Başbakan piyasalardaki dalgalanmanın nedenini açıkladı
Abone olBaşbakan Yıldırım, döviz kurundaki dalgalanmaların nedeninin Çin ile Amerika arasında başlayan ticaret savaşı olduğunu söyledi. Yıldırım, 'İki tane süper gücün arasına kılıç gibi girip Suriye'de istikrarı, güveni, terörü dize getirmek kolay bir iş değildir. Türkiye bunu başarmıştır.' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım'dan para piyasalarında yaşanan ani
hareketlenmelerle ilgili açıklama geldi. Bulunduğu coğrafya
nedeniyle yaşanan olaylardan Türkiye'nin ister istemez
etkilendiğini ifade eden Başbakan, piyasalardaki olumsuz hava için
darbe girişimi sonrasını işaret etti. Benzer durumun o zaman da
yaşandığına dikkat çeken Yıldırım, hızla toparlanma sağlandığını
söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Gebze Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen Sanayi ve Teknoloji Zirvesi’nde konuştu. Yıldırım şunları söyledi:
"BİR DALGALANMA VAR… NEDENİ ÇİN İLE AMERİKA"
Bir dalgalanma var. Neden? Çin ile Amerika arasında başlayan bir ticaret savaşı tabiri caizse. Birbirlerine kılıç çektiler. Ne yapıyor Amerika Çin'den alacağı ürünlere ilave vergiler getiriyor. Yüzde 25'e varan vergi koyuyor ki siz oraya satmayın, satamayın. Pahalı olunca kim alacak? Benzerini Çin de yapıyor. Dolayısıyla buradaki ekonomik savaş küresel dengeleri de bozuyor. Şu anda böyle bir süreç yaşıyoruz.
"TÜRKİYE BELİRSİZLİĞİN GÖBEĞİNDE"
Bu hem ülke ekonomisini tek tek olumsuz etkilediği gibi, küresel belirsizliği de artırıyor. Buna bir de Ortadoğu'da son günlerde yaşananları ilave ederseniz, kimyasal silah kullanımı, masum yavruların hunharca katledilmesi, bütün bunları koyunca küresel anlamda ciddi bir dalgalanma var. Türkiye'de, bu da bundan etkileniyor; der demez etkileniyor. Neden etkileniyor? Çünkü biz bütün bu belirsizliklerin göbeğinde yer alıyoruz.
Bakalım Türkiye'nin Avrasya coğrafyasına baktığınız zaman bütün
olayların merkezinde biz var. Terör, savaş, göç hepsi burada. E
dolayısıyla biz de etkileniyoruz.
"BU SÜREÇLERİ DAHA ÖNCE DE YAŞADIK"
Ama şunu milletimiz, müteşebbislerimiz bilsin. Biz bu süreçleri daha önce de yaşadık. Nerede yaşadık? 2016 darbesinden sonra da yaşadık. Ne oldu? Bir çeyrekte yüzde 4 küçüldü Türkiye. Ama hızlı bir şekilde toparlandık, yılı küçülmeyle kapanacak derken tüm tahminleri alt üst ettik büyüdük.
2017'de 7,4 rekor. Ona da şimdi çamur atmaya çalışıyorlar. ‘Efendim ekonominin bu kadar ısınması doğru bir şey değil’ Büyümeyince, 'ülke büyümüyor' Büyüyünce 'çok büyüdü sıcaklık arttı' Ne istiyorsunuz kardeşim? Bir şey söyleyin.
Devletin verdiği teşviklerle büyümemiz devam edecek. Önceliğimiz sürdürülebilirlik, bir yıl değil her yıl büyüme.
“HER GÜN BİR KARAR DEĞİŞTİRİYORLAR”
Bir Japon bir işe karar verdiğinde işe başlamadan önce 5 yıl çalışır, 5 dakikada da uygulamaya koyar. Amerika 5 dakikada karar verir, 5 yılda işin içinden çıkamaz. Bugünlerde de görüyoruz. Her gün bir karar değiştiriyorlar.
Türklerin de bir özelliği var. Son dakika mucizesi. Onu da unutmayalım. Hiç kimsenin, 'bu iş hayatta bitmez' dediği işi Türkler bitirir. Bunu Marmaray'da Avrasya'da gördük. Yatıyoruz, yatıyoruz son anda bir dalıyoruz. Hepsini halledip geçiyoruz. Ama böyle olmasın. Kararlı istikrarlı kendimizi de çok yormadan, strese girmeden yapsak daha doğru. Ama ben bir gerçeği ifade ediyorum. Demek ki prensip ne? Zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. Anlayışımız bu.
