Başbakan Atina'ya Patrik ile gitmeli
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın Atina'ya yapacağı gezide Rum Patriği Bartholomeos'u da yanında götürsün teklifine destekler artıyor.
Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik, tarafından
geçen hafta gündeme getirilen Başbakan Erdoğan Atina'ya
düzenleyeceği geziye Partik Bartholomeos ile gitmeli önerisine önce
Doğan grubunun önemli Mehmet Ali Birand'dan, ardından da Star
gazetesi yazarı Yağmur Atsız'dan destek geldi.
Başbakan Erdoğan, 14-15 Mayıs tarihlerinde Atina’ya tarihi bir ziyaret yapacak. Bu gezi, Türk-Yunan ilişkilerinde son derece önemli ve yeni bir dönem başlatacak. Uzun yıllardır yapılamadığı kadar, karşılıklı sıcaklığın hakim olacağı bir gezi yapılacak. Erdoğan beraberinde 10 bakan götürecek, Yunanlı bakanlar ile birlikte ortak bir bakanlar kurulu toplanacak ve birçok konuda ikili anlaşmalar imzalanacak.
İki ülke arasında böylesine elverişli bir ortamda, Hakan Çelik'e göre Başbakan’ın Yunanistan’a götüreceği heyete, Patrik Bartholomeos’u da dahil etmesi müthiş bir jest olur.
TÜRK BAŞBAKANI PATRİK İLE UÇAKTAN ÇIKINCA...
Birand, Çelik'in önerisini desteklediği yazısında şöyle diyordu:
"Türk Başbakanı’nın Atina Uluslararası Havaalanı’na inen
uçağının kapısının açılışını ve Erdoğan’ın yüzlerce TV kamerası
önünde, hemen beraberinde Ortodoks dünyasının dini lideri Patrik
Bartholomeos’un inmesini düşünün. Her şeyden önce, uluslararası
alanda bundan daha büyük bir sansasyonel görüntü olamaz.
Bu kadar mesaj dolu, bu kadar müthiş bir iletişim darbesi
düşünülemez.
Bu olay, sadece Yunan halkının kalbini kazanmak değil, milyarlık
Ortodoks dünyasını kucaklamak anlamına gelir. Hele bir de,
Erdoğan’ın Ruhban Okulu’nun açılışını da aynı gezi sırasında
müjdelediğini düşünün.
Bu resim, laik Türkiye’yi giderek dindarlaştırmaya çalıştığından
kuşku duyulan Müslüman Başbakan’ın, Hıristiyan dünyasına “Benim
kompleksim yok. Dinler arasında barıştan yanayım” mesajını
verir.
Bu manzara, Avrupa Birliği’nde, Müslüman olduğundan dolayı
Türkiye’yi dışarıda tutmak isteyen çevrelerin yenilgisi demektir.
Müzakereleri, Kıbrıs nedeniyle kısıtlamaya çalışanları zayıflatır.
Avrupa Parlamentosu’ndaki eleştirilerin büyük bir bölümünü silip
atar. Kıbrıs’ta çözümsüzlük peşinde koşan Rum çevreleri bir defa
daha düşünmeye zorlar. Bu jest, Türkiye’nin yıldızlaşması
demektir."
YAĞMUR ATSIZ'DAN DESTEK
Türkçü düşüncenin Türkiye'deki en önemli ismi Nihal Atsız'ın oğlu Yağmur Atsız da, Hakan Çelik ve Birand'ın yazılarına destek oluyor ve bugün köşesinde şöyle diyor:
"Bence Sayın Başbakan, “Patrik’den Eyüb Kaymakamı sorumludur.” türü birtakım hezeyanlarla kendilerini gülünç eden cühelâ takımının iğvâsına kapılmayarak “Cihanşümûl/Ökümenik” Patrik Cenablarını bu geziye behemehâl almalıdır. Fener Patriği, yalnızca köküne kibrit suyu ekdiğimiz İstanbullu “kılıç artığı” 2,500 Rumun değil, yeryüzündeki 300 milyon Ortodoks’un Rûhânî Reisidir. Bir “Primus inter pares” (Benzerler arasında birinci)’dir. Üstelik “Medeniyetlerarası İttifak” Hareketi’nin Eşbaşkanı sıfatıyla Başbakana yaraşan budur! Bu vesîleyle Heybeliada Ruhban Mektebi’ne tekrar izin verildiğini ve Ankara’daki zorba bir rejimin gasbetdiği dört Galata Kilisesinin de yeniden asıl sâhibine iâde edildiğini açıklarsa mecâzî mânâda yer yerinden oynar."