Başbakan’a F.Bahçe eleştirisi
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Fenerbahçe özel bir süreçten geçiyor. Kendi içerisinde olağanüstü kongre kararı alı...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç,
“Fenerbahçe özel bir süreçten geçiyor. Kendi içerisinde olağanüstü
kongre kararı alıyor ve tekrar bir yarış yapıyor. Sana ne? Hani
sandık namustu? Sana ne spor kulüplerinden kardeşim?" dedi.
CHP’nin MYK toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun
başkanlığında çalışmalarını sürdürürken, Parti Sözcüsü Haluk Koç
düzenlendiği basın toplantısında MYK gündemiyle ilgili
açıklamalarda bulundu. Nusaybin’deki bir olay üzerinde durmak
istediğini kaydeden Koç, “Nusaybin’de biliyorsunuz 7 kilometrelik
bir duvar örülüyor. Bu duvarın üzerine de dikenli teller
yerleştiriliyor. Yani bütün Avrupa’da duvarlar 30 yıl öncesinde
yıkılmışken şimdi bu duvar örme ne anlama geliyor? Bunu sormak
lazım. Bu duvarın anlamı ne? Yani bu duvarı örerek ne yapmak
istiyorsunuz? Hangi siyasetin peşindesiniz. Yani bu duvarla barışı,
uzlaşmayı sağlamanız mümkün mü? Bu duvarı tam da bu dönemde Kürt
kardeşlerimizin aslında kalbine örüyorsun, vicdanına örüyorsun
Nusaybin’e örmüyorsun. Bu kadar sıkıntılı bir tablo olarak
gözüküyor. Bununla ilgili gelişmeleri daha sonra hep birlikte
değerlendireceğiz” diye konuştu.
Gündemin en önemli, en yakıcı maddesinin kıdem tazminatı sorunu
değil, çalışanların sorunu değil, Başbakanın fetvaları ve yalanları
üzerine kurulu soru cevap şeklinde gelişen bir gündem olduğunu
söyleyen Koç, şunları kaydetti:
“Kızlı erkekli aynı evlerde kalıyorlar, şikayetler geliyor. Kusura
bakmasınlar bu noktadan bunlara benim valim, emniyetim müdahale
edecek diyor Başbakan. Hemen Sayın Arınç ofsayda düşeceğini bile
bile bu işlerin Başbakan öyle demedi ki korusunun yeni
seslendiricisi olarak atlıyor bu asparagas haberdir, böyle bir
niyetimiz, böyle bir talebimiz, böyle bir sözümüz yok diyor. Fakat
ne yazık ki ertesi gün Başbakan aynı karşısındaki ucube heykel
olayında dönemin kültür bakanı Sayın Günay’ı açığa düşürdüğü gibi
Sayın Arınç’ı da bir kez daha ofsayda düşürüyor.”
KIZ ERKEK YURTLARI
Başbakan’ın ülkedeki herkesin yaşam tarzının teminatıyla ilgili
açıklamalarına değinen Koç, “Ne demek herkesin teminatı olmak canım
benim ancak kendi kafamdaki saplantıların, kendi kafamdaki
dogmaların teminatıyım ve toplumu da doğum öncesinden ölüm
sonrasına kadar bu saplantılarımla, bu dogmalarımla ayarlayarak,
düzen vererek götürmek zorundayım telaşı Başbakanı sarıyor. Bakın
altını çiziyorum. Detayına girmeyeceğim ama doğum öncesinden ölüm
sonrasına kadar insanların yaşamını bu toplumda Başbakan kendi
saplantılarına, kendi kafasındaki ipoteklere, kendi teslimiyetine
göre kurgulamak istiyor. Türkiye’de artık diyor kızlı erkekli yurt
dönemi bitti diyor. Var mıydı daha önce? Herhalde Amerika’da kendi
çocuklarının okuduğu okullarla karıştırıyor. Var mıydı kızla
erkeğin bir arada kaldığı yurt? Kız yurdu ayrıydı, erkek yurdu
ayrıydı. Böyle bir süreç yoktu. Bizde öğrencilikten geçtik. Bizde
öğrenci evlerinde yaşadık. Şimdi bir ahlak zabıtalığına soyunmuş,
İran’daki Pastaranlar gibi bir ahlak zabitliğine soyunmuş. Ben
valime, emniyetime gereken şeyleri söyledim takip edecekler”
şeklinde konuştu.
