Başbakan Erdoğan'dan teşkilata fırça
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlık sistemi ve yerel seçimler için teşkilata fırça attı.
İNTERNETHABER.COM- AK Parti'nin
seçim çalışmalarına start verdiği Kızılcahamam kampı başladı.
Tarihinin en büyük kampı olan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan partililere hitap etti.
Erdoğan konuşmasında anketlerde başkanlık sistemine çıkan desteğin
sonuçlarını eleştirerek, hazırladıkları başkanlık sistemi
broşürlerinin teşkilatlar tarafından okunmadığını anladığını
belirtti.
Teşkilata başkanlık sistemi konusunda Ar-Ge biriminin hazırladığı
tüm faaliyetlerin takip edilmesi iyi öğrenilmesi çağrısı yaptı.
2014 yılında yapılacak seçimlere de dikkat çeken Erdoğan 30
belediyeyi kazanmak istediklerini ve 2014 yılının en kritik yıl
olduğunu söyledi.
Konuşmasından satırbaşları...
76 milyonun emanetini omuzlarımızda taşıyoruz. Üyelerimizle oy
verenlerimizin tamamıyla istişare yapmamız mümkün değil. Ancak bunu
temsil yoluyla gerçekleştirmek zorundayız.
Arkadaşlar altını çizerek söylüyorum siyaset pasif zaman
anlayışıyla yapılmaz. Siyaset aktif zaman anlayışıyla yapılır.
Aktif zamanını bu işe ayıramayanlar zaten siyaset yapmasınlar.
Zaten işlerimi tamamıyle bitireyim akşam geçerken de parti
teşkilatına uğrayayım dersek bu siyaset olmaz. Biz bunu farklı ele
almalıyız. Bu işe ciddi manada zaman ayıracağız. Ve zaman ayıracak
arkadaşlarla bu yola yürümeliyiz.
30 BELEDİYEYİ ALMAMIZ
GEREKİYOR
Yapmak istediklerimiz nedir? vatan topraklarını en önde modern çağa
çıkarmaktır. Yapmak istediğimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır
medeniyetler seviyesine çıkarmaktır. Onun için aktif zaman
anlayışıyla bu işi yapacağız. Ve 11 ay sonra yapacağımız seçimlerde
de AK Parti alacağı oylarda silip süpürecek.
30 belediye bunları almamız gerekiyor. Ve bizim Türkiye'deki
istikrar çizgimizin farklı esmesi lazım. Sevgili başkanlar bakınız
bu fakir devlet geleneğimizi anlatırken çınar ağacı benzetmesini
çok sık kullanır. Burada bu geniş katılımlı toplantıda çınar
misalini sunmak isterim. Zira çınar ağacı hem Selçuklu devletinde
Hem Osmanlı'da hem Türkiye Cumhuriyeti'nde geçmişin bugünün ve
istikbali anlatmak için kullanılmıştır.
ÇINAR VE AK PARTİ
BENZETMESİ
ÖncelikLe kökleri derinlerde olan çınardır. Kökü derinde olmayanın
gövdesi yere yakın olur. Kökü derin olmayan savrulur gider, uzun
yaşayamaz. Biz çınar gibi besinimizi, gıdamızı özümüzü
köklerimizden alacağız.
Çınarın kökleri tarih ise gövdesi bugün dalları ve yaprakları ise
yarındır. Gövdeyi köklerden aldığımız gıda ile dallardan alacağımız
umut ile ayakta tutacağız.
Her birinizin görevi çok ama çok önemli. İlçenin nüfusu az
olabilir. Uzak olabilir ücra olabilir. Ama farketmez. Her bir dal
her bir yaprak gövdenin devamı için önemlidir. Nerede nefes alıp
verebilen bir insan varsa sizin onun farkında olmanız daha da
önemlisi onun sizin farkınızda olması gerekiyor.
Siz kapılarınızı kapattığınız anda oraya ışık girmez. AK Parti'nin
Genel Başkanı, yardımcıları, bakanları, milletvekilleri ne kadar
sorumluluk taşıyorsa il başkanımız, belde başkanımız, sandık
başkanlarımız o kadar sorumluluk taşır.
