Başbakan'a 1milyon dolar yetmiyor
Abone olErdoğan'ın 1 milyon dolara nasıl geçinemediğini soran Ergin, ticaretle uğraşmasının sakıncalarını sıralıyor.
Başbakan'ın ticareti "geçinmek için yaptığını" söylemesini
düşündürücü bulan, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin
bugünkü yazısında Erdoğan'ın 1 milyon dolara nasıl geçinemediğini
soruyor.
Ergin ayrıca, Erdoğan'ın "Eskiden ne varsa o devam ediyor. Başbakan
olduktan sonra eklenen bir şey yok" şeklindeki sözlerini yazısında
yalanlıyor..
İşte Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin'in bugünkü
yazısı:
Siyasette yeni ekol: Distribütör-Başbakan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Dünden Bugüne Tercüman’’ yazarı
Murat Çelik'in cesur sorularına verdiği yanıtlarla, ticari
faaliyetlerini sürdürme kararlılığını Türk kamuoyuna açıklamış
bulunuyor.
Başbakan, mülakatta ‘‘Ülker Grubu'nun dağıtım işlerini
yaptıklarını, bu ticari faaliyetlerini durdurmak gibi bir niyetinin
olmadığını, buna gerek de duymadığını’’ belirttikten sonra ‘‘Ben
namusumla çalışıyor, helal para kazanıyorsam buna kim ne
diyebilir?’’ diye konuşuyor.
Erdoğan, bir başbakanın aynı zamanda ticaret ile uğraşmasının etik
olmadığı yolundaki eleştiriler karşısında ise ‘‘Buna katılmıyorum.
Etik dışı ne var ki? Devletle tek ilişkim kazancımın vergisini
vermek’’ diyor.
Bu arada, bayiliğini yaptıkları Ülker Gıda A.Ş'yi övüyor, ‘‘Vergi
konusunda en hassas kurumlardan birinin distribütörüyüz. Ülker
vergisini kuruşu kuruşuna veren, çok tiziz bir kurum’’ diye
ekliyor.
BAŞBAKANLIK MAKAMINI GÖLGELEMEK
Özetle, bugün Türkiye'nin Başbakanı olan şahıs, aynı zamanda Üker
Gıda A.Ş.'nin de distribütorü olan bazı şirketlerin hissedarıdır.
Yani, bir tacirdir.
Erdoğan, Türkiye'nin gıda sektöründeki en büyük üreticilerinden
birinin distribütörü olarak görülmekten herhangi bir rahatsızlık
duymuyor. Demek ki, iç dünyası rahat.
Üstelik bu açıklamayı yaparken, o yönde bir niyet taşımasa da,
Başbakan, Ülker'in tanıtımına dolaylı katkı yapıyor, o sektör
içinde haksız rekabet koşulları yaratıyor.
Piyasaya mal verirken, bir başka başbakanın hissedarı olduğu bir
distribütörlük şirketi bulamayan gıda sektöründeki diğer büyük
üreticiler, kendilerini dezavantajlı durumda hissetmeyecekler
midir?
Erdoğan, kendisine verdiği zarar bir tarafa, her şeyden önce
bulunduğu yüksek makamın ağırlığını ve saygınlığını ciddi bir
şekilde hafifletmiştir.
AB ÜLKELERİNDE BAŞBAKAN OLAMAZDI
Erdoğan, bugün bir AB ülkesinde ya da ABD'de yaşıyor olsaydı,
ticari faaliyetlerini sürdürdüğü için başbakanlık makamına
gelemeyeceğini herhalde bilmiyor.
Eğer biliyor da ticarete devam ediyorsa, AB tam üyeliği hedefinde
samimi olmadığı, derdinin başka olduğu sonucuna varabiliriz.
Bir başka gariplik, Erdoğan'ın ‘‘yasalara aykırı bir durum
olmadığını’’ belirterek, ‘‘bu çok doğal bir şey’’ diye
konuşması.
Uygar Batı demokrasilerinde, siyasiler ticari ilişkilerini askıya
alma taahhüdü ile kamu görevine talip oluyorlar.
Bazı ülkeler, bu sınırlamayı yasa ile getirirken, bazılarında ise
uygarlık ve demokrasi anlayışlarının bir gereği olarak yasa olup
olmadığına bile bakılmıyor. Tek bir ölçü var: Kamu vicdanı.
1 MİLYON DOLARLA GEÇİM SIKINTISI ÇEKMEK
Başbakan'ın ticareti ‘‘geçinmek için yaptığını’’ söylemesi de
düşündürücü.
Bundan iki yıl önce kendisinin servetiyle ilgili olarak görülen bir
davada, avukatları mahkemeye sundukları belgelerde, Erdoğan'ın 1
milyon dolara yakın bir mal varlığı bulunduğunu kayda
geçirmişlerdi. Hatta, bu toplamın 250 bin dolarlık bölümünün
oğlunun düğününde hediye edilen takıların dövize çevrilmesinden
kaynaklandığı, bu miktarı oğlundan borç aldığı da yine avukatların
bildiriminde yer almıştı.
Yaklaşık 1 milyon dolarlık serveti olan bir şahsın geçim
sıkıntısından şikáyetçi olmasına ne diyeceksiniz? Peki, serveti 1
milyon doların altında olanlar nasıl geçinecekler?
Üstelik, ABD'de okuyan çocuklarının masrafları kadim aile dostu
olan bir işadamının verdikleri burs ile finanse edildiğinden,
Erdoğan'ın aile bütçesinde eğitim kalemine herhangi bir pay
ayırması gerekmiyor.
BÜYÜK ORTADOĞU’YA KÖTÜ ÖRNEK
Açıklamanın bir başka problemli yönü, Erdoğan'ın ‘‘Eskiden ne varsa
o devam ediyor. Başbakan olduktan sonra eklenen bir şey yok’’
şeklindeki sözleri.
Ticaret Sicili gazetesi kayıtları, geçen aralık ayında Yenidoğan
A.Ş. adlı bir şirketin kuruluşunu belgeliyor. Şirketin yüzde 12'lik
hissedarı Başbakan'dan başkası değil.
Erdoğan'ın sözlerinin aksine değişen bir şey var; o da kendisinin
başbakan olduktan sonra işlerini büyütmüş olmasıdır. Son olarak
Türkiye açısından üzücü bir nokta:
Ankara, Büyük Ortadoğu projesi çerçevesinde rol modelliğine
soyunurken, Başbakan'ın ticari faaliyetleri, Türkiye'den ilham
alması öngörülen ülkelere maalesef kötü bir örnek oluşturuyor.