Başbakan Kastamonuda
Abone olAKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP'nin kumaşını milletin dokuduğunu belirterek, "Bizim mayamız bu toprakların mayasıdır." dedi...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK
Parti'nin kumaşını milletin dokuduğunu belirterek, "Bizim mayamız
bu toprakların mayasıdır. Bizim siyaset yapma sebebimiz ülkemizi
kalkındırmak, milletimizi esenliğe kavuşturmaktır" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisince Kastamonu Nasrullah Meydanı'nda
düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Kastamonu'nun, bin 428
tescilli anıtıyla dünya kültür mirasının en kıymetli eserleriyle
gerçek bir açık hava müzesi olduğunu söyledi. Kastamonu'ya Başbakan
sıfatıyla sekizinci ziyaretini yaptığının altını çizen Erdoğan,
"Her gelişimde büyük mutluluk duydum. Belediyelerimizde tek
önceliğimiz, milletimize hizmet üretmek oldu. Kastamonulu hanım
kardeşlerim el dokumasını iyi bilirler. Dünyanın en iyi
eldokumacılığı, en rafine el sanatları buradadır. Biz de bütün 81
ilimizi, ilçelerimizi böyle ilmik ilmik dokuyor, kalkındırmanın
mücadelesini veriyoruz. AK Parti'nin kumaşını bu millet dokumuştur.
Bizim varlık sebebimiz ülkemizi kalkındırmak, milletimizi esenliğe
kavuşturmaktır. Hamasetten, demagojiden, kuru slogandan başka bir
şey üretmeyen hükümetlerin yerel yönetimlerin onlarca yıllık
ihmalini giderdik, gideriyoruz. En son 22 Temmuz seçimlerinde ne
oldu, benim milletim 81 vilayetin 80'inde Ak
Parti'yemilletvekillerini verdi. Kastamonu'da 4 milletvekilinin 3
tanesini AK Parti'ye verdi. Sizin iradenizle son 6 yılda bu ülkeyi
nereden nereye taşıdığımızı siz biliyorsunuz. Onlar da bunu biliyor
ama söylemek işlerine gelmiyor. Onlar ancak karalamaya, iftiraya,
gücü bunlara yetiyor. Onların yapmaya değil, yapılanı yıkmaya,
karalamaya, engellemeye gücü yetiyor" diye konuştu.
AK Partili belediyelerin üniversite öğrencilerine verdikleri
bursların CHP tarafından engellendiğini kaydeden Erdoğan şunları
söyledi: "CHP Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Bu bursları kaldırtmak
için. İstenmeyen bir kararla belediyelere bu tür burs verme
yasaklandı. Böyle bir yasak gelince geçenlerde CHP'nin ileri
gelenlerden biri üniversiteli gençlerle bir araya geldi. Gençler
sordu. 'Hep bizden yana olduğunuzu söylüyorsunuz ama belediyelerin
burslarını çok görüyorsunuz'. Cevap ne biliyor musunuz?
'Bizbursların yasaklanmasını değil, verilen burs miktarını az
gördük artırılmasını istedik' dedi. Bunların işi gücü sabahtan
akşama doğru olmayanı üretmek. Hep nasıl yalan üretiriz. Yapılan
bu. AK Parti'nin iktidara geldiğinden bu yana kömür dağıtmasını,
yoksula kol kanat germesini eleştiriyorlar. Sonra da çıkıyor
meydana ben de kömür dağıtacağım, Ankara'da her aileye 600 lira
vereceğim diyor. Bol keseden atıyor. Bekara karı boşamak kolaydır.
CHP'li belediyeleri biliriz. Bunlar gelince hep yokluk,
yoksullukgelmiştir. AK Parti'nin demokrasi, insan hakları açılımını
kıyasıya eleştiriyorlar. Millet iradesinin cumhurbaşkanı
seçilmesini engellemeye çalış, milletvekillerinin yasa çıkarmasını
engellemeye çalış, yargının çetelerle mücadelesini engellemeye
çalış, onların avukatıyım de sonra çık doğruluktan bahset. AK
Parti'nin belediyelerde hizmet üretmesini engellemeye çalış,
uluslararası sermayenin Türkiye'ye göçmesini engellemeye çalış, AK
Parti'nin her icraatın mahkemelerle engellemeye çalış, AB
reformlarınıengellemeye çalış. Maalesef bu engellemeler nedeniyle
süreci ağırlaştırıyorsun. Çalışmaktan tek anladıkları engellemek,
eleştirmek, karalamak, kriz çıkarmak. Ondan sonra da sandık. Hiç
merak etmeyin. Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz ve bu milletin
onurunu asla ayaklar altına aldırmayacağız. Akif diyor ya,
'Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım'. Biz buyuz. Aslında
Türkiye'nin yakasına yapışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz
Türkiye'nin yolunu açmaya devam edeceğiz".