Bizim her kadememiz koltuk sahibi olmak için değil hizmet için bu
makamdadır. Tek gayemiz millete hizmettir. Öyleyse 24 saatimizi
sadece ve sadece millete hizmetle geçireceğiz. Hiçbir mazeret
tanımıyoruz. Hiçbir engel tanımıyoruz. Mazereti olan bahanesi olan
engeller karşısında korkan yılan ve yorulan hiç tereddüt etmeden
yolu açmalı ve kanalları açık tutmalıdır. Boşa geçirecek tek bir
saniyemiz yoktur.
GECE BAŞINIZI YASTIĞA KOYDUĞUNUZDA BUNU
KENDİNİZE SORUN
Gece başını yastığa koyduğunda bugün vatanım ve milletim için ne
yaptım diye herkes kendini gözden geçirmelidir. Bakınız AK Parti
siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak görürken rakiplerimiz
siyaseti makam elde etme çıkar elde etme olarak görüyor.
AK parti siyaseti hizmet yoluyla yaparken rakimlerimiz sembollerle
sözlerle yapma yolunu seçiyor. Halkımız on yıllar boyunca devam
eden gerilim ve slogan siyasetinden bugün de hazzetmiyor. Halkımız
siyasetten bölücü bir dil değil birleştirici bütünleştirici bir dil
bekliyor.
Kırıcı kaba bir dil değil, gönüller yapıcı gönülleri fethedici bir
dil bekliyor. Bu AK Parti'nin bir yanağına vurana diğerini de
çevireceği anlamına gelmez. Bu tepkisiz kalacağımız iftiraları
yutacağımız anlamına da gelmez. Ancak tahrik dilinin tuzağına
düşmeyeceğiz. Aldatan olmayacağız, aldanan da olmayacağız.
Siyasi partilerin üst yönetimiyle oy verenleri ayrı tutacak ve ayrı
değerlendireceğiz. Su damlaya damlaya mermeri nasıl işliyorsa nasıl
deliyorsa bizler de sabırla anlatamaya devam edeceğiz. Diğer siyasi
partiler ayrımcılıktan medet umdular. Bu milletin arasında nifak
sokulamadı Allah'a hamdolsun. Bütün gayretlere rağmen biz
birleştirmek bütünleştirmek için sabırla tevazuyla vaziyetimizi
yerine getireceğiz.
2014 KRİTİK YIL
Türkiye için artık son derece kritik bir evredeyiz. 2014 yılı
kritik sonuçların alınacağı bir yıl olacak. ilk olarak Mart ayında
mahalli seçimler, yıl ortasında Cumhurbaşkanlığı seçimi ve anayasa
için halk oylaması da gündeme gelecek. En kritik seçimlere
hazırlanıyoruz. 3 Kasımdan beri yapılan seçimler bugünü temeli
ilgilendiren seçimlerdi. O seçimlerde zaferlerimizle temeli
sağlamlaştırdık. Demokrasinin hukukunu sarsılmas şekilde kuvvet
kazanmasını temin ettik. Artık istikbale yoğunlaşacağız.
Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Aynı gaye aynı
hedef üzerinde kader birliği yapmış bir teşkilatız.
ANKETLERDE BİR ŞEYE
BAKIYORUM
Ben anketlerde bir şeye dikkat ediyorum. Acaba AK Parti teşkilatı
buna ne diyor. Örneğin çözüm sürecine destek vermede AK Parti
tabanı ne diyor? Eğer AK Parti tabanı yüzde 100'e yakın destek
vermiyorsa bir sıkıntı var. Ne yapmamız var il başkanlarımız ilçe
başkanlarımız kendimizi check etmeliyiz. Neden biz kendimizi
anlatamamışız demektir.
Bir başkanlık sistemi tartışılıyor. Bunu Başbakan söyledi tamam.
Bunu ilk defa mı söyledi Başbakan? Turgut Bey de söyledi bunu.
Bizim ecdadımıza baktığımızda Osmanlı bunu yaşamış. Dünyada yüzü
aşkın ülke bunu yaşıyor ve bizde muhalefetin propagandalarına AK
Parti'ye oy verenler aldanırsa o zaman bize şuna inanıyoruz tavrını
koyamayan bir teşkilat anlayışı ortaya çıkıyor.
