Başbakan Erdoğan Rize'de
Abone olErdoğan "biz milletin 'hayır' dediğine 'evet' demeyiz ama millet 'evet' derse kimse ona 'hayır' diyemez" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 500 yıl önce İspanya'dan
kovulan Yahudilere Osmanlı nasıl sahip çıktıysa bugün de
kendilerinin Filistinlilere sahip çıktıklarını belirterek,
"Batılılar Musevileri kovarken biz sahip çıktık. Bugün de Filistin
için sesimizi yükseltiyoruz. Gazze için yüreğimizi ortaya
koyuyoruz" dedi.
İsmail Kahraman Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti
Rize İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, herkesin Gazze'ye sırtını dönebileceğini ancak Türkiye'nin
sırtını dönemeyeceğini belirterek, "500 yıl önce İspanya'dan
kovulan Yahudilere sahip çıktıysa dedelerimiz bugün de biz
Filistinlilere sahip çıkıyoruz. Batılılar Musevileri kovarken biz
sahip çıktık. Bugün de Filistin için sesimizi yükseltiyoruz. Gazze
için yüreğimizi ortaya koyuyoruz. 1566'da İstanbul'a Endonezya'dan
mektup geliyor. Açe Sultanı Osmanlı Sultanı'na 'Yardım elinizi
uzatmazsanız mahvoluruz. Açe sizin köylerinizden biri, ben de sizin
hizmetkarınızım' diyor. Sultan Selim geçmiyor, 22 gemi yola
çıkıyor. O gün yapılan yardım bugün bizim Endonezya ile bağımız.
Bugün de o ruhla hareket ediyor, yeryüzünde sadece barış istiyoruz.
Herkes Gazze'ye sırtını dönebilir ama Türkiye terk edemez" diye
konuştu.
"Eğer yaşananlara göz yumarsak o zaman ben Rize'ye gelemem. Rizeli
kardeşlerinin önüne alnımız ak çıkamayız, hesap veremeyiz" diyen
Erdoğan, "Televizyonları izliyorum, insanın çıldırası geliyor.
Birisi çıkıyor, 'Başbakan konuştu daha bu konuyu konuşmaya gerek
yok' diyor. Dünya susmuyor, monşerler televizyonda bize diplomasi
dersi vermeye kalkıyor, siz onlara bir şey diyemiyorsunuz bize sus
diyorsunuz. Haksızlık karşısında susmak bizim şiarımızdan değil.
İstiklal şairimizin dediği gibi, 'Zulmü alkışlayamam zalimi
asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem. Kanayan bir
yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onun dindirmek için kamçı yerim,
çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım, çiğnerim,
çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım, zalimin hasmıyım amma severim
mazlumu' olay bu" şeklinde konuştu.
Bu şiir sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a partililer uzun
süre alkış tutarken, alkışlar sonrası konuşmasını Erdoğan, CHP eski
Lideri Deniz Baykal'a göndermede bulunarak şöyle sürdürdü:
"Biz onlar gibi kusura bakmasınlar rahat değiliz. Bizim yüreğimiz
kan ağlıyor. Ama onların böyle bir derdi yok. Onlar rahatlar, onlar
dünya kazan biz kepçe mantığı ile değil ya onlar rahat
koltuklarında otursunlar rahat malum yerlerinde otursunlar. Bir
gece bir yerde başka gece bir başka yerde farklı şekilde o biçim,
hayatlarını sürdürsünler. Ondan sonra gelsinler dünyayı
konuşsunlar. Bizim öyle bir yamamız yok biz bu konuda farklıyız.
Biz dertliyiz dertli. Mevlana'nın diliyle 'dertli olmayan, deva
olamaz.' Bunu böyle bilin, Biz dertliyiz."
Başbakan Erdoğan, milletin verdiği emaneti en iyi şekilde
koruyacaklarını ifade ederek şunları söyledi:
"Bu millet bize ülkeyi büyütmemiz için hizmet üretmemiz için
Türkiye'nin kardeşliğini istikrarını pekiştirmemiz için emaneti
verdi. Bu millet aynı zamanda bize bu ülkenin uluslararası
çıkarlarını, itibarını, şerefini, muhafaza etmemiz, ona sahip
çıkmamız, onu gözümüz gibi korumamız için de emaneti teslim etti.
