Başbakan emniyet mensuplarıya iftarda
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletin polisini çok iyi tanıdığını, tarihi boyunca polisine ve askerine sahip çıktığını belirterek, "Biz m...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletin polisini çok iyi
tanıdığını, tarihi boyunca polisine ve askerine sahip çıktığını
belirterek, "Biz mesnetsiz iftiralara kulak asmayız. Biz bu ülkenin
öz ve öz evladına utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan küfreden
beyni felçli zihniyete değil, milletin hissiyatına bakarız"
dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ev
sahipliğinde düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Ankara Çevik Kuvvet
Şubesi’nde düzenlenen yemeğinde emniyet mensuplarıyla bir araya
gelen Başbakan Erdoğan’ın masasında çevik kuvvet ve diğer
birimlerden polisler yer aldı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından
verilen iftarda, masalarda bir Osmanlı geleneği olarak ’Kızılcık
Şerbeti’ ve ’Demirhindi Şerbeti’ yer aldı. İftar yemeğinde bir
konuşma yapan Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, polisin
güvenlik-özgürlük kriterini gözeterek görevini yaptığını
söyledi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler de iftar yemeğinde bir konuşma yaptı.
Bugün Türk polisinin yasalardan aldığı güç ve yetkiyle hukuka
bağlı, insan haklarına saygılı bir şekilde görevini yaptığını
söyleyen Güler, Gezi Parkı olaylarındaki tavrından dolayı polisten
övgüyle söz etti. Güler, ayrıca Başbakan Erdoğan’dan polisin
emeklilik maaşlarına yansıyacak olan iyileştirme konusunda destek
istedi. İçişleri Bakanı Muammer Güler, polise "Görevinizi yaparken
hiçbir zaman hukuk dışına çıkmayınız, hukuksuzluğa da göz
yummayınız" diyerek sözlerini bitirdi.
"POLİS NE KADAR BU ÜLKENİN SAHİBİYSE, BİNGÖL’DEKİ AHMET AMCA DA O
KADAR BU ÜLKENİN SAHİBİDİR"
İftar yemeğinin ardından polislere seslenen Başbakan Erdoğan, "Zor
bir coğrafyada yaşıyor olmamız güvenlik noktasında çok ciddi bir
birikime sahip olmamızı da beraberinde getirdi" diyerek, polisin
bugüne kadar başarılı bir performans sergilediğini söyledi.
Erdoğan, "Demokrasinin olmadığı ya da gelişmediği ülkelerde polis
sadece devleti korumak gibi gerçekten çok tartışılır bir pozisyonda
olmuştur. Demokratik ülkelerde demokrasinin standardının çok ileri
olduğu ülkelerde de polis devletin haklarından çok bireyin
haklarını, özlük haklarını korumak için vardır. Bunun için görev
yapar" diye konuştu.
Son yıllarda polisin böle bir değişimi yaşaması için önemli
reformlar gerçekleştirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Şeyh
Edebali’nin ’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözünü hatırlattı.
Şeyh Edebali’nin burada insana vurgu yaptığına dikkat çeken
Erdoğan, "Devleti her taraftan tahkim edersiniz, devleti çok
korunaklı hale getirirsiniz. 100 metre, 200 metre aralıklarla çok
güvenlikli karakollar inşa edebilirsiniz. Devleti etrafına surlar
inşa ederek çok yücelere çıkarısınız. Eğer devletin asıl sahibi
olan insanı, bireyi, vatandaşı dışarıda bırakırsanız devleti sahibi
olan vatandaşa karşı koruma altına alırsanız o devlet zalimleşir ve
yıkılmaya mahkumdur. Tarih bunun nice örnekleriyle dolu. Kendi
vatandaşını kendisine tehdit olarak gören devlet zalim devlettir,
ceberrut devlettir. Aslında kendi temelini, kendisini düşman gibi
gören bir devlettir" şeklinde konuştu.
"Bakınız 10 buçuk yıldır, yaptığımız her reformun karşısında bir
itiraz cephesiyle karşı karşıya olduk. Yaptığımız her reforma karşı
olan, durdurmaya çalışan bloklar oldu" diyen Erdoğan, "Biz
bireylere en tabi haklarını, en tabi özgürlüklerini tek tek teslim
ederken birileri bu hakları yani özgürlükleri, yani bireyleri
savunacakları yerde ceberrut bir devlet hakkını savundular" diye
konuştu.
Devletin bugün daha güvenilir bir hale geldiğini belirten Başbakan
Erdoğan, dayağın, işkencenin geçmişte devletin vazgeçilmez bir
yöntemi olarak görüldüğünü, kendilerinin ise bu uygulamaya son
verdiklerini belirtti. Geçmişte karakollara gidildiğinde hep
gülmeyen yüzlerle karşılaşıldığını, artık böyle bir karakol, böyle
bir emniyet müdürlüğü olmadığını söyleyen Erdoğan, "Artık bu
insanlık dışı muameleye sıfır toleransın olduğu bir dönem
yaşanıyor. Sonuçta kim kazandı, birey kazandı, vatandaş kazandı.
