Başbakan Erdoğan'ı alkışa boğdular

Başbakan Erdoğan'ı alkışa boğdular

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İş ve Meslek Danışmanları atama töreninde konuştu...

Başbakan'ın konuşmasını heyecanlı bir şekilde dinleyen ve atama bekleyen adaylar, Erdoğan'ın atama sayısının 2 binden 2 bin 817'ye çıkarıldığını açıklamasıyla salonu adeta alkıştan yıktı.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Bu son derece anlamlı ve önemli projede emeği geçen alın teri olan tüm arkadaşlarıma da teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün burada tam 2000 iş ve meslek danışmanın atamasını yaparken son müdahaleyle bu rakam 2817 olmuş oldu. Toplam 4 binin, yaklaşık 1200'ünü de önümüzdeki aylarda inşallah atamasını yapacağız. Böylece verdiğimiz sözlerden birini daha yerine getirme suretiyle 4 bin iş ve meslek danışmanını ülkemize kazandırmış olacağız.

Bugün ataması yapılacak arkadaşlarımız için iş arayan arkadaşlarımız için bir rehber olacaklar. Artık İŞKUR'a kayıtlı her vatandaşımızın danışmanı olacak. Bu danışman arkadaşlarımız iş arama safhasında her adımda vatandaşımızın yanında olacaklar. Böylece işsiz insanlarımız başvuru yaptıktan sonra ortada bırakılmadıklarını daima yanlarında destek verecek bir danışman olduğunu bilecekler. Gençlerimiz danışman arkadaşlarımız vasıtasıyla kabiliyetleri istikametinde uygun kurslara yönlendirileceklerdir.

Toptancı bir anlayışla hareket etmek yerine herkesin kişisel özelliğine yeteneklerine uygun iş alternatifleri sunulması aman israfının da önüne geçecek.

"ABD BİLE NEREDEYSE BİZİMLE AYNI NOKTADA"

İşsizlik sadece Türkiye'nin değil dünyanın en ciddi en önemli ve en hayati sorunlarından biri. Sorunlar listesinin en başında işsizlik geliyor. Avrupa'da bizim çok çok ilerimizde olanlar bizim gerimizde kaldılar. ABD bile nerdeyse bizimle aynı noktada. Halbuki yüzde 4, 3,5 civarındaydı. Son krizle yüzde 10'lara yaklaştı.

Biz iyi bir noktaya geldik, daha da devam ettireceğiz. İspanya gibi bir ülkenin ne hale geldiğini görüyorsunuz. Komşumuzun ne halde olduğunu görüyorsunuz.

Türkiye işi sıkı tutuyor, yere sağlam basıyoruz. İnşallah daha da iyi olacak. Dünyada nüfus hızla artarken bu ölçüde iş ve istihdam üretilmiyor.

Ben tabi işveren sendikalarına seslenmiştim bir ara. Her üyenize deseniz ki 1 işçi alacaksın ve 1 milyon 400 bin insana iş vermiş olursunuz. O zaman medya benim bu beyanımla dalga geçmişti.

Ne olacak? Yanında 20 kişi, 30 kişi. Bunlar yanlarına bir kişi daha almış olsa, bir anda 1 milyon 400 bin. O gün dalga geçenler, birkaç ay sonra Almanya'da Merkel'in sendikalara çağrılarını duydular. Ne dedi? Tüm işverenlere sesleniyorum, birer işsizi kurumlarınıza alın. Aklı selimin yolu tek.

Dünyanın hiçbir yerinde bu noktada sıfır işsizlik yok. Maalesef bunlar biraz provokasyondur. Yanlış yöntemler bunlar. Kalabalık bir nüfusun ekonomide bir olumsuz faktör olduğuna biz asla inanmadık. Hele hele bu kalabalık nüfus gençlerden oluşuyorsa, bu bir dezavantaj değil, biz buna avantaj olarak baktık.

KÖMÜR - ELMAS ÖRNEĞİ

Kömür ve elmas öz olarak aynı maddedir. Kömürde elmasta karbondur. Ancak bir tanesi simsiyahtır, kolayca ezilir, kolayca un ufak olur. Dokunduğunuzda karası elinize bulaşır.

