Başbakan Yardımcısı İşler: BM sistemi çöktü
Abone olBaşbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Gazze’de yaşanan katliama dikkat çekerek, İsrail ve Birleşmiş Milletler’e ateş püskürdü. Birleşmiş Mille...
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Gazze’de yaşanan katliama
dikkat çekerek, İsrail ve Birleşmiş Milletler’e ateş püskürdü.
Birleşmiş Milletler’in çöktüğünü ifade eden İşler, “Gazzeli
vatandaşlar İsrail tarafından SMS ile tehdit ediliyor. SMS’lerde
evlerinin başlarına yıkılacağı yazıyor” dedi.
Bursa’da bir dizi ziyaretlerde bulunan Başbakan Yardımcısı Emrullah
İşler, Bursa İl Dernekleri Federasyonu’nda yaptığı konuşmada
İsrail’e ateş püskürdü. Gazze halkının SMS’ler ile tehdit
edildiğine dikkat çeken İşler, BM sisteminin çöktüğünü ifade etti.
“Türkiye’nin etrafındaki yakın coğrafyada çok açılar yaşanıyor,
sıkıntılar var” diyen İşler, “Coğrafyaya baktığınız zaman yegane
istikrarı olan ülke Türkiye. Bizler millet olarak bu istikrarın, bu
huzurun, bu güvenin değerini bilmek durumundayız. Çok şükür
ülkemizde bir istikrar ve huzur. Bu yakın coğrafyada çatışmaları,
kanın, gözyaşının oluk gibi aktığı yerlerde bütün gözler bizim
üzerimizde. Bizden yardım bekliyorlar. Biz Türkiye olarak elimizden
gelen gayreti gösteriyoruz. Bütün bölgelere dostluk, kardeşlik
elimizi uzatıyoruz. Irak’ta acılar yaşanıyor. Her türlü desteği
insani yardımları veriyoruz. Suriye’de 3 yılı aşkın zamandır büyük
trajediler yaşandı, milyonlarca insan mülteci olarak gitti.
Ülkemizde de milyonun üzerinde mülteci var. Aynı şekilde komşu
ülkelerde Suriyeli mülteciler var. Birde Suriye’nin içerisinde
başka yerlere göçmek zorunda kalan insanlar var. Bunlar açlıkla,
susuzlukla, ölüm tehdidiyle karşı karşıya, acılar çekiyorlar.
Suriye’de bu olaylar yaşanmasın diye Türkiye Cumhuriyeti olarak
elimizden gelen gayreti gösterdik. Gerekli uyarılarda bulunduk.
Gidişat böyle olursa sıkıntı olur, iç savaş olur dedik. Ama
maalesef duvar oldular dinlemediler. Daha önce Türkiye ile Suriye
arasında daha önce güzel ilişkiler vardı. Bir günde 50’nin üzerinde
anlaşmaya imza attık. Yüksek düzeyli karşılıklı işbirliği
konseyleri kurduk. Karşılıklı Bakanlar Kurulu’nu bir orada bir
burada toplantı yaptık. Bütün bu güzel ilişkilerin, dostluğun,
kardeşliğin kıymeti bilinmedi. Dost acı söyler kabilinden. Biz bu
sıkıntılar başlamadan önce başdanışman olarak Suriye’de gerekli
siyasi ve ekonomik reformların yapılması konusunda dostane
görüşmeler yaptığımızda tavsiyelerde bulunduk. Dünya değişti.
Sisteminizi değiştirin dedik Ama maalesef hep bizi oyaladılar,
dinlemediler. Sizlerin de bildiği gibi dinletemedik. Şimdi maalesef
Suriye coğrafyası kan gölüne döndü. Yüz binlerce insan öldü, yüz
binlercesinin akıbeti meçhul. O Suriye’deki bütün komşu ülkelere
yayılmış durumda. Biz bunlarla uğraşırken Irak’ta sıkıntılar
yaşanmaya başladı. Irak’ta bir mezhep çatışması var. Orada izlenen
başarısız, izansız, mezhepçi politikalar bu sıkıntılara yol açtı.