Demokratik bir ülkede kişisel hak ve özgürlük alanlarına devletin
müdahale etmesinin kabul edilemez ve demokrasiyle uyumlu olarak
adlandırılacak bir tablo olmadığını kaydeden Koç, şöyle
konuştu:
“Kişisel hak ve özgürlükler alanı demokrasilerde kutsaldır. Devlet
bu alanın hiçbir yerine müdahil olamaz. Dikizcilik yapamaz,
gözlemcilik denetleyicilik yapamaz. Sayın Başbakan kendisini bu işe
memur addettiği gibi benim valim, benim emniyetimde bunun takibini
yapacak diyor. Ayrıca bir başka açmaz daha var. O açmaz nedir?
Muhbirlik mesleğini geçerli bir meslek, zanaat haline sokmaya
başladı Türkiye’de. Gezi olaylarında başladı biliyorsunuz. Tava,
teneke çalanları ihbar edin, komşularınızı şikâyet edin çağrısında
bulundu. Şimdi bin bir güçlükle 5-6 öğrenci yurtlarda yer
bulamadıkları için bir araya gelip kira ödeyerek o anaların,
babaların emekli parasıyla güç bela kazandıkları üç kuruşu oraya
aktararak üniversiteye devam etmeye çalışıyorlar, barınmaya
çalışıyorlar. Başbakanın kafasında bu sorunlar yok. O gençlerin ve
ailelerinin çektiği sıkıntılar yok. Onlara 11 yıldır iktidarda
olmasına rağmen yurt sağlayamamanın ezikliği yok, barınma sorununu
halletmiş olmanın gerçeği yok. Ne var? Efendim 3 kişi 5 kişi bir
araya gelirse başka şeyler olabilir. Sana ne? Bizim geleneklerimiz
içerisinde, aile terbiyelerimiz içerisinde, toplumsal
geleneklerimiz içerisinde tabii ki aileler yetiştirdikleri gençlere
fikir verirler, yön verirler. Sen oturduğun yerde kendi çocuklarına
sahip çık. Kişisel hak ve özgürlükler alanı Türkiye’de bizzat
Başbakan tarafından tecavüze uğramaktadır. Ve bu Türkiye Başbakanın
idaresindeki bu Türkiye AB ile yeni bir müzakere faslı açmaktadır.
Fotoğrafa bir bakın. Dış politikada radikal gruplarla iç içe girmiş
bir Türkiye. İç politikada tamamen radikal görüşlerin,
saplantıların toplumu esir aldığı bir Türkiye. Fotoğraf bu.”
Koç, sorunun aslında üniversitelerde 12 yıldır yurt sorununu
halledemeyen bu iktidarın sorunu olduğunu ifade etti. Kız-erkek
karma yurtların zaten olmadığını söyleyen Koç, “Niye yalan
konuşuyorsunuz, niye insanları yanlış bilgilendiriyorsunuz? Bana
bir tane kız-erkek beraber kalınan şuana kadar Türkiye’de herhangi
bir şehirde bir tane yurt gösterin. Var mı? Şimdi bunlar kalktı
diyor” dedi.
Dış politikada tarihimizin en basiretsiz, en beceriksiz
uygulamalarının olduğu bir dönemi yaşadığını savunan Koç,
Başbakan’ın hayat anlayışına uymayan her durum için valiyi, emniyet
müdürünü, devleti, polisi seferber edeceğini ve toplumun bütününe
ayar vereceğini ifade etti. Türkiye’de göreve çağrılması
gerekenlerin valilerin olmadığını belirten Koç, “Bütün bu
söylediklerimden sonra Türkiye’de göreve çağrılması gereken
doktorlar. Çok açık bir şekilde ben doktorları meslektaşlarımı
göreve davet ediyorum. Çünkü tam teşekküllü bir hastaneden bir
sağlık raporu gerekiyor artık. Başka tahlil etmek, analiz etmek
mümkün değil. İnsanların özel yaşamlarını denetlemek, gözlemek
demokrasilerde valilerin, emniyetin işi değil. Ama insanların
sağlığını incelemek, denetlemek doktorların işi” ifadelerini
kullandı.
