Şehit ailelerine bir dokundum, bin ah
işittim!
Yağmur gibi yağdı e-postalar...
Nasıl dertliler, nasıl kendilerini yalnız hissediyorlar, omuzlarına
dokunan bir el, onları nasıl mutlu ediyor anlatamam.
Şöyle diyor şehit yakını Selma Coşar:
- Çok şükür birileri sesimizi duydu ve haber yaptı Hadi bey
size çok teşekkür ediyoruz inşallah bu konu daha çok haber olur ve
sesimizi duyarlar.
Şehit yakınlarının bir talebi olmamıştı oysa...
Üç yıl önce Başbakan Erdoğan çıktı, güzel bir haber verdi.
Onlar da o haberin peşine takıldılar.
Umutlandılar...
O gün, bugündür ne bir ses var ne de bir seda.
***
Ses, seda çıkmadığı gibi...
Bir de hakaret eder gibi, "Şehidiniz bekarsa hiç
aramayın!" diyorlar.
Ne münasebet?
Şehit yakını Eyüp Karadağ'ın canına tak etmiş.
Haykırıyor:
- Şehit ailelerine "Şehidiniz bekarsa hiç aramayın"
diyenleri deşifre edin!
Etmiş...
Ankara'da adres gösteriyor:
- Aile Bakanlığı'ndan İsmail Korkmaz. İkincisi Milli Savunma
Bakanlığı'ndan Serdar Yarbay.
Eyüp Karadağ, telefon numarası da vermiş.
Diyor ki:
- Feryat ediyoruz, duyun bizi!
***
Az önce dedim ya, bir dokundum bin ah işittim.
Türkiye'nin dört bir yanından çığlıklar atılıyor.
"Sahipsiz kaldık!" diyor acılı insanlar.
Umutla, Ankara'dan gelecek haberleri bekliyorlar.
Erdoğan'dan medet umuyorlar.
Diyorlar ki:
- O verdi müjdeli haberi. Biz gururlu insanlarız. Avuç açmayız
kimselere. Başımız diktir. Çocuğumuz, kardeşimiz, nişanlımız,
kocamız, öldüğünde nasıl dik duruş sergilediysek yine dik dururuz.
Biz diyoruz ki, kimseye muhtaç olmayalım. İş verin çalışalım.
Şehidim bekardır evlidir farketmemeli. Tayyip Bey bunu görmeli ve
bize sahip çıkmalı. Uludere'ye sahip çıktığı gibi.
Yazıya son noktayı koymuyorum.
Fatma Şahin bir şey söyleyene kadar.
Bülent Arınç yüreklere su serpene kadar...
Erdoğan yumruğunu masaya vurana kadar...
Yazmaya devam!
***
Şehit ailelerine sesleniyorum.
Siz yalnız değilsiniz!
Biz varız biz!
Sizinleyiz!
Ebediyete kadar da sizinle olacağız!
O çocuklar bizim için öldü çünkü!