Başbakan: Kızıldereli’ye bile su sağlayan bir iktidar olduk
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptıkları yenilik ve atılımlar hakkında konuşarak, "ABD’deki Kızıldereli’ye bile su sağlayacak imkana bu ik...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptıkları yenilik ve atılımlar
hakkında konuşarak, "ABD’deki Kızıldereli’ye bile su sağlayacak
imkana bu iktidar sahip oldu." dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu’nda 2014 yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde yaptığı
konuşmada 11 yıl önce, bir kadının, kamuda başörtüsüyle
çalışmasının ve okumasının imkan, ihtimal dışı olduğunu söyledi. Bu
ülkede, şehit annelerinin başörtüsüyle ordu evlerine giremediği
günlere şahit olduklarını sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, “1999
yılında, bir kadın milletvekili, başörtülü olduğu için işte bu
salonda linçe uğradı. 14 yıl sonra kızlarımız üniversitelerde
başörtüsüyle okuyabiliyor, artık kadınlar kamuda başörtüleriyle
çalışabiliyor, kadın milletvekilleri bu salon içinde özgürce
başlarını örtebiliyor. Allah’a hamolsun Türkiye normalleşiyor,
adeta güç kazanıyor” diye konuştu.
“KORKMADAN, ÇEKİNMEDEN GELECEĞE YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Erdoğan, 14 yıl önce, TBMM Genel Kurulu’nda ve dışındaki linç
girişimleri karşısında dik duramayanların, bugün tesis ettikleri
özgürlük ikliminde, geçmişi hoyratça eleştirmelerini de, milletimin
vicdanına ve takdirine havale ettiğini dile getirdi.
Demokrasilerden ve özgürlüklerden korkmadıkları için Türkiye’yi
yasaklardan kurtardıklarını, zincirlerinden, prangalarından
kurtardıklarını belirten Başbakan Erdoğan, “Bugünlere taşıdık.
Korkmadan, çekinmeden geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Türkiye
büyük bir devlettir, milletiyle, tarihiyle ve ecdadıyla çok büyük
bir devlettir. Türkiye, özgürlüklerden korkacak kadar küçük bir
devlet değildir. Türkiye, başörtüsünden, inançlardan, dillerden,
türkülerden, şarkılardan, kelime ve kavramlardan korkacak kadar
küçük bir ülke değildir” dedi.
“TÜRKİYE KENDİ ÖZ VATANDAŞINDAN KORKACAK KADAR KÜÇÜK BİR DEVLET
DEĞİL”
Türkiye’nin, kendi öz vatandaşından korkacak, onu kendisine tehdit
olarak görecek kadar küçük bir devlet olmadığını ifade eden
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye 11 yılda demokrasi ve özgürlükle büyüdü, bundan sonra da
öyle büyümeye devam edecek. Her reform, Türkiye’nin gücüne güç,
itibarına itibar katacaktır. 11 yıllık süreçte, Türkiye’nin dış
ticaret hacmi 4.5 kat artış kaydetti. Bugün burada bazı rakamlar
telaffuz edildi. Biz hangi rakamdan devraldık Türkiye’yi 230 milyar
dolardan devraldık. 782 milyar dolara ulaştık. Fark bu… 2002
yılında 87 milyar dolar olan dış ticaretimiz, 2012 sonunda 389
milyar dolara ulaştı. İhracatımız 36 milyar dolardan 152.5 milyar
dolara ulaştı. Kasım ayında aylık bazda tarihimizin en yüksek
ihracat rakamına ulaştık. Dünyadaki, özellikle Avrupa’daki
daralmaya rağmen Türkiye’nin ihracatçıları farklı pazarlara
yönelmek suretiyle Türkiye’nin ihracat rekorlarını muhafaza etmeye,
rekorları tazelemeye devam etti. Türkiye’nin müteahhitlik
firmaları, 1972-2003 arasında 30 yılda, 44 milyar dolar tutarın
proje üstlenmişlerdir. Bizim dönemimizde, 2003 yılından bu güne
kadar üstlenilen proje miktarı ise, dikkatinizi çekiyorum, 220
milyar dolar oldu. Sadece 2012 yılında, yani 1 yıl içinde üstlenin
miktar 27 milyar dolar. 30 yılda elde edilen miktar, biz şimdi 1
yılda 13-14 ayda elde ediyoruz. 2002 yılına kadar, Türkiye’nin
toplam 15 milyar dolar uluslararası yatırım çekebilirken, 11 yıl
içinde yaklaşık 150 milyar dolar uluslararası yatırım çekti ve
uluslararası sermayeli firma sayımız 35 bini aştı. Dış
temsilciklerimizin sayısı 219’a yükselirken, Türkiye’nin yurt dışı
insani ve kalkınma yardımları 2.5 milyar doları aştı.”
