BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN TERÖR AÇIKLAMASI
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaçakçılığın teröre kaynak sağlayan bir noktaya ulaştığına dikkat çekerek, “Terör sona erdiğinde silahlar sus...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaçakçılığın teröre kaynak
sağlayan bir noktaya ulaştığına dikkat çekerek, “Terör sona
erdiğinde silahlar susup fikirler konuşmaya başladığında bundan
Türkiye kadar Avrupa ve diğer batılı ülkeler de kazançlı
çıkacaktır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla
Mücadele Kongresi’ne katıldı. Kongrede konuşan Başbakan Erdoğan,
günümüzde sahtecilik ve korsan meselesinin, ekonomiden sağlığa,
sanattan güvenliğe kadar tüm ülkelerin ortak sorunu haline
geldiğine dikkat çekti.
Bu tür suçların bireysel olmaktan çıkıp büyük suç örgütleri
tarafından yönetildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle
konuştu: “Sahtecilik ve korsanla mücadele sınırların ve gümrüklerin
önemi hepimizin malumudur. Bir ülkenin sadece kendi sınırlarını
kontrol etmesi, kendi gümrüklerini sıkı tutması meselenin çözümü
için yeterli değil. Sahtecilik ve korsan uluslararası dayanışmanın
kaçınılmaz olduğu bir alandır.”
Türkiye’nin doğu ve güneydoğu sınırlarının dağlık ve çetin bir
coğrafyada olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Coğrafyamızın zor bir coğrafya olması nedeniyle sınırlarımızda
uzun yıllar boyunca kaçakçılık gerçekleşiyor. Kaçakçılık öyle büyük
bir organizasyona dönüşmüştür ki istikrarsızlığa, terör olaylarına
kaynak sağlar noktaya ulaşmıştır. Terör büyük oranda kaçakçılıktan
beslenirken, bunun karşılığında özellikle de kaçakçılığın en büyük
destekçisine dönüşmüştür. Biz uzun yıllar boyunca bu kısır döngüyü
dünya gündemine taşıdık. Terörün ekonomik boyutunu her fırsatta
muhataplarımıza ilettik. Doğu sınırımızda ülkemize giren ve batı
sınırımızdan çıkan insanları, yüklü miktarda uyuştucuyu terörün
kurduğu büyük bir şebeke yoluyla Avrupa ve ABD’ye nasıl
ulaştırdıklarını delilleriyle ortaya koyduk. Biz çok uzun yıllar
boyunca batılı ülkelerden terörle mücadelemize destek isterken,
aslında sadece kendi ülkemiz ve halkımız için değil Avrupa için de
bu desteği istedik. Doğu’da zor ve çetin coğrafyada örgütlenen
terör, Avrupa’da da örgütlenmek suretiyle kaçakçılık, korsan ve
sahtecilik suretiyle bütün bölgeye ağır bedeller ödetti”
Başbakan Erdoğan, toplantıda çözüm sürecine de değinerek şunları
söyledi;
“Türkiye olarak son on yıl içinde terörle mücadeleyi, demokrasi ve
güvenlik çizgisini aşmadan sürdürmeye çalıştık. Bireylerin hukukuna
riayet etmenin de hassasiyet içinde olduk. Meselenin bu kadar iç
içe geçmiş, birbiri ile bu kadar bağlantılı olması hiç arzu
etmediğimiz bazı sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabildi. Bugün
şunu memnuniyetle söylemek istiyorum."
Türkiye’nin son aylarda ivme kazandırdığı çözüm süreci ile terör
meselesini sonlandırma noktasına geldiğini anlatan Başbakan
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde terörün sona
ermesi, barış, huzur demokratik haklar çerçevesinde yeni bir
sürecin başlaması için toplumda büyük bir umut dalgası oluştur.
Terör sona erdiğinde silahlar susup fikirler konuşmaya başladığında
bundan Türkiye kadar Avrupa ve diğer batılı ülkeler de kazançlı
çıkacaktır. Terörün bittiği ortamda kaçakçılık ile, sahtecilik ile,
korsanla, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele daha etkin
yapılabilecektir. Türkiye’de kurşun ile bomba ile kimse hayatını
kaybetmek zorunda kalmayacak, Avrupa’da uyuşturucu ile zehirlenmek
suretiyle gençlerin de hayatı kararmayacaktır. Biz tüm uluslararası
örgütlerden terörün sonlandırılması sürecinde Türkiye’ye katkı
vermelerini bekliyoruz. Terör bittiğinde sınır güvenliği tam
anlamıyla tesis edildiğinde küresel ölçekte sahtecilik ve korsan en
ağır darbeyi almış olacaktır.”
Yoksulluk göç ve terör kadar kaçakçılık ve sahteciliğin de küresel
bir sorun olarak ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, sözlerini
şöyle tamamladı: “Sahtecilik ve korsan nasıl küresel bir mesele ise
çözümü de küresel bir dayanışma gerektiriyor. Hiçbir ülke böyle
küresel bir meseleyi tek başına sona erdiremez. Meselenin sosyal
boyutu da dikkate alınmalı. Hırsızlık suçtur. Hırsızlık insani
değerlerin ayaklar altına alınmasıdır. Hırsızlığa hiçbir şart
altında müsaade edilemez. Ancak, küresel sistem hırsızlarla
mücadele ettiği kadar hırsızlığı doğuran sebeplerle de mücadele
etmelidir. Yoksullukla mücadeleye hedeflemeden sadece hırsızlıkla
mücadele hesap başarılı olmamıştır. Esas olan sivri sinekler yerine
bataklığı kurutmaktır. Sahtecilik ve korsan meselesinde de
insanları çalmaya iten nedenleri gündeme taşımak zorundayız.”
(İHA)