Başbakan Erdoğan yine şaşırttı
Abone olBaşbakan Erdoğan'dan bir değişim örneği daha.. İstanbul İl Başkanı iken Taksim'e cami yaptırmayı düşünen Erdoğan, bu kez ise, "Cami değil okul yaptırın" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de camilerin devlet değil halk tarafından yaptırıldığını belirterek, ''Bizler şunu söylüyoruz, bir yerde cami fazlaysa orada cami yerine hastane, okul ya da sağlık tesisi yaptırılması çok daha isabetli olur'' dedi. Türkiye'nin Chicago Başkonsolosluğu'nun dünyanın beşinci, kentin ikinci en yüksek binası olan John Hancock'da düzenlediği kahvaltıda bir Türk vatandaşı Başbakan Erdoğan'a ''Türkiye'de gereğinden çok cami yaptırılması yerine okul, hastane inşa edilmesinin daha iyi olmaz mı?'' sorusunu yöneltti. Sözlerine ''Ben Diyanet İşleri Başkanı değilim'' diyerek başlayan Erdoğan daha sonra şunları söyledi: ''Okul, sağlık tesisi ve kültürle ilgili, örneğin müze, tesislerin yaptırılması durumunda tüm masrafları giderden sayıyoruz. Eskiden bu oran eğitimde sadece yüzde 5'ti. Biz bunu yüzde 100'e çıkardık. Arzumuz teşvikleri daha da artırmak. Okullarımız, hastanelerimiz ülkenin bir an önce hizmetine girsin. Ama Türkiye'de öyle hastalıklar var ki. Örneğin Rize'de 100 metre aralıklarla camiler var. Niyeymiş? Aralarında kan davası varmış. Cami şahsın olmaz, Allah'ın evidir. Camiye kimsenin girmesine de mani olamazsınız. İbadet her yerde olur. Hürriyetiniz kısıtlanınca, şu an tahayyül edemeyeceğiniz yerlerde bile ibadet olur.'' Camilerin sadece bir ibadet yeri olmadığının altını da çizen Başbakan Erdoğan, camilerin halkın motive olduğu yerler olması itibariyle sosyal fonksiyonuna da dikkat çekti. Hıristiyan dünyasının şu anda kilise yapılması konusunda inanılmaz talepleri bulunduğunu da belirten Erdoğan, buna örnek olarak Türkiye'de sayıları çok az olmasına rağmen Hollandalıların kilise talebini gösterdi. Her şeye karşın bu talebe olumlu yanıt verdiklerini ifade eden Erdoğan, yeni imar planlarında 'cami' ibaresini kaldırarak 'ibadethane' ifadesini kullandıklarını anımsattı. Erdoğan, ''Bundan dolayı bize 'ihanet içindesiniz' diyenler var. Zaten her taraftan gelen vuruyor, giden vuruyor. Ne camiye ne kiliseye, ikisine de yaranamıyoruz'' dedi. Camiler konusunda bir plan ve program içinde hareket etmenin çok daha anlamlı olacağı düşüncesinde olduklarını belirten Erdoğan, ''Belediyelerimize ihtiyaç neyse onu giderin. Ama o bölgenin ihtiyacı giderilmişse, orada ihtiyaç fazlasına gitmenin anlamı yok diyoruz'' şeklinde konuştu. ''BORÇLANMA MALİYETİNİ DÜŞÜRDÜK'' Türkiye'deki ekonomik gelişmelere de değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin dış ve iç borçlarını ödemekte zorlanan, gecelik faizlerin yüzde 7000'leri bulduğu bir dönem atlattığını, kendilerinin göreve geldiğinde de gecelik faizlerin yüzde 60'larda olduğunu kaydetti. Borçlanma maliyetini düşürdüklerini kaydeden Erdoğan, ''Şu an faizler yüzde 26-27. Borçlanma maliyetini düşürdük ama borç faizleri hala belimizi bükmeye devam ediyor. 2003 bütçesinde borçların ödenmesi için ayırdığımız miktar 64 katrilyon olmasına rağmen, borç maliyetinin düşmesinden dolayı ödediğimiz miktar da 57 katrilyona geriledi'' dedi. Verginin tabana yayılmasına gayret ettiklerine de değinen Erdoğan, enflasyon rakamlarını yüzde 34'ten devraldıklarını ve bu yılki hedefin yüzde 12 olduğunu ifade etti. 2002'de yüzde 7,8 olan ekonomik büyümenin, 2003'te yüzde 5,7 olduğunu ve bu yıl hedeflenen yüzde 5'lik büyümenin de tutturulacağını ifade eden Erdoğan, ekonomideki hacim büyümesinin insanlarda büyük bir güven oluşturduğuna dikkati çekti. Geçen yıl Türkiye'nin 49 milyar dolarlık ihracatla 110 milyar dolarlık bir dış ticaret gerçekleştirdiğini kaydeden Erdoğan, bu yılki ihracat hedefinin 60 milyar dolar olduğunu bildirdi. ''İŞSİZLİK PROBLEMİ DEVAM EDİYOR'' Petrolün uluslararası piyasalarda varil fiyatının 42 dolara çıkmasına rağmen Türkiye'nin bundan çok fazla etkilenmediğine işaret eden Erdoğan, ''Ekonomimiz bu krizleri artık emebiliyor. Bu önemli bir güç ve biz bunu yakaladık. Buna rağmen umutsuzluk aşısı yapmaya çalışanlar var. Biz bunlara bakmadan yola devam ediyoruz,'' diye konuştu. İşsizlik sorunun bir problem olmaya devam etmekle birlikte işsizlikteki artışı durdurduklarını ifade eden Erdoğan, ''Bu konuda binde 7'lik bir ilerleme sağladık. İşsizliği azaltmak zorundayız, çünkü gelişmiş ülkelerde olduğu gibi işsizlere işsizlik parası ödeyecek durumda değiliz'' dedi. Mesleki eğitim konusundaki bir soru üzerine Erdoğan ''Türkiye'de eğitim yok, öğretim var'' diyerek, ülkede diplomalı işsizler ordusunun bulunduğuna ve bu soruna çözüm olarak mesleki eğitime ağırlık verilmesinin önemini vurguladı. Türk ekonomisinde son dönemde yaşanan dalgalanmalara ilişkin bir soru üzerine, Erdoğan, hükümet tarafından uygulanan serbest kur politikasının ekonomiye kazandırdıklarını anlattı. Sabit kur politikasının uygulanması durumunda Türkiye'de bulunan 20-22 milyar dolarlık yabancı sermayenin kaçabileceğini ifade eden Erdoğan, son dalgalanmalarda ise sadece 2 milyar dolarlık bir kaçış olduğunu, uygulanan serbest kur politikası sayesinde yabancı sermayenin çekilme riskini göze alamadığını ifade etti.