Ama devlet de kaybetmedi, o da kazandı" şeklinde konuştu.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Devlet ile bireyin irtibatının koptuğu, aradaki güvenin kaybolduğu
durumda devlet zulümleşir" diyen Erdoğan, "Bu ülkenin polisi, bu
devletin ne kadar sahibiyse, Bingöl’ün bir mezrasındaki vatandaş
Ahmet amca da bu devletin o kadar da sahibidir. Aralarında hiçbir
fark yoktur. Biz 76 milyonun hep birlikte bu ülkenin sahibiyiz.
Polis farklı, asker farkı, bekçi farklı, memur farklı değil. 76
milyonun bu ülkenin eşit derecede sahibidir. Birey bu ülkenin
sahibi benim ’ben ne dersem o olur’ derse oradan eşitsizlik çıkar,
adaletsizlik çıkar, zulüm çıkar. Aynı şekilde ’bu ülkenin sahibi
benim, ben ne dersem o olur’ anlayışıyla hareket ederse oradan da
kesinlikle zulüm çıkar. Kim ne yapıyorsa anayasa çerçevesinde
yapar, yasalar çerçevesinde yapar. Bunun dışına çıkan başkasının
özgürlük alanına müdahale eder ve oradan zulüm doğar. İşte bizim
anlayışımız böyle bir konseptte devam ediyor."
"BU TEŞKİLAT OLUMSUZ ÖRNEKLERLE KİRLENMEYECEK KADAR PIRIL PIRIL BİR
TEŞKİLATTIR"
Başbakan Erdoğan, "Biz bugün polisimizle gurur duyuyoruz, iftihar
ediyoruz. Bugün Batı, Avrupa Birliği başta olmak üzere diğer
Batı’cı ülkeler dahil olmak üzere, onların polislerinin
vatandaşlarına yaklaşım tarzları bizim artık çok gerilerimizde
kalmıştır" diyerek, "Biz de şefkat eli vardır, onlarda ise demir
yumruklar vardır. Artık iş bu noktaya gelmiştir" dedi. Erdoğan
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama bunlar kampanyalarını iyi yapıyorlar, sesleri iyi çıkıyor. Ve
Türk polisini karalamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Güvenlik
teşkilatlarımızı karalamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Onlar
ne yaparlarsa yapsınlar bizler hukuk içinde kalmak suretiyle,
hukukun sizlere verdiği yetkiyi azami ölçüde kullanmakla bu ülkede
özgürlüklerin de, demokrasinin de koruyucusu olacaksınız. Yoksa
eğer birilerinin dediği noktada hareket edecek olursak şu güvenlik
teşkilatımız acınacak hale düşer ki biz polis teşkilatımızı da,
jandarmamızı da asla acınacak halde görmek istemiyoruz.
Bu teşkilat olumsuz örneklerle kirlenmeyecek kadar pırıl pırıl bir
teşkilattır. Bu teşkilat eğitimli, birikimli, donanımlı, özellikle
de dürüstlük, disiplin, hakkaniyete sahiplik noktasında son derece
hassas bir teşkilattır. Az önce de söyledim. Bir kaç kötü örnek
üzerinden tüm teşkilatın karalanmasına müsaade etmeyiz. Bunun
karşısında da duran ilk biz oluruz."
"BİZİ BAZI GAZETELERİN MANŞETLERİ DEĞİL, BU MİLLETİN MANŞETİ
İLGİLENDİRİR"
Başbakan Erdoğan, polisin toplum müdahalelerde uyguladığı
tedbirlerin çok sık eleştiri konusu yapıldığını belirterek, "Sosyal
medya yoluyla, çok sayıda yalan ve iftira da buna ilave edilmek
suretiyle polisimizin karalanmak istendiğine çok sık şahit
oluyoruz. Bu millet polisini çok iyi tanıyor. Çok iyi biliyor, emin
olun ki polisine de kendi evladı gibi sahip çıkıyor. Kimin ne
dediği değil, milletin ne dediği, milletin ne hissettiği önemli.
Biz milletin hissiyatına bakar, gerçek fotoğrafa bakar ona göre
tavrımızı alırız" diye konuştu.
"Bizi bazı gazetelerin manşeti değil, unutmayın milletin manşeti
ilgilendirir" diyen Erdoğan, "Bu millet tarihi boyunca polisine,
askerine tüm güvenlik birimlerine sahip çıkmıştır, onları evladı
gibi görmüştür. Hata yaptıklarında onları uyarmış, onlara haksızlık
yapıldığında da kucaklamıştır" şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Biz mesnetsiz iftiralara kulak asmayız. Biz bu ülkenin öz
ve öz evladına utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan küfreden
beyni felçli zihniyete değil, milletin hissiyatına bakarız"
diyerek, polisi yıpratmaya çalışanlara sert sözlerle yüklendi.
Erdoğan, "Biz polisimize emre itaatsizlik çağrısı yapacak kadar
gözü dönmüş, gözünü öfke, nefret, şiddet bürümüş olanların akıldan
uzak çağrılarına değil, milletin ne dediğine bakarız. Bu
hakaretlere siz asla kulak asmayacaksınız. Siz aklıselimden,
sağduyudan, özellikle yasaların size tanıdığı yetkilerden size
tanıdığı yetkilerden dışarı çıkmamak suretiyle de onlara gereken
dersi vermiş olacaksınız" diye konuştu.
