Başbakan Erdoğan isyan etti
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin siyasetin tükendiği bir zamanda bütün riskleri, zorlukları göğüsleyerek umudun tükenmediğini ispatladığını söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
partisinin siyasetin tükendiği bir zamanda bütün riskleri, bütün
zorlukları göğüsleyerek Türkiye'de umudun tükenmediğini
ispatladığını söyledi. Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam'da partisinin
4. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,
kendi iktidarlarında yıllar sonra milletin hasret kaldığı kendi
sesini, kendi siyasetini bağrına bastığını ifade etti. İlk günden
itibaren siyasetin ne kadar akıl, irade, gönül, enerji ve dirayet
gerektirdiğini ortaya koyduklarını anlatan Erdoğan, hükümetin
sosyal politikalarından örnekler verdi. Erdoğan, AK Parti
aidiyetinin Türkiye'nin büyüme iradesine sahip çıkmak anlamına
geldiğini ifade ederek, ''Büyüme sosyal dokuyla birlikte
güçlenmelidir'' dedi. Bu kadar rekabetin yaşandığı dünyada güven ve
istikrarın muhafazasının yerinde durarak sağlanamayacağını dile
getiren Erdoğan, şöyle konuştu: ''Çıtayı o kadar yükselttik ki bizi
sadece izlemekle yetinenleri de belki yanlış yönlendirdik. Bugün
sanki bizden muhalefetin eksikliklerini de gidermemizi bekleyenler
var. Hayır. Biz bu ülkenin yönetiminden sorumluyuz. Bu ülkenin kısa
zamanda elde ettiği kazanımları görünmez kılmak gibi bir vizyonumuz
yok. Aksine biz enerjimizi bu ülkenin yakaladığı umudu, dinamizmi,
istikrarı ve güveni güçlendirmek için kullanacağız. Bu bir süreç
işidir ve maraton koşucuları gibi nefesimizi ve gücümüzü
planlayarak koşumuzu sürdürmek durumundayız. Bu bağlamda bize
yöneltilen eleştirileri, uyarıları ve beklentileri de yanlış olarak
görmüyoruz. Hakkaniyet içinde kalan, insaf ölçülerini aşmayan
eleştirilerin bir kısmı 1940'dan kalma sorunlarımızla ilgilidir.
Bir kısmı 50, 60, 70'li yıllardan kalma sorunlardır. Türkiye'nin bu
yarıyı kazanması için bu tür eleştiri ve uyarılar ancak Bize doping
olur. Biz Türkiye'nin özlemlerine tekabül eden bir siyasi
aksiyonuz. Bu nedenle AK Parti'nin muhafazakar demokrat kimliği
toplumsal merkezle örtüşmektedir. AK Parti olarak durduğumuz yer
toplumun merkezidir. Toplumsal merkezden kastımız; milletin
paylaştığı, üzerinde mutabakat tesis ettiği değer, alışkanlık ve
tercihlerin bir bütünüdür. Türkiye siyaseti uzun yıllardır
toplumsal merkezden kopmuş, statüko etrafında şekillenen siyasi bir
merkeze hapsolmuştur. Kendisini merkez partisi olarak değerlendiren
partiler bu dar siyasi merkez anlayışının dışına çıkamamışlardır''
AK Parti'nin asıl başarısının toplumsal merkezle siyasi merkez
arasındaki kopukluğu ortadan kaldıran, siyasi merkezi toplumsal
merkezle aynılaştıran yeni siyaset anlayışı olduğunu ifade eden
Erdoğan, meşruiyetini toplumdan almayan, toplumsal merkeze
yaslanmayan, milletin taleplerini siyasete taşımayan hiçbir siyasi
girişimin merkeze yerleşemeyeceği gibi, demokratik de olamayacağını
söyledi.