TEŞKİLATA FIRÇA
Sizlere gönderilen broşürler demek ki okunmuyor, verdiğimiz
mesajlar takip edilmiyor. Eğer bugün gelişmiş ülkeler başkanlık
sistemi ile yönetiliyorsa demek ki bunda bir şey var. Parlamenter
demokrasi başkanlık sistemişnde yoktur diyorlar. Kim diyor,
muhalefet. Ama bugün herkes de var. ABD'de bugün çift dereceli hem
kongre hem senato.
Partili cumhurbaşkanlığı dedik onu bile farklı yerlere çektiler.
Başkanlık sisteminde başkan kral değildir ama bizdeki cahiller
yalan söylüyor.
TAKSİM'DEKİ KARŞITLIK
İDOLOJİK
Çok daha hızlı yürümemiz lazım. Çılgın projeler diyoruz, ama bir
çılgın projenin gerçekleşmesi için bize hendek atlattılar. 3-4 sene
gecikmeli proje başlatabiliyorsunuz. Bizim bir Marmaray'ımız var.
Çanak çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi. Şimdi 29 Ekim'e
yetiştirmek istiyoruz. Her geçen zaman bu ülkenin aleyhinde
işliyor.
Türkiye 4 yıl içinde modern bir havalimanına ulaşacak. Birileri geliyor Kanalistanbul gereksiz bir proje diyorlar. Sen o aklını kendine sakla. Hem İstanbul'a bir farklılığı kazandıracak, bambaşka bir yapılaşmayı getirecek Kanalistanbul'u gerçekleştireceğiz. Taksim gezi alanı diyoruz, buna da karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik hemen ana muhalefet karşı çıktı.
Denizin dibinden 3-5 tane çanak çömlek bulunmuş, çatal
kaşık bulunmuş, bunları koruyorsun ama Taksim Meydanı'ndaki devasa
kışla, gayet güzel mimari estetiği hepsi güzel ve bunu
korumuyorsun. Bu, ideoloji değil de nedir?
TEŞKİLATA ÖDEV
Öyleyse AK Parti'nin kendi tabanı da bu konuda bilgilenmeli.
Gönderilen tüm o bilgiler Ar-Ge bilgimizin yaptığı eğitim
çalışmaları vesairelerle çalışanların konferanslar dikkatle takip
edilmeli.
Statüko partileri cumhuriyete miyop bir gözle bakmış. CHP ve MHP
cumhuriyet çınarının köklerini göremedikleri için korunacak durumda
zannetmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kökü derinlerde olan güçlü bir
çınar gibidir. Bu çınar kasırgalara direnecek kadar güçlüdür.
İçinden çürütülecek dışından baltalanacak kadar aciz değildir.
Cumhuriyet çınarına miyop gözle bakanlar onun her an yıkılacağını
zannederker.
Muhalefet partileri 10 yıldır öldük bittik diyorlar. Ama
bakıyorsunuz ekonomi güçleniyor biz yola devam ediyoruz. Biz 10 yıl
öncde görevi devraldığımızda döviz rezervi 27,5 milyar dolardı.
Bakın şu an en son açıklanan rakamla rekoru kaydettik. 132 milyar
dolara ulaştık. Sevgili kardeşlerim IMF'ye olan borç 27,5 milyar
dolardı. 400 milyon dolara indirdik. 2 hafta sonra borcu tamamen
kapatıyoruz. Ey Bahçeli ey avaneleri, Ey Kılıçdaroğlu ey avaneleri.
Bu mu bölünen Türkiye. Sizin borçlarınızı biz ödüyoruz. Ey Bahçeli
siz borçlandınız biz ödedik be.
Tabi bunları halkımıza anlatmamız lazım. Siz işçi kardeşimin
maaşını daha kaynakta parasını kestiniz ve zorunlu tasarruf adı
altında işçiye memura borçlandınız. Kim ödedi bunu? Geldim önüme bu
kondu. Başbakan olduğumun ilk günü. Şok oldum, şaşırdım. Bu borcu
kim ödedi, biz ödedik. Aynı şekilde konut edindirme yardımı adı
altında da para aldılar. Ortada ne konut var ne bir şey var. Kim
yavru CHP yani DSP, MHP ve ANAP.