ATATÜRK’ÜN KABARTMASI RÖLYEFİ
Devlet nişanlarında Atatürk’ün kabartması rölyefi ve Türkiye
Cumhuriyeti ibaresi kaldırıldığını kaydeden Koç, “Bu cumhuriyeti
Cumhuriyet Halk Partisi kurmadı, millet kurdu. Evet millet kurdu.
Kuvva-i milliyenin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurdu.
Kurarken sadece ülkeyi işgal edenlere karşı mücadele etmedi. Senin
kafanda olanların yerli işbirlikçiliğine karşı mücadele ederek de
kurdu. Bunu da sana tarih içerisinde hatırlatmak lazım. Onun için
bu millet kurdu evet bu millet kurdu. Ama kimlerle mücadele ederek
kurdu onu da hatırlatmak lazım. O işbirlikçileri sen çok iyi
biliyorsun. O dönemde yaşasan hiç şüphesiz onların yanında
imparatorluğun son döneminde bu ülkenin dini ve siyasi iradesini
İstanbul’da bir İngiliz komutanına teslim eden ekibin içinde
olurdun sen. İstediğinizi yapın, istediğinizi kaldırın bu milletin
gönlünden Mustafa Kemal Atatürk’ü bu milletin, Türk milletinin
bağrından da Türkiye Cumhuriyeti ibaresini hiçbir zaman
çıkartamazsınız. Neyi kullanırsan kullan, ne yaparsan yap. Hangi
dereden ne suyu getirirsen getir. Abesle iştigal edeceksin”
şeklinde konuştu.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ
Geçen hafta sonunda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yaptığı kongreye
değinen Koç, “Sayın Aziz Yıldırım çok büyük bir oy farkıyla tekrar
başkanlığa seçildi. Kutluyoruz. Başbakan her alana müdahil olma
görevi var ya sadece özel alanlara değil. Herhalde apartmanlardaki
apartman yönetimlerinden taksi duraklarındaki yönetime kadar,
sendikalardan derneklere kadar. Kanarya sevenler derneğinden
filatelistler derneğine kadar her yere müdahil. Toplumun her
alanına müdahil. Fenerbahçe içinde laf söylüyor. Fenerbahçe de,
Galatasaray da, Beşiktaş da, Trabzonspor da, diğer kulüplerimizde
hepsi bizim başımızın tacı. Fenerbahçe özel bir süreçten geçiyor.
Kendi içerisinde olağanüstü kongre kararı alıyor ve tekrar bir
yarış yapıyor. Sana ne? Hani sandık namustu? Öyle ya ezberlediğin
şarkılardan bir tanesi. Sandık namustur, sandıktan çıkan iradeye
saygılı olmak lazım. Hani sandık namustu? Fenerbahçelilerin iradesi
önemli mi, önemli değil mi senin için? Sana ne spor kulüplerinden
kardeşim? Ne derdin var senin? Sana ne futboldan? İşine gelince
namus, işine gelmeyince fasa fiso. Yok bir yıl sonra şöyle olurmuş,
böyle olurmuş. Sözü veren belli, oyu alan belli, oy kullananlar
belli, alkışlayanlar belli. Kendi içerisinde yürüyen bir düzen.
Sana ne, niye müdahilsin?” diye konuştu.
“Başbakanın her alanda olduğu gibi kirli ellerini ve intikam
heveslerini spor kulüplerimizin üzerinden de çekmesi gerekiyor”
diyen Koç,”Sağlıklı bir toplumsal yaşam sürdürmek zor hale geliyor
Türkiye’de. Her alanda Başbakan müdahalesi. Her alanda diktatör
fetvası. Her alanda Başbakan dayatması. Bunlar taşınabilir yükler
değildir bir demokraside. Deminde söyledim son olarak da kişisel
hak ve özgürlüklere müdahil olma dönemi. Umarım bunların hepsini
aşacağız. Yerel seçimler yaklaşıyor, yerel seçimler daha sonraki
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ve genel seçimlerinde bir ön
habercisi olacak ve Türkiye’de birçok yerde yerel seçimler yerel
seçim olma özelliğinin dışında genel seçim özelliğini taşıyarak da
gidecek. İşte bu nedenlerden dolayı. Onun için demokrasi içerisinde
Türkiye AK Parti’nin faşizmine de karşı gelecek, Başbakanın
diktatörlük heveslerini de kursağında bırakacak bir tavrı
sergileyecektir” diye konuştu.
(İHA)