Başbakan o sözleri için özür diledi

İNTERNETHABER ( Özel İçerik) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Teke Tek Özel'de Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Taksim'deki Gezi Parkı direnişinden, sosyal medyadaki provokatif eylemlere, Alkol yasasından, iki ayyaş polemiğine, Barack Obama ile görüşmeden Suriye sorununa kadar bir çok konuya değindi.

Taksim'deki Gezi Parkı'nın yerine AVM yapılmayacağını üstüne basa basa belirten Başbakan Erdoğan, o bölgeye şehir müzesi yapılacabileceğine dikkat çekti. Erdoğan, yıkım sonrası ağaç sayısının da eksilmeyeceğini sözlerine ekledi.

6 gündür süren eylemlerin yıkımla alakası olmadığını söyleyen Başbakan, "Ana muhalefet partisi vatandaşı kışkırtıyor" dedi.

Erdoğan, Twitter ve Facebook'u baş belası ilan ederek, "Yalanın daniskası burada. Sosyal medya toplumların baş belasıdır" açıklası yaptı.

Başbakan, alkol yasasının yasak olarak algılanmasının yanlış olduğunu vurguladı ve "Her hangi bir yasak söz konusu değildir. Sadece düzenleme vardır. Bu da gençlerimiz içindir" dedi. Erdoğan daha sonra, alkolle ilgili söylediği sözlerinden rahatsız olanlardan özür dilediğini açıkladı. 

Kampüsü Zekeriköy'de bulunan Koç Üniversitesi'nin rektörünü hedef alan Başbakan, rektörü "öğrencileri eyleme teşvik etmekle" suçladı.

İşte soru cevap şeklinde merak edilenler;

- Taksim'deki olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kim neyi nereye getirdi? Bunu görmeli vatandaşlarımız. Zira bu olayın üzerinde durulan yer Gezi parkı. Böyle başladı. Gezi Parkı nedir? Neresidir? Bunu Türkiye'de bilmeyen çok. Bu işi kullanarak Ankara'da da çok şey yaptılar. Ne adına ne için? Bunların hiç birisinin demokrasiyle alakası yok. Kesilen değil sökülen ağaç var orada. Buranın geçmişi 1780'e dayanıyor. Üçüncü Selim tarafından burada Topçu Kışlası yapılıyor. Daha sonra yıkımı yapılıyor ve Taksim Stadı olarak kullanılıyor. Aslı olan tabi taksim Gezi Parkı ile ilgili olayda. Belediye Başkanlığım döneminde bir yoklama yaptım. O günkü mrkezi yönetimler bana destek vermeyince o işe yüklenmedim. Başbakan olunca bunun bir yoklamasını çekelim. önüme gelen roleveler nefisti. Taksim'e böyle bir eseri kazandırırsak oradaki yeşili kullandırırız. Tarihi kazanırız diye düşündüm. Bir başka hedefim daha var. AKM'yi de yıkmak. Oraya biz çok büyük bir Kültür Merkezi yapalım. Bunun içinde eserlerimizin sahne kültürü çok zayıf. Bizim burada yapacağımız eserle dünyadaki en ileri mimari nokta nerede kullanılmışsa, bunu kullanarak eser yapalım. Bu da hedeflerimizin arasında. Biz orada 3 ve ya 4 değişimle 4 yapılanma kazancağız. Bununla ilgili adımları atarken bizim buradaki bu çalışmalara yönelik, Gezi Parkı'na kurulun olumsuz bir yaklaşımı oldu. Üst kurul Ankara'dan bozdu. Ve karar astlına döndürüldü. Bizim Taksim'e kazandırmak istediğimiz bu eser İstanbul'un meydan noktasında.

- Her konuda anketler yaparsınız. Halkın fikrini alırsınız. Bunun büyük maketleri Taksim' konulsaydı. Daha iyi olmaz mıydı?