Şimdi sıkılmadan gönder Yüce Divan'a diyor. Yüce Divan seni kabul
eder mi bilmiyorum. Olur ya zamanaşımına girdi girmedi bunlar da
olabilir. Durmadan da meydan okuyor. Ben milletin hafızasına girsin
diye belgeleri açıklayacağım. Teşkilata da göndereceğimiz belgeleri
herkese anlatacağız. Vatandaşımız bunların kirli yüzünü görecek.
Hakikaten utanmıyorlar ya.
Geride bıraktığımız 10 yılı gözlerinizin önüne serin. Birkaç
istisna dışında her uygulamamızın karşısında bir blok cephe oluştu.
Her ne yaparsak yapalım karşımızda yer aldı. 2010 halk oylamasını
hatırlayın, karşımızda durdular. Biraraya gelmeleri hayal
edilemeyen uçlar AK Parti karşısında ittifak yaptılar. Milletim
bunlara cevabı 27 Temmuz ve 12 Haziran'da verdiler.
Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç
eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin
karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli
siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa
gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi
Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı 'çoban'
olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP,
İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin
yedeği haline geldi
Şu anda çözüm sürecinde aynı blok tespih taneleri gibi AK Parti'nin
karşısında dizildiler. Milletin defterini dürdüğü siyasetçiler İP
önderliğinde yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar şimdi
İşçi Partisi'nin koyunu oldular.
Önceki gün MHP genel başkanı bizim MÜSİAD konuşmamız için yazılı
açıklama yapıyor. Edepsizlik yapınca bu ittifakı kapatmaya
çalışıyor. Benim MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim İşçi Partisi ile
ittifakı görmeli. Şu an şehirlerde bir avuç çapulcunun İP ve
MHP'nin yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül verenler de
görüyor. İP lideri terör örgütü lideriyle fotoğraflar çektirdi. BU
CHP yönetimi bu MHP yönetimi, İşçi Partisi biraraya gelmiş
değiller. Bunların eylem birliği bugüne ait değil. Kavga ediyormuş
gibi yapıyor statükoyu ayakta tutuyorlardı. Kan ticareti içinde
işte bu beyefendiler geçinip gidiyorlar. Takke bir kez daha düştü.
Bunların ellerinde tek bir tututanacak dal varı o da terördü.
Bunlar son sığınaklarını ellerinden kaçırdılar.
Bunlar iktidara gelseler Kandil'e davet gönderip teröristleri
mağaralara geri çağırırlar. Çünkü bunlar terörden
beslenirler.
Çözüm sürecinde Türkiyenin başını eğecek hiçbir girişim içerisinde
değiliz. Müzakere taviz verme pazarlık asla ve asla söz konusu
değildir. Ve buradan ana muhalefetin genel başkanına yavru
muhalefetin genel başkanına sesleniyorum. Biz bugüne kadar kimseyle
bu ülkenin bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar
düşmedik, alçalmadık asla da alçalmayız.
Normalleşen demokratikleşen ret inkar politikalarını reddeden bir
ülke olacağız. Silahla şiddetle hiçbir şeyin elde edilemeyeceği
anlaşılmıştır. Biz Türk kardeşim ve Kürt kardeşimle aynı zeminde
kucaklaşacağı bir vatan toprağını tesis ettik. Biz yeni anayasaya
bir kavram oturttuk. bizim Türk milleti kavramımız içerisinde ne
kadar etnik unsur varsa hepsi bunun içindedir.
Kürt kardeşlerime diyorum ki sakın siyasi Kürtçülük yapma, ama Türk
kardeşime sen de siyasi Türkçülük yapma diyorum.
Bugüne kadar hangi başbakan Kürt vatandaşa, Kürt kardeşim
dedi?
Şu anda Türkiye'de unutmayın tarih yazılıyor! Sadece tarihe
tanıklık etmeye değil tarihi inşa etmeye devam edeceğiz.