Başbakan’a alkış yağmuru
Abone olCezayir Üniversitesi, Başbakan Erdoğan’a fahri doktora unvanı tevdi etti. Programda Erdoğan’ın yaptığı konuşma, sık sık alkışlarla kesildi. ...
Cezayir Üniversitesi, Başbakan Erdoğan’a fahri doktora unvanı
tevdi etti. Programda Erdoğan’ın yaptığı konuşma, sık sık
alkışlarla kesildi.
Kuzey Afrika gezisi çerçevesinde Cezayir’de bulunan Başbakan
Erdoğan’a, Rektör Prof. Dr. Tahir Haccar tarafından cübbe
giydirildi. Başbakan Erdoğan, fahri doktora töreni sonrasında
öğrenci ve akademisyenlere hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında
iki ülke arasındaki ortak tarih ve değerlere vurgu yapan Erdoğan,
Fransız sömürge yönetiminin Cezayir’deki bu ortak değerlerin
izlerini silmekte başarılı olamadığını söyledi. Erdoğan’ın
konuşması sık sık alkışlarla kesildi.
"CEZAYİRLİ BARBAROS HAYREDDİN PAŞA HEPİMİZİN YÜREĞİNDE"
Erdoğan, "Esasen Türkiye-Cezayir ilişkilerinin oldukça köklü bir
geçmişi var. Müşterek tarihimize ve ortak kültürümüze dayanan güçlü
bağlara sahibiz. Denizcilik tarihimizin en şanlı dönemlerini
Cezayir’le birlikte yaşadık. Bugünkü Cezayir’le olan dostluk ve
kardeşlik ilişkilerimizin gerisinde işte böylesine muhteşem bir
tarihi arka plan bulunuyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Buteflika’nın 2005 Şubat ayında Türkiye’ye,
kendisinin ise 2006 Mayıs ayında Cezayir’e yaptığı ziyaretlerin
ikili ilişkilerin geliştirilmesinde önemli birer dönüm noktası
olduğunu kaydeden Erdoğan, "Ülkelerimiz arasında en üst düzeyde
karşılıklı olarak gerçekleştirilen bu ziyaretler ikili ilişkilere
güç katarken, halklarımız arasındaki dostluk duygularını da
canlandırıyor, pekiştiriyor, Türkiye’de yaşayan herkes daha ilk
okul yıllarından itibaren Cezayir’le olan ilişkilerimizin tarihi
boyutunu öğreniyor" şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Cezayir halkını ve
medeniyetini korumak için verdiği destansı mücadele hepimizin
zihninde ve yüreğinde müstesna bir yere sahiptir. 300 yıl boyunca
barşı ve adalet içinde süren birlikteliğimiz sayesinde Akdeniz’in
güvenli bir denize dönüştüğünü biliyoruz" dedi.
"FRANSIZ ORDUSUNDAKİ CEZAYİRLİLER TÜRKLER’İN SAFLARINA GEÇTİ"
Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Osmanlı döneminin ardından Emir Abdulkadir ile birlikte işgal
kuvvetlerine karşı direnenler arasında yine Türkler bulunuyordu. 1.
Dünya Savaşı’nda zorunlu olarak Fransız ordusunda yer alan
Cezayirli kardeşlerimizin gerektiğinde canları pahasına
askerlerimize ateş etmeyi reddettiklerini asla unutmadık. Bakınız
burada sizlere Maraş’ta hala efsane gibi anlatılan bir hadiseyi
nakletmek istiyorum. 1920 yılında Maraş, Fransa tarafından işgal
edilip şehrin en büyük camiine Fransız bayrağı çekildiğinde imam
cuma namazı için gelen cemaate ’artık ben size namaz
kıldırmayacağım. Fransız bayrağı altında namaz kılmak caiz
değildir’ diyerek mimberden iner. Bunun üzerine Maraş halkı isyan
eder. 3 gün içinde Fransız ordusunu şehirden çıkarır. Tabi burada
etkileyici olan bu olay üzerine Fransız ordusunda yer alan
Cezayirlilerin de Maraş halkına katılmış olmasıdır. Tarihte
örneğine çok az rastlanabilecek bu olayı biz hiçbir zaman
unutmadık. Unutmayacağız."
"CEZAYİR’İN BAĞIMSIZLIĞINI EN AZ KENDİ BAĞIMSIZLIĞIMIZ KADAR
SEVİNÇLE KARŞILADIK"
Aynı şekilde Türk halkının da Cezayirli kardeşlerinin bağımsızlık
mücadelesini yürekten desteklediğini belirten Başbakan Erdoğan,
"Elde edilen başarılar karşısında sevinç duymuşlardır. Türk halkı,
bu mücadele sırasında Cezayirli kardeşlerine Libya üzerinde her
türlü malzemeyi göndererek yardımda bulunmuştur. Erzurum ve Konya
gibi Anadolu şehirleri dahi ülkemizin her yerinde Cezayir halkı ile
dayanışma için toplantılar düzenlemiş, sömürgecilik karşıtı
gösteriler yapmıştır. Cezayir’in bağımsızlığını en az kendi
bağımsızlığımız kadar sevinçle karşıladığımızı bilhassa belirtmek
isterim" ifadelerini kullandı.