100 proje çalışırsınız. 95'i işe yaramaz. Bırak 95'i 99'u işe yaramaz. Bir tanesini tuttursanız Türkiye'yi uçurmaya yeter. Gelişmiş ülkeler böyle yapıyor. Harcıyor, harcıyor sonunda fark oluşturacak diğerlerinin önüne geçecek bir şey buluyor. O zaman da köşeyi dönüyor. Onun için ARGE önemli, yenilikçilik önemli.
Bizim doğal zenginliğimiz yok, mutlak üstünlüğümüz yok. Bazı ülkelerde cenabı hak vermiş. Akıyor, oradan dolduruyor dolduruyor içiyor. Biz akıl teriyle, alın teriyle mücadeleyle ülkemizi kalkındırıyoruz. Ama bizimki daha kıymetli. Bu kaynaklar tükenir. Tükenmese de biri gelir el koyar, böyle yapıyorlar. Racon kesiyorlar, "sen çok fazla biriktirdin, ver şu kadarını" elinden alıyorlar.
"TÜRKİYE İKİ SÜPER GÜCÜN ARASINA KILIÇ GİBİ GİRDİ"
Yedi düvel üzerimize geliyor. Evelallah Avrasya coğrafyasında öyle dik duruyoruz ki bölgeye hiza vermek isteyen süper güçler de Türkiye'ye bakmaya başladılar. Kolay bir iş değildir. İki tane süper gücün arasına kılıç gibi girip Suriye'de istikrarı, güveni, terörü dize getirmek kolay bir iş değildir. Türkiye bunu başarmıştır. Bölgenin kaderinden kendimizi soyutlayamayız. Bölgenin geleceğine karar veren ülke Türkiye ve komşuları olmak zorundadır."
Başbakan Yıldırım bügün öğleden katıldığı 21. Avrasya Ekonomi Zirvesi'de ise şunları söyledi:
"ÜÇ KONUMUZ VAR"
Üç konumuz var Enflasyon, diğeri faiz bir diğeri de kur. Bunlarla ilgili bazı sığ bilimsel temeli olmayan, gerçeklikten yoksun değerlendirmeler var. Bu vesile ile milletime vereceğim cevap şudur: 2017'de olduğu gibi 2018'de de büyümeyi sürdürülebilir şekilde devam edeceğiz. Kararında büyüme devam edecek. Hedeflediğimiz orta vadeli planda büyüme oranını devam ettireceğiz.
İki enflasyonla mücadelede hiçbir rehavet yok. Enflasyon mücadelesi önemli. Yatırımcı kararını, vatandaşın ekonomisini de etkiliyor. Herkesin ilgilendiği konu. Burada dikkatimiz üzerinde olacak. Enflasyonun yükselmemesi için alınması gereken anlık, orta ve uzun vadeli tedbirleri alıyoruz.
KUR AÇIKLAMASI
Gelişmelerle ilgili olduğunu biliyoruz. Göstergeler bu durumu doğrulamıyor. Bu ayrışma tamamen küresel şartlardan ve bölgemizdeki jeopolitik risklerin etkisinde oluyor.
Bunların getirdiği geçici dalgalanmalardır. Etkileri sınırlı olacak. Gereken tedbirler alınacak. Merkez Bankası gerektiği zaman gerekli tedbirleri almıştır bundan sonra da alır. Enflasyonu kontrol altına alma da hükümetin görevi.
Bunları neden anlattım? Bazı kafa karışıklığı yapmaya çalışanlar var, bunlar duysun diye. Vatandaşımız bunlara itibar etmesin diye açıklama ihtiyacı duydum. İstikrarın devamı herkesin menfaatine. Herkes için büyük bir risktir. Sadece yatırımcı için değil. Hiçbir hedefi olmayan insanlar için bile bilinmezlik can sıkıcı bir şeydir. Onun için öngörülebilirliği artıracak tedbirlerimizi almaya devam edeceğiz.
Türkiye, turizmde de ilerliyor. Yüzde 50'nin üzerinde rezervasyon artışı var. Turist sayısında da 38 milyon civarına gelmesi bekleniyor. Bu 2015 öncesinin seviyesi. Bir ara darbede azaldı, düştü. Sonra tekrar toparladı. Bu da şunu gösteriyor, daha çok gelmek istiyorlarsa aslında güvenlik problemi yok.