Danıştay töreninde fazla konuştu diye Barolar Birliği Başkanı'nı
azarlayarak töreni terk eden Başbakan salondan çıkarken,
"Tamam susalım da, sus, sus nereye kadar"
demişti...
Haklıymış!
Sus, sus nereye kadar sahiden!
Azarlanmaktan, aşağılanmaktan, Başbakan'ın gözünde değer
bulamamaktan bıktık artık!
Sokağa çıkıp hakkını arayıp, polisten öldüresiye dayak yiyen,
gaza boğulan, hatta bizzat polis tarafından gerektiğinde dövülerek,
gerektiğinde kafasına nişan alınarak öldürülen insanları terörist
ilan eden biri tarafından idare ediliyoruz!
İnsanların en temel hakkı olan protesto hakkına saygı duymayan
biri tarafından idare ediliyoruz!
14 yaşında aylarca komada kalmış, komada yatmaktan,
beslenememekten 16 kiloya düşümüş ve sonra hayatını kaybetmiş bir
çocuğu seçim meydanlarında yuhalatan biri tarafından idare
ediliyoruz!
O da yetmiyor kendisine, çocuğu ölen anneyi en acılı gününde
yine seçim meydanlarında yine aynı kalabalığa yine evladının başına
geldiği gibi yuhalatmasına tanık oluyoruz!
Kendi idare ettiği ülkede sokak eylemlerinde 8 kişinin
öldürülmesine tek bir başsağlığı mesajı yayınlamayan biri
tarafından idare ediliyoruz!
Ve son olarak...
Dün Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen ve Türkiye tarihinin
en ölümlü iş kazasının ardından Soma'ya gelip bir konuşma yaptı
Başbakan...
Ölenler için yine o tanıdık ve insanın tanıdığı için midesini
bulandıran o cümleyi kurdu: "Bu mesleğin fıtratında bu
var"!
Ve sonra taaa 1800'lerden örnekler verip maden kazalarının
normal olduğunu anlatmaya çalıştı!
Bu kadar "çaresiz" yani!
Bilmiyorum, bu cümleden sonra Başbakan'ı haklı çıkarmak için
nasıl bir bahane bulabilirler, Başbakan'ın o cümlesine
vicdanlarının hangi odasında yer ayarlayabilirler...
"Bu mesleğin fıtratında ölüm var" cümlesinden sonra fıtratında
merhamet olmayanlar, mutlaka Başbakan'ın bu cümlesini haklı
çıkarmak için onun gözünün içine baka baka onun aslında ne demek
istediğini haykıracaklar...
Yapsınlar!
Biz...
Maden işçisi vatandaşı için "ölümü sıradan
gören..."
Sokak eylemlerine katıldı diye eylemcinin ölümü "hak
ettiğini düşünen..."
Kendi gibi düşünmediği için vatandaşın başına ne gelirse gelsin
"önemsemeyen..."
Her ağzını açtığında kendi partisinden olmayanları
aşağılayan, dışlayan, ötekileştiren biri
tarafından idare ediliyoruz...
Yeter artık!
Başbakan da haklı!
Sus, sus nereye kadar!