Başbakan nasıl hatırlanacak?

Serdar Turgut, 1 Nisan'da büyük bir değişime uğrayacak olan haber alma hürriyetine değindi. Turgut şu soruyu sordu:

Bu noktaya gelinmesinde bizlerin hatası olduğu da kesindir. Bizlerin de yayınlarımızda bazı modern evrensel ilkelere, yaşadığımız toplumun ahlak ve kültürüne ters düşmekten bir sakınca görmezmiş gibi davrandığımız da bir gerçektir. Gelin isterseniz bu sefer kendimize çuvaldız batırırken, iktidara da bir iğne batıralım. Gücünün ve başarılarının sürmesini ülke geleceği için gerçekten istemekte olduğum bir iktidarın, neden Türkiye'de basının sonunu hazırlatacak bir yasa hazırladığını anlamam da mantıken mümkün değil.
Bir zamanlar bu ülkede fikir özgürlüğüne getirilmek istenen kısıtlamalardan çok çekmiş olan bir Başbakan'ın basına düşman olabileceğine ben inanmıyorum. Olsa olsa hükümet, bu yasayla kendi girmiş oldukları yolun sonunun hem kendileri hem de ülke açısından tatsız olacağını görememektedir. Bunca işi daha şimdiden başarmış ve insanların kalbinde güzel bir yer edinmiş Başbakan'ın şimdi böyle bir işe girişmesinin rasyonel açıklamasını bulmak mümkün değil. Sayın Başbakan şimdi bir karar verse iyi olur. Kendisi ileride Türkiye'de hür basını yok eden veya en azından buna girişen insan olarak hatırlanmak ister mi acaba? Eğer buna evet cevabı da veriyorsa, bence hem kendine hem de ülkeye yazık ediyor derim. Bu girişimin siyaseten hayırlı sonucu olması mümkün değildir, bunun kazananı olmayacaktır, iktidarı muhalefetiyle, basınıyla, iş alemiyle tüm Türkiye zarar görecek ne yazık ki...

Dolayısıyla yasa değişikliğinin yürürlüğe girişini bir süre, diyelim ki bir yıl ertelemek ve arada kazanılacak zamanda ülke yararına olacak ve gereksiz gerginlikleri önleyecek değişikliklerin yapılması en doğru yol gibi gözüküyor. Haber alma hürriyeti elinden alınmak üzere olan muhalefet partileri, AKP'ye oy vermiş sıradan insanlar, sivil toplum örgütleri ve AKP içindeki soğukkanlı insanlar umarım bizleri bu konuda yalnız bırakmazlar ve rasyonel ortak bir zeminde buluşulması için herkes üstüne düşeni yapar.

YAZI:Serdar TURGUT
AKŞAM