Polislere, "Siz edeple, adapla, hukukla hareket edeceksiniz" diye
seslenen Erdoğan şunları kaydetti:
"Unutmayın; edepsiz olan edepten korkar. Bunu unutmayın. Hukuksuz
olan hukuktan korkar. Bunu unutmayın. Annelere, babalara saygısı
hürmeti olmayan, anne babalara saygılı insanlardan korkar. Siz önce
yasalardan ardından da edepten, hürmetten, haktan taviz vermeyecek,
bunların bu taviz tuzaklarını da inşallah boşa çıkaracaksınız. Boşa
da çıkarıyorsunuz zaten."
"BİZE AKIL VERENLER ÖNCE KENDİLERİNE BAKSINLAR"
Başbakan Erdoğan, gezi eylemleri sırasında polisin gerçekten
demokratik bir şekilde hareket ettiğine vurgu yaparak, "Kimsenin
yaralanan yüzlerce polisimizi gündeme getirdiği yok. Bu söylenmedi.
Hiç kimsenin polisimize, jandarmamıza yönelik taşlı saldırıların,
molotoflu saldırıların hatta silahlı saldırıların üzerinde durduğu
yok. Molotof suç değil mi, suç. Yargıtay’ın vermiş olduğu açık net
karar var. Ama buna rağmen kimse bunların üzerinde durmamıştır"
diye konuştu.
"Bizim polisimiz TOMA’sıyla suyu da kullanır, yeri geldiği zaman
biber gazını da kullanır" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Bu onun hukuki bir görevidir, vazifesidir. Bunu niçin yapar,
oradaki güvenliği tesis için yapar. Ve orada güvenliği tesis için
polisimize silah sıkanları takan tavrı mı takınacaktı. Hiçbir zaman
bizim polisimiz bu yola tevessül etmedi. Ama bakın ABD’deki 17
yaşındaki bir genç silahla öldürüldü. Buyurun, kıyası yapsınlar.
Bize akıl verenler önce kendilerine baksınlar. Bakın bizim
polisimizi kıyasıya eleştirenler sadece şu 2 ay içinde İngiltere’de
sokak olaylarına polisin nasıl müdahale ettiklerini görmediler,
göstermediler. Bunu gündeme hiç getirmediler. Bizim polisimizi linç
etmeye çalışanlar bakıyorsunuz polisin göstericilere nasıl müdahale
ettiğini her zaman kararttılar. Hiç tartışmadılar. Ankara’ya,
İstanbul’a gelip Türkiye’nin polisini kıyasıya eleştirenler,
saatlerce yayın yapanlar kendi ülkelerindeki polisi görmediler,
görmezden geldiler. İstanbul’u, Ankara’yı bir şiddet arenasına
çevirmek isteyenler kalktılar gittiler ABD’de gösteri yaptılar. Ama
orada polisin muamelesini hiç ama hiç gündeme getirmediler.
Çok açık söylüyorum, eğer haksızlık varsa, eğer hata varsa bunun
karşısında ilk duracak olan biz oluruz. Eğer her şey yasalar
dahilinde, her şey evrensel standartlar dahilinde ilerliyorsa kara
propaganda ile, iftira ile, yalanla, alçakça kampanyalarla
polisimizin yıpratılmasına da sessiz kalamayız."
"POLİSİMİZİN BU SALDIRILARA KARŞI BAŞINI DİK TUTMASINI RİCA
EDİYORUM"
Başbakan Erdoğan, hata yapan polislerle ilgili olarak ise, "Hata
varsa, yasa dışı bir hadise varsa kendi elimizle bunu yargıya
taşırız. Ama haksız saldırılara müsamaha göstermedik, göstermeyiz
ve göstermeyeceğiz" dedi. Emniyet teşkilatının son dönemlerde
önemli operasyonlar yaptığını, zehir tacirlerine karşı önemli
baskınlar düzenlediğini anlatan Erdoğan, "Tarihinde görülmemiş
başarı sağlandı. Terörle mücadelede polisimiz canını ortaya koymak
suretiyle çok başarılı operasyonlar yapıldı" diye konuştu.
"Polisimizin de bu saldırılarda başını dik tutmasını, moralini hiç
ama hiç bozmamasını özellikle rica ediyorum" diyen Erdoğan, "Sizin
için önemli olan kimin de dediğinden çok, milletin dediği
önemlidir" dedi. Erdoğan ayrıca polisi güçlendirmeye devam
edeceklerinin de altını çizdi.
POLİSE MÜJDE
Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in polisin özlük
haklarıyla ilgili talebine de cevap verdi. Erdoğan, "Çalışma
bizlere geldikten sonra bunu önümüzdeki yasama yılı içerisinde
inşallah bunun da kararını, parlamentodan kararını çıkarmaya da
inşallah gayret edeceğiz" diye konuştu.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan’a plaket takdim edildi.