'Türkiye'nin ekseni kayıyor, Türkiye yön değiştiriyor' ifadeleri
ile akıllarınca bizi tehdit ediyor, bizi hakkı savunmaktan, doğruyu
söylemekten, vazgeçireceklerini zannediyorlar. Buradan İsrail
destekli uluslararası basına ve yurtiçindeki taşeronlarına
sesleniyorum; Türkiye başka ülkelere benzemez, AK Parti iktidarı
başka iktidarlara benzemez. Neyle tehdit ederseniz edin dik
duracağız, dikleşmeyeceğiz ama onurumuzla da kimseyi oynatmayacağız
bunu böyle bilin. Türkiye köksüz bir ülke değil, bu topraklar
köksüz değil, bu medeniyet köksüz değildir. O kara
propagandalarınız Türkiye'ye sökmez. Bizim nasıl bir samimi şekilde
barış için mücadele ettiğimizi herkes biliyor. Bizim bölgesel
istikrar için, küresel refah için, nasıl samimi bir şekilde ter
döktüğümüzü herkes biliyor. Benim aziz milletim mazlumların sesi
olmasından Türkiye'yi, hakkı, savunmasından barış çağrılarını
dünyanın her yönüne ulaştırmasından dolayı bugün artık ülkesiyle
daha güçlü bir şekilde gurur duyuyor. Şundan emin olun burada baba
ocağında bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum. Bu milletin
başını öne eğdirmedik bundan sonra da asla ve asla eğdirmeyeceğiz.
Bu ülkeye bu ülkenin, tarihine, medeniyetine, şehitlerimize,
aziz
milletimize, mahcup olmadık, bundan sonra da mahcup
olmayacağız."
"DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NA MÜRACAAT EDİN DE SİZE CENAZE
NAMAZLARININ EDEBİNİ ADABINI ÖĞRETSİNLER"
Türkiye'yi yoksulluğa mahkum etmek, statükoya bağlı kılmak
isteyenler olduğunu ancak buna izin vermeyeceklerini kaydeden
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz eğer aktif bir dış politika yürütmeseydik, komşularla sıfır problem anlayışını geliştirmeseydik, küresel barış için mesajlarımızı gür bir sesle haykırmasaydık, ihracat 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıkar mıydı ? Biz eğer dünyanın her ülkesine ulaşmasaydık, her ülke ile işbirliğini geliştirmeseydik, bunun mücadelesi içinde olmasaydık, turizm gelirlerimiz 8,5 milyar dolardan 22,5 milyar dolara çıkar mıydı ? Cumhuriyet tarihinde 8,5 milyar dolar, şurada 7,5 yılda geldiğimiz nokta 22,5 milyar dolara çıktı. Bu ülkeye 13,5 milyon turist geliyordu. Dünyada bütün ülkelerde, özellikle turizmin en büyük gelir kaynağı olduğu ülkelerde turizm gelirleri gerilerken bizde hamdolsun turist sayısı 27 milyona gördü:
"Biz onlar giçıktı, ikiye katladı. Biz eğer iş adamlarımız için
girişimcilerimiz için kapıları açmasaydık, biz eğer vizeleri
kaldırmasaydık, her türlü sorunu ülkelerin ilgili makamları ile
masaya yatırıp çözmeseydik bu ülkenin ekonomisi 7 yılda 3 kat
büyüyemezdi. Suni ekonomik sorunlar çözüme kavuşamazdı. Aynı
şekilde demokratikleşme, aynı şekilde anayasa değişikliği, aynı
şekilde milli birlik ve kardeşlik projesi demokrasi gelişmeden
ekonomi büyümez dedik ve Türkiye'nin demokrasi standartlarını
yükselttik. 'Anayasa değişmeden Türkiye'nin önü açılmaz' dedik.