Tarihi bir eser için sormaya gerek yok ki. 2011 öncesinde yıkılmış olan CHP zihniyetinin yıktığı eseri buraya dikeceğiz diye yola çıktık. Bugün mesela bir grup 3. köprünün orada eylem yapıyor. Bir televizyon programında izledim. 358 bin ağaç kesilecek dediler. Yahu sen 358 bin ağaç kesileceğini nereden biliyorsun.

Şimdi işte Havalimanı ve 3. köprü o alanların tanzimini getiriyor. Düzenlemelerle birlikte oralar tamamiyle yeşile kavuşacak. Havalimanı çevresi çok çok ayrı güzelliklere kavuşacak. Kaldı ki burada üçüncü bir proje daha var. Kanal İstanbul.

MİLLİ KÜTÜPHANE DÜŞÜNÜYORUZ

Aslında Taksim'deki mesele Gezi Parkı, AVM olayı değil. Bizim AVm dediğimiz şey İstinye Park gibi değil. Böyle bir şey oraya yapılabilir mi? Ben bunu söylerken üzerinde residance olabilir dedim. Bir de şehir müzesi olabilir diye telafuz etti. Bir düşüncem daha var. Milli Kütüphane düşünüyoruz. Rami Kışlasını Milli Kütüphaneye çevirmeyi düşünüyoruz. Bular buna da karşı çıkarlar.

2011 SEÇİMLERİNDE AÇIKLAMIŞTIM

Buradaki olayda ısrarla üstüne basa basa Çılgın proje diye söylediğim, kendim yaptığım basın toplantısında görüntülerin hepsini verdim. Bu proje eski değil. 2011 seçimlerinde açıkladım.

KOÇ ÜNİVERSİTESİNİN OLDUĞU ALAN TAMAMEN ORMANDI

Mesela Koç Üniversitesi'nin olduğu yer. 10 yaş grubu üzeri tamamen dört dörtlük bir ormandır. Orada ağaçlar kesildi. Kimse benim yanımda değildi. Çevreci geçinenler oranın patronajını üstlenenler bunu yaptılar. Açılışta ben cezaevindeydim, Cumhurbaşkanı açılışta dedi ki; Buraya karşı çıkanlar şimdi neredeler? Sonra biz davayı kazandık. Bu okulun rektörü öğrencilere yazı yazdı. 'Taksim'deki eylemlere katılabilirsiniz. Rapor getirmeseniz de izinli sayılacaksınız' diye. Şimdi Zekeriyaköy nere, Taksim nere?

Olması gereken demokrasi mücadelesi ise demokrasi mücadelesi sandıkta verilir. O gün ben açıklama yaptım. Polis aşırı gitmiştir dedim. Ama dün polis bunu yapmadı. Minimize oldu iş. Polisin araçlarını yaktılar.

DEMOKRASİ MÜCADELESİ SANDIKTA VERİLİR

Olması gereken bir demokrasi mücadelesiyse bu sandıkta verilir. Yakıp yıkılarak verilmez. Ben açıklama yaptım polis burada biber gazı kullanmak suretiyle aşırı gitmiştir. Dün polis bunların hiç birini yapmadı. Ne yaptılar? Polisin araçlarını yaktılar.

MHP VE BDP KATILMADI CHP ORTADA KALDI

Toplum psikolojisinde öyle bir durum söz konusudur ki, oradaki azınlık çoğunluğu alır sürükler götürür. CHP Genel Başkanı oraya gitti ama beklediği havayı bulamadı. Orada kabullenmediler. Bu işi körükleyenlerin arasında başından itibaren onları görüyorsunuz. MHP bu işin içerisine bulaşmadı. Hatta BDP de bulaşmadı. CHP ortada yalnız kaldı. Önümde bazı resimler var. Yakılıp yıkılan bazı araçlar.

PROJEDE KESİNLİKLE CHP'NİN ONAYI VAR

Projede kesinlikle CHP'nin onayı var. Aldığım resmi rakamlar var. Yaklaşık 24 saatte 89 polis aracı, 42 özel araç, 4 bize ait bina, 1 konut, 94 iş yeri, çok sayıda otobüs durakları yakılıp yıkıldı. Neyin karşılığında? Ne oldu da bunları yapıyorsunuz. Seçim haklarınız mı elinizden alındı. Bu sorunun cevabını bulabildiniz mi?