Orası da kaosa sürüklendi” diye konuştu.
“BM SİSTEMİ ÇÖKTÜ”
“Filistin’de, Gazze’de İsrail’in acımasız saldırılarını ve
orantısız güç kullandığını gördük” diyen İşler, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Çocuklar öldü. Bebekler kundaklarında öldü. Sahilde top oynayan
çocuklar 2008, 2009’daki o görüntüleri tekrar maalesef izlettiler.
Şimdi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki görüntüleri andıran
görüntülerle karşı karşıyayız. İsrail’in bu şiddeti, diktatörlüğü
karşısında bütün dünya kör oldular. Sağır ve dilsiz oldular. Biz
Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman doğruyu, hakkı söyledik.
Mazlumun yanında olduk, bu olayda da sesimizi yükselttik.
İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Bu zulüm, bu savaş, bu
haksızlık sürdükçe biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Bu
olay BM düzeninin iflas ettiğini göstermiştir. BM’nin pek çok
İsrail aleyhinde alınmış kararı var. Ama hiçbiri uygulanmamıştır.
Türkiye olarak mevcut BM sisteminin iflas ettiğini ve acilen
değiştirilmesi gerektiğini yüksek sesle söylüyoruz. Bu şekilde
kervan gitmez diyoruz. Bunların gitmeyeceğini Gazze saldırıları
ortaya koydu.”
“HALK SMS İLE TEHDİT EDİLİYOR”
Batı dünyası ve ABD’nin bu olaylara sessiz kaldığını ifade eden
İşler, “İslam dünyasının olaylara sessiz kalması bizleri üzdü. Tek
konuşan, hakkı söyleyen biz de kalsak hakkı söylemeye devam
edeceğiz. Dünyanın bir İsrail sorunu olduğu ortaya çıkmıştır. Bu
İsrail sorunu çözülmeden dünyada ve bölgede barış gelmeyecektir.
Biran önce bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Antisemitizme
karşıyız. İslamifobyaya da karşıyız. Batı’da üretilen terimlerdir
ve bunu üreten Batılılar, Gazze’deki katliamlara sessiz
kalmaktadırlar. 72 saat ateşkes dediler, yeniden eften püften
sebeplerle ateşkesi ihlal ettiler ve öldürmeye devam ettiler.
Kullandıkları silahların çoğu yasaktır. Bunları kullanarak
kundakları bebekleri öldürüyorlar. İnsanlara SMS çekerek uyarıda
bulunarak evlerinizi tepenize yıkacağız diyorlar. Bütün bunlar
dünya bunlara maalesef sessiz kalıyor. BM’nin binaları dahil hiçbir
korunaklı yer Gazze’de yok edildi. BM sisteminin çöktüğünü
göstermektedir. Artık yeni bir dünyanın yeni bir uluslar arası
sistemin kurulmasını zamanı gelmiştir” dedi.
“HÜKÜMET DİK DURUYOR”
3 Kasım 2002’den sonra yeniden milletin vermiş olduğu kararların
benimsediği, güvendiği, umut bağladığı kadroyu iş başına
getirdiğini söyleyen İşler, “O günden bu yana yeni bir Türkiye inşa
ediliyor ve devam edecek. Bundan rahatsız olan güçler var. Önce
2013 yılı mayıs ayında gezi olaylarını başlattılar. Gezi olayları
Türkiye’nin karıştırılması olayıdır. Sokak hareketleri hükümeti
alaşağı etmek olayıydı. Demokrasiden bir çare alamayacağını
düşünenler sokakları terörize ettiler. Ama Başbakanımızın dik ve
kararlı duruşunu hesaplayamadılar. Haziran’da bu olaylar oldu, 5 ay
sonra da 17, 25 Aralık yargı darbesiyle ülke karıştırılmak istendi.
