Başbakan Erdoğan: Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkacağız

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkacaklarını yineleyerek, “Orada da yanındaki boşluğu katmak suretiyle büyük bir k...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkacaklarını yineleyerek, “Orada da yanındaki boşluğu katmak suretiyle büyük bir kültür merkezini orada çok daha farklı şekilde onu yapacağız” dedi.
İlim Yayma Cemiyeti’nin Genel Kurulu’na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 2002 yılında iktidara geldiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, “10.5 yıldır Türkiye’ye eser kazandırma mücadelesi veriyoruz. 10.5 yıldır şunu söylediler ‘iktidardasınız ama muhalefet gibi konuşuyorsunuz’ dediler. ‘Size yapılanı siz şimdi başkalarına yapıyorsunuz’ dediler. Son yıllardaki bazı reformları bazı uygulamalarımızı bu söylemlerinin delili olarak öne sürdüler. İmam Hatip okullarının yeniden açılmasını gösterdiler. İmam hatip okullar aslına dönerken, bu arada düz liselerde aynı zamanda Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersleri başladı. İşin tabii bu boyutu çok daha önemliydi. Kur’an-ı Kerim’e müracaata baktığınızda 467 bin, Siyer’de 270 bine yakın bir müracaat söz konusu. Demek ki bir susamışlık var. Yani bu milletin ruhunda bir dayatma söz konusu değil. Ama ben kendimi tanımak istiyorum, öğrenmek istiyorum diyen 467 bin kişi. Ben peygamberimi tanımak istiyorum diyen de 267 bin kişi. Bu önümüzdeki yıllarda daha da fazla olacak” diye konuştu.
Üniversitede başörtüsü yasağını kaldırdıklarını anlatan Erdoğan, “Artık bu ülkede başörtüsü ile yavrularımız üniversitelere girebilir duruma geldi. Tabii kolay olmadı. Türkiye’nin en can alıcı meselesi olan terör meselesine kararlı cesur çözüme yönelik adımlar attık” ifadelerini kullandı.
Alkol yasası konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Alkol konusunda bazı düzenlemeler yaptık. Onu dahi nerelere çektiler. ‘Alkolü yasakladılar’ dediler. Halbuki biz alkolü yasaklamadık, bazı düzenlemeler getirdik. ‘Okullara ve camilere belirli metre mesafede alkollü içki satılamaz’ dedik. Bundan rahatsız olan çevreler var. Halbuki bunun dünyada örnekleri çok daha fazlasıyla var. İlla içeceksin tama. Yasalar sana nereyi müsaade ediyorsa git orada iç. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman da da ‘bunlar geliyor artık her yede bunlar alkolü yasaklayacak’ demişlerdi. Belediyeye ait olan sosyal tesislerde alkolü yasakladım. Çünkü vatandaşımı seviyorum. Çünkü vatandaşım orada sadece alkolü içenler yer alıyordu. Alkol içmeyenler oralara gelemiyordu. Biz de dedik ki burası herkese açık olacak. Alkol almak istenler için zaten özel yerler bol