Medyada hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Dün
"kara" diyenler, bugün o kadar rahat "ak" diyebiliyor ki,
izledikçe, okudukça, insanın yüzü kızarıyor.
Siz bakmayın bizim içimizdekilerin "ilke ve ahlak
savunucusu" kesilmesine. Barıştan, kardeşlikten dem
vurmalarına da aldanmayın sakın. Menfaatler söz konusu olduğunda,
öz kardeşine bile düşman olabilecek kadar şirazeden çıkan soysuzlar
var içimizde.
Neyse!
Değişim ve dönüşümü yazacaktım, kafam kime takıldıysa, konudan
saptım kusura bakmayın.
***
AK Parti iktidarının ilk yılları...
Bu kadar mesafe alınabileceğini hesaba katmayanlar, nasıl da atıp
tutuyorlardı. Erdoğan'ın ses tonundan rahatsızlık duyanlar, Ahmet
Altan'ı aratmayan çıkışlar yapıyordu.
- Beni utandırıyor!
Nagehan Alçı mesela... Bugün iktidarın en büyük
destekçilerinden.
11 Mart 2009 tarihli yazısında,
Başbakan Erdoğan'ın kendisini utandırdığını yazıyor:
"(...) Şahsen Tayyip Erdoğan
beni utandırıyor. Seçtiği bayağı kelimeler yüzümü kızartıyor. Ve bu
ülkeye aidiyet hissimi zayıflatıyor."
Sebep?
Nagehan Alçı, Erdoğan'ın kendisini neden utandırdığını, yüzünün
neden kızardığını şu sözlerle açıklıyor:
"(...) Son birkaç gündür yaptığı konuşmalar, içinden
geldiği kültüre çok sadık olduğunu gösteriyor. 'Delikanlı'lığa
uygun şekilde 'sen'li, 'ben'li konuşuyor örneğin. Aydın Doğan'a,
Deniz Baykal'a 'siz' demiyor. 'Sen'li hitap kırsal kesime, cemaat
toplumlarına özgü. Oysa 'siz' profesyonelliğin bir göstergesi. Ama
Başbakan bundan bihaber anlaşılan."
4 yıllık süre...
Erdoğan mı değişti, Nagehan Alçı mı?
Tayyip Bey'in uslübunda bir değişiklik yok. Ancak Nagehan'daki
değişim ve dönüşüm muazzam. Erdoğan'ın kullandığı dil aynı ama
Nagehan o dilden utanmıyor artık, yüzü kızarmıyor.
Çok fazla detaya girmeye gerek yok, zira her şey ortada!
***
Atılgan bir çocuk vardı. Rahmetli Ufuk Güldemir'in
sağlığında her yere atılıyordu. Akşam'da yazdı bir ara, bir de
baktım o da dönüşmüş!
Bir yazısında neler yazıyordu Erdoğan için, AK Parti'nin Türkiye'yi
karanlığa sürüklediğini söyleyenlerdendi.
Şimdilerde, karanlıktan çıkmış, AK günler
yaşıyor Erol Olçak'la birlikte. Ha bir de,
"danışman" sıfatı takmışlar öte beri
de...
Başbakan Erdoğan, bu çocuğun da yüzünü hala kızartıyor mu
acaba?
***
Bir yiğit vardı hatırlıyor musunuz? "Astığım astık,
kestiğim kestik" her partiye oynadı, MHP'li olacaktı ki,
birdenbire irkildi kendine geldi ve Erdoğan'ın yanıbaşında
belirdi.
Ona bir şey söylememe gerek yok!
Zira, "Yarrabi şükür!" olur..
***
Fikri Akyüz'ü hatırlıyorsunuz değil mi? Bizim mesleğe adım
attığı günden itibaren, bildiği yoldan dümdüz gitti, şaşmadı
hiç. Nagehan Alçı gibi, Tayyip Erdoğan'ı dinlerken yüzü de
kızarmadı.
Fikri nerede şimdi?
Erdoğan'ın doğrularını gördü diye...
Cezalandırıldı!
Linç edildi!
Ve bir kenara atıldı!
Fikri, başkaları gibi takla atmak yerine, köşesine çekildi, şimdi
eski mesleğini yürütüyor. Fikri, çoluk çocuğunun nafakasını
çıkarmak için çırpınadursun, dün Erdoğan'dan utananlar
çırpına çırpına yükseliyor ve bizzat Erdoğan tarafından
ödüllendiriliyor.
İşte ben de bu manzara karşısında utanıyorum, yüzüm
kızarıyor!