- Eylemcileri bu duruma biraz da polis getirmedi mi?

Her ülkenin kendine ait bir yapısı var. İnsanının da genlerinde olan yaklaşım tarzları var. Bizde bazı gruplar belli yerlere yerleştikleri zaman oradan çıkmayı da bilmeyebilirler. Orayı terörize edebilirler. Biz bunu Ankara'da TEKEL işçileri içinde yaşadık. Burada da atılan adımlarımız var, adımlarımıza yaklaşım tarzına cevap veremeyecek durumda değildik.

TWİTTER DİYE BİR BELA VAR

Şuanda Twitter diye bir bela var. Yalanın daniskası burada. Sosyal medya toplumların baş belasıdır. Bakıyorsunuz. Ağaçlarda salladıracaklar, yok İslamcılar kaleşnikoflarla Taksim'e saldırıyor. Photoshoplarla cesetler yayınlanıyor. Ben 200 bin kişiyi Kazlıçeşme'ye çıkarırım istesem. Biz bunu yapacak güçteyiz. Ama biz bunlara cevap verme yolunda gitmedik. partimin tabanı da bizi sürekli aradı. Orada hayırlı bir hizmet yapılacakken bu provoke ediliyor. Ben çoğunluğun azınlığa tahakkümüne karşıyım. Ama azınlığın da çoğunluğa saygı duyması gerekir. Olması gereken budur. Toplu gösteri mi yapacaksın. Gösteri yerleri bellidir, gidersin yürüyüşünü yaparsın, gösterini yaparsın. Bu toplumun tüm alanlar yol geçen hanı değil ki. Yani istediğiniz yerde istediğiniz şeyi yaparken toplumun diğer katmanlarına saygı göstermeyecek misiniz?

- Avrupa'da da olaylar çıkıyor

Oralarda da olaylar çıkıyor ama polisler bizdekilerin altında kalmıyorlar. Ben izledim mesele yere yatırıyorlar. Biz bunların olmasından yana değiliz. İş mekanlarının olduğu bölgelerde esnafı zarar uğratacak durumlara zarar vermeyelim.

GALATASARAY'A STAD YAPTIK YUHALANDIK

- Bazen olaylar istenimin dışında gerçekleşiyor. Bir kısım insan da dışlanıyor muyuz hissine sahip.

Galatasaraylısın, bu güne kadar konuşmadım. Galatasary Stadını biz yaptık. Açılışına gittim. Biz orada belli bir grubun başlatmasıyla yuhalandık. 400 trilyon para harcamışız. Ülkemizin dışarıda temsil kabileyiti yüksek klübüne böyle bir stad yakışır demişim ve yapmışız. Aynı şey kapalı spor salonlarında, İstanbul Sinaner'de... Buralarda belli bir ideolojik grup hizmet veriyorsun, bu hizmete rağmen size her türlü hakareti yapıyorlar. Hakaret bir hak mıdır? Köşe yazarları da öyle, yok işte Başbakan diktatör oldu. Siz oradan bana yazıyla çakacaksın. Bu kadar hizmet yapacağız. Sonra da sessiz mi duracağız. Ben dilsiz değilim yani. Ard arda bu eserleri yaparken 3 milyara yakın ağaç dikmiş bir iktidarı sizin programızda milletvekili eleştiriyor.

- Olay neyle alakalı?

Olay ideolojik. İktidarıma yönelik, şahsıma yönelik. En önemlisi Büyükşehir Belediyesi seçimleri var. Biz AK Parti iktidarından burayı nasıl alacağız gayreti içerisindeler.

- Bu olaylar AK Parti'nin kaybetmesi için mi yapılıyor?

Bir yanı o... Ak Parti ne kadar oy kaybeder için de yapılıyor. Burada milletimin Başbakan'a olan sahiplenişini kamuoyu araştırmalarını görüyorum. Milletime görev verdikleri sürece hizmetimizi sürdüreceğiz. İstanbul'un en büyük sıkıntısı şuanda otel ve residance'dır.