miktarda var. İstanbul’da Hidiv kasrında, Malta Köşkü’nde buralarda bu işi kaldıktan sonra tıklım tıklım dolmaya başladı. Daha önce buralar millete kapalıydı. Ama ne oldu açtıktan sonra millet oraya geldi. Alkolü alıyor, trafiğe çıkıyor ondan sonra önündekine ya da karşı şeritte olana bindiriyor. Ama karşısında alkolsüz vatandaş var. Yazarken trafik terörü diyoruz iyi de. Bu trafik terörünün en önemli sebebi olan alkollü içki noktasında niye yanımızda yer almıyorsun. Bu da bir terörle mücadele. Eli silahlı olan bir anda öldürür işi bitirir. Ama alkol ve sigara süründürerek. Buna biz fırsat veremeyiz ki” diye konuştu.
İktidar olarak her adım attıklarında karşılarına engeller çıkarıldığını söyleyen Erdoğan,“Mesele şu. Bize diyorlar ki ‘aman sistemin sorunlarına asla dokunmayın. Siz konut yapın ama şehirlere ruh kazandırmayın, siz okul yapın ama genç nesillerin formatlanmasına müdahale etmeyin’ Dindar nesli dedik kıymet koptu. Biz muhafazakâr bir partiyiz. Bunun gereğini yapıyoruz. Karşımızdaki bunun tam karşıtını yapıyor varsın o da onu yapsın. Millet tercihin yapacak. Millet neyi tercih ediyorsa oyunu verecek, sen de saygı duyacaksın. Bugüne kadar hiçbir çeteye, hiçbir örgüte, hiçbir mafyatik oluşuma diz çökmedik. Tam tersine sırtımızı önce hakka, sonra halka dayayarak yola devam ettik. Türkiye’de demokrasiyi, birlikte yaşama kültürünü, en önemlisi sandığı hazmetmeyi öğrenmesi gereken bir anlayış bugün bile varlığını sürdürüyor. Kendisini millete anlatamayanların, sandıkta rekabet edemeyenlerin farklı arayışlara bugün bile girdiklerine şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Sandıkta kazanamayanların farklı yollarla üzerimize geldiklerini görüyoruz” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Siyaset üretemeyenlerin, muhalefet dahi üretemeyenlerin farklı tezgahlarla üzerimize geldiklerini görüyoruz. Biz İktidardayız ama bu anlayış yüzünden muhalefet görevini de maalesef biz üstleniyoruz. Biz azınlığın çoğunluğa hükmetmesin karşı çıktığımız için birileri tarafından sürekli farklı şekillerde yaftalanıyoruz.”
Taksim’deki olaylara da değinen Erdoğan, şunları söyledi:
“Birkaç gündür taksimde eylemler yapılıyor. Katılımcılar malum kişiler. Destekçiler malum partiden. Provoke edenler malum örgütler. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü için bir gayret var. Meselenin aslı bu değil. Taksim’de bir yayalaştırma projesi kapsamında gezi parkı yanındaki duvar yıkılıyor.”
Belediye başkanlığı döneminde sıkı bir şekilde ağaçlandırma çalışmaları yaptığını söyleyen Erdoğan, kendisini ağaç katletmekle suçlayanların Zekeriyaköy’de özel bir üniversitenin yapımı için ağaçları kesilmesi sırasında sessiz kaldığını söyledi.

