlar da huzur istiyor. Kavga istemiyorlar. Tüm bu
partiler vesayetçi mi? RTÜK, YÖK kim muhalefetti kim korudu
bunları? 12 senedir meclis sizin elinizde, hükümet elinizde, siz
RTK’ü, YÖK’ü kaldırdınız mı? Bu vesayet sistemi değil mi? Niye
kaldırmadınız? Siz kaldırmak istediniz de biz hayır mı dedik?
Sendikalar kanunu, 12 Eylül kanunu niye değiştirmediniz? Bunlar
asgari vesayet sisteminin kanunlarıydı. Siyasi partiler seçim
kanunu yüzde 10 barajı siz söylediniz. Vesayet işte bunlar. Siz
bunları muhafaza edeceksiniz. Türkiye bunları anlamış durumda yeni
bir ses bir nefes istiyor. İçeride huzur dışarıda itibar
istiyor.”
“KAÇIRILAN DİPLOMATLAR BAYRAMDA GELECEK İÇİME DOĞDU”
İhsanoğlu, “Bizim evlatlarımız rehine. Başkonsolosumuz,
diplomatlarımız. Benim temennim bunların bir an evvel, içimde de
böyle bir his var, inşallah bayramı aileleriyle geçirirler. Ben
buna inanıyorum. Benim şöyle bir hissim var. Bayramı aileleri ile
geçirecekler. Türkiye biraz nefes almış olacaktır” dedi.
“TÜRKİYE ATEŞE SU SERPMELİDİR”
Türkiye’nin etrafındaki devletlerin parçalanmak üzere olduğuna
vurgu yapan İhsanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Etrafımızdaki terör örgütleri, İslam adına cirit atıyorlar.
Sınırlarımız köprü gibi giren çıkanın hesabı yok. Türkiye bu
ateşlerin üzerine suyla gitmezse su serperek gitmezse bu ateşler
Türkiye’yi yakabilir. Biz bunu istemiyoruz. Biz Çankaya’ya huzuru
getirecek Türkiye’ye dışarıda saygınlık getirecek bu dünyayı
tanıyan batıyı doğuyu bilen insana ihtiyaç var. Bizim yolculuğumuz
bir mukaddes yolculuktur. Türkiye’ye huzuru getirmek için sembol
olarak kullandığımız ekmeği büyütmek istiyoruz. Bunun yanında biz
sevgi ekmeyi istiyoruz. Biz bu ülkede saygı ekmek istiyoruz. Birlik
ekmek istiyoruz. Biz bu ülkede dirlik ekmek istiyoruz. Ekmeği
büyüterek hep beraber bölüşmek istiyoruz. Bize sığınan
kardeşlerimizle de. Türkmenlere fazla ilgi göstermiyoruz. Farklı
şeylerle uğraşmak istiyoruz. Türkmenlerin Türklerden başka kimseyle
alakası yok. Türkiye bizi alamıyor diyorlar. Mısır’daki Rabia için
ağıt yakıyoruz Türk Rabia için bir şey yapmıyoruz. Bu ekmeği
herkesle bölüşeceğiz ama bu vatanı, bu toprağı kimse ile
bölüşmeyeceğiz. Allah bu ülkeye millete zeval vermesin” dedi.
ATSO BAŞKANI BUDAK: "ÇEVREMİZ BİR ATEŞ YUMAĞI HALİNDE"
Türkiye’nin demokrasiyle önemli farklar oluşturduğunu belirten ATSO
Başkanı Çetin Osman Budak ise, “Çevremiz bir ateş yumağı halinde.
Bugün bu ülkede birlik ve beraberlik adına bir şeyler sergilediysek
bu Cumhuriyetin ve demokrasinin ana göstergesidir. Antalya 1980
yılından sonra en hızlı büyüyen illerden biri oldu. Bu sebeplerden
birisi turizmdir. Antalya’da daha fazla yatak yapmayalım. Yeteri ki
kadar fiziki olarak büyüdük. 12 milyon turiste ev sahipliği
yapıyor. Yerli turizmi de destekleyen kent oldu. Artık kalite
istiyoruz. Antalya’nın 550 bin Antalya’nın yatağı. 12 ay boyunca
bunu doldurmanın çaresine bakılmalı” diye konuştu. Antalya’nın 6
milyon ton yaş ve sebze olarak tarım ürünü olduğunu dile getiren
Budak, “Aslında tarım toprakları ne kadar stratejikse Antalya’da da
bunların olması lazım. Tarım topraklarının Türkiye’de inşaata
açılması geleceğimizi sekteye uğratacaktır. Artık Türkiye’de
gürültüden, kavgadan uzaklaşma dilini kullanan liderler istiyoruz.
Siyaset aslında bütün aklın tabanına kadar söylemlerini
yaygınlaştırdı. Bugün eğer şu anki dil, üslubu örnek alacaksak
gelecekte vay halimize. Ekonomide orta gelir tuzağından çıkılması
gerekir. Eğitimden başlayarak demokrasilerde ilerlemesi tarımda
,ticarette, hukukta reformların yapmasını dile getiriyoruz. Yeter
ki hızla yapısal reformların özellikle hayata geçirilmesi büyük
ihtiyaç durumundadır. Bir ülkede ekonomi zayıfladığında sosyal
adalet zayıflar. Güçlü bir ekonomi için ilerlemeyi sağlamak
gerekir” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından ATSO Başkanı Budak, İhsanoğlu’na tablo hediye
etti.
İhsanoğlu, daha sonra Antalya Valisi Sebahattin Öztürk’ü makamında
ziyaret etti.
Öte yandan, aşırı sıcak nedeniyle İhsanoğlu’nun bazı kapalı pazar
programının iptal edildiği öğrenildi.
(İHA)