Elmas, paha biçilmezdir, özü aynı olan karbon olan bu iki maddenin böyle bir zıtlık içinde olması son derece manidardır. Elmas sabırla yoğrulmuştur, sabırla sertleşmiştir. İşlenmiştir ve bir değer olarak nadir bir madde olarak önümüze çıkmıştır ve onun ruhunda bir incelik vardır ki, sert çeliğin ucuna o elması takarsınız ve o elmasla sert kayaları okşaya okşaya delersiniz. Bakın nereden nereye. Çelikle değil, çelikle delmeye kalksanız kıvrılır gider.

Tıpkı kömür ve elmasta olduğu gibi insanın da özü aynıdır. Birdir ve topraktır. İnsan iyi işlenirse, iyi imkanlar sağlanırsa, tıpkı bir elmas gibi değerli bir varlığa dönüşür. Ama örselenmiş, iyi eğitim alamamış bir insan da takdir edersiniz ki en alta itilir.

O genç nüfusu sabırla işlerseniz, hiç kuşkunuz olmasın ki emekler zayii olmayacak ve o genç kitle değerli bir elmas hazinesine dönüşecektir.

"GENÇ KUŞAKLAR İHMAL EDİLDİ"

Biz millet olarak bu acıyı yaşadık arkadaşlarım. Ne yazık ki genç kuşaklar on yıllar boyunca ihmal edildi. Gençlerin istikbalini kararttı. Uzun vadeli ön görülü vizyon sahibi atılımlar yapılmadığı için bizim genç nüfusumuz maalesef uzun yıllar heba edildi.

"HAYAL DİYORLAR"

Çalışmalar bitmek üzere. Şehirler diyoruz, hayal diyorlar. göreceksiniz. İhale hazırlıkları devam eden yatırımlar var. Hayal diyorlar.

Şimdi gideceğiz gerekirse evleri yıkacağız. Bunun yetkisini aldık mı aldık. Yasal düzenlemeleri buna göre, kentsel dönüşüm değişimle beraber yaptık, yapıyoruz, yapacağız.

"MİLLETİME SESLENİYORUM: İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRIN"

Onun için diyoruz ki bizim işimizi, tüm milletime sesleniyorum, işimizi kolaylaştırın. Biz sizleri sokakta bırakmayız ama işimizi kolaylaştırın. Çünkü biz sizin yavrularınızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapabilelim. Biz çocuklarımıza huzurlu şehirler emanet edeceğiz. Güvenli şehirler, yeşille bezenmiş şehirler, insana dost iller emanet edeceğiz. Aile huzurunun, aile saadetinin sokağa kadar taştığı şehirler inşa edeceğiz. Aile huzuruyla birlikte kardeşlik hukukunun egemen olduğu şehirleri imar edeceğiz.

Hiç kuşkumuz yok burada belediyelerimize, belediye başkanlarımıza, büyük sorumluluk düşüyor. AK Partili her bir belediye başkanı, belde belediyesinde tutunuz, büyükşehir belediyesine kadar her bir başkan arkadaşımız öncelikle böyle bir ufka, böyle bir vizyona, misyona kesinlikle sahip olmalıdır.

Biz eğitim sisteminde düzenleme yaparken 2023 hedeflerimizi düşünerek yapıyoruz. Bize karşı çıkan zihniyete bakın. Biz 2023'ü hedeflerken onlar 1940'ı hedefliyor. Farkımız bu. Nasıl bir eğitim sistemi vardı. belli bir ideoloji vardı. Tornadan çıkarır gibi aynı ölçüde aynı kafada adeta tek tip robotlar yetiştirmek isteyen bir sistem vardı. Her türlü modern imkana kapalıydı. Örneği dinini öğrenmek isteyenler için yollar tamamen kapalıydı.

Bu 1940 model zihniyet 2000'li yıllarda dahi hükmünü sürdürdü. Şu an akıllı tahtaya karşı çıkıyorlar. Elektronik tablete karşı çıkıyor. Niye? Almıyor hafıza, almıyor. Bunlar eğer ellerine imkan geçseydi, üniversite öğrencilerine üniforma giydirir, tek tip insan çıkarmak için her yola başvururdu.

Bir avuç imam hatip lisesi öğrencisinin önünü kesmek için bunlar bütün meslek liselerini kararttılar. Siyasal'a girmek istiyordum, imam hatipli olmaz dediler, bir de gittim liseyi bitirdim. Bileklerimizdeki, beynimizdeki zincirleri kırıp atalım.

Günün Önemli Haberleri