Konuşmasında, seçime 45 gün kalmasına rağmen hala Ankara'da
karalama, çamur siyaseti yaptıklarına dikkat çeken Eddoğan, "Bu
kadar dosyaların varsa biraz da ülke için neler yapacağını
dosyalarla anlat. Ne yapacaksınız? Geçmişinizde ne var? 'Şunu
yaptık geçmişte' deyin, 'Şimdi de bunu yapacağız' deyin. Bir
insanın geçmişi geleceğinin teminatıdır. Türkiye'ye, şehirlere,
Kastamonu'ya ilişkin tek bir planları var mı bunu sorun bunlara.
Nasıl yaparız da hizmeti engelleriz diye düşünüyorlar. Arka arkaya
iftirakampanyaları düzenliyorlar. Türkiye'yi dünyada marka yaptık.
MHP iktidarı vardı. DSP, ANAP üçlü olarak koalisyondu. Millet
bunlara beş yıllığına iktidar verdi. Biz bırakıyoruz dediler. Niye
beş yıl duramadın orada, niye bırakıp kaçıp gittin. Ama
yürütemediler. Çünkü enflasyonun belini kıramıyorlardı, yüksek
faizin belini kıramıyorlardı. Millet 16 ay önce kurulmuş olan Ak
Parti'yi tek başına iktidara getirdi. Devletin borçlanma faizi
yüzde 63 idi. Yüzde 13-14'de indirdik. Milletin cebinden
gidiyordu.
Enflasyon yüzde 30'du. Şimdi yüzde 9,5. Tek haneli rakam. 7.9'a
kadar bile indirdik. Bu sıfırları kimler bizim paramıza koydu. CHP,
DYP, ANAP'lısı koymadı mı? Hepsi koydular. Bu sıfırları atacağız,
yapamazsınız dediler. Biz altı sıfırın tamamını da attık mı?
Eskiden delikli parayla tuvalete girilirken tuvalete girmenin
bedeli 1 milyon oldu o hale getirdiler memleketi. Şimdi kuruşlarla
tuvalete girilmeye başlandı. Biz buyuz, farkımız bu. Türk lirasının
değerini artırdık, ona onurunu kazandırdı. Bu mu
yolsuzluk?" şeklinde konuştu.
Türkiye'yi enerji hatlarıyla donattıklarını ifade eden Erdoğan,
"Dünyanın enerji üssü haline getiriyoruz. Kastamonu bizim
dönemimizde doğalgazla kavuştu. Bu milletin kadını Türk kadını,
erkekler kömürü taşımıyor, modern yaşama layık değil mi? Beceriksiz
oldukları için getiremiyorlardı. Bizim milletimize aşkımız var.
Atatürk'ün ifadesi vardır. Millete efendilik yoktur, hizmetkarlık
vardır. Biz bu milletin hizmetkarı olmak için geldik. İnebolu
Limanı 125 yıldır tamamlanamıyordu. Bunu tamamladık.
Kastamonu'ya üniversite kazandırdık. Kastamonulu genç kardeşim en
modern eğitim imkanlarından yararlanıyor. CHP'nin iktidar ortağı
olduğu dönemleri de biliyoruz. Ekmeğinin gazyağının benzinin
karneyle satıldığı günleri de iyi biliriz. Türkiye'nii açılımını
kıyasn kuyruklarda enerjisini tükettiği dönemleri de biliriz.
Baykal Enerjişkanı seçilmesini engellemeye çalış, milletv Bakanı
olduğun zaman 12 Eylül öncesinde nasıl enerji kuyrukları olduğunu,
benzin istasyonlarında benzin kuyruklarında beklediğimizi
debiliriz. Biz vurmaya, barışa, sevmeye geliyoruz. 3.5 yıllık
iktidarları dönemiyle ilgili MHP'lilere şunu sorun. Önce
batırdığınız bankaların hesabını verin. 46 milyar dolar fatura
çıktı millete. Bunun hesabını verin. Ülkemin heba ettiğiniz
enerjisinin, heyecanının, boşa harcadığınız umutlarının hesabını
verin. AK Parti'nin karnesi milletin takdiriyle doludur. 29 Mart'ta
karnemiz yine iyi çıkacak. Büyük Türkiye olma yolunda emin
adımlarla ilerliyoruz. Türkiye sizin iradeniz ile dönüşüyor. O
köklü ve asil ruhyeniden canlanıyor. Millet büyük bir devlete sahip
olmanın gururunu yüreğinde hissediyor. Kalkınmış birer şehir haline
geliyor. Bu Türkiye'nin medeniyet yürüyüşüdür. Bu yoldan asla
geriye dönüş yoktur. Türkiye milletinin gücünü arkasına alarak
çağdaş medeniyetler seviyesine çıkmak suretiyle her geçen gün daha
kararlı ve güçlü bir şekilde ilerliyor. 21 yaşındaki Fatih Sultan
Mehmet küçük düşünseydi İstanbul'u fethedebilir miydi?