"ŞU ANDA KENDİMİ EVİMDE HİSSEDİYORUM"
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Değerli kardeşlerim tarihi ve kültürel bağlarımız bu kadar güçlü
olmasına rağmen, bağımsızlık sonrasındaki dönemde birbirimizden
sebepsiz yere zaman zaman uzak kaldığımız ne yazık ki var. Fakat
biz samimi olarak Cezayir’le aramızdaki dostluk ve kardeşlik
bağlarını daha da güçlendirmek istiyoruz. Bunun için her türlü
çabayı gösteriyoruz, her türlü işbirliğine hazırız. Esasen dün ve
bugün de Türkiye ve Cezayir, demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel
hak ve özgürlüklere saygı gibi çağdaş değerleri paylaşma konusunda
ciddi bir ortak zemine sahiptir. 300 yıllık birlikteliğimizin
sonucu oarak halklarımız arasında yemekten giyime, müzikten
mimariye, bütün bu alanlarda paylaşılan çok güçlü bir ortak
kültürel miras oluşmuştur. Sömürgecilik döneminde işgalci gücün
ortak kültürümüzün izlerini silmeye yönelik politikalara rağmen
Cezayir halkı milli ve manevi değerlerini kültürül kimliğini
korumayı başarmıştır. Bugün ülkenize gelen Türk vatandaşları, dil
farklılığına rağmen, kendilerini evlerinde hissediyorlar. Ben de
kendimi şu anda evimde hissediyorum. Buradaki kardeşleriyle
kolaylıkla gönül bağı kurabiliyorlar. Örneğin doğup büyüdüğüm semt
İstanbul’un Kasımpaşası’nda, mesela benim okuduğum ilkokulun çok
yakınındaki bir ilkokulun adı Cezayirli Barbaros Hayreddin Paşa
İlkokulu’dur. Hemen onun yanındaki kışlanın adı yine Cezayirli
Barbaros Hayreddin Paşa kışlasıdır. Bütün bunlar özellikle
aramızdaki bağların ne kadar güçlü olduğunu gösteren ve Cezayir
ismi ile Barbaros Hayreddin Paşa isminin nasıl bütünleştiğini
göstermesi açısından çok önemlidir. Bu kuşkusuz Türkiye’ye giden
Cezayirliler açısından da önemlidir."
"İKİ ÜLKENİN TİCARET HACMİ 5 MİLYAR DOLARA ULAŞTI"
İki ülke arasındaki ticari ilişkilere değinen Başbakan, "Nitekim
iki ülke ilişkileri bu zemin üzerinde hızlı bir gelişme gösteriyor.
Bu gelişmenin yansımalarını ekonomik ilişkilerde çok daha çarpıcı
şekilde görebiliyoruz. Bugün Türkiye Cezayir’in ithalatında 7.,
ihracatında ise 8. sırada yer alıyor. Ülkelerimiz arasıdaki ticaret
hacmi geçtiğimiz yıl 5 milyar dolara ulaştı. Cezayir’deki
yatırımlarımız 1 milyar doları aştı. Cezayir’de faaliyet gösteren
Türk şirketi sayısı 160’ı buldu, Türk müteahhitlik firmalarının
Cezayir’de üstlendiği projelerin sayısı 195’e ulaştı ve bunun
bedeli 6,9 milyar dolardır. Buraya kadar geldik. Doğrusu ben
ticaret hacmimizi ve yatırım rakamlarını kısa sürede her iki alanda
da 10’ar milyar dolara çıkarabileceğimize inanıyorum. Bunu dün
değerli Başbakan kardeşim Sellal ile de görüştük. Türkiye’nin hızla
artan enerji ihtiyacı konusunda en güvenli kaynağı Cezayir olarak
görüyoruz. Aynı şekilde alt yapı inşaası alanında dünyanın ilk üç
ülkesi arasında yer alan Türkiye, Cezayir için şüphesiz en
güvenilir ticari ortak olacaktır. Şu anda müteahhitlik sektöründe
Türkiye, dünyada Çin’den sonra ikinci ülke konumundadır. Biz
Cezayir’i aynı zamanda Afrika kıtasının diğer ülkelerine yönelik
ekonomik ve ticari faaliyetlerimiz için de değerli bir ortak olarak
kabul ediyoruz. Aynı zamanda Afrika’ya açılan bir kapımız olarak
görüyoruz" dedi.
KÜLTÜREL İLİŞKİLERE DE VURGU YAPTI
Kültürel ilişkilere de değinen Erdoğan, "Ekonomik ilişkilerimiz
yanında kültürel ilişkilerimizin geliştirilmesine de büyük önem
veriyoruz. Cezayir Bir ünivresitemizden bu konuda çok daha aktif
olmasını, Türkiye’deki eğitim kurumları ile çok yakın işbirliği
içerisine girmesini istiyoruz. Cezayirli gençler ülkemize, bizim
gençlerimiz de Cezayir’e gelsin. Hele hele Arapça noktasında
Türkiye’nin ciddi bir açığı var. 80’i aşkın ilahiyat fakültemiz
var. Arapça’yı gramer olarak hallediyorlar ama konuşma noktasında
zayıflık var. Ve biz bunu Cezayir gibi, Mısır gibi, Ürdün gibi
değişik ülkelerde gidermenin gayreti içerisindeyiz. Burada adeta
karşılıklı öğrenci takası ile bunu aşabiliriz. Geçen yıl itibariyle
üniversitelerimizde lisans, yüksek lisans 23 Cezayirli genç var.
2013-2014’de bunu 50’ye çıkardık. Bunu daha da artırabiliriz bu 100
de olabilir. Bunda hiçbir sıkıntı yok. Biz de istiyoruz ki
Cezayir’e öğrenciler gönderelim. Ve bizim gençlerimizde burada
lisans üstü eğitim yapabilirler ve aramızdaki bu takas inanıyorum
ki, halklarımızın kaynaşmasına ve geleceğin misyon şeflerinin
yetişmesine vesile olur" diye konuştu.
(İHA)