Siyasi istikrardan önce ekonomik istikrarsızlık hedeflendi. Gezi
olaylarında bu sene hazirana kadar dikkat ettiğinizde ekonomik
göstergelerde pek çok şeyin değişmiş olduğunu görürsünüz. Yüzde
4’lere inen faizler birden 10-11’lere çıkmak zorunda kaldı. Sizin
bizim cebimizden birilerinin cebine zahmetsiz girmesi demek. Biz
yüksek düzeyde aldığımız 50-60’larda faizlere 4’lere düşürdük.
Bundan çok ciddi faiz lobisi rahatsız olmuştu. Faizlerin yükselmesi
beyefendilerin kasaları sonuna kadar dolsun isteniyordu. Hükümetin
dik duruşu sonucunda sonuç alamadılar” diye konuştu.
“YSK SORUMLUDUR”
Bir ilk yaşandığını söyleyen İşler, “2007 yılında cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde bir takım olaylar yaşandı. Abdullah Gül, aday
gösterildiğinde 367 şartı arandı. Ve 367 garabateni Anayasa
Mahkemesi onayladı, seçtirmediler. Erken seçim kararı alarak
seçimin ardından cumhurbaşkanımızı gümbür gümbür seçtirdik. Bu ayın
sonunda görev süresi dolacak. Bu olaylar yaşandıktan sonra bir
anayasa değişikliği yaptık ve referanduma gidildi.
Cumhurbaşkanımızı ilk defa milletimiz doğrudan seçecek. 2012
yılında da bir kanun değişikliği ile ilk defa Türkiye Cumhuriyet
tarihinde oluyor, yurt dışında bulunan vatandaşlarımız bulundukları
yerde ilk defa oy kullanıyor. Yurt dışında milyonlarca insanımız
yaşıyor. 2 milyon 700 binin üzerinde seçmenimiz var yurtdışında.
Bundan önceki seçimlerde yurt dışındaki vatandaşlarımızın gümrük
kapılarında oy kullanma oranı yüzde 5’i geçmiyordu. Bu sayı
artacak. Katılımın çok daha fazla olmasını bekliyorduk. YSK randevu
sistemini katı şekilde uyguladı. Bunun neticesinde vatandaşımızın
demokratik hakkını kullanmasının önü bir şekilde kesilmiş oldu.
Öğlen vakti rakamları 185 bin vatandaşımız oy kullandı. Bu sayının
aslında milyonu aşması gerekirdi. Yaz aylarına gelmesinin etkisi
var. Çok sayıda vatandaşımız buralara geldi. Yurt dışı Türkler
Başkanlığı da bana bağlı. Esnek olunması konusunda YSK’ya
alternatif kurduk. Bu seçimlerin sorumlusu, yetkilisi, uygulayıcısı
Yüksek Seçim Kurulu’dur, hükümet değil. Biz de taleplerimizi
hükümet olarak taleplerimizi iletiyoruz ama son kararı onları
veriyor. Yetki ve sorumluluk onlarda. Başvurular hepsi reddedildi.
Katılım düşük oldu. Sorumluluk YSK’ya aittir” şeklinde konuştu.
YURT DIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARA ÇAĞRI
Yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşların “İlk defa Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuzu hissettik” dediklerini ifade eden
İşler, “Biz isterdik ki bu sayı yüzde 50’lileri aşsın. Ama bu
seçimde olmadı. 10 Ağustos’a kadar gümrük kapılarında sandıklar
hazır bulunacak. 26 Temmuz’dan önce Türkiye’ye gelenlere çağrıda
bulunuyorum. Gümrüklü havalimanı veya sınır kapısı da olabilir,
oralara giderek oylarını kullanabilirler. Pasaportları, TC
cüzdanları ile gidebilirler. Oylarını kullanabilirler. 10 ağustosa
kadar vakitleri var. İlk defa cumhur kendi başkanını doğrudan
seçecek. Son derece önemli bir seçime giriyoruz. İnşallah 10
Ağustos akşamı hepimiz yeni cumhurbaşkanımızı göreceğiz. 3 aday
var. Biz AK Parti olarak halkın seçeceği cumhurbaşkanının
siyasetten gelmesini savunduk. Halkı tanımayan, dertleri ile
dertlenmeyenin cumhurbaşkanı olması Meclis’in seçmiş olduğunda
olabilirdi. Devir değişti. Oy isteyecekse istişareler sonucunda
sayın Başbakanımızın aday olması öngörüldü. Sayın Başbakanımız
kampanya başladıktan itibaren bütün büyük şehirlerimizde mitingler
yapmakta, bazı programlarla TV’den halka hitap ediyor” dedi.
