Başbakan cahilden de öte!
Abone olCHP lideri Kılıçdaroğlu 'Bugün bir iş adamı iktidarı eleştirmekten korkuyorsa, siz o ülkede demokrasi var diyemezsiniz.' dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün bir iş
adamı iktidarı eleştirmekten korkuyorsa, siz o ülkede demokrasi var
diyemezsiniz. İş adamı özgürce görüşlerini söyleyecek, siyaset
adamı da dinleyecek" dedi.
Mövenpick Otel'de düzenlenen Bab-ı Ali Toplantıları'nın konuğu olan
Kılıçdaroğlu, toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Başbakan Erdoğan Sivas katliamından
CHP'yi sorumlu tutuyor" diyerek yorumunu sorması üzerine
Kılıçdaroğlu, "Ben Sayın Başbakan için 'cahil' demiştim ama sanırım
biraz daha ötesini söylemek gerekiyor. Sivas davasının
mağdurlarının avukatlığını yapanlar şimdi hangi siyasi partide
milletvekilliği yapıyor, suç ortağı kim, dönüp kendisine bakarsa
suç ortaklarını orada görecektir" yanıtını verdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın sözleri hakkındaki
yorumunun sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, Kılıç'ın
açıklamalarını gecikmiş bir açıklama olarak değerlendirdiğini daha
önce söylediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, "Yargının kuşatılmasına karşı çıkacağını
söylüyor. Demek ki yargı kuşatılmış. Sorum şu; yargı kuşatılırken
neredeydi acaba Sayın Kılıç. Asıl tepkiyi o zaman verebilmesi
gerekirdi. Ama her şeye rağmen, gecikmiş de olsa yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı için görüş bildirdikleri için
kendilerine teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın kendisini "gazete kupürleriyle yanıt
vermekle" suçladığını söyleyen bir gazeteciye de
Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın çok kısa bir süre önce kendisine gazete
kupürleriyle, üstelik 1940'lı yılların gazete kupürleriyle yanıt
verdiğini belirterek, "Bir insan 180 derece nasıl çark eder
anlamak mümkün değil, daha üzerinden 24 saat, 12 saat bile
geçmedi" yanıtını verdi.
Daha sonra geçilen toplantıda CHP'nin 2023 vizyonunu anlatan
Kılıçdaroğlu, kurallarıyla işleyen bir demokrasiye ve yeni bir
anayasaya ihtiyaç bulunduğunu, ancak Başbakan Erdoğan'ın,
"Buradan uzlaşma çıkmazsa bir B planımız var"
dediğini kaydederek, "Pes... nasıl gizli bir planınızla
ortaya çıkıyorsunuz. Demokraside uzlaşma kültürü olmalı"
dedi.
İş adamı özgürce söyleyecek, siyaset adamı da
dinleyecek
2023 Türkiye'sinde üniversitelerin konuşan, tartışan, özgür,
rektörünü kendi seçebilen kurumlar olması gerektiğini anlatan
Kılıçdaroğlu, ayrıca örgütlenme özgürlüğü olması gerektiğini,
örgütlenmekten korkmayan örgütlü bir toplumun da demokrasinin
kurallarını koruyan bir toplum olacağını vurguladı.
Girişim özgürlüğünün de bulunması gerektiğini dile getiren
Kılıçdaroğlu, "Bugün bir iş adamı iktidarı eleştirmekten
korkuyorsa, siz o ülkede demokrasi var diyemezsiniz. İş adamı
özgürce görüşlerini söyleyecek, siyaset adamı da dinleyecek.
TÜSİAD, 4 4 4 sistemi hakkında bir açıklama yaptı. Başta Başbakan,
koro halinde saldırdılar, 'vay efendim nasıl söylersin'. Bir
demokraside böyle bir şey olur mu? Hastalık bu" diye
konuştu.
Hükümeti eleştiren iş adamlarının ağır bedeller ödediğini savunan
Kılıçdaroğlu, bu iş adamlarına ertesi gün vergi denetimine
gidildiğini, ağır vergi cezaları kesildiğini söyledi.
"2023'lere giden Türkiye'de biz demokrasinin kalitesini
artırmak zorundayız. Kaliteli bir demokrasi yok bugün, sözde bir
demokrasi var" diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'de görünüşte güçler
ayrılığının bulunduğunu, ancak Başbakan Erdoğan'ın kendisini
eleştiren milletvekilleri için Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e, "Sayın
Başkan, bu vekilleri siz mi susturacaksınız, ben mi
susturayım" diyebildiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Bu ne demektir? Benim gücüm gerekirse
parlamentodan güçlüdür demektir" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığı için HSYK'dan Adalet
Bakanlığı temsiliyetini çıkaracaklarını, yürütmeye bağlı bir polis
kuvveti yürütmenin istediği delilleri toplayacağı için bağımsız bir
adli kolluk kuracaklarını, yargıyı denetleyen mekanizmanın hükümete
bağımlı değil, bağımsız bir birim olacağını anlattı.
Hukuk fakültelerinin de yapısını değiştireceklerini vurgulayan
Kılıçdaroğlu, "4 yılda hakim olmaz arkadaşlar. Eğitim 6-7
yıl olmalı. Öğrenci en az bir yabancı dil öğrenmeli. Bu hukuk
fakülteleri sağlıklı hakim, savcı yetiştiremez" dedi.
Özel yetkili mahkemeler
Özel yetkili mahkemeleri de kaldıracaklarının altını çizen
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Özel yetkili mahkeme garabeti eski sıkıyönetim
mahkemeleridir. Daha sonra adı değişti DGM oldu, daha sonra adı
değişti özel yetkili mahkeme oldu. Bu mahkemelerin özelliği, siyasi
otoritenin sopası olmasıdır. Siyasi otorite, 'şu asılacak, bu
kesilecek' der, onlar da karar verir. Bu mahkemelere bu özelliği
nedeniyle biz, 'Silivri toplama kampı' diyoruz. Balyoz davasında
sanıklar, 'delilleri bilirkişiye gönderin' diyor, mahkeme
reddediyor. Neden? 'Ben seni mahkum edeceğim'.
Yeniden bir kurtuluş savaşı başlatmak zorundayız
arkadaşlar. Bu ülkenin aydınlarının, yazarlarının, çizerlerinin
mutlaka bu hedefe kitlenmesi lazım. AKP artık sorun üreten bir hale
gelmiştir 2012 Türkiye'sinde."
Kılıçdaroğlu, toplantı moderatörünün sorusu üzerine de
"Suriye'deki iki esir gazetecinin serbest bırakılması için
Suriye maslahatgüzarıyla iki ayrı görüşme yaptık. Serbest
bırakılmaları çağrımız oldu. Bir çalışma yapıp bize döneceklerini
söylediler, yanıt bekliyoruz" dedi.
Kademeli eğitimi de eleştiren Kılıçdaroğlu, 5 yaşındaki bir çocuğun
kalem bile tutamadığını, parmak kasları güçlensin diye
öğretmenlerin anaokulunda makas tutturduğunu, bu sistemi hiçbir
akademisyenin desteklemediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Neymiş, 28 Şubat'tan intikam alınacakmış.
Pes yani... Ya, 28 Şubat'tan intikam alacaksan niye adamın altına
zırhlı araba aldın sen? Neymiş, intikam alıyormuş. İntikam değil,
ödüllendirdin sen 28 Şubat'çıları" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından soru-cevap bölümü basına
kapalı gerçekleştirildi.