Mimar Sinan küçük düşünseydi dünyanın yedi harikasına bedel eserler
inşa edebilir miydi? Kervansaraylar camiler. :u millet küçük
düşünseydi Kastamonu akın akın Çanakkale'ye koşup destan yazmasaydı
bu ülke istiklalini kazanabilir miydi? Kastamonulu Halime çavuş
erkek kılığına girip cephanelerde savaşmasaydı, Kara Fatma istiklal
mücadelesinde zorluklara göğüs germeseydi bu millet ayakta
kalabilir miydi? Sen Türkiye'sin büyük düşün, sen Kastamonu'sun
büyük düşün. Çünkü bize küçük düşünmek yakışmaz" dedi.
Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Davos yerini buldu.
İşte bak dün İsrail'de seçimler yapıldı. Yerini buldu merak
etmeyin. Biz Türkiye'ye yakışan neyse onuruna yakışan neyse onu
yaptık. Nasıl orada yaptıysak ondan önce de yaptık bugün de yaparız
yarın da yaparız. Çünkü biz sıradan bir millet değiliz. Bu milletin
alnını yere sürdürmeyeceğiz, yere baktırmayacağız. İnşallah yiğit
düştüğü yerden kalkar. Bu millet düştüğü yerden küllerinden doğmaya
başlayarak kalkıyor. Cumhuriyetin yüzüncü yılında
ilk on içindeki Türkiye'yi göreceksiniz. Dünyanın 26. ekonomiden
17. ekonomiye çıkardık Türkiye'yi. Bu çeteler mafyalar bu işi
ilerliyor olsaydı aynı yerde sayardık. Hortumlar çalışsaydı bu
duruma gelemezdik. Bu hortumlar kesildi kesiliyor. Bazı menfaat
şebekeleri rahatsız oluyorsa bazı medya kuruluşları rahatsız
ediyorsa tek sebebi hortumların kesilmesidir. Bize yandaş medya
diye bazı kuruluşları sipariş edenlere diyorum. Yandaş medyanızla
gururlanabilirsiniz. Yalan yanlış haber yapan haber yazan
uyduraniftira atan medyaya ilginizi kesin diyorum. Yine söylüyorum.
Çünkü basının görevi doğru haberdir. Yalan haber yapıyorsa onu
yokluğa mahkum etmelisiniz. Bunlara karşı millet olarak sizler de
tavrınızı koyun".
Konuşmasında Kastamonu'ya yapılan hizmetleri de anlatan Erdoğan,
"İdare mahkemesi kuruldu, adli tıp şubesi açıldı. Adalet sarayı
inşaatı sürüyor. 2010 yılında hizmete açıyoruz. Toplu konut idaresi
eliyle 325 konutumuzun anahtar teslim törenini yapacağız. Kira öder
i açılımını kıyasgibi benim vatandaşım taksit ödüyor. 942 konutu
teslişkanı seçilmesini engellemeye çalış, milletvm etmiştik. 153
konut inşallah devam ediyor. 357 konut ihale aşamasında. Toplamda
1777 konutu şehre kazandırmış olacağız. 2002yılına kadar 47 km
bölünmüş yol yapılmış, 6 yılda 89 km bölünmüş yol yaptık. İnebolu
limanı Kastamonu'nun dünyaya açılan kapısı olacak. Bu kadar önem
taşıyor.
KÖYDES ve BELDES ile Kastamonu'nun altyapısını güçlendirdik.
Tarımsal desteklerde Kastamonulu çiftçinin hep yanında olduk. 196
trilyon tarımsal destek verdik. 2002'de 21 trilyon olan tarımsal
destek miktarını iki kata yakın artırdık, 41 trilyona çıkardık.
2003'ten bu yana Kastamonu'da çiftçilere 1,5 trilyon prim desteği
verdik. 19 kat artırarak23 trilyona çıkardık hayvancılık desteğini.
Ziraat Bankası 3 trilyon kredi sağlamışken çiftçiye 2008'e 66
trilyon oldu. Bire 22 artırıldı. Önceden hortumlar belli yerlere
gidiyordu, çiftçime gelmiyordu. Kastamonu sanayi şehri olmaya
başladı bizimle beraber. Ben belediyeci bir başbakanım. İstanbul'da
çok Kastamonulu hemşehrim var. Biz belediyeciliği iyi biliriz.
Belediyeciliği Kastamonu'yla da tanıştıralım istiyorum. Gelin el
ele verelim. Tanıdığım inandığım Mustafa Gökhan Gülşen'i sizleri
emanet ediyorum.
Siz onu tanıyorsunuz. Buraya ısmarlama gönderilmiş bir aday değil,
içinizden biri. Ben İstanbul'a belediye başkanı seçildiğim sırada
kardeşimle aynı yaştayım. İstanbul'u nasıl eski günlerine tarihi
misyonuna kavuşturma mücadelesi verdiysek inanıyorum ki Mustafa
kardeşimle de Kastamonu'yu modern bir şekilde renovasyon ve
restorasyonla şanına yakışır bir hale getireceğiz" şeklinde
konuştu.