Türkiye’nin Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulacağından endişe
ettiği yıllardı. Barzani Ankara’nın Türkmen hassasiyetini hiçe
sayıyor, hemen her gün Türk’lerin tüylerini diken diken edecek
kararlar alıyordu. Barzani Irak savaşında Amerika’ya verdiği
desteğin meyvelerini topluyordu.
Kuzey Irak’ta PKK ile ilgili istihbarat toplamak ve biraz da güç
göstermek için bulunan Türk birliğinin topraklarından
çıkmasını istiyor, Türk askerinin başına çuval geçirildiği
operasyonda çevre güvenliğini peşmergeler sağlıyordu.
İşte o günlerde Ankara’lı siyasetçiler Barzani için
“postal yalayıcı” gibi aşağılayıcı ifadeler
kullanıyor, PKK’ya karşı Türkiye ile işbirliği yapmadığı için Kürt
lideri yerden yere vuruyordu. Ama Barzani’yi durduracak
etkili bir adım atılamıyordu. Sadece Kuzey Irak yönetimini merkezi
hükümetle terbiye etmenin yollarını arıyordu.
Kafalardaysa bir gün hesaplaşma umudu vardı. Amerika bölgeden
gidecek Türkiye ile Kuzey Irak’lı Kürt’ler baş başa kalacak,
çevresi Şii ve Arap’larla çevrilen Barzani tavrını değiştirecek,
Türkiye’ye muhtaç olacaktı.
Barzani’nin Türkiye ziyareti “gün oldu devran döndü”
sözünün ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Kuzey
Irak’lı Kürt liderin Amerika ile ilişkileri hala iyi bir noktada.
Whasington’da “devlet başkanı” gibi
karşılanıyor, Obama ile benim diyen ülkelerin liderleri kadar baş
başa görüşebiliyor. Ancak ülkesine döndüğünde yalnız.
Irak’ın merkezinde Maliki iktidarda. Şii-Arap yönetim günden
güne gücü eline geçiriyor, orduya hakim oluyor, istihbaratı
tekelinde tutuyor. Kürtlerin diğer komşusu İran ile Maliki’nin
arasından su sızmıyor. Suriye ise malum, her an ateş alabilecek bir
samanlık gibi Kürt yönetiminin yanıbaşında. Kala kala bir
Türkiye kalıyor Barzani için. Birlikte hareket edebileceği,
muhtemel risklerde ortak politika oluşturabileceği.
Türkiye’de bu işbirliğine hazır.
Ama ortada bir sorun var, PKK…
İşte Ankara değişen dengelerde Kürt’ler üzerindeki ağırlığını da
göz önünde bulundurarak artık Barzani’den somut adım atmasını
bekliyor. PKK’nın silah bırakması, bırakmıyorsa Kuzey Irak’tan
çıkarılması için. Barzani’nin Ankara’dan ayrılırken yaptığı
açıklamalar ise mesajı aldığının işareti olarak yorumlanıyor.
Barzani ziyareti PKK ile mücadelede kritik bir eşik. Kuzey
Irak’lı Kürt lider “ya silah bırakacaklar ya da Kuzey Irak’ta
barınamayacaklar” cümlesini ilk kez kullandı. PKK ile temas halinde
olduklarını da ima etti. Başbakan ise “silah bırakılırsa
operasyonlar durur” dedi, Barzani’nin elini güçlendirdi.
Şimdi Barzani’nin girişimleri beklenecek. Kısa süre içinde
sürece BDP’nin de dahil olduğunu göreceğiz. Böylece PKK’nın
silah bırakması için dört bir koldan baskı yaratılacak. Hareket
alanı daraltılacak ve belki de dolaylı olarak çözüme yönelik
görüşmeler yeniden başlayacak.
Ankara belirlediği yeni stratejiyi uyguluyor ve “uluslar arası
konjonktürün de yardımıyla sonuca gitmeyi hedefliyor. Silah
bırakıncaya kadar PKK ile doğrudan temas kurmadan, silah
bıraktıktan sonra “genel af” dahil bütün enstrümanları kullanıp
sorunu çözmeyi planlıyor.
Stratejiyi yürütenler bu kez her zamankinden umutlu ve
Ankara’da iyi stratejiyi yürütenler bu kez
her zamankinden umutlu ve Ankara’da iyimserlik havası
hakim.
twitter.com/yavuzoghan