Başbakan Davutoğlu'ndan gençlere samimi itiraf
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir radyo programında, gençlere, 'içinde ukde olarak kalanları' ve 'Başbakanlığın görevinin ağırlığı sebebiyle gönlünce gerçekleştiremediği şeyleri' anlattı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Number One FM'de canlı
yayında, "Gençler Soruyor Ahmet Davutoğlu Cevaplıyor" programına
katıldı. Başbakan, gençlere 'Başbakan olmanın gerekleri ve
yükümlülükleri sebebiyle içinden geldiğince yaşayamadığı, zaman
ayırmadığı şeyleri' samimi bir dille anlattı.
"KAÇAMADIK, KAÇABİLSEYDİK..."
Başbakan Davutoğlu, sanatçı arkadaşlarının kendisine yönelttiği
"Acaba bir başbakan, bakan sokakta niye rahat gezemiyor?"
sorusundan yola çıkarak, gençlere, 'arzu ettiği aktivitelere nasıl
iştirak edemediğini' şu sözlerle anlattı:
"Zannedilir ki biz bunu istemiyoruz. Halbuki benim için dünyada en
güzel şey, Sultanahmet'ten sahaflara kadar gönlünce gezmek. Ama
mümkün mü? O anda kaç seveniniz veya merak edeniniz resim çektirmek
ister. Bundan birkaç ay önce Londra'ya gittiğimizde Maliye
Bakanımızla beraber. Londra'nın da kitapçılarını filan çok iyi
bilirim. İlk çıktığım yurtdışı 1977'de Londra idi. Bir kitapçıya
gidiyoruz, sağımızda Türk koruma, solumuzda İngiliz koruma,
önümüzde özel kalem; böyle et duvarı arasında gidiyor gibisiniz.
Tam böyle bir ara açıldı, İngiliz korumalar biraz öne gitti,
bizimkiler arkada kaldı; Maliye Bakanı'na, 'Mehmet bey, yanında
para var mı?' dedim. 'Efendim bir bakayım' dedi. Dedim, 'Şuradan
bir kaçalım, şu kırmızı ışıktan karşıya bir geçelim, toz olalım, şu
adamlardan bir kurtulalım, kafamıza göre Londra'da istediğimiz
kitapçıya gidelim, istediğimiz yeri gezelim.' 'Cebimde kredi kartım
var' dedi. Şunun için söylüyorsunuz. Özlüyorsunuz... Kaçamadık,
kaçabilseydik..."
"EN SON NE ZAMAN FUTBOL OYNADINIZ?"
"En son ne zaman futbol oynadınız?" sorusu üzerine, seçim
kampanyasında Trabzon'dayken, Trabzonspor'un geçmişte şampiyon
olmuş efsane kadrosundan maç teklifi geldiğini söyleyen Davutoğlu,
4-4 biten maçtaki 4 golün 3'ünü attığını, bir golün de asistini
yaptığını, ortaokuldan itibaren futbol oynadığını kaydetti.
İşte Davutoğlu'nun o açıklamaları:
"BAZEN KORUMALARLA FUTBOL OYNUYORUM"
(Futbol) "Fena da oynamam, eskisi kadar vakit bulamıyorum ama bazen
korumalarla oynuyorum. Lisede judo yaptım, çok iyi güreşirdim, hala
iyi güreşirim. Ata binerim. Kahire'de 1988'de doktora tezim
esnasında Amerikan Üniversitesi'nde çalışma yaparken, hemen hemen
her akşam elime kitabı, defteri ve yazmak için bir iki şeyi alır,
piramitlere giderdim. Özellikle piramitlere yakın bir ev tuttum.
Küçük piramidin üzerine çıkar, orada notlarımı alır, taşın altına
notları ve tezimin bir kısmını yazdıktan sonra koyar, sonra bir at
kiralar ve bir bedevi ile birlikte takriben bir saat çölün içine
doğru koşardım. Bir seferinde 5-6 saat aralıksız sahra
piramitlerine kadar koşturmuştuk. Bunlar güzel hatıralar."
"ORADA GÖNLÜM GİTTİ"
Başbakan Davutoğlu, "Diriliş" dizisinin setine gittiğini ifade
ederek, "Orada gönlüm gitti, atlar var, çok güzel. Binmek istiyorum
ama... Zannedilir ki insan başbakan olunca çok güçlü oluyor.
Aslında makamlar yükseldikçe gücünüz azalıyor çünkü güç kendi
başınıza, istediğiniz işi yapabilme kapasitesidir aynı zamanda. Ata
binmek istersin, koruma der ki 'bu atı tanımıyoruz, önce bir
eğitelim, sonra binin.' Araba kullanmak istersiniz, başka bir
koruma efendim şöyle... Olmaması için, bütün zevkli işleri
elinizden almak için çaba sarf ederler"
BAŞBAKAN'IN SAHAF VE KİTAP SEVGİSİ
Dün sahaflara gittiğini anımsatan Davutoğlu, İstanbul Erkek
Lisesi'nde okurken her cumartesi o sahaflara gittiğini, hangi
sahafta hangi kitabın olduğunu bile bildiğini kaydetti. Başbakan
Davutoğlu, eski dostlarının bir kısmının hala orada olduğunu
belirterek, "Ama ilgilenemiyorsun, çünkü muhabbetten bir izdiham
oluyor ve istediğinizi yapamıyorsunuz" diye konuştu.
"BİR ORMANDA VE DENİZ KENARINDA YÜRÜMEYİ ARZU
EDİYORSUNUZ"
Başbakan Davutoğlu, oğlu ve kızının, "baba arabaya binip gidelim"
dediklerini kaydederek, birkaç kez Ankara'da çocukları alıp
arabayla gittiğini ama tam olarak o özgürlüğü yaşayamadığını
söyledi. Bir makamda olmanın insanı güçlü kılmadığını ifade eden
Davutoğlu, "Çok güzel bir hadis-i şeriftir: 'En güçlü insan,
öfkesini yenendir.' Kendisi ile ilgili, kendisini ve duygularını
kontrol edip ona hükmedebilen insandan daha güçlüsü yok, kendisi
ile baş başa kalabilen insandan daha özgürü yok. Biz kendimizle baş
başa kalamıyoruz. Ama bu peki üzüyor mu?' Aslında atı alıp
piramitlerden çölde koşturma arzusu kendinle baş başa arzusu. Bir
ormanda ve deniz kenarında yürümek... Bunları arzu ediyorsunuz"
diye konuştu.
Siyasette de insanları çeken ve cezbeden bir enerji olduğunu dile
getiren Davutoğlu, "İnsanların geleceği ile ilgili olumlu bir şey
yapabilme dürtüsü, geriye güzel bir sada bırakma arzusu. O
ilişkinin doğası gereği bir şeyleri kazanıyorsunuz her zaman, bir
şeyleri kaybediyorsunuz. Nihai kertede yaptığın işin hakkını vermek
lazım. Şu anda Başbakan veya genel başkan olarak, bu işin hakkını
verdiğinizde huzurlu eve dönüyorsunuz" dedi.