TAKSİM'DE KAÇ AĞAÇ KESİLECEK?

- Taksim'de yapılacak olan şehir müzesi olsa kaç ağaç kesilecek?

Eğer sökülebilecek olansa sökülür, kesilecek demiyelim. Oranın avlu denilen kısmının içine ağaç dikilebilir. Şuanda sayını bilemiyorum. Ama ağaç sayısı artar, eksilmez. Yayalaştrmanın yapıldığı yerle Gezi Parkı'nın orada bir yükseklik var. Orası sıfırlanacak ve yeni bir alan kazanılacak. Artık anne baba Taksim'e çıktığı zaman İstanbul'un en güzel gezi alanını görmüş olacak.

TAKSİM'E CAMİ DE YAPACAĞIZ

- Oradan MC Donald vardı... Oraları yıktınız mesela...

Bana göre Taksim Cami olayı var. O da Maksim'in arkasına yapılacak. O alanın tamamına yapacağız. Arkadaşlarla görüşüp oradaki meşhur Kilise Vakfyla da görüşüp o dükkanları kaldıralım diyorum. İstiyoruz ki Kilise meydana çıksın. Diğer tarafta cami. medeniyet anlayışımız ortaya çıksın.

TOPÇU KIŞLARI OTEL OLABİLİR

- Taksim'deki Residance meselesi AVM değil değil mi? Üzerinde insanlar ev satın alıp toracak mı?

Bizim birinci düşüncemiz insanlar için otel ihtiyacı. Biz burayı konferans havzası olarka düşünüyoruz. Topçu Kışlası büyük ihtimalle otel olacak. Şuandaki halinde bile orada halı satışları falan yapılıyor. Bunun gibi satışlar orada yapılacak. Ama daha bunun kararı kesin verilmiş değil. Proje kesin.

- Taksim'deki ağaç sayısında azalma olmayacak.

Hayır. Çoğalma olacak. AKM yerine de dev bir opera binası yapacağız.

(Bu sözler üzerine Fatih Altaylı, Başbakan Erdoğan dünya genelinde büyük opera binalarının olduğu bir kitap hediye etti)

İKİ AYYAŞ POLEMİĞİ

İKİ AYYAŞ DERKEN KİMİ KASTTETİNİZ?

- İçki yasağı meselesi tartışılırken burada bir cümle kurdurnuz. İki ayyaş dediniz. Buna herkes yakıştırma yaptı. Atatürk ve İsmet İnönü dediler. Herkes bir şey dedi. Siz neyi kastettiniz?

Men-i Müskirat Kanunu çıktığı zaman Atatürk'tü. Bunlar konuşuyorlar ama rastgele atıyorlar. CHP'nin kadrosu çok talihsiz bir kadro bunlar siyaseti falan bilmiyorlar.

SÖZLERİMDEN RAHATSIZ OLANDAN ÖZÜR DİLERİM

- Ayyaşlar, alkolikler tartışmaları sürerken, haftada bir kadeh falan içenler de var. Ben alkolik değilim diyenler var...

Ben insanımı seviyorum. Alkolik olmasını da istemiyorum. Alkolün insan sağlığına zararı olduğu bilimsel olarak ortada mı? Ortada. Trafik kazalarına bakıyorsunuz. Bunlar ortadayken bize düşen nedir? Biz tabi bu arada muhafazakar demokrat bir partiyiz. Düşüncelerimizi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyoruz. Bu açıklamalardan rahatsız olanlar varsa özür beyanında bulunurum. Ama bilsinler ki sağlığını düşündüğüm için bunları söylüyorum. Mesela sigara paketini cebinde gördüğümün cebinden paketini istiyorum. Elimde yüzlerce sigara paketi var. Bunları sevdiğim için yapıyorum.

İÇKİ İÇEN ALKOLİKTİR

- Oradaki mesele yasaklamalardan daha çok insanları kötü hissetiren alkolik değildir.