Anayasa'da çok önemli değişiklikler gerçekleştirdik. Tarihin en
büyük kardeşlik projesini başlattık. Tüm bu sorunlardan
nemalananlar var, tüm bu sorunları istismar ederek kendisine varlık
zemini oluşturanlar var. Statükodan beslenenler var. Nifak
tohumlarından rant elde edenler var. Şehit cenazelerini istismar
ederek oy toplama gayreti içinde olanlar var. Şehitler musalla
taşında sadece dua ister slogan değil. Cenaze namazları slogan atma
yeri değildir, önce bunu bunların liderlerine hatırlatıyorum;
Diyanet İşleri Başkanlığı'na müracaat edin de size cenaze
namazlarının edebini adabını öğretsinler. Cenaze namazları siyasi
işaretlerin yapıldığı yerde değildir. Şehitler dua bekler ama bu
idrak içinde olmayanlara biz ne diyeceğiz. Bunların hepsini
kendileri için siyasi bir ranta dönüştürmek istiyorlar. Bunlar
bayrağımızı da istismar etmek istiyorlar şehitlerimizi de."
"İMKANLARI OLSA HER ŞEYİ ANAYASA MAHKEMESİ'NE
GÖTÜRECEKLER"
"Türkiye'nin değişimini, dönüşümüne büyümesine, kalkınmasına da karşı çıkıyor. Onlar engel çıkıyor" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, "İmkanları olsa 11 bin 400 kilometre bölünmüş yolu rulo yapacaklar koltuklarının altına alıp Anayasa Mahkemesi'ne götürecekler. Eğer imkanları olsa 430 bin TOKİ konutunun altına teker takıp onu da Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklar. Eğer mümkün olsa karar çıkartıp 143 bin derslik ve 70 yeni üniversitenin kapısına kilit vuracaklar. Bunların Türkiye'ye hizmet diye bir derdi yok. Çıkmış bir tanesi Rize'de yerele televizyona çıkmış ne yaptılar ki diyor eline dizine dursun, 15 yıldır bitiremediğiz sahil yolunu biz geldik, söz verdik, biz bitirdik. Affedersiniz attığınız temelleri yarım yamalaktı, onları sağlama bindirerek şu devlet hastanesini biz bitirdik. Yetmedi şimdi ikinci devlet hastanesini bitiriyoruz. İlköğretim okullarından fen liselerine, Anadolu liselerine kadar, hamdolsun Rize'mizi eğitim alanında sıçramalarla çok farklı bir noktaya taşıdık. Öbür tarafta Rizespor'umuzu tesisleriyle beraber farklı bir noktaya getirdik" dedi.
Başbakan Erdoğan, DP Rize Milletvekili eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'a da göndermede bulunarak, "Yıllar yılı siyasette hep makam devşirdiler, sürekli bakanlık yaptılar. Başbakan oldular ama Rize'ye bir üniversite kazandıramadılar, o da bize nasip oldu. Farklı yerlerde, kapalı kapıların arkasında, ardında çeşitli oyunların içerisinde, hep farklı karanlık oyunların içerisinde, ilişkilerin içerisinde oldular. AK Parti iktidarıyla oynayacaklar. Geç o oyunları geç. Nerede olduğunun farkında olacaksın. Önce Rize'ye ne verdin onu konuş. Rize'ye ne verdik onu konuşalım. Onu da hemşerilerime özellikle hatırlatıyorum. Ben inanıyorum ki, benim Rizeli hemşerim kadir kıymet bilir. Daha da adil olmasını istiyorum" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Eylül ayında yapılacak olan referandumla ilgili olarak "Önümüzde önce referandum var. Sonra 2011 ortalarında seçime gideceğiz. Şimdi çıkmış diyorlar, 'erken seçim, erken seçim.' Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. Bizim 16 ayda bir seçim yapmak gibi bir derdimiz yok. İlan edildiği tarihte yapılacak seçimler. Milletimiz 'hayır' derse başımız gözümüz üstüne. Biz milletin 'hayır' dediğine 'evet' demeyiz. Ama millet 'evet' derse kimse ona 'hayır' diyemez. Biz üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü hakim kılmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çayla ilgili olarak, "Ben hiç bir yerde çay fiyatı telaffuz etmemişimdir. Çayla ilgili yeni bir kanun çalışması gündemimizde yok. Bunların hepsi yalandır. Ülkemizin lehine olan bir şey varsa bunun adımını tüm hemşerilerimizle birlikte atarız" açıklamasını yaptı.