Barzani yetersiz delilden yırttı
Abone olDiyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlattığı Mesut Barzani hakkında takipsizlik kararı verdi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 yıl önce Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Diyarbakır Şubesinin, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesut Barzani'nin, ''terör örgütü PKK'ya destek verdiğine'' ilişkin suç duyurusu üzerine başlattığı soruşturmayı tamamladı.
Özel yetkili savcı tarafından yürütülen soruşturmada, Barzani hakkında ''Kovuşturmaya yer olmadığına'' karar verildi. Kararda, Barzani'nin ''Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemde bulunmak'' suçuna iştirak ettiğine ilişkin yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği belirtildi.
Kararda, şu ifadelere yer verildi: ''İlgili kurumlardan çeşitli tarihlerde alınan cevabi yazılarda, hakkında şikayette bulunulan Mesut Barzani'nin ülkesinde legal bir siyasi partinin lideri olduğu, şikayet dilekçelerinde yer alan hususlara ilişkin soruşturmaya esas belge, bilgi ve hukuki anlamda bir delil bulunmadığı, şüpheli Mesut Barzani hakkında vatandaşlık ile ilgili adına yapılmış herhangi bir başvuru kaydının bulunmadığı belirlenmiştir.
YETERLİ DELİL YOK
Yapılan soruşturma sonucu şüpheli Barzani'nin üzerine yüklenebilecek 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemde bulunmak' suçuna iştirak ettiğine ilişkin bu aşamada yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden yüklenen suçtan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.''
Kararda, ayrıca ''soruşturma kapsamında Barzani'nin ifadesinin alınmadığından kararın tebliğine mahal olmadığı'' kaydedildi.
ADD'NİN SUÇ DUYURUSU
ADD Diyarbakır Şubesi yöneticilerinin 12 Haziran 2007'de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusunda, Mesut Barzani hakkında ''terör örgütü PKK'nın işlemekte olduğu suçlara katılarak destek verdiği'' iddiasıyla soruşturma başlatılarak, kamu davası açılması istenilmişti.
Barzani ailesinin de aynı suçlara katıldığı anlatılan suç duyurusunda, suça karışan aile bireyleri hakkında da aynı işlemlerin yapılması istenerek, ''Gerek şüphelinin, gerekse aile bireylerinin Türkiye'deki bütün mal varlıklarına, şirketlerdeki hisselerine, taşınmazlarına, bütün bankalardaki mevduatlarına, gümrüklerdeki mallarına el konulması için tedbir kararı çıkarılması, yapılacak yargılama sonucunda cezalandırılmalarına karar verilmesi talep edilmektedir'' denilmişti.