“ÇATI ÇÖKECEK”
Çatı adayını eleştiren İşler, “Diğer iki adaya baktığınız zaman CHP
kendi içerisinden bir aday gösterme cesaretinde bulunamadı. Aynı
Şekilde MHP de. Aslında onların aday göstermemeleri bir şeyin
kabulü anlamına geliyor. Muhalefet olarak kendilerinin
bittiklerini, başarısızlıklarını acizliklerini göstergesiydi. Ondan
sonra biz çatı aday bulacağız dediler. Bazı isimler gündeme
getirildi. Sonradan CHP Genel Başkanı MHP’ye bir isim önereceğim
dedi. O isim kendilerine daha önce iletilmiş, tebliğ edilmiş,
dayatma bir aday olarak onlar da çıktılar kamuoyunda basın
mensuplarına adayımız falan şahıstır dediler. Bu şekilde bir çatı
aday açıkladılar. Şimdi bir hafta kala tutmadığını görüyoruz. Çatı
çatırdamakta arkadaşlar. 10 Ağustos’ta bu çatının altına girenler
çatının altında kaldığını 77 milyon, bütün dünya görmüş olacak.
Kamuoyu yoklamalarında yüzde 55 oy oranı ile ilk defa
cumhurbaşkanını seçecek. Yeni bir döneme giriyoruz. Bu yeni dönemin
iyi değerlendirilmesi lazım. 3 Kasım 2002’den itibaren devam eden
yeni Türkiye’nin inşası daha tamamlanmadı. İnşaat faaliyeti
seçilmiş cumhurbaşkanı ve başbakanı ile bunu da inşallah Allah’ın
izniyle AK Parti olarak başaracağız. Cumhurbaşkanlığı seziminden
sonra AK Parti olarak yeni bir döneme giriyoruz. 12 yıl boyunca
devlet yönetiminde büyük tecrübe kazandı. Kurumsal hafıza kazandı.
Biz anlayışı ile 10 Ağustos’ta büyük bir dönemi tamamlayacağız.
2015 seçimleri önümüzde son derece kritik seçim. 2015 seçimlerinden
sonra artık 4 yıl seçim yok. Yeni Türkiye inşaatını devam
ettirelim. 2013’de yeni Türkiye’nin inşaatını devam ettirelim.
İnşallah ortak akılla AK Parti olarak hareket ederek ve her zaman
olduğu gibi dik durarak birlik ve beraberlik içerisinde yeni
Türkiye inşaatına devam edeceğiz. Rahmetli Özal’ın öngörüsü adım
adım gerçekleşiyor. Bundan dolayı Türkiye bir takım meydan
okumalarla karşı karşıya. Ama milletimiz her zaman bizim yanımızda
oldu. Dik duruşunuzu gösterdiniz. Allah’ın izniyle biz sizleri bu
zamana kadar mahcup etmedik. Bundan sonrada mahcup etmeyeceğiz.
Bizim ecdatlarımızın bize bırakmış olduğu kültürün, geleneğin
devamı niteliğindedir. Gerek Irak, Suriye ve Filistin’deki izlemiş
olduğumuz politikalar, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti politikalarından
dolayı başları her zaman dik duracak” diye konuştu.
(İHA)