“AKM’Yİ YIKACAĞIZ”
Başbakan Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkacaklarını yineleyerek, “Orada da yanındaki boşluğu katmak suretiyle büyük bir kültür merkezini orada çok daha farklı şekilde onu yapacağız. Kültür merkezleri noktasında çok güçlü kültür merkezlerine sahip değiliz. Burada başarılı bir proje uygulamak suretiyle o kültür merkezini ülkemize kazandıralım diyoruz” dedi.

3. KÖPRÜ ELEŞTİRİLERİNE YANIT
3. köprü eleştirilerine de yanıt veren Erdoğan, “Diyor ki ‘368 bin ağacı kesecekler’ Nereden saydın bunları. İşin içinde ben varım ben bilmiyorum. Hep bunlar ne yazık ki samimi olmayan, muhalefet gücü olmayanların işi. İftira at, tutmazsa iz bırakır. Bunlar kömür ocaklarını gölet zannediyor. Oralarda kömür ocakları, taş ocakları var. Oralarda şu anda doldurulmamış kömür ocaklarını inşallah havalimanı çalışmasıyla oralar bambaşka bir güzelliğe kavuşacak. Böyle bir dev yatırım yapılırken bazı ağaçları sökersin, kesersin ama onun yerine on tane yirmi tane ağaç dikersin. Bizim yaptığımız bu. Ağaç istiyorsanız elimizde ağaç bol. Eğer bahçelerine dikilecek ağaç arıyorsanız onu da verelim. Ama bunlarda maalesef böyle bir kararlılık yok” dedi.
Bölge İdare Mahkemesi’nin Topçu Kışlası projesi ile ilgili yürütmeye durdurma kararına ilişkin Erdoğan, “Yürütmenin durdurulması diyorlar. İdare kim Kültür Bakanlığı. Böyle bir günde mi bunu yapıyorsun. Projeyi mi ilan ettik. İhale mi yaptık. Ne oldu da dün akşam saatinde böyle bir açıklama yapıyorsun. Soru işaretleri doğuyor. Bu ülkede kimsenin attığı adımı bu kadar dikkati bir kenarı koyarak atması doğur değil hele hele yargının. Nitekim muhalefet bu tür bir karar arkasına sığınarak diyor ki ‘yargının durdurma kararı var’ Durun bakalım. Daha bunun itiraz mercii var. Ondan sonra bu adımlar atılır. Ben CHP’ye diyorum ki bu tür provokasyonların içine girme, yanlış yapıyorsun. Şu olayda Beşiktaş’tan itibaren gelirken doğabilecek her türlü yanlışın faturası senindir. CHP’nin bu noktada çok hassas çok dikkatli olması gerekir. Zira Türkiye’nin çözüm sürecinde olduğu bir dönemde bu tür bir adım atılmış olması düşündürücüdür. CHP’nin yöneticileri ellerinden geleni yapıyorlar. Aynı CHP belediye meclisinde projeye imza koydu. Böyle bir cümbüş olur da MHP gerisinde kalır mı. O da mecliste muhalefet yapamıyor, kalkıyor meşrebinin hiç uyuşmayacağı bu kitle ile ortak eyleme girişiyor. Doğuda gençlerin ölmesini engellemek için harekete geçmeyen chp ile mhp, kolkola ağaç katliamının karşısında duruyor” dedi.

“BATI ÖNCE KENDİSİNE BAKSIN”
Batı toplumlarından gelen eleştirilere de yanıt veren Erdoğan, şunları söyledi:
“Onlar önce kendilerine baksınlar. Batı toplumu kendi yaptıklarını önce düzeltsin. Biz İngiltere’de ne olduğunu biliyoruz. Biz Amerika’da ne olduğunu biliyoruz, bunları görüyoruz. Sanki kendi toplumlarında hiç biber gazı kullanılmıyor. Tamam burada bir aşırılık var doğru, bu konuda zaten gerek uyarı yapılmıştı. Kendiler sanki sütten çıkmış ak kaşık gibi davranıyorlar. Demokratik kültür, özellikle hukuk içinde protesto hakkı gelişmedikçe, bu ülkede milli irade asla tam anlamıyla gerçekleşemez.”
Taksim’de yaşananları 80 öncesine benzeten Erdoğan, “Bakın bizim dönemde cumhuriyet mitingleri adı altında orduyu göreve çağıran bu tür eylemler vardı. Bu tür seçimle gelenleri hazmedemeyenlerin tavrı. Biz kimsenin yaşam tarzına karışmayız. Kimsenin yedine içtiğine karşımayız. Azınlığın çoğunluğa hükmetmesine müsaade edemeyiz. Bu ülkede artık çetelerin dediği olmuyor. Bu ülkeyi artık bir kısım medya yönetmiyor. Bu ülkede sadece milletin dediği olur, milletin tercihi baş tacı edilir. Taksim’de gezi parkındaki eylemin artık bitirilmesini, polise esnafa oradaki masım ziyaretçilere şiddetin son bulmasını istiyorum. CHP’nin iki yüzlülük içinde halkı tahrik etmekten vazgeçmelerini istiyoruz. Biz bu aşamadan itibaren politika üretemeyen muhalefetin söylemlerini hiçbir şekilde muhatap almıyoruz. Türkiye’nin en can alıcı meselelerinde gençlerin yaşamasını sağlayacak çözüm sürecinde yer almayan bu muhalefete kendisine çeki düzen verene kadar biz de cevap vermiyoruz” ifadelerini kullandı.
(İHA)

Günün Önemli Haberleri