Alkoliktir ya! İçkiyi içiyorsa alkoliktir. Alkolü aldığı için alkolik olarak yola çıktıysa, alkollü olmayan bir vatandaşa kastederse ne olur. Normal bir katilin aldığı cezayı alıyor mu? İşte bu alkol alanlar bize isyan edecekler. Neden yükselttiniz cezayı diye? 

ONLAR DA BANA OY VERİYOR

- Ben iki kadeh içiyorum ama alkolik değilim diyenler var.

Arada bir içki içenler de bize oy veriyor. Onlar zaten alkolik olmuş olmuyor.

KADINLAR İÇİN ERKEN EMEKLİLİK

- Kadınların çalışma koşullarında kolaylık sağlayan bir yasal düzenleme yapıldı. Sosyal Güvenlik uzmanları kadın istihdamının önüne geçer mi bu dedi?

Doğrusu burada ilk ehdefimiz birinci derece kadının yaş itibarıyla sağlığı evine ayıracağı vakti düşünülerek atılan bir adım. Erken emekilikle kendine geleceğine ayıracağı vakti daha düzenli bir hala getirelim. Beyi 65 yaş itibarı ile emekli olacaksa. Dolayısıyla olayı erken emeklilikte erkekte alamayacağız. AMa kadınlarda bunu erkene alma olayı kadınlarımızın geleceği düşünülerek atılmış bir adım.

Kadın istihdamında engel olur mu durumunu da uygulamada göreceğiz. Ancak mevcut durumda böyle bir durumu görmüyoruz.

- Ek önlem gerekebilir mi? Kadın kotası gibi?

Yani devlette böyle bir sıkıntı olmaz. Ama özel sektörde müdahale edemezin tabi. 

SURİYE SORUNU

Suriye konusunda ben zaman açıklaması yapmadım ama bir şeyi biliyoruum. Bu adam gidecek. Cenevre ile ilgili yapılacak toplantılara muhalifler katılmayacaklarını açıkladılar. Beşar şu anda yalnızlığa doğru gşdiyor. Karada Beşar güçlü değili havada güçlü. Karada muhalifler güçlü. Dünkü olayda muhalifler bu bomba yüklü aracı yakaladılar. Bizler tabii Türkiye olarak burada bir sıkntı yaşıyoruz. 300 bin mülteci var.

Reyhanlı bizim yüzde 72 oy tabanımızın olduğu yerdir. Burayı ziyaretimizde gördükki arkada bir siyasi koku var. Fakat ne olursa olsun biz teröre karşı tedbirlerimizi sahil şeridi ve Hatay boyunca alıyoruz. Oradaki muhaliflerin olumlu bakış açısı var. PYD hariç. PYD de bir yanlışın içinde düşerse tavrımız farklı olur.

RUSYA VE İRAN'IN DESTEĞİ

Rusya ve İran Suriye'ye destek vermeyi sürdürürse çözüm tabii zorlaşır ama çözülmez diyemeyiz. Onlarla da görüşmelerimiz sürecek.

"BEN BÜTÜN MEZHEPLERE KARŞIYIM"

Mezhep savaşını asla arzu etmeyiz. Mezhepçilik bizim nefret ettiğimiz bir şeydir. Ben bütün mezheplere karşıyım. Benim için aslolan İslam'dır. Ben Müslüman'ım. Ama bu sünnicilik değil. Arap dünyasında böyle bir gelişme var. Şia Şiacılık, Sünni Sünnicilik yapmamalı. Bırakalım, biz Müslümanız. 100 yıl savaşlarını yaptı Hristiyanlar ve çok sayıda insan öldü.

OBAMA GÖRÜŞMESİ

- Obama ile yaptığınız görüşme. Ben böyle uzun bir görüşmeye şahit olmadı. Bu kadar uzun bir görüşmeden çok öenmli sonuçlar çıktı mı?

SERBEST TİCARET ANLAŞMASI

Obama bu konuda bana olumlu bir yaklaşım gösterdi. Ekonomi bakanlarımıza talimatları verelim dedi ve verdik. Ama Cumhuriyetçilerle görüşmemiz lazım. Onlardan da olumlu yaklaşanlar var. Bunu yapabiliriz.

