Başbakan gençlere ne tavsiye etti?
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum'da öğrenci temsilcilerine hitap ediyor...
Universiade 2011 Kış Oyunları'nın açılış törenleri için
Erzurum'da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, öğrenci
temsilcileriyle bir araya geldi. Öğrencilere 12 Eylül öncesi
dönemde üniversitelerde yaşanan kargaşa dönemini anlatan Erdoğan,
"Gençlerin arasına nasıl nifak sokulduğunu gördük. Siz bu oyuna
gelmeyin' uyarısında bulundu.
Erdoğan, siyasi hayatının ilçe gençlik kollarında
başladığını da anlatan Erdoğan, "Siyaset hayatına en alttaki
merdivenden başladım. Yukarıdan birileri bizi indiripte, sipariş
üzerine gelmedik" dedi.
Başbakan Erdoğan, Erzurum'da üniversite öğrencileriyle biraraya
geldi. Öğrencilere kendi gençlik yıllarını anlatan Erdoğan,
eğitimden sağlığa, öğrenci protestolarından 12 Eylül askeri
darbesine kadar bir çok konuya değindi. Erzurum'daki toplantının
Dolmabahçe toplantılarının bir devamı niteliğinde olduğunu söyleyen
Erdoğan, toplantıların süreceğini söyledi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan bölümler özetle şöyle:
SİPARİŞLE GELMEDİM
"Siyasetteki hayatım merdivenin en altında başladı. İlçe gençlik
kollarından başlayarak buralara geldik. Yukarıdan birileri bizi
indiripte, şipariş üzerine gelmedik. Bu yüzden gençliğin durumunu
bilirim. Gençlerin sorunlarını anlamak ve çözmek için daha fazla
gayret göstermemiz gerektiğini biliyoruz."
Polis müdahalesi durmuyor! |
Başbakan Erdoğan'ın Erzurum'da öğrenci temsilcileriyle yaptığı
toplantı İstanbul ve Ankara'daki öğrenciler tarafından protosto
edildi. İstanbul'daki gösterilere yine polisin müdahalesi damga vurdu. HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ... |
'VİCDANSIZLIKTIR'
12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi yaşanan öğrenci olaylarını
ve cinayetleri de anlatan Erdoğan, "Bizler sokakların kan
gölüne döndüğü süreçlerden geliyoruz" dedi. Son dönemde
artan öğrenci eylemlerine de değinen Erdoğan, 68 olaylarını, 12
Eylül dönemini gençlere örnek gösterenleri
'vicdansızlıkla' suçladı.
"Bizler, okullara gidemediğimiz günlerden geliyoruz. Gençlerin hiç
uğruna birbirlerinin canına kast ettiği, üniversitelerin tatil
edildiği, kitlesel eylemlerle hayatın durdurulduğu dönemlerden
geliyoruz. En sevdiğimiz arkadaşlarımızın Konya'da İstanbul'da
öldürüldüklerini gördük. Bu kargaşanın bir 12 Eylül sabahı radyo
yayınıyla bıçak gibi kesildiğini gördük. Ama gençlerin üzerindeki
baskılar bitmedi. Ardından idamlar ve yasaklar geldi.
Arkadaşlarımızı morgta tespit ettik. Bugün birileri o günlerde
yaşananları bugünün gençliğine örnek gösterme vicdansızlığını
yapıyorlar. 30 yıl öncesine baktığımızda kimin kazandığını, kimin
kaybettiğini daha net görüyoruz. Türkiye üzerine karanlık tezleri
olanlar kazandı. Kaybedenler ise anadolunun güzel çocukları,
anneler babalar oldu. "
KİMSEYE PROTESTO ETME DEMEYİZ
"Biz 1980 öncesinde genç olduk. Bugün gençlerimize 'protesto
etme' demeyiz. 1980 yasaklamaların baskıların içinden geldik. Şiir
okumanın nasıl mapusluk gerekçesi olduğu dönemleri gördük.
Gençlerin arasına nasıl nifak sokulduğunu gördük. Biz bugünün
gençlerine 'siz bu oyuna gelmeyin' diye nasihat
ediyoruz. Ben protestolara değil, belediye otobüsünde Serapları
kaybettiğimiz anlayışa karşıyım. İstanbul'da polis ve öğrenciler
arasında yaşanan o görüntüler Türkiye'nin gerçeğini
yansıtmıyor."
EN BÜYÜK SORUN TERÖR
"Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun terördür.
Türkiye'nin kalkınmasına engel teşkil eden bu meseleyi ortadan
kalkırmaya çalışıyor. Bu sorunun tek başına güvenlik önlemleriyle
çözülemeyeceğinin farkındayız. Bunun sosyo-ekonomik, eğitim,
kültürel boyutu var. Terörle mücadele topyekün mücadele
gerekir. İşsizliği, yoksulluğu dışlanmışlığı çözmediğimiz sürece,
demokratik standartları ileri seviyelere ulaştırmadığımız sürece
terörün beslendiği bataklığı kurutamayız. Amacımız bu birliği
bütünlüğü sağlamak.
Artık, anneler babalar evlerinde oturup yavrularının ölüm haberini
beklesin istemiyoruz. Anne ve babalalar, çocuklarının cesetlerini
değil, düğünlerindeki çoşkuyu sevinçleri kucaklasın.
Torunlarını sevebilsin istiyoruz."
MİLLİYETÇİ VE SOSYALİST GENÇLERE ÇAĞRI
Gençlere 'empati kurun' çağrısında bulunan
Erdoğan, "Kimse kültürünü, dilini, dinini seçme şansına
sahip değil" dedi.
"Başta empati kuracağız. Ben kendim için ne istiyorsam karşımdaki
için de onu isteyeceğim. Kimse annesini, babasını, dilini, kültür
kodlarını seçerek dünyaya gelmiyor. Dilimiz, kültürümüz,
ideolojimiz dışında hepimiz öncelikle insanız. Herkes kendini
doğudakinin batıdakinin güneydekinin yerine koysun. Milliyetçi bir
genç kendini bir sosyalist gencin yerine koysun. Sosyalist genç,
bir an olsun muhafazakarla, dindarla empati kurmaya çalışsın.
'Benim ideolojim tekdir, üstündür' diyenler nasıl bir zalimliğin
içine girdiklerini görsünler."