Başbakan Binali Yıldırım FETÖ 'mağdurlarına' müjdeyi verdi
Abone olBaşbakan Binali Yıldırım FETÖ ile mücadelede "mağdur" olduklarını söyleyen on binlerce insanın beklediği haberi verdi. Mağdurlar için OHAL inceleme komisyonu kuruldu.
FETÖ ile mücadelede yaşın yanında kurunun yanmaması için
hükümet yasal somut adım atıyor. Başbakan Binali Yıldırım,
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulduğunu belirterek,
birkaç hafta içinde yürürlüğe koyucaklarının müjdesini verdi.
Yeni oluşturulan bu mekanizma ile kararlara yargı
yolunun açıldığını, vatandaşın AİHM'e kadar gidebileceğini aktaran
Yıldırım, "Bu mekanizmayı şimdi biz yürürlüğe koyuyoruz. Bu
mekanizmaya göre, bu ve buna benzer haksızlıklar varsa bu
düzelecek." dedi.
19 BİN KİŞİ GÖREVİNE DÖNDÜ
Başbakan Binali Yıldırım, bu kadar büyük bir olayı yaşarken
hataların mutlaka olacağını, bunu ilk günlerde söylediğini,
intikam duygusu ile değil adaletle hareket
edeceklerini yineledi. Mutlaka kurunun yanında yaşın da
yanabileceğini dile getiren Yıldırım, bunları önlemek için genelge
yayınladıklarını belirtip şunları söyledi;
"Olağanüstü hal ilan edilir edilmez ortaya koyduğumuz kriterler var. Bunlara göre ya açığa alınıyorlar ya da ihraç ediliyorlar. Daha sonra bu şikayetler toplanıp değerlendiriliyor, buna göre karar ya düzeltiliyor ya da teyit ediliyor. Bu uygulamaya göre 19 bin civarında göreve dönüş oldu. 100 bine yakın müracaat var 'Bize haksız işlem yapıldı.' diye. Bunun bu şekilde yürümeyeceğini gördük, yeni bir karar aldık. Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurduk. Bunu önümüzdeki birkaç hafta içinde yürürlüğe koyacağız. Bu artık yasal altlığı olan bir kurum oldu. Şimdiye kadar yaptığımız, bu kararı verenler, verdikleri kararı tekrar inceliyor, ya kararını düzeltiyor ya da kararım doğru diyordu. Çok doğru bir iş değil ama başlangıçta başka yolumuz yoktu."
VATANDAŞ AİHM'E KADAR GİDEBİLECEK
Yıldırım, yeni oluşturulan bu mekanizma ile kararlara yargı yolunun
açıldığını, vatandaşın AİHM'e kadar gidebileceğini aktardı.
Komisyonun incelemesinin ardından yanlış bulduğu kararları iptal
edip düzeltebileceğine dikkati çeken Yıldırım, "AİHM ve Avrupa
Parlamentosu da bu mekanizmanın doğru olduğunu, bu
yolla mağduriyetlerin önüne geçileceğini ifade etti."
dedi.
FIRSATÇILIKLA HESAPLAŞANLAR VAR
Bazı yöneticilerin, geçmişteki hesaplarını görmek amacıyla süreci
kullandığına yönelik bir kanıya sahip olduğunu vurgulayan Yıldırım,
"Rektörlük seçimi olmuş veya bir konu olmuş, bunları kullanıp,
'Fırsat bu fırsat bu işi de yapayım.' Takdir edersiniz ki biz
önümüze gelen binlerce listeyi inceleyip, 'Efendim buradan kim
hakkında işlem yapıldı. Doğru mu yapıldı, yanlış mı yapıldı?' Böyle
bir mekanizmamız yok, yapamayız da. Ancak ne zaman bilgimiz oluyor
biliyorsunuz? Bunlar olduktan sonra haberlerde çıkıyor, sizler
tabii araştırıyorsunuz bilinen isimleri, çıkıyor ondan sonra
haberimiz oluyor." ifadelerini kullandı.
AKADEMİSYENLERİN İHRACI
Yıldırım, özellikle
akademik çevrelerden şikayetlerin geldiğini, diğer bakanlıklar
üzerinden yapılan işlemlere yönelik fazla şikayet gelmediğini dile
getirerek, "Akademik çevrelerdeki işlemleri, YÖK doğrudan
gönderiyor. Yani üniversitelerden YÖK'e gidiyor, YÖK de doğrudan
işlem yapıyor, ya açığa alıyor ya da KHK'ya dahil edilmesi için
Başbakanlığa gönderiyor. Yani burada yapılan incelemeler, önceki
belirlenen kriterle çerçevesinde oluyor. Kriterler çerçevesinde
incelemeden geçenler gidiyor. Onun dışında işlem yapılmıyor."
diye konuştu.
AKADEMİSYENLER GURUR MESELESİ YAPTI
Bazı akademisyenlerin "gurur meselesi" yaparak, komisyona başvurmadıklarının dile getirilmesine ilişkin Yıldırım, şöyle konuştu:
"Niye gurur meselesi yapıyor ki gitsin, hakkını arasın. Tamam, gururları incinmiş olabilir ama bir haksızlığı düzeltmenin yolu belli, gidip hakkını araması lazım. Yani 'Ben küstüm.' şeylerini... HDP'liler gibi 'Biz mahkemeleri tanımıyoruz.' Şimdi tanıyor mahkemeleri, birer birer haklarında yakalama kararı çıkarılmış, nerede rastlarsa alıyorlar. Böyle bir şey olmaz ki yani hukuk devletine inanmamız lazım. Beğenmesek de hukuk hepimize lazım. 'Ben hiçbirini tanımıyorum.' gibi bir yaklaşım olmaz. Bu, çözüm üretmez."