Bizi dışarıda bırakmaları mümkün değil. Çünkü biz Gümrük Birliği içindeyiz. Bunu da Sayın Obama çok net söyledi.

Suriye konusunda biz döndük, 2 gün sonra komisyonda bir karar alındı. Silah yardımı konusunda... Hemen arka arkaya adımlar atıldı. Bütün bunlar durup dururken olmadı. Gayretlerimizle oldu. Gayet iyi bir konuma geldi bu konular. Yüzde 100 demesek de büyük oranda neticeye kavuşturduk. Gittiğimizden çok daha ileri bir noktaya kavuşturduk

MEDYA NEREDE DURMALI?

- Yaşanan olaylarda size kızıldığı kadar medyaya da kızıldı. Biz ise Türkiye'de terör belası bitmek üzereyken, sıkıntılar aşılmışken tahrikkar olmak istemedik. Bunun karşılığını en az sizin kadar eleştirilerek aldık. Bu nokta da siz de bize kızıyorsunuz. Medya nerede hata yapıyor?

Yok canım yarananlar var yaranamayanlar var. Tüm medyayı kastedersek haksızlık yaparız. Bazı medya grupları var ki bunların yanında yer aldılar. Öyle gazeteler oldu ki, köşe yazarları özellikle atılan başlıklarla provokatif çağrılar yaptılar. Biz bunları okuğumuz anda biz nereye gidiyoruz dedik. Aracı reklam kurumları gazetelere televizyonlara reklam vermiyormuş.

- Onların bileceği şey

Böyle bir şey olabilir mi? Bir defa medya grupları için sıkıntıdır bu. Ayrıca ülke ekonomisi için de sıkıntı. Öyle başı boş bırakamayız bu işi. Reklam vermeyn aracı kurum ideolojik davranıyor demektir. Biz yeri geldiği zaman bu şekilde müdahale ederiz ve Türkiye'nin ekonmik itibarını böyle sarsarız demek istiyorlar. Haftalarca, aylarca böyle bir şey yapılıyorsa sağlıksız bir durumdur.

- Halkın rahatsızlıklarından bir tanesi de dün Twitter'da mı Facebokta mı bir yerde çıkmış, bir siyasetçi demişki gerekirse tükürüğümüzle boğarız demiş...

Şimdi tabi siz biz olayı ister istemez bir vaka. İnsna insanı tanımlarken zaten şuanda da siz biz derken bunu ayrımcılığa yönelik kullanıyorsanız bu kötüdür. İfadenin tamamı nedir bilemiyorum ama şöyle bir sıkıntı var. Yıllar yılı bu ülkede siz biz şeyini ortaya koymam lazım. Ezilen biz ve bizim gibiler oldu. Şu olaylarda dün akşam evde çocuklarım söylüyor Suadiye'de bir yurtta pansiyonda Kız Kuran kursu, sabah alışverişe gidiyorlar dükkan sahibi onlara istediğini vermiyor. Bir de terbiye dışı ifadeler kullanıyor. Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz. Belli ilçelerimizde belli yerlerin tavrı değişiyor. Çirkin el kol hareketleri yapılıyor. Biz bunlara katlanmak durumunda kalıyoruz. Biz bu ülkenin Başbakanıyız. Bana öyle el kol hareketi yapamazsın. Biz şuanda kimin giyimine kuşamına karışıyoruz.

METRODAKİ ANONS NORMALDİR

- Metro'da mesela bir çift birbirine sarılmış. Edepli davranın demişler. Lüzumsuz değil mi?

