Başbakan, Barlas'a Hasan Cemal için ne dedi?
Abone olBaşbakan Erdoğan'la yaptığı özel bir sohbeti köşesine taşıyan Mehmet Barlas, Erdoğan'ın Hasan Cemal rahatsızlığını yazdı, ilginç mesajlar verdi...
GAZETECİLER.COM
Sabah yazarı Mehmet Barlas,
medyada Başbakan Erdoğan'a yönelen eleştirileri
analiz ettiği yazısında Hasan Cemal'e ilginç
mesajlar verdi. Geçen hafta Başbakan'la yaptığı özel bir sohbetten
çarpıcı detaylar paylaşan Barlas, isim vermeden Erdoğan'ın
Hasan Cemal'e mesajını da
"Bütün meslek hayatlarını Türk-Kürt barışına adayanlar
"Öcalan sizi satıyor mu" diye dağdaki PKK'lıları kaşımadılar
mı?" diyerek Cemal'in "Çekilme Günlüğü"
yazılarını eleştiren Barlas, Başbakan'ın bu duruma getirdiği yorumu
da paylaştı. Erdoğan'ın "eskiden beri hukukumuz olan
bazılarının, her konuda sadece beni yermek için kalemlerini ve
dillerini kullanmaları. Bu karakter değişikliğini
anlayamıyorum." dediğini aktaran Barlas isim vermese de
Hasan Cemal'i işaret etti.
BAŞBAKAN'IN SÖYLEDİĞİ
İşte Barlas'ın "Saplantılı eleştiriler haklı eleştirileri
etkisiz kılar..." başlıklı yazısındaki ilgili bölüm:
Erdoğan ve eleştiriler Geçen hafta Başbakan Erdoğan'la sohbet
ederken kendisine yönelen eleştirilerden rahatsızlık duyup
duymadığını sordum. Şöyle cevap verdi:
- Haklı eleştirilerden neden rahatsız olayım ki...
Demokrasinin fazileti çok seslilikten kaynaklanır. Keşke ana
muhalefet iktidara alternatif olabilse...
Haklı eleştiri o konuda aynı hatayı tekrar etmemenizi sağlar.
Bu konuda iki mesele var anlayamadığım. Birileri hakaret etmekle
eleştirmeyi karıştırıyor. İkinci mesele de eskiden beri hukukumuz
olan bazılarının, her konuda sadece beni yermek için kalemlerini ve
dillerini kullanmaları. Bu karakter değişikliğini
anlayamıyorum.
"Eskiden beri hukukumuz olan bazı yazarlar"
derken Başbakan isim de verdi...
-Bu "Hukuku olmak" kavramını eleştiri bağlamında daha önce
Turgut özal'dan duymuştum.
"Hukuku olmak" kavramı Kamuoyuna yansıyan "Jaguar Olayı"
ertesinde, Milliyet'te Başbakan özal'ı çok ağır dille suçlayan çok
ağır üsluplu üç yazı yazdım. Dördüncü gün telefon çaldı. Karşımda
özal vardı.
- Seninle hukukumuz var. Arkadaşız biz. Neden bana hakaret
ediyorsun, dedi.
Kendisine maksadımın hakaret etmek olmadığını ve kızının bir
otomobili hediye olarak almasının yanlış olduğunu söyledim. Beni
Harbiye'deki Orduevi'nin 18'inci katındaki dairesine davet etti.
Orada Jaguar Olayı'nın detaylarını anlatınca yüzü mosmor oldu.
- Benim bunlardan haberim yoktu. İyi ki o yazıları yazmışsın. Şimdi
her şeyi biliyorum, haklıymışsın. Sana teşekkür ediyorum, dedi.
"Hangi baba evlatlarına söz geçirebiliyor ki" diye başlayan bir
açıklama ile kamuoyundan özür diledi.
Muhalefet ve laf yetiştirmek "Hukuku olmak" denilen kavramın
anlamını o gün daha iyi anlamıştım. Eğer bir dost sizi eleştirirse
ve o eleştiri haklıysa, bunun gereğini yaparsınız.
Ama hukukunuz olan eski bir dost, sebep yokken sürekli sizi hedef
alan bir yıpratma kampanyasının parçası olursa, bunu anlamakta
zorlanırsınız.
Örneğin hukukunuz olan ve "Kürt Sorunu çözümlensin" diye yıllardır
yazıp çizen bir kişi Barış Açılımı'nı sabote etmeye başlar ve Gezi
Parkı eylemcilerinin nefret söylemlerinde kendisini bulmaya
başlarsa, Başbakan Erdoğan gibi "Acaba buna ne oldu" diye merak
edersiniz.
Yazının tamamı için