“DIŞ YATIRIMLARI EN FAZLA ATTIRAN ÜLKELER ARASINDA YER ALDIK”
Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında dış yardımlarını en fazla
arttıran ülkeler arasında yer aldığını da vurgulayan Başbakan
Erdoğan, “Büyükelçiliklerimizin yanı sıra, TİKA temsilciliklerimiz,
Yunus Emre Enstitüleri, Anadolu Ajansı, TRT, Türk Hava Yolları,
Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı gibi kurumlarımızla, dünyanın her yerine
ulaşmanın gayreti içinde olduk. Türkiye, dış ticaret, müteahhitlik
hizmetlerinde uluslararası doğrudan yatırımlarda başarısını, işte
bu barışçı aktif dış politika sayesinde elde etti” şeklinde
konuştu.
“TÜRK BAYRAĞI İTİBAR GÜRÜYOR”
“Artık kendisini içe kapatan, içerdeki yapay sorunlarla enerjisini
heba eden bir ülkenin ekonomisi de büyüyemez” diyen Başbakan
Erdoğan, “Bütün bunların ötesinde tarihin ve ecdadımızın bize
yüklediği bir biraz ve misyon vardı; dış politikada işte bu miras
ve misyonu gururla taşımanın mücadelesi içinde olduk. Türkiye
Bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti Pasaportu, Türk Lirası, artık dünyanın
her yerinde çok farklı anlam ifade ediyor, itibar görüyor”
ifadelerini kullandı.
“ABD’DEKİ KIZILDERELİ’YE BİLE SU SAĞLAYACAK İMKANA BU İKTİDAR SAHİP
OLDU”
Genel Kurul’daki konuşmasında dış politikaya da değinen Başbakan
Erdoğan, şunları kaydetti:
“Suriye konusunda aynı şekilde hakkı ve haklıyı savunduk. Filistin
konusunda hakkı ve haklıyı savunduk. Mısır’da halkın seçilmiş
oyuyla gelmiş bir iktidarın askeri müdahale ile devrilmesi
karşısında susmadık, meseleyi görmezden gelmedik. Mısır’daki
darbeyi hak zaviyesinden eleştirdik, dünyanın dikkatini buraya
çektik ve dünyada dik duruşumuzla takdir topladık. Myanmar’dan
Somali’ye, Şili’den Filipinler’e kadar imkanlarımız ölçüsünde
yoksulların, mağdurların, afetzedelerin yanında olduk ve olmaya
devam ediyoruz. AB ile katılım müzakerelerinde 22. Faslı müzakereye
açtık. İşte ABD’deki Kızıldereli’ye bile su sağlayacak imkana bu
iktidar sahip oldu. Bizim dönemimizde dış politikaya kin, nefret,
öfke küsme, darılmaya değil, stratejik akıl hakim oldu. Geçmişte
hata yaptı, geçmişte hasmane duygular içine girdi diye bir devleti,
bir halkı topyekün çizmek, diplomasinin kurallarına uymadığı gibi
büyük devlet refleksiyle de örtüşmez.”