Her yerin kendine ait bir kuralı vardır. Bu kurallar içerisinde hareket edilir. orası devletin metrosudur. Bu metro içerisinde ahlak kuralları vardır. Ahlak kuralları aşılırsa buradaki anons normaldir. Bu anons sonrası bir grup toplanıyor ellerinde alkoller falan. Değerlerine saygı duyulmasını isteyen bir anne baba kızının birinin kucağında oturmasını ister mi? Birisiyle aynı bankta yan yana oturur sohbetini yaparsın, bunları saygıyla karşılarsınız. Ama ben Tayyip Erdoğan olarak karşılamam. Şuanda ben Başbakanlık ifisine gittiğimde ofisimin önünden gelenlerin durumunu görüyorum. Aslında benim değerlerimle uyuşan şeyler değil. Ama benim insanımdır diyorum ve saygo gösteriyorum. Ama ben saygı gösteriyorsam aynı saygıyı onlardan bekliyorum. Eşime kızıma aynı saygıyı istiyorum. 

TC BİRA ŞİŞELERİYLE Mİ KURULUYOR

Kimisi mesela gelmiş Taksim meydanına bira şişelerinden TC yazyor. Bu ahlaksız değil mi? Birileri de buna bir şeyler yazsın. TC bira şişeleriyle mi kuruluyor? Benim oy tabanımın içerisinde alkol alan zaten var. Ben 76 milyonun Başbakan'ı olarak bu hizmeti veriyorum. Bizim getirdiğimiz yasak nedir? Genelgeye binayen yürütülen cami ve mabetlere 100 metre. Bir de gece 22:00 sabah 06:00 diye bir düzenleme var. Yasak yok. Bu düzenlememiz de gençliğe yöneliktir.

- Acaba bir sonraki yasakta bize daha fazla kısıtlama gelecek mi diye düşünüyoruz?

Bu ifadeler gerçekten 10 buçuk yıl oldu Başbakan'ın hep söylenen ifadeler. Ben bunları dinlemekten bıktım ama söylemekten bıkmadılar. Biz yaptıklarımzıla sorumluyuz. Bu toplumda kimse birbirine karışmasın. Bu ülke hepimizin. Bu ülke sadece AK Partililer'in değil. Millet kime yönetim yetkisi veriyorsa o da ülkeyi en ideal şekilde yönetmelidir.

ÇÖZÜM SÜRECİ

- Terörle ilgili çok cesur bir adım attınız. 6 aya aşkın bir süredir tek bir burun kanamadı. Karşı tarafın beklentileri vardı BDP ve PKK tarafının. Demirtaş bana dediki artık geri dönmeyecekler. Sadece atılacak adımları siyaseten bekliyoruz dedi. Bundan sonra atılacak adımlar neler?

Biliyorsunuz bu 63 kişilik Akil İnsanlar dolaşıyor. Toplumun nabzını alıyorlar. Şimdi tüm bu Akil İnsanlar bize nahai raporu sunacaklar. Bu raporun sonrasında toplumun talpeleri nelerdir. Tüm bu beklentileri oradan alıp biz nihai raporumuzu açıklayacağız. Burada bizim hükümet olarak yapmamız gerekn ne var? Raporu açıklarken bize düşen ne? Biz zaten red politikalarını, inkar politikalarını ayağımızın altına aldık. Bu ülkede benden önce Kürt vatandaşına kardeşim diyen bir Başbakan yok. Ben Kürt kardeşim dedim. Bundan sonraki süreçte yapacağımız toplantıyla nihai tabloyu göreceğiz. O zaman yapmamız gereken ne varsa yapacağız. Diğer partilelerle anlaşamayınca bu adımı attık. BDP ile zaten sayısal olarak Anayasa yapmamız mümkün değil. Sonuç olarak siyaset yapıyoruz. Buna da çok çok dikkat etmemiz gerekecek. Bu sürecin başarıyla biteceğine inanıyorum. Bir şeylere rağmen bu adımları atıyoruz.

- Bir sonraki adım ne olacak?

Bu milletin huzuru olacak. Ekonomik gelişme patlayacak. Bizim 5. 6. bölge olarak ilan ettiğimiz teşvik bölgeleri patlayacak. Yatırımcılarımıza diyoruz ki cesaret gösterin ve hemen girin bu ilşlere. Sizin mesela patronunuzun Silopi'de yatırımları var. Bu cesaret işi.

İŞTE VİDEO